Uyuşturucu Bağimliliği
UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMILILIĞI
Uyuşturucu madde günümüz toplumlarında en önemli sorunlardan biri olarak sayılmaktadır. Uyuşturucu maddelerin bağımlılık haline gelmesi yakın zamanlarda ortaya çıkmıştır. Önceleri tedavilerde yasal olarak kullanılan bitkiler, sonraları amacının dışına çıkarılarak yasal olmayan yollarla kişiye ve topluma zarar verici olarak kullanılmaya başlanmıştır. Gün geçtikçe madde bağımlılarını sayılarındaki artış ve başlama yaşının 13’lere kadar düşmesinin altında birtakım kişilik etkenlerinin yanı sıra toplumsal etmenler de söz konusudur.
1950’li yıllardan itibaren iç göç, sağlıksız kentleşme, plansız sanayileşme, gecekondu olgusu ve ekonomik dengesizlikler sonucu ortaya çıkan hızlı değişim sosyal çelişkilere yol açmıştır. Bunu 80’li yıllardan sonraki ekonomik politikalar izlemiştir ki bu da son yıllarda uyuşturucu kullanan aday kesimin oluşmasına yol açmıştır.
Kişilik etmenleri arasında en önde merak duygusu gelmektedir. Kendileri için meçhul olan her şeyi öğrenmek isteyen kişiler uyuşturucu maddenin yapacağı tesiri merak ederek bir defa uyuşturucu almakta daha sonra ise tesirinden kurtulamayarak bağımlı olmaktadırlar. Gencin fizikse görünümündeki eksikliği, bedensel bozuklukları, zekâ seviyesinin düşük olması onu madde kullanmaya itebilmektedir. Zekâ düşüklüğüne biraz açıklık getirecek olursak bu insanların toplumda sağlıklı ilişkile kuramamaları ve karşılaştıkları problemleri çözmede normal insandan daha çok zorluk çekmeleri onların toplumdan kendilerini soyutlamalarına ve bunu çoğunlukla madde kullanarak yapmalarına sebep olmaktadır. Uyuşturucu madde bağımlılarının genel olarak kişilik özelliklerine baktığımızda bu kişiler, aşırı güvensizlik, benlik zayıflığı, güçsüzlük ve başarısızlığı kapatabilmek için otoriteye karşı gelme ve kuralları çiğneme eğilimi gibi özellikler göstermektedir.
Kişinin aile yapısı, arkadaş grupları ve medya gibi birtakım sosyal etmenler de onun madde kullanıcısı olmasında önemli faktörler arasındadır. Aile içi huzursuzluğun devamlılığı anne ve babanın kişiye yoğun ilgi ve ya yoğun baskı uygulaması, arkadaşlık ihtiyacını gidermek için birtakım gruplara katılması ve grupta kalabilmek için grubun ortak alışkanlıklarını ve prensiplerini tasvip etmese bile uymak zorunda olması madde kullanıcısı olmasında önemli etmenler arasında sayılabilir. Özellikle grup arkadaşlarından biri herhangi bir maddeyi kullanıyorsa kişinin gruba katılması bu tür maddeler kullanmasında ilk adım olacaktır. Bunun yanı sıra medyada madde kullanımının popülerlik, haz gibi kavramlarla ilişkilendirilmesinin gençlerdeki madde kullanma merakının artmasında önemli yere sahiptir.
Hayatın belli geçiş dönemlerinde, ergenlik dönemi gibi, hızlı bedensel, ruhsal ve sosyal değişim süreçlerinin dengeli ve doyurucu olarak yaşanmaması madde bağımlılığına giden önemli bir etmendir. Bu dönem, bağımlılık yapıcı madde kullanımına başlama riskinin yüksek olduğu bir dönemdir.
Uyuşturucu madde bağımlılığına sebep olan etmenlere göz attıktan sonra kısaca bu maddelerin neler olduğuna ve kişide ne gibi etkiler bıraktığına, bunların ne açılardan suça sebep oluşturduklarına bakmak, madde bağımlılarının toplumsal bir sapma olarak nasıl değerlendirileceğini kavrama açısından yararlı olacaktır.
