♥GönüL defterimin SayfaLarı..♥

SANA YAŞIYORUM

tek kişilik kışlarda
tek kişilik akşamlarda;
tek kişilik yataklarda donmak istemiyorum . .

/..sensiz üşüyorum../

hani en çıkmazlarda
gözyaşım kirpiğimin ucunda
yaşamaktan önce sen geliyorsun ya aklıma . .

/..seni seviyorum../

yolum sevdada . .
virajlar tümsekler . .
bir yanımdan kapris bir yanımdan gurur geçiyor . .

/..ben sana koşuyorum../

gece ansızın açıyorum gözlerimi . .
senli bir rüyanın tam ortası . .
"kahretsin!" diyorum kahretsin !!
tekrar sana uyuyorum . .

/..sen uyma bana../

satırlara döküyorum seni . .
özene bezene sayfa sayfa
kenarlarını süslüyorum . .
dur gözlerini kapatma !!

/..hala seni okuyorum../

onca zaman geçti . .
ayrıla ayrıla geldik tam aşkın ortasına . .
bilsen ne çok şey değişti . .
şimdi sevdama laf atanlara kocaman;
yanında küçücük oluyorum . .

/..yaşım aşk
...seninle büyüyorum.../
 
İçimdeki acı bir anda katlanıp çıkıverdiğinde karşıma kelimelerin suskunlaşıp beni boğacağını düşünemezdim bile. Ama oluyormuş bak işte nefes alamıyorum yavaş yavaş..Gitgide kesiliyor derinlerdeki sesim ve gitgide sıradanlaşıyorsun sende herkes gibi…
Unuttun mu dediğimi sana sevgili
İzin verme demiştim unutmama seni…
İzin verme sıradanlaşmana
İzin verme anılarımdaki yerini bozmaya….
Halbuki sen çoktan karar vermişsin sıradanlaşıp yok olmaya..
Halbuki sen istememişsin yüreğimdeki o yeri…
Ve çoktan kaybolup gitmişsin de ben bir hayalin peşinde dolanır olmuşum saf aşık misali…
Halbuki ben senin farklılığını sevmiştim sebepsiz gülümsetmeni beni ve huzuru..
Gözlerinde yakaladığım ve avuçlarında hissettiğim o huzuru sevmiştim sevgili…
Hani demiş ya şairin biri…
Ben seni hiç sevmedim ki….
Gerçekten; ben seni hiç sevmedim ki sevgili
Ben senin bana bağışladığın güzellikleri sevdim
Ben senin anılarımda yer etmeni sevdim belki
Belki de gökyüzünü ilk defa seninle bu kadar net görmemdi sevgili

Seni sevmemin nedeni...Belki de gökyüzünü ilk defa seninle bu kadar net görmemdi çeken sana…
Ne önemi var ki şu saatten sonra..
Ne önemi var ki sözlerin…
Susmak istiyorum ben susmak ve bir daha hiç konuşmamak…
Kelimelerim boğarken beni yardım bile istememek kimseden…
Ve sadece senin yardım edebileceğini bilerek suskunlaşmak gitgide…
Kalemimden damlayan kan damlalarında boğulmak belki de…
İçimin yırtıkları gün yüzüne çıkıyor yine derinden…
Görüyor musun yar bir bir bıçaklar saplanıyor kalbime senin dilinden…
Ve bir bir yaralar açılıyor sebepsiz…
Yüreğim yangın yeri
Yüreğimdeki sen alevlerde..
Yar uzat elini
Uzat çıkarayım seni..
Kor etme kendini
Küllendirme yüreğimdeki yerini…
Yar çık çık yangınlardan..
Serin yağmurlar bekliyor ikimizi…
Yazmaya çalıştıkça saçmalıyor dilim sevgili…
Susmak yakışır diyorum ve susuyorum…
Gitgide güçsüzleşiyor nefesim…
Boğuluyorum…
Ve son kez tekrar ediyorum sana o şairin diliyle sevgili
Gerçektende ben seni hiç sevmedim ki
Ben senin bana bağışladığın güzellikleri sevdim
Ben senin anılarımda yer etmeni sevdim belki
Belki de gökyüzünü ilk defa seninle bu kadar net görmemdi çeken sana…
Ve şimdi dilimde bir sus var çöreklenmiş…
Seçilmiş bir dilsizlik yaşıyor bedenim korlaşan alevde gördükçe seni…
 


Bazen sıfırdan başlamak istiyorum..Elimde olsa olabilse keşke zamanı geri çevirmek...!

