Türkçemize Sahip Çıkalım Fan Club

Ce: Türkçemize Sahip Çıkalım Fan Club

Bencede dilimize sahip çıkmalıyız. Günümüzde insanlar öyle değişik kelimeleri öyle farklı anlamlarda kullanıyorlar ki sanki ortaya yeni bir dil çıkıyor. Lütfen duyarlılık gösterelim Türküz Türkçeyi doğru kullanalım. Hem olması gerekende bu değilmi?
 
Ce: Türkçemize Sahip Çıkalım Fan Club

Bencede dilimize sahip çıkmalıyız. Günümüzde insanlar öyle değişik kelimeleri öyle farklı anlamlarda kullanıyorlar ki sanki ortaya yeni bir dil çıkıyor. Lütfen duyarlılık gösterelim Türküz Türkçeyi doğru kullanalım. Hem olması gerekende bu değilmi?

Türkçesi dururken yabancı kelime kullanmayı;

Doğrusunu biliyorken yanlışını kullanmayı;

Bize ait olmayan yapılarda ısrar etmeyi;

Yabancı dil özentiliği içinde olmayı;

bırakmadığımız sürece yol katedemeyiz...
 
Ce: Türkçemize Sahip Çıkalım Fan Club


Hacettepe Üniversitesi, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi bölümünden tatlı sohbetli, değerli hocam Dr. Sadi Seferoğlu'nun hazırladığı tablodur.

Bilge
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Ce: Türkçemize Sahip Çıkalım Fan Club

Oktay Sinanoglu Türkçemizin vahim durumunu anlatiyor:


"Insanlar istedikleri dili ögrensinler, ama egitim bir ülkenin kendi diliyle yapilir. Az bilenlerin hiç bilmeyenlere ögrettigi bilim, bilim degildir." diyor.

Örnekler veriyor, milletlerin yabanci dille egitim yaparak kimliklerini, bagimsizliklarini nasil kaybettiklerini, ama buna karsilik sömürgecilerin nasil kazandigini anlatiyor. Ve bunlari anlatan deha, yillarini Amerika'nin en büyük üniversitelerinde hocalik yaparak, dünyada konferanslar vererek geçirmis bir kisi.

Yabanci dil ögrenmenin bu kadar revaçta oldugu, dil bilmeyenin ikinci sinif vatandas muamelesi gördügü bir ülkede bu tür konusma önce ters gibi geldi, sonra Alman, Fransiz, Italyan, Ispanyol, hatta Isveç üniversitelerini düsündüm. Hiçbirinde kendi dillerinden baskasi kullanilmiyordu. Bilim dilini(!) seçen bir biz kalmisiz, anlasilan.

Baska dilden okutulan bir bilim dali ülkenizde kullanilamadigi gibi yabanci ülkelerde de ise yaramayacak, çünkü o dili daha iyi konusanlar sizi geçecekler. O zaman ülkede bilim adami yetismeyecek, ülkeyi baska ufuklara tasiyan kimseler de... Çünkü dil kullandirmak ülkenin sömürgelestirilmesidir. Yabanci dili iyi konusanlar isletmeci, borsaci olur. Bilim ve digerleri o dili kendi öz dili olarak konusanlara kalir. Bunlar Sinanoglu'nun ileri sürdükleri.

Sinanoglu'nun en ilginç yaklasimlarindan biri de kendi ülkesinin yabanci dille egitim yapan bir üniversitesiyle ilgili anisiydi. Orta Dogu Teknik Üniversite'sinde kuramlari ile ilgili olarak verdigi konferansta ünlü bir profesörün yanina yaklasip kulagina "Burasi ODTÜ, lütfen Türkçe degil, Ingilizce konusun." dedigini anlatiyor.Oktay Sinanoglu sabaha kadar konustu. Ülkesinin gelecegi için, Türk insaninin gelecegi için. Çünkü dili kullanmamanin bir buçuk nesil sonra o milleti yok ettigini gözleriyle görmüstü ve bunun Türkiye'ye uygulanmasini istemiyordu. Sabah kiminle konussam bana Sinanoglu'ndan söz ediyordu. Amerika'da ve dünyada bilim dalinda büyük hizmetler veren, Nobel'e aday olan Meydan Larousse'da söz edilen bir adam kendisini bilimden sonra ülkesinin gelecegine adamisti.Bugün herkes onun söylediklerini ve bundan sonra yapacagini söyledigi savasi tartisiyor. Artik hiçbir sey eskisi gibi olmayacak.Ülkenin durumu karanlik ama en azindan onun gibiler, düsünenler, savasçilar var.