AFYON VE TÜREVLERİ
Afyon; haşhaş bitkisinden elde edilir. Pipo ve ya benzeri şekilde içilerek, yutularak, sıvı şekilde şırınga edilerek, yiyeceklerin içine karıştırılarak kullanılır. Afyon vücuda girdikten sonra kan yolu ile bütün organizmayı ve özellikle merkezi sinir sistemini kısa ve uzun süreli olmak üzere etkisi altına alır.
Morfin; ham afyonun bazı kimyasal işlemlerden geçirilmesinden sonra elde edilir. Morfinin etkisi afyonunkinden daha çabuk ortaya çıkar ve daha çok etkilidir. Alışkanlık devresinde iştahsızlık, fiziksel çöküntü, reflekslerde azalma, tansiyon düşmesi, uykusuzluk ve sinirlilik halleri görülür. Morfin kullananların suç işleme zamanları ihtiyaç halindeyken daha çok görülür. Para temin etmek için hırsızlık, dolandırıcılık, zimmete para geçirme, fuhuş ve fuhşa teşvik, cinayet gibi her türlü suçu işlerler.
Eroin; morfinin kimyevi muameleye tabi tutulmasından sonra elde edilir. Morfinden 10 kat daha güçlüdür. En sık kullanım yolu buruna çekilmesidir. Kaşık içinde kaynatılıp enjektör ile damara çekilmesi durumlarında AIDS ve hepatit gibi virüslerin bulaşmasına yol açar. Eroinin verdiği gevşeklik ve uyuşukluk içinde hareket ve dinamizmlerini kaybettiklerinden daha çok ihtiyaç halindeyken suç işlerler. Kriz geldiği zaman eroinin temin etmek için hırsızlık, dolandırıcılık, beyaz kadın ticareti, cinayet gibi her türlü suçu işleyebilirler.
Bu üç tür uyuşturucular, narkotik maddelerin en tehlikeli grubunu oluştururlar. Çünkü ilk devrede insana yalancı mutluluk verir. Her seferinde daha çok arttırılan doz, ani ölümlere neden olabilir.
ESRAR
Dünyada ve ülkemizde yaygın olarak kullanılan maddelerin başında gelir. Hint kenevirinden elde edilir. Esrar vücuda girdikten sonra yağ dokusunda biriktiğinden dolayı alındık bir hafta sonra bile etkin maddenin %50’sinin hala bedende bulunması söz konusudur. Esrar, unutkanlıklara düşünme yetisinde düşüklüğe, refleks ve koordinasyon bozukluğuna, akciğer kanserine sebep olmaktadır. Esrar kişinin hemen heyecanlanmasına, öfkelenmesine sebep olduğundan aşırı hareketlerde ulunabilir. Gizli kalmış arzuları ortaya çıkarması, nefse hâkimiyeti zayıflatması, utanma hislerini yok etmesi ve şehvet hislerini kamçıladığı için fuhşa sürükler ve tecavüz olaylarının artmasına sebebiyet verir. Yaşanmış bir olaydan örnek verecek olursak:
“ABD’nin Flarida eyaletinde yaşayan, çevresince sakin, mazbut ve neşeli bir insan olarak bilinen 19 yaşındaki bir genç esrar kullandıktan sonra annesi, babası ve üç kardeşini baltayla öldürür. Sonradan kendisine geldiğinde işlediği korkunç cinayetler hakkında hiçbir şey hatırlamaz. Hatırladığı tek şey, rüyasında çok sayıda kişinin üzerine çullandığı ve kollarını kesmeye çalışmalarıdır.”
