19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nın Önemi

THESECRET

"Adalet olunca yiğitliğe lüzum kalmaz"
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nın Önemi
19mayis-5.jpg



Türk Tarihinde kutlanması gereken günler vardır. Bunlardan biri 19 Mayıs 1919'dur. 19 Mayıs 1919 Anadolu'da yeni Türk Devleti'nin fiilen temellerinin atıldığı gündür ve Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin başlangıcıdır. Yüce Önder Atatürk'ün Büyük Nutkunu bu olayla başlatması, doğum gününü soranlara 19 Mayıs'ı işaret etmesi bunun kanıtı sayılmalıdır.
19 Mayıs'ın millî bayram olarak ilân edilmesi bu yargıyı daha da pekiştirmektedir. Atatürk, gerek Millî Mücadele döneminde, gerekse Cumhuriyet döneminde yurdumuzun birçok şehrini ziyaret etti. Bu ziyaretler, o şehirlerin mahallî övünç günleri olarak kutlandığı halde sadece 19 Mayıs yasa ile millî bayram kabul edildi.
Şanlı Türk Tarihi bir çok başarılarla süslüdür. Tarihimizde yaşanmış olan bu başarılar hiçbir zaman unutulmayacaktır. Başarılarımızın hatırlanması ve bu başarıları elde eden insanlarımızın hatırlanması amacı ile belirli gün ve haftalarda bir dizi etkinlikler düzenlenmektedir.
Milletçe kutladığımız bu milli bayramlar içerisinde 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı da vardır. 19 Mayıs tarihi bizim için çok şeyler ifade etmektedir. 19 Mayıs 1919 günü Atatürk’ün Samsun’a milli mücadeleyi başlatmak için geldiği bir gün olması sebebiyle aslında Türk milletinin de kurtuluşunun başladığı gündür. Kurtuluş mücadelesinin başladığı yer olarak ta kabul edilmelidir. Atatürk’ün doğum gününü soranlara, 19 Mayıs’ı işaret etmesi bunun en büyük kanıtı kabul edilmelidir.

19 Mayıs tarihinin yasa ile milli bayram ilan edilmesi bu günün anlam ve öneminin büyüklüğüne en büyük işarettir. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra 13 Kasım 1918’de İstanbul’a gelen Mustafa Kemal Paşa, altı ay kaldığı bu ilde, vatanın kurtuluşu için çeşitli girişimlerde bulundu. Padişahla görüşerek bu konudaki düşüncelerini ona aktardı. Güçlü bir hükümetin kurulabilmesi için çaba sarf etti. Basın yolu ile geniş kitlelere ulaşarak, halkı aydınlatmaya çalıştı. Kurtuluş mücadelesine Anadolu’dan başlanması gerektiğinin altını çizdi. Anadolu’ya birer görevle geçeceklerin çalışmalarını gayri resmi bir tarzda sürdürmeleri ve mecbur kalınmadıkça görevlerini terk etmemeleri anlatıldı. Atatürk bu konulmuş prensiplere süreç içerisinde tamamen uymuş, ancak, başlangıçta kendisiyle birlikte Millî Mücadele’ye atılan arkadaşları arasında, zorunlu olmadıkları halde İstanbul’dan verilen emirlere hemen uyarak görevini bırakanlar olduğu gibi, bununla kalmayıp İstanbul’a dönenlerde olmuştu. Atatürk bu durumu Nutuk’ta ağır bir şekilde eleştirmiştir.
 
Geri
Üst