Yeni Bin Yılın Eğitimi ve Eğitimcisi

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Yeni Bin Yılın Eğitimi ve Eğitimcisi
YENİ BİN YILIN EĞİTİMİ VE EĞİTİMCİSİ


Milâdî takvimin başlangıcından itibaren yıllar ve yüzyıllara bölünerek ifade edilen dünya tarihi ekonomik, politik çıkarlar, uygarlıklar, inançlar adına yapılan savaşların, sevgi, dostluk, kardeşlik adına yapılan barışların, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin süzgecinden geçerek günümüze gelmiştir. Yaşanan büyük savaşların, acıların deneyimleri ile
20. yüzyılın sonunda ülkeler arası yakınlaşma başlamış, sömürgecilikten, savaşlardan uzak eğitim, bilim, sağlık, tarım gibi konularda birbirine destek veren ekonomik ve sosyal kalkınma modelleri benimsenmeye başlamıştır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Antlaşması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa Sosyal Haklar Sözleşmesi,Uluslar Arası Çalışma Örgütü gibi kurumların ve kuralların varlığı yeni dünya düzeninin farklılığını sergilemektedir.

Geride bıraktığımız son yüzyılda kurulan Cumhuriyetimiz yüzyılların yaşam biçimini, düşünme ve davranış kalıplarını, eğitim-öğretim anlayışını geride bırakarak Atatürk ilkeleri ışığında inanılmaz bir hızla devrimleri gerçekleştirerek yeni binyıla çok farklı bir anlayışla girmeyi başarmıştır.
Geleneksel düşünce ve değerlerin, alışkanlıkların değiştirilmesinin çok zor olduğunu biliyoruz. Ülkemizde yapılan değişikliklerle 76 yılda alınan yol gurur vericidir.
1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu sisteminden farklı bir anlayışla ortaya çıkmış, Mustafa Kemal önderliğinde Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı tamamlayarak tam bağımsızlık, demokratik, lâik bir hukuk devleti olmayı seçmiş, uygulamıştır. Ülke teokratik bir rejimden, anayasal bir Cumhuriyete, ümmet toplumundan Türk Ulusçuluğuna geçerek ulus devlet gerçekleştirilmiştir.
Devlet yönetim biçiminden başlayarak çağdaş batı uygarlığı örnek alınıp yapılan yasal düzenlemeler ile ortak bir kültür yaratılmaya çalışılmış, eğitim, sağlık, tarih, kültür politikaları birer birer hayata geçirilmiştir. Bu uygulamalarda Türk eğitimcileri, kendilerine düşeni seve seve yaparak yurt genelinde her yerde daima Cumhuriyetin, Atatürk devrimlerinin uygulayıcısı olmuşlardır.

Çağdaş batı uygarlığının, yasal düzenlemeleri, pozitif bilimleri ve teknolojik verileri ile ülkemizde yaratılan, yaşanan yeni oluşuma eğitimciler uyum sağlamışlardır. Bu uyumun yeni binyılda sürebilmesi için Avrupa Birliğine aday olduğumuz şu günlerde; Avrupa ile entegrasyonu sağlayıcı önlemler almalıyız. Temel hak ve özgürlükler yasalarla güvence altına alınmış olsa bile yeniden yapılanması, yasaların uygulanmasından doğan aksamaları düzeltme çabaları içinde olmalıyız.

Temel insan hakları, özgürlük, elverişli yaşam koşulları, işlerlik kazanmalıdır. Çocuk hakları, kadın hakları, hasta hakları bir bütün olarak ele alınmalıdır. Unutmamalıyız ki her birimiz bu hakların bir veya birkaç bölümünün uygulayıcılarıyız.

Yeni binyılda çağdaş bir hukuk rejimi, vergi rejimi, yasalar karşısında eşitlik uygulamasını bireyler, hep birlikte başarmalı, devletine ve birbirlerine inanarak yaşamalıdırlar.
Eğitimcilerin yarınlarla ilgili korkusu olmamalıdır. Kamu çalışanı olarak demokratik hak ve özgürlüklerini kullanmalı, yaptığı işin onuruna uygun ücretlendirilmelidir.
Cumhuriyetin ilk yıllarındaki öğretmen imajı tekrar yaratılmalıdır. İnanmış eğitimci bir kadro sayesinde devrimler büyük kitlelere ulaştırılabilmişti. Ekonomik haklar ve sosyal statü açısından 2000'li yıllarda öğretmenimiz güvence içinde olmalıdır.​
M. Süleyman AKYÜZ
Millî Eğitim Müdürü / ANTALYA​
 
Geri
Üst