Aile Degerlerimiz

TÜLSÜ35

Yeni Üye
Üye
Aile Degerlerimiz
aile değerlerimiz
Mutluluğun resmini yapmak mümkün mü? Hadi şöyle sorayım; elinize bir kamera verip mutluluğu gösterin desem neyin fotoğrafını çekerdiniz?

Benim aklıma hep ilkokul kitabımdan hayal meyal hatırladığım bir resim gelir. Dışarıda kar var... Masa, birkaç koltuk, bir soba, sohbet eden anne-baba ve çocuklar, büyük anne örgü örüyor, büyük baba gazete okuyor... Daha büyük bir zenginlik, daha büyük bir mutluluk tahayyül edemem... Benim için mutluluğun resmi; sahip olduğumuz en kıymetli varlığımız 'Ailemiz'dir...

Basında, renkli sayfaların içinden poz veren, gülümseyen veya televizyon ekranında öne çıkarılmış şöhretleri gördüğümde hemen aklıma 'Acaba mutlu bir ailesi var mı?' sorusu gelir. Benim için olmazsa olmaz şarttır bu... Onu seven bir eşi... veya çocukları... Eğer yoksa yazık... İsterse Karun kadar zengin olsun... En büyük ödüller, başarılar, birincilikler onun olsun... Kendisini sevgiyle karşılayan bir eşi veya kucağına oturmak, sarılmak için fırsat kollayan çocukları, annesi, kardeşi, evinde bir bekleyeni, kısaca bir ailesi yoksa... Tabii ki vefatlar, kayıplar, kalbimizde ki bitmeyen sevgiler konumuz dışı...

Bunları yazmamın sebebi şu; çağımızda bir 'aile' olmak her geçen gün daha zorlaşıyor. Büyük aileler bölünüyor, küçükler ayakta durmakta zorlanıyor... Boşanmalar her geçen gün daha da artıyor... Eski arkadaşlarla karşılaşıldığında hemen 'Aaaa.. inanmam demek onlar da boşandı...' muhabbeti başlıyor...

Benim asıl bahsetmek istediğim; aile gibi görünüp de esasında aile olamamak... İlkokul kitabındaki büyükanne ve büyükbabayı çoktaaaan kaybettik; modern zamanların 'gelin kaynana meydan savaşlarında' öldü onlar... Bırakın kaynanalı evi artık kendi çekirdek ailemiz içinde, küçücük evlerimizde bile aile olamıyoruz... Kızımız odasında müzik dinliyor, oğlan internette çet yapıyor, anne televizyonda dizi izliyor... Peki baba nerde?... Babalar geç gelecek; doğudakiler kahvede okey oynuyor, batıdakiler iş çıkışı barda arkadaşlarına takılıp stres atıyorlar...

Bence sorun şu; modern çağda bir aile oluşturmak, birbirini seven bir ailenin ferdi olmak, eskiye göre daha büyük fedakarlıklar gerektiriyor ve maalesef çağımızda artık 'kimse bu fedakarlığı yapmaya çalışmıyor, kendini fedakarlık yapma zorunda hissetmiyor'. Öyle olunca da, yani herkes 'Ben' deyince, herkes başını alıp gidince de 'gerçek aile' olunmuyor... Eh, ortada bir de maymun gibi taklit ettiğimiz Batı olunca...

Son yıllarda ülkemizde de şöyle bir peşin kabulün gittikçe yerleştiğini görüyorum; 'Çocuklar biraz büyüdü mü artık ailelerinden koparlar... İzledikleri televizyon kanalları, dinledikleri müzik farklıdır, onların beğenileri ile bizimki asla örtüşmez, tatillere birlikte gidemeyiz, hafta sonunu birlikte geçiremeyiz, onların gideceği film ile bizimki mutlaka farklıdır...' İşin kötü tarafı anne babalar ikide bir bu konuya değinerek 'Zamane gençliği efendim...' diye başlayan cümlelerle 'Aralarında büyük bir uçurum olduğunu' ve anne-baba ile çocukların 'Asla bir araya gelemeyecek zıt kutuplar olduğunu' kendileri baştan kabul ediyor ve çocuklarına da kabul ettiriyorlar... Bir de modern psikolojinin bize hediye ettiği 'Buluğ çağı dinamiti' patlayınca tamam... Tak sepeti koluna herkes kendi yoluna... Annesi ile devamlı kavga eden, babası ile konuşmayan delikanlılar mı ararsınız, üniversiteye gider gitmez ayrı eve çıkmaya çalışan genç kızlar mı?... 'Ah şekerim artık birlikte gezme mi kaldı... Avrupa'da çocuklar hemen ayrı eve taşınıyor...' veya 'Bizim ufaklık da geçen gün odasının kapısına girilmez işareti koymuş... Babası da ben de içeri giremiyoruz...' cümleleri size de tanıdık geliyor değil mi?

Daha önce de söyledim, bizim aile yapımız Batı'nın aile yapısından farklı ve üstündür... Acaba yüzlerce yıldır devam eden Batı yolculuğumuza aile yapımızı koruyarak devam edemez miyiz? Hiç olmazsa aile değerlerimizin iyi yönlerine sahip çıkarak, geliştirerek.. Yoksa Batı'da öyle diye biz de çocuklarımızla aramıza mesafe koymalı, bir an önce yalnız yaşamaları, ayrı eve taşınmaları, bir an önce bizden kopmaları için teşvik mi etmeliyiz?

Mutluluğun resmi deyince sizin de aklınıza benim gibi bir 'aile resmi' geliyorsa size iki küçük tavsiyem var;

1. Ailenizin, ev içinde mümkün olduğu kadar bir arada olmasına çalışın. Evde birkaç müzik seti, birkaç televizyon olmamasına dikkat edin... Bizim evde tek televizyon var. Bazen her birimizin izlemek istediği program farklı oluyor ama küçük bir gürültüden sonra bir şekilde mutabakat sağlanıyor... Önemli olan da, aile olmak da bu değil mi? Ortak bir paydada buluşmak... Ailenin diğer ferdi için fedakarlık yapmak... Sevdiğin için izlemek istediğin programdan vazgeçmek... Daha ileri gideyim; sevdiğin için sevdiğinin izlediği programı sevmeye çalışmak...

2. Tatillerinizi mutlaka birlikte yapın. Aile fertlerinin daha beter birbirinden koptuğu, herkesin bir başka köşesine kaçtığı 'tatil köylerinden' uzak durun... Her zaman bir arada olabileceğiniz tatil organizasyonlarını tercih edin. Örneğin, 'kültür turlarına' katılın... Bu işi, tecrübeli rehberleri ile çok iyi ve oldukça ekonomik şartlarla yapan kuruluşlarımız var... GAP turu, Doğu Karadeniz turu, Likya turu, Batı Karadeniz turu gibi... Trekking’lerde, dağ bayır yürüme turlarında, çadırlarda, küçük pansiyonlarda çocuklarınızla ve eşinizle daha yakın olur günlük hayatta vakit bulamadığınız güzel sohbetlere kapı açabilirsiniz...
 
Geri
Üst