UN RO - RO'da işlem tamam, % 98'i satıldı
Amerikalı Kohlberg Kravis Roberts (KKR) şirketi, dün itibariyle dünyanın 4. büyük denizcilik filosu UN Ro Ro grubunun yüzde 97.6'sını satın aldı. KKR ile ilk görüşmelere başlandığında yüzde 87 oranında hisseyi satmak hedefiyle yola çıktıklarını kaydeden UN Ro Ro CEO'su Cüneyt Solakoğlu, "Yüzde 2.4 hisseye sahip olan Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) hariç diğer tüm ortaklar hisselerini sattılar. En son bugün (dün) yüzde 9.5 hisseye sahip Gökbora ve Transrutin şirketinin de hisselerini satmasıyla UN RO - RO'nun yüzde 97.6'sını satmış bulunmaktayız" dedi.
Tartışmalı satış
UN RO - RO, KKR ile satış sözleşmesi yaptığında şirket için 910 milyon euro değer üzerinden anlaşmaya varılmıştı. Tüm işlemler bu fiyat baz alınarak gerçekleştirildi.
Şirketin KKR'ye satış süreci tartışmaları da beraberinde getirmişti. Yaşanan anlaşmazlık nedeniyle başta Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Ulusoy ile CEO Cüneyt Solakoğlu olmak üzere, konuyla ilgili sert tartışmalar yaşanmıştı.
UND Başkanı Tamer Dinçşahin ise satışla ilgili olarak şunları söyledi:
"Kararlılığını sonuna kadar sürdüren tek biziz. Diğer ortaklar paranın cazibesine kapıldı. Biz meslek örgütü olarak para merkezli değil hizmet merkezli hareket ettik."
'Arkamda kimse kalmadı, sattım, herkese küstüm'
UN RO - RO Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Ulusoy satışa karşı olduğunu açıklamasının ardından satış için imza vermesiyle ilgili olarak Milliyet'e şu açıklamalarda bulundu:
"Kendi gitti ismi kaldı yadigâr. Herkes arıyor kimseyle konuşmadım. Satmak istemiyordum, arkamda 14 kişi vardı. Sonra bir baktım kimse kalmamış arkamda. Arkamda olanlar parayı görünce şaşırdılar. Satmak zorunda kaldım. Öyle bir protokole imza atmışım ki elimi, gözümü, kaşımı her tarafımı bağlamışlar. Herkese küstüm. Geliyorlar filo kuralım diyorlar. Protokole göre şirketlerini satanlar bir daha Ro Ro gemisi işletemezler. Artık bıraktım tamamen, ilgilenmiyorum.
Eskiden aile büyüklerinin sözü dinlenirdi. Şimdi zaman değişti. Aileden Alican Ulusoy ve Yılmaz Ulusoy'un şeytan görsün yüzünü. Alican zaten kız peşinde. Kim kazana kim yiye... Onlar dönmeselerdi kararından ben de satmazdım.
Satış için imzaya ben gitmedim 77 yaşında adamım, abuk sabuk adamlarla görüşmeye gitmem. Karım da satışa çok üzüldü. 'Bize bu para lazım değil. Arkandan dolanmayacaklardı' diyor. Yakında 4 gemi daha hizmete giriyordu. Dünyanın en büyük şirketi olacaktık. Kendi elimizle kurduğumuz şirket artık Amerikan şirketi oldu."
Tartışmalı satış
UN RO - RO, KKR ile satış sözleşmesi yaptığında şirket için 910 milyon euro değer üzerinden anlaşmaya varılmıştı. Tüm işlemler bu fiyat baz alınarak gerçekleştirildi.
Şirketin KKR'ye satış süreci tartışmaları da beraberinde getirmişti. Yaşanan anlaşmazlık nedeniyle başta Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Ulusoy ile CEO Cüneyt Solakoğlu olmak üzere, konuyla ilgili sert tartışmalar yaşanmıştı.
UND Başkanı Tamer Dinçşahin ise satışla ilgili olarak şunları söyledi:
"Kararlılığını sonuna kadar sürdüren tek biziz. Diğer ortaklar paranın cazibesine kapıldı. Biz meslek örgütü olarak para merkezli değil hizmet merkezli hareket ettik."
'Arkamda kimse kalmadı, sattım, herkese küstüm'
UN RO - RO Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Ulusoy satışa karşı olduğunu açıklamasının ardından satış için imza vermesiyle ilgili olarak Milliyet'e şu açıklamalarda bulundu:
"Kendi gitti ismi kaldı yadigâr. Herkes arıyor kimseyle konuşmadım. Satmak istemiyordum, arkamda 14 kişi vardı. Sonra bir baktım kimse kalmamış arkamda. Arkamda olanlar parayı görünce şaşırdılar. Satmak zorunda kaldım. Öyle bir protokole imza atmışım ki elimi, gözümü, kaşımı her tarafımı bağlamışlar. Herkese küstüm. Geliyorlar filo kuralım diyorlar. Protokole göre şirketlerini satanlar bir daha Ro Ro gemisi işletemezler. Artık bıraktım tamamen, ilgilenmiyorum.
Eskiden aile büyüklerinin sözü dinlenirdi. Şimdi zaman değişti. Aileden Alican Ulusoy ve Yılmaz Ulusoy'un şeytan görsün yüzünü. Alican zaten kız peşinde. Kim kazana kim yiye... Onlar dönmeselerdi kararından ben de satmazdım.
Satış için imzaya ben gitmedim 77 yaşında adamım, abuk sabuk adamlarla görüşmeye gitmem. Karım da satışa çok üzüldü. 'Bize bu para lazım değil. Arkandan dolanmayacaklardı' diyor. Yakında 4 gemi daha hizmete giriyordu. Dünyanın en büyük şirketi olacaktık. Kendi elimizle kurduğumuz şirket artık Amerikan şirketi oldu."