KOKAİN
Fiyatı yüksek olduğu için genellikle yüksek gelire sahip olanların kullandığı bir maddedir. Kişiyi uyarır, canlandırır ancak etkisi kısa sürelidir. Tek kullanımda bile bağımlılık yapabilecek kadar güçlüdür. Kokain kullanıcısı derisinin altında kurtların dolaştığı yolunda bir heyezan içindedir. Hasta eline geçirdiği bir iğne, makas ya da bıçakla derisini delik deşik ederek kurtlardan kurtulmaya çalışır. Kokain almış ve tesiri altında olanlar son derece hassas ve sinirli olurlar. Çabuk heyecanlanıp hemen saldırıya geçebilirler. Genellikle çocukların ırz ve namuslarına göz dikerler. Zina ve hayâsızca hareketlere cüret ederler.
LSD (HALLÜSİLOJENLER)
Sentetik olarak kimyevi yolla ve ufacık tabletler şeklinde üretilmektedir. Bir iğne ucu kadar alınan LSD hapı, kişinin kendinden geçmesine zaman zaman hallüsilasyonlara yol açar. Madde o kadar tesirlidir ki bir tek dozun sebep olduğu ruhi krizler alındıktan aylar sonra dahi devam eder. Alışkanlığa geçiş devresinde şuur bulanıklaşır, idrak tamamen kaybolmaya başlar. LSD’ nin en tehlikeli şekli birden fazla alındığı takdirde cinnet, intihar, cinayet ve ölümlere yol açmasıdır. Yapılan araştırmalarda LSD madde kullanıcılarının suça daha fazla eğilimli olduğu bulunmuştur. Taşınması kolay ve dikkat çekmekten uzak olduğu için kullanımı çok yaygındır.
Uyuşturucu madde türlerine değindikten sonra bu alanda yapılan araştırmalara bakacak olursak, bağımlılığın gün geçtikçe artış göstermesi konu üzerinde araştırmaların yoğunlaşmasını sağlamıştır. 2002 yılında %33,9’unu ilköğretim 6.sınıf, %23,8’ini ilköğretim 8.sınıf, %25,4’ünü lise 1. sınıf, %16,9’unu ise lise son öğrencilerinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmaya göre;
KEVSER TARLA SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ
SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ
UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMILILIĞI
Uyuşturucu madde günümüz toplumlarında en önemli sorunlardan biri olarak sayılmaktadır. Uyuşturucu maddelerin bağımlılık haline gelmesi yakın zamanlarda ortaya çıkmıştır. Önceleri tedavilerde yasal olarak kullanılan bitkiler, sonraları amacının dışına çıkarılarak yasal olmayan yollarla kişiye ve topluma zarar verici olarak kullanılmaya başlanmıştır. Gün geçtikçe madde bağımlılarını sayılarındaki artış ve başlama yaşının 13’lere kadar düşmesinin altında birtakım kişilik etkenlerinin yanı sıra toplumsal etmenler de söz konusudur.
1950’li yıllardan itibaren iç göç, sağlıksız kentleşme, plansız sanayileşme, gecekondu olgusu ve ekonomik dengesizlikler sonucu ortaya çıkan hızlı değişim sosyal çelişkilere yol açmıştır. Bunu 80’li yıllardan sonraki ekonomik politikalar izlemiştir ki bu da son yıllarda uyuşturucu kullanan aday kesimin oluşmasına yol açmıştır.
Kişilik etmenleri arasında en önde merak duygusu gelmektedir. Kendileri için meçhul olan her şeyi öğrenmek isteyen kişiler uyuşturucu maddenin yapacağı tesiri merak ederek bir defa uyuşturucu almakta daha sonra ise tesirinden kurtulamayarak bağımlı olmaktadırlar. Gencin fizikse görünümündeki eksikliği, bedensel bozuklukları, zekâ seviyesinin düşük olması onu madde kullanmaya itebilmektedir. Zekâ düşüklüğüne biraz açıklık getirecek olursak bu insanların toplumda sağlıklı ilişkile kuramamaları ve karşılaştıkları problemleri çözmede normal insandan daha çok zorluk çekmeleri onların toplumdan kendilerini soyutlamalarına ve bunu çoğunlukla madde kullanarak yapmalarına sebep olmaktadır. Uyuşturucu madde bağımlılarının genel olarak kişilik özelliklerine baktığımızda bu kişiler, aşırı güvensizlik, benlik zayıflığı, güçsüzlük ve başarısızlığı kapatabilmek için otoriteye karşı gelme ve kuralları çiğneme eğilimi gibi özellikler göstermektedir.