internethaber.com
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Ce: Türkçemize Sahip Çıkalım Fan Club

TÜRKÇEMİZ

TÜRKÇENİN ANADİL OLARAK DÜNYADAKİ YERİ

AMAÇ

Sovyetler Birliği'nde, Ağustos 1991'deki başarısız darbe girişimini izleyen aylarda, bu devleti oluşturan cumhuriyetler sırayla bağımsızlıklarını elde edince gözlerimiz öncelikle Kafkasya ve Orta Asya'daki Türk Cumhuriyetleri'ne çevrildi. Çünkü, artık bu ülkelerle siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda ilişki kurarken söz konusu olan sınırlamalar büyük ölçüde ortadan kalkmıştı. Bu nedenledir ki, bazı genel pürüzler nedeniyle doğan gecikmeler hesaba katılmazsa, artık düzenli olarak Türk Cumhuriyetleri'nin Devlet
Başkanları, Başbakanları ve hükümet temsilcileri biraraya geliyor ve çeşitli alanlarda işbirliği olanakları yaratmaya çalışıyor, en azından ilişkileri geliştiriyorlar. Buna ek olarak da düzenli aralıklarla dil kongreleri düzenlenmeye başlanmış bulunmaktadır.

Bu kongrelerde ana amaç, öncelikle bir ortak alfebenin en kısa zamanda oluşturulması, Türkçenin bütün lehçelerini kapsayan geniş bir Türkçe sözlüğün hazırlanması, ortak bir dil oluşturulması için gerekli altyapı koşullarının incelenmesi ve bunların oluşturulması olarak özetlenebilir. Bu yazıda, Türkçenin çeşitli lehçe ve şiveleri ile bunları
"anadil" olarak konuşan Türk devletleri, özerk cumhuriyetleri ve toplulukları konu edilecek, ayrıca bu lehçe ve şivelerin yaklaşık kaç kişi tarafından konuşulduğuna, bu toplulukların ağırlıklı olarak nerelerde yaşadıklarına yer verilecektir.

TÜRKÇENİN LEHÇELERİ VE YAYILDIKLARI COĞRAFYA

Burada, (biri dışında) tüm Türk topluluklarının kendi dillerini yani Türkçenin lehçelerini ve şivelerini anadil olarak konuştukları kabulu kesinlikle yanlış olmayacaktır. İkinci dil olarak ise, geçmişte veya günümüzde de bağımlı bulundukları devletlerin resmi dilini konuşmaktadırlar. Bunlar içinden en önemlileri Rusça, Çince, Farsça, Bulgarca ve Ukraynaca'dır.

Kuşkusuz bu dillere ayrıca Arapça, Yunanca ile 1960'dan sonra Türklerin işçi olarak yabancı ülkere göçü sonucu öğrendikleri diller olan Almanca, Hollandaca Fransızca ve İngilizce de eklenebilir. Anadolu Türkçesi: Anadolu Türkçesi, Türk dilleri içinde Oğuz dilleri grubunda yer alır. Toplam nüfusları 60 milyona yaklaşan ve Anadolu,
Trakya, Kuzey Kıbrıs'ta (Kıbrıs'taki Türk nüfusu yaklaşık 140 bindir) yaşayan Anadolu Türkleri tarafından konuşulan bu dil, Türk lehçeleri arasında en büyük grubu oluşturur. Ayrıca bu lehçe, şu Türk azınlıklarının da ana dilini oluşturmaktadır:

Türk Azınlıklar Nüfus

Bulgaristan Türk azınlığı 750.000
Batı Trakya Türkleri (Yunanistan) 140.000
Makedonya Türk azınlığı 66.000
Irak Türkmenleri 300.000
Başta Almanya (1.920.000) olmak üzere
Hollanda (250.000),
Fransa (240.000),
Belçika (85.000),
ingiltere (65.000)
ve Danimarka'ya (37.000)
1960'lı yılların başından itibaren göç etmiş Türkler 2.600.000

