arılar hakkında bilmedikleriniz

SadmiN

♥ Evli Mutlu Çocuklu ♥
Yönetici
arılar hakkında bilmedikleriniz
bal arısı bakımı balarısı bakımı bal arılarının arısının arisi bakimi
Prof. Dr. Ferat GENÇ
Üzerinde en fazla araştırma yapılan böceklerden biri de arılardır. Arılar; bitkilerin tozlaşması ve çeşitli arı ürünleri için yetiştirilir. Bal arıları, koloni hâlinde yaşayan ve muhteşem bir cemiyet hayatına sahip kılınmış böceklerdir. Bu sosyal yapıda, insanların ancak akıl ve deneme-yanılma yoluyla buldukları mükemmel bir işleyişi, arılar yaratıldıkları günden beri sergilemektedir.

Normal şartlarda bir kovanda, bir ana arı, sayıları mevsimlere göre değişebilen birkaç yüz erkek arı ile binlerce işçi arı bulunmaktadır. Ana arı, belirli şartlar altında günde 1.500–3.000 yumurta bırakarak yeni nesillerin yaratılmasına vesile olur. İşçi arıların yumurtalıklarının gelişmesi, ana arıya sevk-i ilâhî ile salgılattırılan feromonlarla önlenerek, onların ana arı hâline gelmeleri engellenir. Böylece kolonideki fertlerin birlik ve nizam içerisinde hareket etmeleri ve kabiliyetlerine uygun işleri olağanüstü bir yardımlaşma ve iş bölümüyle yapmaları sağlanır.
Üstün bir yumurtlama kabiliyetine sahip kılınmış olan ana arı, kovanda devamlılığı ve düzeni sağlar. Yumurtaların ve çıkan yavruların bakımı, kovan içi ve dışı diğer hizmetler işçi arılar vasıtasıyla yerine getirilir. Erkek arılar ise, yeni bir neslin gelişine vesile olmak için, uçuşa çıkarak ana arılarla bir araya gelir.

484px-Bumblebee_closeup.jpg


Arı-bitki münasebeti
İlkbaharda çiçeklerin salgıladığı değişik renk, terkip ve kokudaki nektar ve olgunlaşan polenlerle arı ve diğer polinatör (tozlayıcı) böceklere zengin bir sofra sunulmaktadır. Bitkilerin çoğunun tozlaşma ve döllenmesi için başta arılar olmak üzere polinatör böcekler vazifelendirilmekte, karşılığında ise böceklerin besin ihtiyaçları polen ve nektar olarak sunulmaktadır. Bazı bitkilerin tozlaşması ise, rüzgâr yardımıyla sağlanır. Polinatör böcekler içerisinde arıların tozlaşmadaki payı % 80’dir.
Arılar; kırmızıyı, koyu gri veya siyah olarak algılar. Arıların tozlaştırdığı bitkilerin hiçbirinin çiçekleri, tamamen kırmızı değildir. Çiçekleri tamamen kırmızı olan bitkilerin sayısı çok azdır, bu sebeple bu durum arıların çiçeklerle olan münasebetlerine bir zarar vermez.
Bir bal arısı, her polen seferinde ortalama 100 çiçeği dolaşmakta ve toplam ağırlığı 20 mg’ı bulan (beş milyon tane) polen toplamaktadır. Bir arının günde yapabildiği polen seferi sayısı 5–10 kadardır. Bir arı ailesi yılda iki milyon civarında polen seferi yapar, bunun karşılığında kovana 40 kg kadar polen taşınır. Türkiye, dört milyonu aşan arılı kovan varlığı ile bu sahada dünyanın ikinci büyük ülkesidir. Buna göre ülkemiz arıları, 4 milyon koloni x 2 milyon polen seferi x 100 çiçek = 8 x 1014 çiçekte tozlaşma hizmeti vermektedir. Bir çerçevenin iki yüzünde 6.000 civarında petek gözü bulunmakta ve her bir gözün balla doldurulabilmesi için 60 nektar seferi gerekmektedir. Arılar, her seferde en az 100 çiçeği dolaşarak kovana ortalama 30 mg nektar getirebilmektedir. Arılar, üç kg civarındaki bir çerçeve bal için, en az (6.000 göz x 60 sefer x 100 çiçek) 36.000.000; bir kg bal için ise, 12.000.000 çiçek ziyaret etmektedir. Türkiye’de bir yılda 70.000 ton bal üretilmekte, bunun için de 84x1013 çiçek, arılar tarafından ziyaret edilmektedir.