Kişinin aile yapısı, arkadaş grupları ve medya gibi birtakım sosyal etmenler de onun madde kullanıcısı olmasında önemli faktörler arasındadır. Aile içi huzursuzluğun devamlılığı anne ve babanın kişiye yoğun ilgi ve ya yoğun baskı uygulaması, arkadaşlık ihtiyacını gidermek için birtakım gruplara katılması ve grupta kalabilmek için grubun ortak alışkanlıklarını ve prensiplerini tasvip etmese bile uymak zorunda olması madde kullanıcısı olmasında önemli etmenler arasında sayılabilir. Özellikle grup arkadaşlarından biri herhangi bir maddeyi kullanıyorsa kişinin gruba katılması bu tür maddeler kullanmasında ilk adım olacaktır. Bunun yanı sıra medyada madde kullanımının popülerlik, haz gibi kavramlarla ilişkilendirilmesinin gençlerdeki madde kullanma merakının artmasında önemli yere sahiptir.
Hayatın belli geçiş dönemlerinde, ergenlik dönemi gibi, hızlı bedensel, ruhsal ve sosyal değişim süreçlerinin dengeli ve doyurucu olarak yaşanmaması madde bağımlılığına giden önemli bir etmendir. Bu dönem, bağımlılık yapıcı madde kullanımına başlama riskinin yüksek olduğu bir dönemdir.
Uyuşturucu madde bağımlılığına sebep olan etmenlere göz attıktan sonra kısaca bu maddelerin neler olduğuna ve kişide ne gibi etkiler bıraktığına, bunların ne açılardan suça sebep oluşturduklarına bakmak, madde bağımlılarının toplumsal bir sapma olarak nasıl değerlendirileceğini kavrama açısından yararlı olacaktır.
AFYON VE TÜREVLERİ
Afyon; haşhaş bitkisinden elde edilir. Pipo ve ya benzeri şekilde içilerek, yutularak, sıvı şekilde şırınga edilerek, yiyeceklerin içine karıştırılarak kullanılır. Afyon vücuda girdikten sonra kan yolu ile bütün organizmayı ve özellikle merkezi sinir sistemini kısa ve uzun süreli olmak üzere etkisi altına alır.
Morfin; ham afyonun bazı kimyasal işlemlerden geçirilmesinden sonra elde edilir. Morfinin etkisi afyonunkinden daha çabuk ortaya çıkar ve daha çok etkilidir. Alışkanlık devresinde iştahsızlık, fiziksel çöküntü, reflekslerde azalma, tansiyon düşmesi, uykusuzluk ve sinirlilik halleri görülür. Morfin kullananların suç işleme zamanları ihtiyaç halindeyken daha çok görülür. Para temin etmek için hırsızlık, dolandırıcılık, zimmete para geçirme, fuhuş ve fuhşa teşvik, cinayet gibi her türlü suçu işlerler.
Eroin; morfinin kimyevi muameleye tabi tutulmasından sonra elde edilir. Morfinden 10 kat daha güçlüdür. En sık kullanım yolu buruna çekilmesidir. Kaşık içinde kaynatılıp enjektör ile damara çekilmesi durumlarında AIDS ve hepatit gibi virüslerin bulaşmasına yol açar. Eroinin verdiği gevşeklik ve uyuşukluk içinde hareket ve dinamizmlerini kaybettiklerinden daha çok ihtiyaç halindeyken suç işlerler. Kriz geldiği zaman eroinin temin etmek için hırsızlık, dolandırıcılık, beyaz kadın ticareti, cinayet gibi her türlü suçu işleyebilirler.