Belki seni kaybettiğim günü geri getirmek isterdim..Bazı şeyleri düzeltmek için bir şans olurdu diye..
Ya da seninle başladığımız günü seni sevdiğim o zamanı engellemeye çalışırdım...! Hiç yaşamak istemezdim seni diye...!

Bazen unutmak istiyorum...Ruhumdan soyutlamakdüşüncemden sıyırmak..
Bazen yine seninle ilgili hayaller kuruyorum bitmişliğe aldırmadan..Beynim kabullendi gidişini kalbime anlatamıyorum işte...!

Bu yalnızlık ürkütüyor beni..Çoğu kez sonuna geldiğimi hissediyorum..Gün geçtikçe azalır dediğim sensizlik daha çok çoğalmakta daha çok canımı acıtmakta...! ve ben eksiliyorum..ve ben artık güçlü olamıyorum..

Şarkımızı duyduğumda kulaklarımı kapatıyorum...
Yolda ki insanları sana benzetmekten sıkıldım..
Olmadık yerde isminin geçmesi..
Bilmeden eşin dostun seni bana sorması..
Telefon çaldığında sen diye dua etmem içimden herdefasında..
Dolaştığımız yerler birlikte paylaştığımız herşey..herşey..

Seni unutamamın yokluğuna alışamamın o kadar çok nedeni var ki..
Seni sevmemin nedeni yoktu ama..
Seviyordum işte gözüm kapalı...Yaşıyordum kendimce aşkı..
Ama sen sebepsiz gidişleri seçtin..Nedeni olmayan gidişleri..!
Kaçmaktı senin ki savaşmayı göze alamayacak kadar korkaklıktı..

Birlikte mutlu olabileceğime inandığım bir yolda ilerliyordum seninle sonunu düşünmediğim..
Sen yürümekten yorulmuştun..!
Ben tüm zorluklara rağmen ilerlerken..Arkama baktığımda;
Senin çoktan başka yola sapıp beni yarı yolda bıraktığını anlamıştım..anlamıştım..!

Seninle tekrar doğmuştum..
Şimdi sensiz ölüyorum...!
 
....Sevgi yürekteki nazar boncuğu...


Sevgi en güzel sözcüklerle dökülüyor satırlara bugün...
Adını bilmediğim garip bir duyguyla yükleniyor yüreğime mavimsi bir renkletıpkı nazar boncuğu gibi renginde seviyorum ben belkide aşkın rengi bu yüzden mavidir...
Bu yüzden yücedir.Sevgi yürekteki nazar boncuğu gibidir...


Sevmenin bütün anlamı mavilerde büyük gökyüzü gibi sonra denizler gibi sonra okyanuslar gibi ucu bir türlü görünmeyen o zengin mavide gizli aşk....
İnsan hep mavilerle sevmeli sevmeliki;nazar değmesin mutluluklara hüzün düşmesin güzel yüreklere sevgi yürekteki nazar boncuğu olmalı sevdalılara...


Sevgi bulutların üzerinde öpüşmek olmalı kimsenin görmemesi nazar etmemesi için her gözden her sözden uzak beslenmeli...
İşte ozaman sonsuz ve bir ömür mutlu gececektir.Sevmek en güzel duygu insan sevdimmi gözü hiçbirşeyi görmemeli yürekleriyle her derde deva olmalı.
Çünkü sevgi yürekteki nazar bonucuğu sevginin en değerli mavisi....


Yüreğinize sevdanızasevdiklerinize ve sevenlerinize nazar değmemesi adına
herzaman maviyle sevin sevgi yürekteki en güzel nazar boncuğu onu taşımaktan vazgecmeyin...
 