557px-Honeybee_pollen_basket.JPG


Bu hususta dikkat çekici diğer nokta ise, bir arı ilk olarak hangi bitki türünden polen almaya başlamışsa, yükünü tamamlayıncaya kadar sadece o bitki türünün çiçeklerini dolaşır. Arılar, önce polen toplamaya başlamış ise, ayrıca nektar toplama yoluna gitmez. Eğer çalışmaya önce nektar toplanarak başlanmışsa, nektar yükü tamamlandıktan sonra, polen de toplanır, böylece kovana hem nektar hem de polenle dönülür. Bu şekilde arılara, işin şuurunda olmadan tozlaşmayı aynı tür bitkiler arasında yapmaları ilham edilerek, çapraz tozlaşmaya ve döllenme olmamasına bağlı ürün kaybı önlenmektedir. Arıların görünen işi nektar ve polen toplamak olduğu hâlde, onları aynı bitki türlerine sevkeden Yaratıcı, tozlaşma ve döllenmeyi sebepler açısından arılara bağlamıştır.
Petek inşası
İşçi arıların karınlarının alt kısmına yerleştirilen mum bezlerinden çıkan bal mumuyla inşa edilen peteklerin altıgen şekli rastgele bir tercih değildir. Yapılan mühendislik hesaplamaları; belirli bir sahada yer kaybı olmadan, en az bal mumu kullanılarak, en dayanıklı, en kolay ve en az işçilikle yapılan, en fazla gözün sığdırılabildiği, en uygun şeklin altıgen olduğunu göstermektedir. Arıların vücuduna uyumlu olarak yere dik inşa edilen peteklerdeki altıgen prizma şeklindeki gözler, balın akmaması için gerekli en ideal eğim olan yatayla 9-14 derecelik bir açıyla örülmektedir. Arıların bu kadar ince ve hassas mühendislik hesaplarını binlerce yıldır hiç şaşmaz ölçülerle kullanmaları ibret vericidir.

800px-NKN-2007-07-02_101750b_Honey_Bee_%28_in_Canada_%29_%28Yvan_Leduc_author_for_Wikipedia%29.jpg



Temizlik anlayışı
Bal arıları; temizlik, titizlik ve çalışkanlığın sembolüdür. Arı lârvasında sindirim sistemi, anüse bağlı olmadığından, sindirim atıkları vücutta depo edilerek, lârvaya verilen petek içerisindeki gıdaya dışkı bulaşması önlenir. Beslenmesi tamamlanıp koza örmeye başlayan lârva, dışkısını petek gözünün tabanına bırakır ve kendisine öğretilmiş gibi, ergin olur olmaz gözü temizler. Yakın çevresindeki işçi arılar, ana arının temizliğini hiç aksatmazlar. Arılar, yaz aylarında kovan içine dışkılamadıkları gibi; aylarca süren kışlatma dönemi boyunca dışkılarını rektumlarında (son bağırsaklarında) biriktirirler ve baharın ilk uçuşlarda dışarıya atarlar. Arılar, bir şekilde kovana giren ve iğneleyerek öldürdükleri yabancı canlıları, dışarı taşıyamazlarsa, propolis ile onları âdeta mumyalayarak kokuşmalarını ve kovanı kirletmelerini önlerler. Her gün meradan dönen binlerce arı, yuvaya herhangi bir enfeksiyon bulaşmaması için, çok güçlü bir antimikrobiyal tesiri olan propolis ile kovan giriş deliğinde dezenfekte edilerek içeri alınır.
800px-Drinking_Bee.jpg

Feromonlar
Arıların davranışlarının şekillenmesi ve kendi aralarında haberleşmelerinin temininde vazifeli olan kimyevî mesaj molekülleri feromonlardır. Feromonlar esas olarak, ana arının vücudundan salgılanır; ancak işçi arılara da bazı feromonlar salgılatılmaktadır. Ana arının çene (mandibular) bezlerinden salgılanan feromonlar sürekli olarak kovan ortamına yayılır. Bu feromonlar vasıtasıyla kovandaki binlerce arı, aile birliği içinde bir arada tutulur ve yapılacak işler için sevk ve idare edilir. Ana arının etrafında, bakım beslenme ve koruma vazifesi üstlenmiş bir grup bakıcı genç işçi arı bulunur. Bakıcı işçi arılar, vücut temasıyla aldıkları ana arı feromonlarını koloninin diğer fertlerine aktarır. Arılar bu feromonların tesirinde kaldıkları sürece, anaya mutlak bağlılık içerisinde, fizyoloji ve kabiliyetlerine uygun işler yapar. Buna karşılık ana arı yaşlılık, sakatlık, genetik anormallikler gibi herhangi bir sebeple vazifelerini yapmakta, koloniyi sevk ve idare etmekte yetersiz kaldığında, arılar ya oğul vererek performansı düşen ana arıyı kovan dışına atmakta yahut öldürerek yerine yenisini yetiştirmektedir. Her ana arının feromon kokusu farklıdır. Bir ailedeki arılar, kendi ana arılarını, yuvalarını ve ailenin diğer fertlerini bu koku ile tanır. Arılar bu koku sayesinde başka kovanlara yönelmediği gibi, şaşırarak kovanlarına girmeye çalışan yabancı arılara da giriş izni vermez.
 
Geri
Üst