Akciğer amfizemi amfizem

SadmiN

♥ Evli Mutlu Çocuklu ♥
Yönetici
Akciğer amfizemi amfizem
Solunum yetmezliğine yol açan en yaygın kronik akciğer hastalıklarından biridir.

Amfizem, akciğerlerdeki hava keseciklerinin (alveol) gerilip genişlemesiyle beliren bir hastalıktır. Bu genişleme hava, keseciklerini birbirinden ayıran ince duvarların yırtılmasına ve dolayısıyla akciğerlerde esneklik kaybına yol açar. Sonuçta akciğerlere hava girişi ve hava keseciklerinde kan gazları (oksijen-karbon dioksit) dengesi bozulur, İlerlemiş amfizem olgularında akciğerler genişlemiş, solmuş ve kurumuştur.Esneklikleri kalmadığından bir yastık gibidirler. Göğüs kafesi açıldığında, akciğerler sönmez, çünkü esneklik kaybı nedeniyle içlerinde hava kalır.

NEDENLERİ

Akciğer amfizemi kronik bronşit, astım, akciğer veremi gibi hastalıklar sonucunda gelişebilir. Özellikle ileri yaşlarda, akciğerlerde yaygın bağdoku artışı esnekliğin yitirilmesine ve amfızeme yol açabilir. Birçok araştırma amfizeme kalıtsal bir yatkınlık olabileceğini göstermiştir. Ama bu hastalığın bilinen en önemli nedeni sigara alışkanlığıdır. Amfizem oluşumuna yol açan başlıca ,etkenler şunlardır: Küçük bronş dallarının tıkanması sonucunda içerideki havanın dışarı atılamaması, hava keseciklerinin aşırı gerilmesiyle akciğer esnekliğinin yitirilmesi, keseciklerde biriken hava kabarcıklarının etkisiyle kesecikler arası duvarların yırtılması, hava keseciklerinde kanın oksijen alabilmesi için gerekli yüzeyin azalması ve dolaşım direncinin artmasıyla akciğer damarlarında lezyonlar oluşması. Son olarak değinilen etken, uzun erimde solunum yetmezliğine yol açarak sağ kalbin yükünü artırır ve kalp yetmezliğine neden olur. Kronik amfizemde soluk alırken göğüs sürekli genişler. Akciğerler aşırı gerilmiştir. Soluk verdikten sonra akciğerlerde kalan hava miktarı artmış, zorlu soluk alıp vermede akciğere girip çıkan hava miktarı azalmıştır.

BELİRTİLERİ

Hastalık sessiz ilerler ve ancak ileri ev?relerinde belirti verir. İlk belirti nefes darlığıdır; başlangıçta hareket sırasında, ama daha sonra dinlenirken de gözlenir.

İleri evrelerde solunum yüzeyselleşir. Soluk alınırken göğüs kafesini genişle?ten hareket ancak yardımcı solunum kaslarıyla yapılabilir. Buna “dikine” solunum denir, çünkü soluk alırken göğsün enine çapı artmaz, dikine bir hareket görülür. Soluk alma kısa, verme ise uzun sürer. Nefes darlığının yanında bazen az miktarda koyu kıvamlı balgamlı öksürük görülür. Amfizeme kronik bronşit eklenmişse balgam daha çok ve irinlidir. Hastanın tipik bir dış görünüşü vardır: Göğüs kafesinin ön-arka çapı genişlemiş, “fıçı göğüs” denen yapı gelişmiştir. Köprücük kemikleri üzerindeki çukur bölgeler akciğer tepesinin genişlemesiyle kabarık görünür. Deri ve mukozalar mavimsi bir renk alır. Morarma deri ve mukozalann altındaki kılcal damarlarda iyi oksijenlenmemiş hemoglobin bulunmasına bağlıdır. Dokuların yetersiz oksijenlenmesi genel bir düşkünlüğe, iştah ve kilo kaybına yol açar.

İNCELEMELER

Sağlıklı bir insanın derin soluk alıp bu?nu hızla dışarı vermesi istendiğinde, alınan havanın yüzde 80′i ilk saniyede dı?şarı atılabilir. Amfizemde ise bronş tıkanması ve azalan esneklik sonucunda dışarı atılabilen hava miktarı büyük ölçüde azalmıştır. Amfizem tanısında solunum işlevindeki bozukluğu belirlemeye yönelik testler büyük önem taşır. So?lunum fizyopatolojisi laboratuvarlarında yapılan bu testler kronik amfizem tanısını kesinleştirir.

Tedavi

Geçmişte kısıtlı olan tedavi olanakları günümüzde önemli ölçüde gelişmiştir.

Tedavinin bir bölümü solunum eğitiminden oluşur. Solunumda yeniden eğitim hastanın yakınmalarını azaltır; böylece olağan ve üretken bir yaşama hazırlanmasını sağlar. Yeniden eğitimin amacı karın kasları ve diyafram aracılığıyla solunumun veriminin artırılmasıdır. Burada başarıya giden yol, sağlık görevlilerinin yetenekli, hastaların da kararlı ve sabırlı olmasından geçer. Tedavinin temeli soluk alıp verme alıştırmalarıdır. Hastanın dudakları kapalıyken ya da ıslık çalar gibi soluması, böylece yardımcı solunum kaslarını geliştirmesi sağlanır. Soluma alıştırmaları 15° eğimli bir yüzeyde, ayaklar yukarı?da yapıldığında iç organlar diyaframı göğüs kafesine doğru iter ve kasılmaların etkisi artar.