Azeri Türkçesi:

Anadolu Türkçesine yakınlığı ile bilinen Azeri Türkçesi de Oğuz dil grubundadır. "Azeri Türkleri"nintoplam nüfusu yaklaşık 23 milyon kadardır ve Azerilerin ancak 6,5 milyon kadarı AzerbaycanCumhuriyeti'nde yaşarken yaklaşık 16 milyon Azeri,İran İslam Cumhuriyeti'nin kuzeyinde (GüneyAzerbaycan), 330 bini Gürcistan'da ve 110 bini Ermenistan'da yaşamaktadır.

Özbek Türkçesi:

Dilleri Karluk grubunda yer alan "Özbek Türkleri"nin büyük çoğunluğu Özbekistan Cumhuriyeti'nde (16,2 milyon) yaşamaktadır. Başta Tacikistan (1,5 milyon) olmak üzere Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Afganistan'da yaklaşık 3 milyon Özbek bulunmaktadır.

Kazak TürKçesi:

Kazakça, Türk dillerinin Kıpçak grubunda yer alır."Kazak Türkleri"nin büyük bölümü Kazakistan'dayaşarken, komşu cumhuriyetlerde de (özellikle Türkmenisten, Moğolistan)Kazak azınlıklara rastlanırve toplam nüfusları 9 milyonu aşar. Kırgız Türkçesi: Kırgız dili, Kırgız-Kıpçak grubunda yer alır ve budili konuşan Kıgızların sayısı, diğer komşu cumhuriyetlerde yaşayanlarla birlikte 4 milyonu bulur.

Türkmence:

Türkmenistan Cumhuriyeti'nde bugün 3 milyon, diğer bölgelerde de (İran, Irak, Afganistan) yine yaklaşık 3 milyon Türkmen yaşamaktadır. Dilleri Oğuz grubunda yer alır ve Anadolu Türkçesine çok yakın nitelikler taşır.

Tatarca:

"Tatar Türkleri"nin 2 milyonu Rusya Devleti'nin içinde (Moskova'nın yaklaşık 750 km güneydoğusunda)Tataristan Özerk Cumhuriyeti'nde (Kazan Tatarları) yaşarken, 1,1 milyon Tatar yine Rusya içindeki
Başkurdistan Özerk Cumhuriyeti'nde, 350 bini Kazakistan'da ve 300 bini ise Kırım Yarımadası'nda(Kırım Tatarları) yerleşmiştir. Dilleri Kıpçak grubundandır.

Başkurt Türkçesi:

Günümüzde Başkurdistan Özerk Cumhuriyeti'nde (Moskava'nın yaklaşık 1.250 km Güneydoğusu'nda 1milyon, diğer bölgelerde ise 1,6 milyon Başkurt Türkü yaşamaktadır. Dilleri Kıpçak grubunda yer alır.

Karakalpak Türkçesi:

Dilleri Kıpçak grubunda yer alan Karakalpak Türkleri,Özbekistan'da (Aral Gölü'nün güneyinde) Karakalpak Özerk Cmmhuriyeti'inde yaşarlar; nüfusları 500 bin civarındadır.

Çuvaş Türkçesi:

Çuvaşistan Özerk Cumhuriyeti'nde (Moskova'nın yaklaşık 600 km güneydoğusunda, Tataristan ÖzerkCumhuriyeti'nin kuzeybatısında) 950 bin civarında Çuvaş Türkü yaşamaktadır.

Sors Türkçesi:

Kültür ve dil yönüyle Hakas ve "Altay Türkleri"ne çok yakın olan Sors Türkleri Rusya'nın Kemerowo bölgesinde (Alma-Ata'nın yaklaşık 1.750 km kuzeydoğusunda)yaşarlar; sayıları 17.000 dolayındadır.

Altay Türkçesi:

Altay (Oyrat) dili Kırgız-Kıpçak grubunda yer alır. Bu dili konuşan 60 bin Altay Türkü Altay ÖzerkCumhuriyeti'nde (Rusya Cumhuriyeti'nde Kemerowo'nın güneyinde, Moğolistan sınırında) yaşarken 70 bini ise diğer bölgelere yerleşmiştir.