Neydi bu kalemi yeniden elime aldıran herkesten köşe bucak sakladığım kendime bile itiraf edemediğim duygularımı buraya dökmeme sebep olan şey neydi... Neyse sebebinin ne önemi var... Yazıyorum işte...

Günler haftalar aylar geçti.. Yıllar geçti gidişinin ardından. Gidişinle beraber her şey değişti benimle beraber... Varlığınla sahip olduğum ve varlığınla büyüttüğüm o sonu gelmeyecek sandığım ümitlerim de gitti seninle beraber.Keşke gitmekle kalmayıp ölen o umutlarımla beraber sen de ölebilseydin yüreğimde... Hani insanın ancak ölmesiyle beraber yok olan değerleri vardır ya sen de öyleymişsin meğer de ben bunu hep inkar edermişim...

"Sevgilim" derdin hatırlar mısın bana sarılırkenöperken... Yanımdayken güvende hissederdin kendini. Hayat sendin can sendin ömür sendin... Seninle başlamıştı varlığım seninle devam edecekti. Hesaba katmamıştım ki bu varlığın gidişinle sona ereceğini...

Sen varken böyle acımasız değildim.. Bağırmak haykırmak için yer aramazdım.. Mutluydum yanında her şeydin hayattın neşeydin mutluluk sendin...

Sen varken böyle sıradan değildi dünya.. Seninle beraber ayrı bir anlam kazanırdı her şey.... Her şeyin ayrı bi lezzeti vardı benim için. Tat sendin...

Sen varken zamanın bir anlamı vardı bir değeri vardı gözümde.. Zaman seninle değerlenirdi.Her anını yüreğime doldurarak yaşardım senle geçen bütün saniyeleri.Zaman sendin zamanı anlamlı kılan sendin...

Sen varken aşk vardı.. Farklı bir boyut kazanırdı sıradan olan şeyler. Sen vardın ya yanımda dünya umrumda değildi. Dünyamdın sen benim varlığım sendin...

Sen varken sevgi vardı.. Sevmeyi öğretirdik sevmek nedir bilmeyen gönüllere... Yürek sendin...

Sen varken her şey kolaydı.. Zor olan tek bir şey yoktu. Çünkü bilirdim yanımda benim olduğunu..Her an güvendeydim onun için her şeyle ve herkesle savaşmaya hazırdım. Başkalarına zor gelen bana sıradan gelirdi. Savaş sendin güç sendin...

Sen varken edilen dualar vardı..hepsi seninle başlayıp seninle biten... Hepsi yürekten gelen..Göklere uzattığım ellerim sendin...

Sen varken gece olmazdı.. Günüm hep aydınlıktı.. Her şeyin ayrı bir ışığı vardı. Işığım sendin...

Sen varken tek mevsim yaşanırdı dünyamda... Her güzel şeyin başlangıcı olan ilkbahar.. Zaman salisesine milyonlarca anlam katarak ilerlerdi de bir an olsun ne gündüzüm gece olurdu; ne de ilkbaharım sonbahar...

Sen yoksun... yine tek mevsimde yaşanıyor günler.. Gidişinle başlattığın sonbahar şimdi yerini karanlık kışlara bıraktı...

Sen yoksun... tek vakit yaşanıyor günler... Her yer karanlık her yer hüzünlü. Her yer yorgun ve umutsuz...
Sen yoksun ya aşk yok sevgi yok ümit yok dua yok... Sana çıkan tüm yollar kapalı zerre kadar ümit yok...

Sen yoksun ya ben de yokum!!! Seninle beraber başlayan varlığım seninle beraber devam edemedi güzellikleri ve mutlulukları yaşamaya.. Gözlerinde bulduğum hayat yerini soğuk cehennemlere bıraktı...
Kara yazım gidişinle beraber yok ettin her şeyi.....
 
