YaĞmurLara

Angel_tears

Yeni Üye
Üye
YaĞmurLara
Bedenini uçurumdan aşağı bırakmakla yağmur yüklü bulutların arasında süzülmeye başlamak arasında keskin ama bir o kadar da küçük bir sınır vardır hiç düşündün mü?

Kararsız kalıp kayaların kenarında günlerce beklersin.. Bir yandan bir rüzgar seni uçurup gotürsün diye düşler kurarsın ama öte yandan da kendini aşağı bırakıvermek istersin bütün işkencelerine inat ruhunun..

İlk olarak uçurumun kenarındaki gelinciğe uzanmaktan, onu tutmaktan vazgeçtim ve ardından hayallerimi, düşlerimi bıraktım uçurumdan aşağıya. Çorak, yağmurdan kurumuş toprağa düşüşlerini, yerde parçalanırken en ufak bir ses bile çıkarmadan gözden yitişlerini seyrettim. Kendimi bırakmak yerine boşluğa, hayallerimden ve düşlerimden vazgeçmiştim. Belki de ben çok korkaktım, belki de uçurum çok derindi. Bunu o zaman kim bilebilirdi ki?

Aşağıya bakmadan kayalara tutunarak düz bir yol buldum kendime ardından. Evet belki benim istediğim yol değildi bu ama en azından tehlikesizdi. Yalnız kalmaya karar verişimden bahsediyorum. Heyecansız, titreşimsiz, siyah-beyazdı belki ama risksizdi. Belki de uzaktan bakıldığında iyi görünen bütün şeyler kadardı ancak. Kah kahkahalar atarak, kah yol kenarına oturup günlerce ağlama aylarımı geçirdim ben orada.

Yol boyunca küçük bitkiler çıktı karşıma, gelincikler, papatyalar. Kimisinin boynu bükükdü, kimisi ise kurak günlere inat yemyeşil, dimdik ayakda idi. Dokunmadım onlara, dokunamadım. Yürüdüm, düşündüm, kendimle konuştum, sonuçsuz sınavlara soktum kendimi, acımadan sapladım bulduğum tüm bıçakları ruhuma.

Yağmurlara inancım kalmamıştı ne yazık ki. Yolum benimdi ama; herşeyi, kendimle ilgili unuttuğum her ayrıntıyı yol kenarlarında yaşamaya çalışan çiçekler gösterdi, ellerime batan dikenleri ise topraklar çıkarttı bir bir. Yalnızlık benimdi artık, dahası ben yalnızlıktım. Bir alışkanlık gibi bilmeden yürüdüğüm bu yolun sonunu da göremiyordum ne yazık ki. Hoş, beklediğim bir son da var mıydı sanki? Ben sadece yürüyordum ve dinliyordum içimden gelen sesleri.

Birgün, hiç ummadığım bir akşam vakti deli bir yağmur yağdı. Çorak topraklar, üzerindeki rengarenk çiçekler hayat buldu. Daha fazla ne bekleyebilirdim ki? Beklememeyi öğretmişti zaman bana, gördüklerime bile inanmamayı. Ama o inatla devam etti damlalarını üzerime yollamaya.. Gider diye korktum, bana korkmamayı öğretti. Bu bir hayal dedim, karşımda çırılçıplak soyundu. Başımı çevirdim, baktığım yerde o var oldu... O gün uzattığım ellerimde sadece yağmurun ellerini vardı..
 
Cevap: YaĞmurLara

Yolum benimdi ama; herşeyi, kendimle ilgili unuttuğum her ayrıntıyı yol kenarlarında yaşamaya çalışan çiçekler gösterdi, ellerime batan dikenleri ise topraklar çıkarttı bir bir. Yalnızlık benimdi artık, dahası ben yalnızlıktım. Bir alışkanlık gibi bilmeden yürüdüğüm bu yolun sonunu da göremiyordum ne yazık ki. Hoş, beklediğim bir son da var mıydı sanki? Ben sadece yürüyordum ve dinliyordum içimden gelen sesleri.


çok beğendim çok güzel anlatım sağol bidenem
 
Geri
Üst