Uygur Türkçesi:

Türklerin ilk yazılı eserlerinde kullanılan Uygurca,Karluk dil grubunda yer alır. Bu lehçeyi konuşanyaklaşık 16 milyon Uygur Türkü (bazı kaynaklara göre 20-23 milyon) günümüzde Batı Çin'de
(DoğuTürkistan'da), çok azı ise Rusya'da yaşamaktadır.

Gagavuz (Gökoğuz) Türkçesi:

Dilleri Oğuz dil grubunda yer alan dolayısıyla Anadolu Türkçesine çok yakın olan Gagavuz TürkleriMoldavya'nın güneyinde 1991 yılında kurulan Gagavuz Özerk Cumhuriyeti'nde yaşamaktadırlar;
nüfusları yaklaşık 160 bindir. Ayrıca Balkanlar'da ve Rusya'nın çeşitli bölgelerinde dağılmış küçük topluluklara da rastlanır. Stavropol Türkçesi: Türkmence ve Nogay diline çok yakın olan bu dil,bölgeye göç etmiş Türkmenler tarafından konuşulmaktadır.

Kumuk Türkçesi:

Kumuk Türkçesi Kıpçak grubundan olmakla birlikte Anadolu, Azeri ve Karaçay dillerine yakınlık dagösterir. Toplam nüfusları 300 bin kadar olan "Kumuk Türkleri"nin yaklaşık 250 bini Dağıstan
bölgesinde (Kuzeydoğu Kafkasya'da) yaşamaktadır.

Karaçay Türkçesi:

Karaçay dili Kıpçak grubundan olup, Karaçay-Çerkes Özerk Cumhuriyeti'nde (Gürcistan'ın 200 km kuzeyinde) yaşamakta olan yaklaşık 160 bin Karaçaylı tarafından konuşulmaktadır. Balkar (Malkar) Türkçesi: Dilleri hemen hemen Karaçay Türkçesi ile aynı olanBalkar Türkleri Gürcistan'nın kuzeyinde, bu ülkeye komşu olan Balkar Özerk Cumhuriyeti'nde yaşamaktadır;
sayıları 85 bin civarındadır.

Karaim Türkçesi:

Kıpçak dil grubuna ait Karaim dili bugün çok az Karaim Türkü tarafından konuşulmaktadır. Bunlar, Ukrayna'nın batısı, Litvanya ve Polanya'da yaşamaktadır.

Hakas Türkçesi:

Hakas Türkçesi Kırgız dil grubuna çok yakın olup,Hakas Özerk Cumhuriyeti'nde yaşayan yaklaşık 80 bin Hakas Türkü tarafından konuşulmaktadır.

Nogay Türkçesi:

Nogay Türkleri, Stavropol ve Dağıstan Bölgesi,Çeçen-İnguş Cumhuriyeti ve de Karaçay-Çerkesbölgesinde dağınık olarak yaşamaktadırlar. Dilleri Kıpçak grubunda yer alan "Nogaylar"ın sayısı 75 bindolayındadır.

Tuva Türkçesi:

Yaklaşık sayıları 220 bin tahmin edilen "Tuva Türkleri"nin 200 bini Tannu-Tuva Halk Cumhuriyeti'nde(Moğolistan'nın kuzey sınırına komşu bölgede) yaşamaktadır.

Yakut (Saka) Türkçesi:

Moğolcanın etkisi ile hayli değişikliğe uğrayan Yakut dili, tahmini sayıları 400 bin olan ve büyük çoğunluğu Yakut Özerk Cumhuriyeti'nde (Çin sınırına 1.250 km uzaklıktaki Doğu Sibirya'da) yaşayan Yakut Türkü tarafından konuşulmaktadır.

Kaskay Türkçesi:

Anadolu ve Azeri Türkçesine çok yakın bir Türkçe ile konuşan Kaskay Türkleri, Hasme Türkleri ile birlikte Iran'ın güneyinde yaşarlar; sayıları 700 bin dolayındadır.