Bu üç tür uyuşturucular, narkotik maddelerin en tehlikeli grubunu oluştururlar. Çünkü ilk devrede insana yalancı mutluluk verir. Her seferinde daha çok arttırılan doz, ani ölümlere neden olabilir.
ESRAR
Dünyada ve ülkemizde yaygın olarak kullanılan maddelerin başında gelir. Hint kenevirinden elde edilir. Esrar vücuda girdikten sonra yağ dokusunda biriktiğinden dolayı alındık bir hafta sonra bile etkin maddenin %50’sinin hala bedende bulunması söz konusudur. Esrar, unutkanlıklara düşünme yetisinde düşüklüğe, refleks ve koordinasyon bozukluğuna, akciğer kanserine sebep olmaktadır. Esrar kişinin hemen heyecanlanmasına, öfkelenmesine sebep olduğundan aşırı hareketlerde ulunabilir. Gizli kalmış arzuları ortaya çıkarması, nefse hâkimiyeti zayıflatması, utanma hislerini yok etmesi ve şehvet hislerini kamçıladığı için fuhşa sürükler ve tecavüz olaylarının artmasına sebebiyet verir. Yaşanmış bir olaydan örnek verecek olursak:
“ABD’nin Flarida eyaletinde yaşayan, çevresince sakin, mazbut ve neşeli bir insan olarak bilinen 19 yaşındaki bir genç esrar kullandıktan sonra annesi, babası ve üç kardeşini baltayla öldürür. Sonradan kendisine geldiğinde işlediği korkunç cinayetler hakkında hiçbir şey hatırlamaz. Hatırladığı tek şey, rüyasında çok sayıda kişinin üzerine çullandığı ve kollarını kesmeye çalışmalarıdır.”
KOKAİN
Fiyatı yüksek olduğu için genellikle yüksek gelire sahip olanların kullandığı bir maddedir. Kişiyi uyarır, canlandırır ancak etkisi kısa sürelidir. Tek kullanımda bile bağımlılık yapabilecek kadar güçlüdür. Kokain kullanıcısı derisinin altında kurtların dolaştığı yolunda bir heyezan içindedir. Hasta eline geçirdiği bir iğne, makas ya da bıçakla derisini delik deşik ederek kurtlardan kurtulmaya çalışır. Kokain almış ve tesiri altında olanlar son derece hassas ve sinirli olurlar. Çabuk heyecanlanıp hemen saldırıya geçebilirler. Genellikle çocukların ırz ve namuslarına göz dikerler. Zina ve hayâsızca hareketlere cüret ederler.
LSD (HALLÜSİLOJENLER)
Sentetik olarak kimyevi yolla ve ufacık tabletler şeklinde üretilmektedir. Bir iğne ucu kadar alınan LSD hapı, kişinin kendinden geçmesine zaman zaman hallüsilasyonlara yol açar. Madde o kadar tesirlidir ki bir tek dozun sebep olduğu ruhi krizler alındıktan aylar sonra dahi devam eder. Alışkanlığa geçiş devresinde şuur bulanıklaşır, idrak tamamen kaybolmaya başlar. LSD’ nin en tehlikeli şekli birden fazla alındığı takdirde cinnet, intihar, cinayet ve ölümlere yol açmasıdır. Yapılan araştırmalarda LSD madde kullanıcılarının suça daha fazla eğilimli olduğu bulunmuştur. Taşınması kolay ve dikkat çekmekten uzak olduğu için kullanımı çok yaygındır.
Uyuşturucu madde türlerine değindikten sonra bu alanda yapılan araştırmalara bakacak olursak, bağımlılığın gün geçtikçe artış göstermesi konu üzerinde araştırmaların yoğunlaşmasını sağlamıştır. 2002 yılında %33,9’unu ilköğretim 6.sınıf, %23,8’ini ilköğretim 8.sınıf, %25,4’ünü lise 1. sınıf, %16,9’unu ise lise son öğrencilerinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırmaya göre;