Yan öyküler vardır hayat hikâyemizde 'yan' hayaller. O planlı programlı belki tekdüze belki karmakarışık ve 'gerçek' hikâyemiz dışında gülümsediğimiz hüzünlendiğimiz nefes aldığımız kendimiz olduğumuz yahut kendi kimliğimizin ötesine çıktığımız öyküler.
Gün tüm matematik akışında devam ederken bir kuşun uçuşuna bakıp çok kısa bir uçuş hayali kurmak gibi. Uçmanın içine nice kaçışlar saklayarak nice kavuşmalar ekleyerek özgür diyarlarda geçen ve aslında yaşanmamış bir hikâyecik. 'Kaçma'nın her zaman kurtulmak olmadığını unutarak 'uçma'nın düşmesini görmezden gelerek.
Yağmur yağarken delice bir ıslanma isteği. Üşümeyi umursamamanın sırılsıklam olmanın cepteki tüm değerli değersiz kâğıtları kaybetmenin şeker gibi erimenin insanı sardığı bir istek.
Bir kitap okurken kurulan hayallerden oluşan kısacık bir hikâye belki. Kendine biçtiği rolün altından kalkmak için didinen rölünün hakkını verince gizli gizli efelenen bir kahraman gibi.
Kısa bir aşk kısa bir yaşanmışlık kısa bir aşk şiiri kısa bir buse kısa bir özlem ve başına 'kısa bir...' eklenebilecek aşkla ilgili herşey.
Belki gerçek hayata bir katkısı olur belki düş âleminde kalmaya mahkum olur.
Ama eninde sonunda biter.
Kuş gözden kaybolunca yağmur dinince kitabın etkisi geçince 'aşk' gerçekler karşısında yenilince.
Kiminde elveda bile diyemezsiniz. Sallanmaz "Ne mendil ne de kol". Hüzünlenemezsiniz bile asla biteceğini tahmin etmediğiniz hikâyenizde. Yüzlerce dramatik son yazmış olsanız bile sizin yaşadığınız hiçbirine uymayabilir.
Bütün o aşk cümlelerinize karşılık uzun bir veda cümleniz yoktur.
Her kısa ayrılıktan önceki sarılmanız bile yoktur.
Her geçici 'hoşçakal'ınızın karşısında gerçek 'hoşçakal'ınız ne de zayıf kalır.
Gözden kaybolan kuşu ne de çabuk unutsunuz. Güneş açınca yağmur ne kadar da uzaktır. 'Son'dan sonra sizi o kadar etkileyen kitapla aranızdaki mesafe ne de hızlı açılır.
Aşk büyük aşk mükemmel aşk ne de çabuk biter.
Elveda bile demeden. Ağlamadan hatta hüzünlenmeden.
Gerçek öykü hükmünü devam ettirir sürekli yeniden başlayan yan hikâyelere rağmen.
 
Akıp gitti benliğimden tüm korkularım
Çogalsada dertlerim sıyrılıyorum hepsinden..



Her acımı kederimi rüzgarlara emanet ettim; Benden uzaklara savursun diye..
Gözyaşlarımı hüznümü denizlere bıraktım; Dalgalarında boğulsunlar...




Boşa imiş çektiğim tüm "sen"li dertlerim
Özgür bırakmalıymışım meger yüregimi..
Güvenmeliymisim kalbim sana sesine..



Bembeyaz sayfalarim öyle kirletilmis öyle yipratilmiski özümü unutup yaslara bürünmüsüm..
Oysa gecmisimi ben yasamamisim kula kulluk eden bir bedene esir kalmisim..



Taa ki o ana dek!
Kiyametin kopmasini görmemek icin kapatmisken gözlerimi
Birden tüm kabuslardan uyandiran mucizem oldun!




Ahhh..Sen nerelerdeydin?...



Varsin olsun
Geldin ya !
Mucizem oldun ya !
Benim kiymetlim oldun ya !...



Simdiyse acilardan dertlerden tüm yürek kanatanlardan arinmak öyle kolayki
Huzurun ne oldugunu yine anlayabiliyorum yine hissedebiliyorum
Gülümsemelerim öyle ictenki yüregimdeki tüm buzlar eridi sicakligi sardi dört bir yanimi..



