''Anayasa Mahkemesi’ni yıpratmayalım bu gidişle Türkiye yönetilemez hale gelir''

tuqqce

Daimi Üye
Üye
''Anayasa Mahkemesi’ni yıpratmayalım bu gidişle Türkiye yönetilemez hale gelir''
Türkiye’nin şimdiki durumun devamı halinde bir yıl sonra yönetilemez hale geleceği uyarısında bulunan TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Anayasa Mahkemesi’ne yönelik eleştiriler için de, "Elbette Anayasa Mahkemesi’nin kararı da eleştirilebilir. Ama en yüksek yargı organını ’tanımamaya’ varan tepkiler kabul edilebilir değil" dedi.

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, önceki güne kadar 3 işçi örgütünün katılımıyla yapılmasının planlandığı, ancak bunun gerçekleşmediği Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında, toplumsal mutabakat vurgusu yaptı. Arzuhan Doğan Yalçındağ, orta ve uzun vade bir yana bundan bir yıl sonrasının bile senaryolara dahil edilmediğini belirtirken, "Oysa önümüzde, ’Bundan bir yıl sonra nasıl bir Türkiye ile karşı karşıya olacağız’ sorusu bütün heybetiyle duruyor. Bize göre bunun cevabı açık: Durum böyle devam ederse, bir yıl sonra elimizde ’yönetilmesi çok zor bir Türkiye’ olacaktır" dedi.

Olağanüstü dönem

Türkiye’nin bir kez daha olağanüstü bir dönemden geçtiğini dile getiren Arzuhan Doğan Yalçındağ, bunun göstergelerini "siyasette başlayan, topluma yayılan ve her geçen gün artan kutuplaşma" ile "iç ve dış dinamiklerin etkisiyle ekonominin yüksek risk taşımaya başlar hale gelmesi" olarak sıraladı. Bu kutuplaşmaya 24 Mart’taki bildirileri ile dikkat çektiklerini hatırlatan Arzuhan Doğan Yalçındağ, şöyle konuştu: "Yapılması gerekenin ise bir yandan hukuka saygı göstermek, öte yandan, herkes için tam demokrasiyi sağlayacak bir açılımı gerçekleştirmek olduğunu söylemiştik. Ama maalesef, o tarihten bu yana değişen, yalnızca durumun daha da ağırlaşması oldu. Siyasi taraflar, politikalarını kısa vadeli oyun planları üzerine kurmaya devam ettiler."

Anayasa Mahkemesi

Bu olağanüstü dönemin "demokrasiyi, siyasal yapıyı, Anayasal kurumları yıpratmadan atlatılmasını" isteyen Arzuhan Doğan Yalçındağ, sözlerine şöyle devam etti: "Elbette toplumda tartışmalar olabilir, bu tartışmalar çerçevesinde Anayasa Mahkemesi’nin kararı da eleştirilebilir. Ama en yüksek yargı organını ’tanımamaya’ varan tepkiler kabul edilebilir değil. Asıl yapılması gereken bu karardan ders çıkarmaktır. Bize göre bu ders de şudur; mevcut sorunları sistemi zedelemeden dengeli çözüm aramak esastır. Yapmamız gereken tüm kesimlerin özlemlerini, ihtiyaçlarını ve kaygılarını gözetecek bir biçimde toplumsal mutabakatı yeniden sağlamaktır. Bunun bugünkü karşılığı herkes için tam demokrasiyi sağlayacak Anayasa değişikliğidir."

Uzlaşmak zorundayız

Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Bugüne kadar elde edilen ekonomik, siyasal, toplumsal kazanımların siyasi çalkantı içinde ve sonucunda yitirilmesine göz yummanın, hiçbir sorumluluk anlayışıyla bağdaşmayacağını düşünüyoruz" derken, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye ekonomik risklerle karşı karşıya. Bu riskleri kontrol etmek için yeni bir toplumsal uzlaşma üretmek zorundayız."

Arzuhan Doğan Yalçındağ’dan satır başları

Anayasa konusunda tüm toplumu kucaklayacak toplumsal mutabakat şart.

Durum böyle devam ederse, 1 yıl sonra Türkiye yönetilemez hale gelir.

En yüksek yargı organını ’tanımamaya’ varan tepkiler kabul edilebilir değil.

Toplumda artan kutuplaşma yüzünden Türkiye olağanüstü bir dönemden geçiyor.

Siyasiler politikalarını kısa vadeli oyun planları üzerine kurmaya devam ediyor.

Artan riskleri ancak toplumsal uzlaşmayla kontrol altına alabiliriz.