Ahıska (Mesketi, Meşet) Türkçesi:

Dilleri Oğuz grubunda yer alan Ahıska Türkleri günümüzde dağınık olarak Özbekistan, Kırgızistan,Azerbaycan ve Türkiye'de yaşamaktadırlar. Sayıları 200 bin civarındadır.

SONUÇ

VI. Yüzyılın ikinci yarısından sonra kuzeye, güneye ve önemli ölçüde de batı yönüne göçe başlayan Türk kavimleri, XV. Yüzyılın ortalarında bugünkü Bulgaristan sınırına ulaştılar. 1960'lı yıllarınbaşında Orta
Avrupa'ya yönelen işçi göçünü, bu göçün devamı olarak nitelendiren bazı yazarlar da görüyoruz. Bu göçler sırasında sahip olunan özgün kültür, etkilenişim içinde bulunan diğer kültürlerlezenginleşmiş,
ancak anadil olarak konuşulan Türkçe korunmuş ve böylelikle dil çok geniş kıta parçalarına yayılmıştır. Birleşmiş Milletler'in 1990 yılına ait istatistiklerine göre Türkçe, 165 milyon dolayında kişi tarafından anadil olarak konuşulmaktaydı. Böylelikle dilimiz Çince, Hintçe, ingilizce veispanyolcanın arkasından en büyük (yaygın) dil karakterine sahiptir. Nüfus artışının ortalama % 1,5olduğu varsayılırsa bu sayının artık 180 milyona yaklaşması gerekir. Çincenin, Çin ve Tayvan dışındaGüneydoğu Asya ülkelerindeki Çin azınlık tarafından konuşulduğu, Hintçenin yalnızca Hint Yarımadası'nda yayıldığı düşünülürse, Türkçe, ispanyolca ve ingilizce gibi dünyada geniş coğrafyaya yayılmış diller arasında yer alır. Bunlardan ingilizce, Büyük Britanya dışında, Kuzey Amerika kıtasında , Güney Afrika Cumhuriyeti'nde (ingiliz kökenliler tarafından) ve Avustralya'da anadil olarak konuşulmaktadır. ispanyolca, ispanya dışında Orta (ABD'nin güneyi dahil) ve GüneyAmerika'da (Brezilya dışında) yayılmıştır. Türkçenin ise Rusya Federasyonu'nun Pasifik kıyılarındanbaşlayıp, Orta Asya, Kafkasya, Anadolu ve Trakya'yı aşıp Orta ve Batı Avrupa'daki Türklerle, ayrıca azsayıda da olsa Kuzey Amerika'ya göç etmiş Türkler tarafından anadil olarak konuşulmakta olduğunu,böylelikle Afrika kıtası ve Güney Asya dışında (değişik yoğunluklarda) tüm Kuzey Yarımküre'yeyayıldığını görüyoruz.

Kaynaklar:
[1] World Fact Book 94, CIA (http).
[2] Informationen zur politischen Bildung; DieSowjetunion 1953-1991,
Nr. 236, 3. Quartal 1992.
[3] Council of Europe (Hrsg), Sopeni,Netherland-1993; Statistisches
Bundesamt, Wiesbaden, Sopeni, Report-Turkey,Oct-1993.
[4] Türkler, "s.c.t. Listesi", .

sinanoglu.net
 
Ce: Türkçemize Sahip Çıkalım Fan Club

Özentilerin yeni dili: İngilazca yada Türkişçe…

Hangi dili konuştuğu bilinemeyen özentilerden mide bulandıran sözler:
  • Milliyet Business (Milliyet iş dünyası eki)
  • Full Ekran (HaberTürk kanalında bir program ismi)
  • Habertürk Weekend (HaberTürk kanalında bir program ismi)
  • HaberTurk (HaberTürk kanalının logosundan)
  • Dizayn (Türkçesi “Tasarım” olan hilkat garibesi kelime)
notdefterim.org
 
Cevap: Türkçemize Sahip Çıkalım Fan Club

Sevgili melekler burda söylenen her şey çok doğru çok güzel ben Türkçe
öğretmeni adayı olarak dile sahip çıkan herkesi destekliyorum.Fakat kişsel bir görüş olarak Türkçemizi Sahip çıkalım başlıklı forumda "Fan Club" gibi İngilizce bir sözün yapmacık durduğunu düşünüyorum.Daha Türkçe sözler bulunabilir.Dile sahip çıkmak vatan borcudur
 
Cevap: Türkçemize Sahip Çıkalım Fan Club

Dilim, oldu dilim dilim


Dünyanın en zengin dillerinden birisi olan Türkçe ne yazık ki günümüzde adeta “soykırım”a uğruyor. Türk dilinin kilit noktaları , olmazsa olmaz kelimeleri yozlaşıyor , daha doğrusu yozlaştırılmak isteniyor.

