Zayıflamak isterken sağlığınızdan olmayın!

SadmiN

♥ Evli Mutlu Çocuklu ♥
Yönetici
Zayıflamak isterken sağlığınızdan olmayın!
Günümüzün hastalığı olan şişmanlığın giderilmesi için elimizi nereye atsak nerdeyse mucize zayıflama reçeteleri ile karşılaşıyoruz.
Bazen öyle uygulamalar yapılıyor ki insanların mevcut sağlıklarını kaybetmesi pahasına çok düşük kalorili diyetlerle kilo verdiriliyor...
Böyle hastaları sonradan takip ettiğimizde ne yazık ki uzun dönemde metabolizmalarının yavaşladığını, daha kolay kilo alır duruma geldiklerini ve psikolojilerinin bozulduğunu görüyoruz.
Fazla kilolardan kurtulmak amacı ile yapılan yanlış zayıflama programlarının özellikleri hakkında kişilerin dikkat etmesi gereken noktalar:
Gazetelerde, dergilerde yayınlanan herkes için geçerli olabileceği savunulan diyetler kısa sürede hızlı kilo kaybı vaad eden şok diyetler(burda kişiler kısa sürede bir şekilde kilo kaybederler ancak program bittiğinde çok hızlı bir şekilde tekrar kilo alırlar dengeli beslenme alışkanlığı kazandırmayıp, özel ürünlere yönlendiren diyetler tek besine dayalı diyetler kişiye özel olduğu savunulan, kişinin alışkanlıklarını değiştirmeyen, haftada bir değişen diyet listeleri (bu daha çok o diyeti hazırlayan kişiye bağımlı olunmasını amaçlar ) yağ dokusundan kayıp sağlamayan, sadece su kaybına neden olan idrar söktürücü veya ishal yapıcı ilaçlar; saunalar…
Bu tür programlarda insanların kişisel özellikleri gözönüne alınmadan genel olarak düşük kalorili diyet listeleri verilir ve bunlar moda olur. Örneğin Beverly Hills diyeti, bu diyette protein çok sınırlıdır ve enerji karbonhidrattan sağlanır. İlk başta çok hızlı yağsız vücut kitlesinden kilo kaybı olur. Negatif azot dengesi oluşur. Vitamin mineral açısından kısıtlı bir diyettir. Uzun dönem uygulanabilecek bir diyet değildir ve program bitiminde kişi hızla verdiği kiloyu tekrar alır...
Kalpde ritim problemleri ortaya çıkabilir
Karbonhidrat gibi bir besin ögesinin kısıtlanmasına dayanan diyetlerde ise kişiler protein ağırlıklı beslenirler ve enerji proteinden sağlanır. Bu diyetin ana fikri vücudun proteinleri sindirme sırasında harcadığı enerjiyi artırarak kilo kaybı sağlamaktır.
Ancak düşük kalori ile yüksek protein almak vücutta keton cisimciklerinin oluşmasına neden olur. Normalde enerjisini glikozdan alan beyinde açlık sırasında glikoz bulamayacağı için bu maddeleri kullanmaya başlar ve kişilerde halsizlik, yorgunluk, konsantrasyon kaybı gibi belirtiler görülür. Ayrıca proteinler vücuttan atılırken kemikten kalsiyum çeker ve kişilerde kemik erimesine yatkınlık oluşur.
Diyetle fazla miktarda protein almak vücuda çok fazla doymuş yağ asidi girmesine neden olur ve bu durum kalp damar hastalıklarına zemin hazırlar. Bu tür diyetleri yapanlarda ürik asit yükselmesine bağlı eklem hasarları ve sıvı elektrolit kaybına bağlı kalpde ritim problemleri ortaya çıkabilir.
Hızlı zayıflamalarda su kaybı..
Hani hep söylenir, “Aman hızlı zayıflamayın kas ve su kaybedirsiniz” diye? Peki bu nasıl oluyor?
Normal bir erişkinde kas dokusunda ve karaciğerinde ortalama 400 gram glikojen vardır. Glikojenin her 1 gramı 3-4 gram su ve 0.45 gram potasyum bağlar. Eğer kişi çok düşük kalorili veya ketojenik diyet uyguluyor ise vücut öncelikle yağ dokusu yerine burdan enerji harcayacaktır ve başlangıçta hemen 1200 gram su kaybedecektir. Ayrıca ketoasitler anyon yapıda olduğu için vücuttan atılırken Na gibi katyon kaybına neden olacaklardır.
Gerçek ağırlık kaybının vücuttaki yağ kitlesinin azalması ile olduğunu asla unutmayalım. Buraya kadar gördük ki eğer ağırlık kaybı hızlı oluyorsa öncelikle su kitlesinde azalma sonrasında da kas kitlesindeki azalmayı beraberinde getiriyor. Eğer dengeli metabolizmamıza uygun bir diyetle besleniyorsak daha çok yağ dokumuzdan kaybederiz, eğer ketojenik diyet yapıyor isek daha çok su kitlemizden kaybederiz, eğer aç kalarak zayıflıyor isek kas kitlemizden kaybederiz.
METABOLİZMAMIZA UYGUN OLMAYAN BİR DİYETLE HIZLI ZAYIFLADIĞIMIZ ZAMAN VÜCUDUMUZDA NE TÜR RAHATSIZLIKLAR OLUŞUYOR?
Bu tür zayıflama diyetlerinin vücudumuza verdiği zararı sistem olarak incelediğimizde ;
Kalp damar sistemi:kalpte ritim bozuklukları, kalp kasında zayıflama, tansiyon düşüklüğü, Merkezi Sinir Sistemi: Başağrısı, konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, yorgunluk, uyuşukluk, üreme Sistemi: adet düzensizlikleri, cinsel istek kayıpları, böbrek taşları, mide bağırsak sistemi: Bulantı, kusma, kabızlık, ishal, safra taşları...
Ayrıca kuru cilt, saç dökülmesi, sürekli üşüme gibi şikayetlerde görülür.
O zaman amacımız ne pahasına olursa olsun zayıflamak değil, mevcut sağlığımızı daha da iyileştirerek beraberinde kontrollü bir şekilde kilo kaybetmek ve ulaştığımız yeni kiloyu da ömür boyu korumak olmalıdır.
alıntıdır
 
Geri
Üst