Sivil toplum örgütleriyle buluşma başka toplantıya kaldı

ARTAN kutuplaşma ortamına karşın mutabakatın sağlanabileceğini belirten Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Eğer siyaset sahnesinin aktörlerinin üzerinde güçlü bir toplumsal baskı kurabilirsek, mümkün" diye konuştu. Bu doğrultuda YİK toplantısına 6 sivil toplum örgütünü davet ettiklerini hatırlatan Arzuhan Doğan Yalçındağ, bunun amacının da üzerinde çalıştıkları Anayasa Konvansiyonu olduğunu açıkladı. Kurum başkanlarının davete olumlu yanıt vermesine karşın, YİK’e katılmayışlarını ise Arzuhan Doğan Yalçındağ şöyle açıkladı: "Bu girişimi farklı maksatlarla ilişkilendiren çevreler, süreci gölgelemeye çalıştılar. Biz de kurum başkanları ile yaptığımız istişareler sonunda, anayasa konvansiyonu önerimizin bütünlüğünün korunması ve gölgelenmemesi için görüş alışverişini yakın bir gelecekte gerçekleştirmeyi planladık."

Katılsalar iyi olurdu

Bunun UNDP Başkanı Kemal Derviş’in katılımıyla ilgili olup olmadığı yönündeki soruya ise Arzuhan Doğan Yalçındağ, toplantının içeriğinin siyasetten uzak olduğuna dikkat çekerek, "Kemal Bey’in yaptığı konuşmayı dinlediniz" demekle yetindi. Toplantıya sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katılmamasına ilişkin sorusu üzerine, "Evet, davet etmiştik. Katılsalardı iyi olurdu tabii" diyerek, Türkiye’de iyi ve güzel şeylerin çabuk baltalanmasından yakındı.

Yeni Anayasa hazırlamak için 1-1.5 yıl çalışalım

TÜRBAN kelimesi kullanmadan, "sıkıntılı dönemlerde gündeme getirilen, güncel sorunlara yönelik Anayasal düzenlemelerden söz etmiyorum" diyen Arzuhan Doğan Yalçındağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sözünü ettiğimiz gerçek bir toplumsal mutabakat belgesi. Bu mutabakat belgesinin, birkaç aylık müzekarelerle değil, bir-birbuçuk yıllık ciddi bir çalışmayla oluşacağına inanıyoruz. Bu süre kimilerine uzun gelebilir. Ancak, biz önümüzdeki günlerde kamplaşma tarafları arasındaki çekişmede kimin diğerine üstün geleceğiyle ilgili değiliz. İlgilendiğimiz, dış şoklara dirençli, yönetilebilir geleceğe olan inancını tazelemiş bir Türkiye’de yaşamak."

Dünyadaki olumsuz gidişin farkında değiliz

EKONOMİYLE ilgili olarak, krizlerden değil, risklerden söz ettiklerine dikkat çeken ve acil ve kapsamlı önlemler alınırsa bu risklerin bertaraf edilebileceğine olan inançlarını koruduklarını aktaran Arzuhan Doğan Yalçındağ, daha önce de popülizmin işareti olarak gördüklerini açıkladığı uygulamaları yeniden sıraladı. "Türkiye, bundan yirmi yıl önceki Türkiye değil" diyen Arzuhan Doğan Yalçındağ, şöyle konuştu: "Artık toplumun özlemlerini, beklentilerini daha güçlü bir ekonomi olmadan karşılamak, temel ihtiyaçların yerini ideolojiyle, demagojiyle doldurmanın mümkün değil. Bu beklentileri karşılama konusunda, Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefinin ve bununla bağlantılı reformların, bir rehber özelliği taşıyor."

Güçlü ekonomi

Birçok belirtinin tüm dünyada 1-2 sürmesi beklenen bir küresel yavaşlamaya işaret ettiğini dikkat çeken Yalçındağ, "Oysa Türkiye dünyadaki bu olumsuz gidişatın tam olarak farkında değil gibi gözüküyor. Üstelik, Türkiye ekonomisinin karşı karşıya bulunduğu riskler, küresel krizlerin yaratacağı etkilerle sınırlı da değil" diye konuştu.

Ayağı alçıda olan Arzuhan Doğan Yalçındağ, konuşma yapacağı kürsüye yürümesine yardımcı olan "walker" ile geldi. Konuşmasını oturarak yapan Yalçındağ, "Evde geçirdiğim küçük bir kaza başıma çok büyük bir iş açtı. Karşınıza bu şekilde çıktığım için özür dilerim" dedi.

Hürriyet ekonomi
 
Cevap: ''Anayasa Mahkemesi’ni yıpratmayalım bu gidişle Türkiye yönetilemez hale gelir

paylaşımın için teşekkürler canım
 
Geri
Üst