Yayılmakta olan televole kültürü , ağırlıkla batı kökenli kelimeleri yavaş yavaş Türkçe’nin içine yerleştiriyor. Bu kelimeler adeta birer bomba gibi , kullanılmaya başlandıkları zaman dilimizin zenginliğini yok ediyor, sömürüyor. Eğer bu tehdidin önlemi alınmazsa, pek yakın bir zamanda konuşabildiğimiz bir dil olmayabilir.

Bir başka hususta, dış kaynaklı güç odaklarının basın yoluyla yabancı dil kökenli kelimeleri halka dayatmasıdır. Dayatması diyoruz çünkü kafamızı çevirdiğimiz her yerde karşımıza çıkan, millet olarak zihinlerimizi kuşatan bu güçler , televizyon programları , gazeteler vb. yayın organları yoluyla hem kültürümüzü hem de dilimizi köreltiyorlar.

Sahip olduğumuz bir serveti adeta har vurup harman savuruyoruz. Türk dili, zengin bir hazinedir ama yağmalanmadığı müddetçe. Bizde bu konuda üstümüze düşenleri yerine getirmeli bizim varolmamızı sağlayan dilimize sahip çıkmalıyız. Unutmayalım. “Dil olmazsa il olmaz”


Dilimiz İşgal Altında!
Sıcak, nemli bir yaz akşamında esen rüzgâr, denizin kokusunu getiriyor, yarım ay göz kırparken, yakamozlar dans ediyordu...
“En iyi hediye kitaptır.” ilkesi ile arkadaşımın algı dünyasında yeni kapılar açacağını düşündüğüm, büyük bilim adamı, Türk dili aşığı Prof.Dr.Oktay Sinanoğlu’nun ‘’ By by Türkçe’’ kitabını almıştım... Bilgiden daha değerli ne hediye verilebilirdi ki...
İlerleyen gecede pasta geldi. Tamamı yüksek eğitim almış Türk topluluk hep bir ağızdan “Happy birthday” demeye başladı. Öyle yüksek sesle üçüncü “İyi ki doğdun” u söyledim ki diğerleri de bana katıldı. Nasıl özüne yabancılaşma idi bu? Dünyanın hangi ülkesinde sömürgeler hariç tamamı kendi uyruğunda olan topluluk başka dilde doğum gününü kutlar?...
Bu olayın tetiklemesi ile dimağıma darbeler vurulurken gün içinde konuşulan kelimeler uçuşmaya başladı...

Tartı eror verdi./Bu iş legal değil./Asist alabilir miyim?/Senin cv'in var mı?/Tease etme!/Al bunu download et./Bana şunu write up!/ Ofum bu gün./Yok ben fulltime buradayım./Çok downım/Ne zaman free sin?/Start aldın mı?...

Söyleyen ne söylediğinin farkında değil. Konuşmaların, yazışmaların geçtiği yerler en büyük baskıyı yapan gazeteler, en çok izlenen televizyonların eğlence ve haber programları ya da sokaklar, iş yerleri...

Nereye böyle? Ülkemiz işgal edildi de haberimiz mi yok?...
Bu dil soykırımına dur diyecek, yurdunu seven, sağduyulu insanlar nerede?
Gün geçtikçe bu konuşma özürlüler çoğalmakta, insanlar birbirini anlayamamaktadır... Türkiye’deyiz hemşehrim; seninle konuşan ya da seni okuyan, dinleyen sözlük mü taşıyacak? Taşısan ne çare kafanıza göre İngilizce kelimeleri de Türkçe’ye uyarlayıp uyduruk bir dil ile konuştuğunuz için arasan bulamazsın...