Bir sen kal yüregimde..
Icimde bir senin yaran olmasin...



Öyle ya !
Gelisin mucizem oldu Gidisin Kiyametim olur...



Sen!
Hic gitme olurmu ....
 
Sana doğru attığım her adıma bir dua iliştirip düşmüşken yollarına sen muzip gülüşler ilişmiş dudaklarını benden başka her kelimeyle süslerdin. İçimden sana kontra susuşlar biriktirirdim en azından yanında olabilmenin mutluluğuyla… Sitemlere yatıramadığım en duru duyguydun sen içimde bu yüzdendir ki “gözlerine deniz düşmüş” en sevgilisin hâlâ benim için. Dalgalar martılar muştular umutlar yarınlar hepsini gözlerinden içmişliğim işte ondandır bu bir türlü senden vazgeçememişliğim… Oysa hiçbir gidene kal dememiştim


Cahildim dünyanın rengine kandım
Hayale aldandım boşuna yandım
Seni ilelebet benimsin sandım



Ölürüm sevdiğim zehirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin



Şimdi zaman su gibi akıp gidiyorken damarlarımdan senden ayrı geçirdiğim her saniyeye bin özlem yükledi kalbim… Her söylediğin sözün arkasında bir mana aramaktan vazgeçeli çok oldu hâlâ hayatımda olmaklığınla avunmak kaçışların en güzeli belki de korktuğum o acı sondan.




Sözüm yok şu benden kırıldığına
Gidip başka dala sarıldığıma
Gönülüm inanmıyor ayrıldığına



Gözyaşım sen oldun kahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin



Seni görmeden önce yaptığım konuşma talimlerinden ve karşılaştığımızda memleket kurtarırken aslında içimden seni ne çok seviyorum diye haykırmaktan yorulmadım belki ama bir bakış bile yakalayamamanın hüznü içimde açılan yaraların en derini...





Garibim can yıkıp gönül kırmadım
Senden ayrı ben bir mekan kurmadım
Daha bir gönüle ikrar vermedim



Batınım sen oldun zahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin



Her şeye rağmen; yazmalara küsmüş kalbim bir dirilişe geçtiyse seninle yine o umudu hep diri tutan senle geçen “bir gün”e bir ömrü yaymışlığımdır belki de… Bir “ahirim sensin” kaç “seni seviyorum” eder ki acaba? İki kelimeyle toplayıp sevdamı bir gülüşle yollasam yine sana konar mı kalbinin pervazına? Bir temmuz güneşi olur mu kışın en soğuk gecesi avuçlarında bir gülsen geçecek o içimdeki derin sızı…



Bir gülsen ve sadece gel desen
 
Bosluguna sariliyorum her gece...
üsüyorum.yoklugun buz gibi vurmus evime ve yürek odalarimin duvarlarina.
duvarda asili resmin bile bakmiyor gözlerime...
her gece sensizligime içiyorum buz kesen evde.

Kalbim hala beklemeli aslinda.
geleceginin ihtimaliyle beklemek esas duruslarda...
yorgunluk veren bir sey bu."çik gel istersen."diyorum sensizligimdebana bakmayan resmine...

Acilarla vurusuyorum ve yalanci acilarla avuturcasina geçistirmeye çalisiyorum kalbimi.
her seyi sadece senin için yapmaya çalisiyorum sevgili...

Bu sana kirk birinci mektupsal bir sey sevgili...
her birinde ayri bir sensizlik ve ayri bir sensizlik acisi var aslinda.
artik tükeniyorum her bosluguna sarilmalarda.ve ölüyorum her an üsümelerde...

Hiç bir sey olmayisin kadar yikici olamaz sevgili...
kapilarim hala aralik ve yolu hala aydinlik.
sen geleceksin ümidi ve ihtimaliyle yirmi dört saat beklemeliyim sevgili...

Bir sey hala kopmadi içimde...
en basta sen canimen basta sen bas tacim...
anlamsizliga susmalar var içimde.sadece sana konusuyorum sevgili...
sana yaziyorum tüm güzel kelimeleri...