İlaç tedavisinde bronş duvarına yapışan balgamın çıkarılmasını kolaylaştıran maddeler ve bronş kasılmalarını gevşeten maddeler kullanılır. Ayrıca bol sıvı alınması ve buhar tedavisi de yararlıdır. Bu tedavilere yeterli yanıt alınamazsa yan etkilerine dikkat edilerek kortikos-teroitlere başvurulur. Bu gruptan “bek-lo:):):):)zon” adlı ilaç burun spreyi biçiminde kullanılır. Bu yoldan verildiğinde genel dolaşıma karışması bir ölçüde önlendiğinden beklo:):):):)zon en az yan etki gösteren kortizonlu ilaç olarak bilinir ve kortikosteroit tedavisi gerektiren olgularda genellikle yeğlenir. Burun spreyi 24 saatte 2-4 kez kullanılır. Akciğer amfizemine eklenerek solunum güçlüğünü artıran bronşit gibi iltihaplı hastalıklarda antibiyotik tedavisi gereklidir.

Amfizemi hazırlayıcı çeşitli etkenler vardır. Yapısal (kalıtsal) yatkınlık da hastalığın ortaya çıkmasında önemli rol oynar. Örneğin, aynı sağlıksız iş koşullarında, tozların ve solunum yollarına zararlı gazların bulunduğu ortamlarda çalışan bronşitli hastaların yalnız bir bö?lümünde amfizem gelişir. Alınacak ilk önlem bronş iltihabına neden olabilecek soğuk ve nemli ortamlardan kaçınmaktır. Solunum yollarını sürekli yoran cam üflemeciliği, nefesli çalgı çalmak gibi meslekler de amfizem tehlikesi yaratabilir. Solunum sistemini ilgilendiren soğuk algınlığı gibi en sıradan enfeksiyonlar bile önemsenerek zamanında tedavi edilmelidir. Astım hastalarının düzenli tedavi görmeleri gerekir. Astım nöbetlerini başlatan etkenler belirlenmeli, hastalık tedaviyle denetim altında tutulamazsa hastanın yaşadığı çevreyi değiştirmesi önerilmelidir. Deniz düzeyi ve 1500 m üzerindeki dağ iklimleri alerji etkenlerinin azlığı nedeniyle bu hastalara daha uygundur. Çok miktarda toz ve akciğere zararlı gazlar içeren ortamlarda çalışanlar, amfizem belirtileri ortaya çıkar çıkmaz iş değiştirmelidirler.

Akciğer amfizeminin tedavisi var mıdır?

Akciğer Amfizemi geriye dönüşü olmayan yapısal (anatomîk) ve işlevsel değişimlerin sonucudur. Bu nedenle olguların tam iyileşme sağlanamaz. Ama hasta belli sınırlar içinde rahatlatılarak yaşamını sürdürebilir,’

Akciğer amfızemi kronik bronşitin son aşaması mıdır ?

Yalnızca bronş ve akciğerlerdeki doku yıkımı düşünüldüğünde kuşkusuz, amfizem kronik bronşitin son durağıdır . Ama solunum işlevi bir

Bütün olarak ele alınırsa, akciğerdeki doku yıkımıyla kalp hastalığı arasında da bağlantı kurmak gerekir, Amfizern zamanla kor pulmonale adıyla bilinen sağ kalp yetmezliğine yol açar. Bu gelişme amfizemli hastalarda ölümle sonuçlanabilir.

Kor pulmonale ne zaman gelişir?

Kalpten akciğerlere pompalanan kan burada dirençle karşılaşınca, kalp sınırılarını zorlayarak çalışmaya başlar. Kor pulmonale akciğerdeki direncin, kalbi olanaklarının sınırında çalışmaya zorladığı dönemde gelişir. Kalbi aşırı yoran bu durum karşısında sağ kalpte ağır, karşılanamayan (dekompanse) yetmezlik baş gösterir. Daha sonra akciğer içi kan dolaşımı yavaşlar. Yavaşlama sonucunda nefes darlığı ve morarma belirir. Bu durumdaki hasta hiçbir bedensel iş yapamaz. İleri olgu?larda yataktan bile kalkamaz.

Kor pulmonale nasıl sonuçlanabilir?

Hastalığın gidişi ağırdır. Etkili tedavi uygulanmazsa ilerleyerek ölümle sonuçlanır.

Akciğer amfızemi çok tehlikeli midir?

Yaşlılarda ve tümör tedavisi gören vücut direnci düşmüş kişilerde çok sonuçlara yol açabilir. Şeker hastalığı ve frengi tedavisi, gören, yeniden canlandırma kliniklerinde yatan ya da kronik hastalıkları olan kişiler de tehlike altındadır. Bütün bu durumlarda amfizem ölüm?le sonuçlanabilir.

Amfızemli yaşlıların akciğer enfeksiyonlarından korunması için ne yapılmalıdır?

Bu hastalarda grip aşısının koruyucu etkisi çok önemlidir . Aralıklarla uygulanan koruyucu antibiyotik tedavisi son yıllarda pek yararlı görülmemektedir; çünkü geniş etkili antibiyotiklerle tedavinin yan etkileri vardır. Örneğin, hastada aatibiyotîklere direnç gelişebilmektedir. Grip aşısının yanı sıra sigara dumanından ve hava kirliliğinden korunma, sağlıklı bir ortamda çalışma gibi önlemler yeterli olur.
 
Geri
Üst