Kendi dilini konuşamayan eğitimli insanlarımız neyi düşünerek neyi üretecek?...

Hadi düşünün! Çok konuşan biri olsanız bir günde kaç kelime kullanırsınız? Dil mi kısır? yoksa sizin Türkçe kelime hazneniz mi?...

TDK‘nın 600.000 kelimelik Türkçe sözlüğü hazırladığından haberiniz var mı? Hani o sırtınızı döndüğünüz, ana dilinizin içine bilinçsizce sokuşturmaya bayıldığınız diliniz hakkında hangi bilgiye sahipsiniz, yoksa “Bana ne” mi diyorsunuz?

Sağlıcakla kal, hoşça kal, güle güle daha mı yavan ya da anlamsız ”by by” dan?

Güzel ülkemin güzel insanları;
Kullandığınız yabancı kelimelere bir bakın, karşılığı yok mu? Evrensel dil, teknik dil kandırmacasından, özünüze yabancılaşmaktan biran önce kurtulup, dilimizi koruma ve yaşatma seferberliğine katılın ve sahip çıkın, uydurma dillerle konuşanları uyarın ve haklı tepkilerinizi verin. Çocuklarımızın anaokullarında yabancı dil öğrenme sistemine girmesine, sonraki eğitiminde de kendi tarihini, kültürünü değerlerini başka bir dilde çarpık öğrenmesine karşı çıkın. Tüm meslek öbekleri; gelişen çağla birlikte ihtiyaç oluştukça yeni kelimeler üretin, kullanın ve kullanımını etkinleştirin....
Ata’mız derki ; "Ulusal duygu ile dil arasındaki bağ çok güçlüdür. Dilin ulusal ve varsıl olması, duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en varsıllarındandır; yeter ki bu dil bilinçle işlensin..." ve ekledi: "Ülkesini, yüksek geleceğini korumasını bilen Türk ulusu, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır’’. 2.9.1930
Dille birlikte ,ulusal kimliğimiz, güzel örf ve adetlerimiz, insani değerlerimiz de kaybolmakta. İnsani duyguları körelen, çoraklaşan, makineleşen, maddi değerleri ön planda tutan Avrupalılara değil, karşılıklı saygı, sevgi ve hoşgörü ortamlarını geliştiren manevi dünyayı yeşertip koruyalım...

Geçmiş geleceğin aynasıdır; Avrupa ve Amerika’nın kendisi dışındakilere duyduğu saygısı, hoşgörüsü, davranışı, bakışı ve duruşu ortadadır...

Ne Japonya, ne Almanya ne de Fransa’da Eğitim dili İngilizce değildir. Yabancı dil öğrenmenin değişik yolları var ve bunun yolu eğitimin İngilizce yapılması değildir...

Dil demişken Büyük Türk Dil Bilimcimiz Sayın Kazım Mirşan’a selam olsun. Binlerce yıllık yazıtları eski Türk dili ile okuyarak tarihin saptırılmış, karanlık kalmış bölümlerini aydınlatmıştır...
Unutmayalım ki kökü binlerce yıla dayanan, matematiksel, yeni kelimeler üretmeye ve kolay öğrenmeye uygun dile sahibiz...

Düşünen, tüketmekten çok üreten, hem saygın hem de saygılı, özenen değil özenilen ,dirliğine ve ulusal kimliğine sahip ,uygar bir toplum için dilimize sahip çıkmamız dileği ile...
 
Cevap: Türkçemize Sahip Çıkalım Fan Club

Dilin önemi konusunda çok şey söylenir. Bunun yanında gerçek anlamda taşıdığı önem; konu sadece
dilin kendisi olarak algılandığından veya algılatıldığından söylenemez. Bahsettiğimiz konu,
ülkeler arasında var olan, dili ve kültürü bozmaya yönelik olarak yürütülen ruhbilimsel savaştır. Türkçe güçlü bir dildir, bu gücünü yok etmek üzere Türkçe’ye bilerek veya bilinmeyerek saldırılar düzenlenmektedir, bu saldırıların etkisiz hale getirilmesi ise hayati önem taşımaktadır


teşekkürlerr :))
 
Geri
Üst