Abdulkadir Geylani

M

Misafir

Forum Okuru
Abdulkadir Geylani
Hicri 471... Ramazanın son günleri... Geylân8217;a bir kara kış çöker ki sormayın.

Ortalık nasıl sis, nasıl duman?

Bırakın hilali, gök bulunmaz. İyi de Şevval girmiş midir acaba?

Öyle ya Ramazan oruçsuz olmaz, bayram oruçlu olmaz
Ulema çare düşünürken biri 8Üdurun8221; der 8Üben bu işi çözdüm galiba.8221; Derhal hanımını Ümmül Hayr diye anılan Seyyide
Fatıma8217;ya yollar.

Seyyide Fatıma nurlu bebeğini emzirmeye yeltenir ama çocuk huzursuz olur, ağzını saklar. Fatıma Hatun 8ÜSiz orucunuzu tutmaya devam edin8221; der, 8Üeğer Ramazan çıkmış olaydı,
Abdülkadir emmeye başlardı.8221;

Seçilmişlerin farkı

Biliyor musunuz, bazı çocuklar doğuştan şanslıdırlar. Abdülkadir-i Geylani babası ile şeriflere, annesi ile seyyidlere mensuptur ve doğmadan müjdelere kavuşur. Bir gün, babası rüyasında Efendimizi görür.
Server-i âlem ona döner ve 8ÜEy Ebû Salih!8221; der,
8ÜAllahü teâlâ sana kâmil bir evlâd nasip eyledi. O benim oğlumdur. Evliya arasında derecesi çok yüksek olacak. Oniki imam haricindeki bütün veliler ondan feyz alacak.8221;

Geylanlı Abdülkadir de çocuktur ama çocukluk yapmaz. Koşmaz, kovalamaz,
çelik çomak oynamaz. Öyle ya melekleri gören biri başka nasıl olabilir ki?

Bir arefe günü tarlayı sürerken öküzü durur, nelerle uğraşıyorsun gibilerden bakar ve 8Üsen bu iş için yaratılmadın8221; diye
mırıldanır.

Olup biteni anlamaya çalışırken ufuklar açılır, Arafat ovası önüne yayılır. O sıra hacılar vakfeye durmuş dua yapmaktadırlar.

Abdülkadir orada olamadığına çok yanar.

Evet, Geylân da güzel yerdir lâkin Abdülkadir, Bağdat8217;a gitmeli,âlimleri, velileri görmelidir. Annesi ona çok düşkündür ama söz ilimden açıldı mı boynunu büker.

Rahmetli babasından kalan altınların yarısını kardeşine ayırır, yarısını cepkenin astarına diker.

Ve ondan tek bir şey ister: 8ÜYalan söyleme!8221;

Altının var mı?

Minik aşık ilk kâfileye katılıp yola çıkar. Hemedan8217;ı geçince,
altmış atlı çıka gelir, kervanı basarlar. Herkesi soyar ama onu ciddiye
almazlar. Haydutlardan biri, laf ola beri gele cinsinden sorar.
-Senin de bir şeyin var mı?
-Var
-Hani şöyle çil çil altınlar
-Hem de kırk tane
-Astarına mı dikili?
-Evet
-Git işine, eğlenme benimle.
Olacak bu ya bir başka şaki de aynı soruları sorar. Aynı cevapları alır
ama inanmaz. Eşkıyaların reisi haninin kurdudur. Abdülkadir8217;in tavrı
gözünden kaçmaz. Bu kez o sorgular:
-Sahi altının var mı?
-Var.
-Kaç tane
-Kırk tane.
-Nerede?
-Elbisemin kolu içinde
-Göster bakayım
-İşte.
-İyi de bunu neden söylüyorsun?
-Anneme söz verdim. Üç beş altın için yalan konuşacak değilim ya.

Şahit olun ki...

Bir an göz göze gelirler. Küçük dervişin yüzü öyle temiz, çehresi öyle
nurludur ki reisin içinde bir şeyler kıpırdar. Önce dudakları titrer,
sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar 8Ühalbuki ben8221; der,
8ÜRabbime verdiğim sözleri bile tutmuyorum.8221;

Sonra ani bir kararla denklerin üstüne çıkar ve 8Üduyduk duymadık
demeyin8221; diye haykırır:
8ÜBundan böyle eşkıyalık yapmayacağım...8221; Önce açık açık tövbesini eder, sonra sebebini
açıklar. Adamları bu konuşmadan çok etkilenir ve 8Üyol kesmede reisimiz idin, yol bulmamızda da reisimiz ol8221; derler.

Aldıkları malları iade eder, yolculardan yalvara yakara helallik dilerler.
Geylanlı Abdülkadir, Bağdat8217;ta nice sohbetlere katılır, nice alimin önünde diz kırar. Kısa sürede fıkıh, hadis, öğrenir ve gün gelir hocası Ebû Sâid Mahzûmî8217;nin emriyle vaaza çıkar.

Bağdatlılar bu kürsüde kimleri görmüşlerdir ama bu genç çok farklıdır. Zira o kulaklara değil,gönüllere hitap eder. Kalabalık sokaklara taşınca Abdülkadir-i Geylâni8217;nin sevenleri civar evleri satın alır, medreseye katarlar.

Hatta genç bir kız kendisini isteyen delikanlıya 8ÜSenden mihr filan istemiyorum8221; der, 8ÜAbdülkadir-i Geylâni8217;nin mescidinde amelelik yap tamam.
 
Geri
Üst