Vakti dolmadan ömrümgel sevgili...bilki ben çok acilar yasadim sevgili...
ama bu baskasensizlik bir baska.


Gel yürek odalarima canim...
Gel...çünkü beklemeliyim.
Gel...çünkü bosluguna sariliyorum.
Gel...çünküler bitti.
Üsüyorum..
 
Kocaman bir sessizlikti yaşamlarımız çoğu zaman kimse birbirinin sesini duymadı aslında duyuyor dediklerimiz bile çok uzaktaydı...

Ben bir tek sana sesleniyorum tüm gücümle ve şimdi duymanı istiyorum ne olur dur dinle...

Kaç mevsim sığar bir ömre yada bir ömür kaç mevsimliktir.?
Sen yaşadığım en güzel dört mevsim yüreğime ekip göz yaşlarımla beslediğim en büyük sevdasın.

Bazen kilometrelerce uzak bazen aldığım nefes kadar yakınsın...

Uzak diyarlardan gelen sesinin merhabasıyla gelir konar yüreğime yaz mevsimi...

Engin denizlerin ortasında yunuslarla yarışır deniz kızlarıyla dertleşir bulurum kendimi.
Korkutmaz suların rengi ve derinliği tıpkı sana duyduğum sevgi gibi..
Nice bir zaman sonra dans ettiğim beyaz köpüklü dalgalar bilmediğim bir çölün kızgın kumlarına bırakır beni.. Kervanlarla yolculuk ederken bulurum kendimi.. Sen uçsuz bucaksız çöllerin ateş’ den prensi ben gölgene ve sana muhtaç bir kum tanesi....
Bir an bir Dua sesi getirir kendime beni... Kurduğum hayal sona erer gerçeğe dönüşür duygular sen yoksun yaşadığım hayal kırıklığıyla hüzün yine kapımı çalar... Gözlerimde dolu misali birikir yaşlar ve sen bilmezsin
Yüreğime yağmurlar yağar...

Yağan yağmurlarla gelen sonbaharda daracık bir patika yolunda yürür bulurum kendimi.. Ağaçlar yapraksız kalmış yine sensiz ben gibi.. Üzerine basmaya kıyamadığım sarı kırmızı yaprakların sesleri alır götürür geçmiş zamanlara beni... Yeşile bürünmüş dallar Alnina kondurduğum buseler heyecanla elime tutuşturduğum gül goncaları gelir aklıma... Düşen bir dal parçasıyla boğazımda düğümlenir tarifsiz duygular ve gözlerimde birikir yaşlar Yüreğime yeniden yağmurlar yağar...

Eteklerine kardelenler serpilmiş beyaz gelinliğiyle dört başı mağrur gelinlere benzeyen bir dağın zirvesindeyim şimdi..
Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyor yüreğim... Dağ başı yalnızlığı ölümden beter…Yumruklarımı sıkıyor avazım çıktığı kadar bağırıyorum.. “SENİ ÇOK SEVİYORUM”
Sesimin yankısıyla çığlar düşüyor eteklerime… Yollarımda karlar yollarımda kara yazım var.
Gel desem gelemezsin…. Gel desen ayaklarımda buzdan prangalar….
Gözlerime hapsettiğim yaşlar
Ve yüreğime yeniden yağmurlar yağar...

Tüm cömertliğiyle gelen bahar.. çağıldayan dereler el ele dolaşan sevgililer bir yanda uçurtma kuyruğuna asılı kalmış çocuk sesleri Taze bahar çiçekleri çiğ taneleri başımda eser kavak yelleri ve dilimde uzak diyarların sevda türküleri…

Mevsimler geliyor ve geçiyor hayatımdan…
Bir yarım hep eksik..Bir yanım hep sensiz kalıyor…
Görmüyorsun..!
Duymuyorsun..!
Yüreğime yağmurlar yağıyor…
Yağmurlar yüreğime ağlıyor

SEN BİLMİYORSUN..
 
Geri
Üst