Aşırı yemek

M

Misafir

Forum Okuru
Aşırı yemek
ADANA (İHA) - Beyin-Sinir-Omurilik Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Ali İhsan Ökten, kötü duruş, egzersiz eksikliği ve aşırı yemek yemenin belin en büyük düşmanı olduğunu ifade ederek, “Her bel ağrısı bel fıtığı değildir” dedi.
Ökten, genellikle bel kaslarının veya omurgadaki bağların zorlanmasından oluşan kas iskelet sistemine bağlı veya omurilikten çıkan sinir köklerinin sıkışmasına bağlı oluşan ağrıların bel ağrısı olduğunu, çok nadir olarak abse, enfeksiyon, artrit, primer veya :):):):)statik tümörler gibi ciddi nedenlerle de bel ağrısının oluşabileceğini ifade etti. Ökten, bel ağrılarının en sık olarak kas ve bağların tutulumuna bağlı oluşan “mekanik bel ağrısı” denilen ağrılardan oluştuğunu belirterek, “Hastaların sadece yüzde 1′inde sinir kökü tutulumuna bağlı olan bel ağrıları (bel fıtığı) görülmektedir.
Bel ağrısı pek çok ülkede iş günü kaybında ikinci sırayı almakta ve üretim azalmasını etkileyen en önemli faktör olarak kabul edilmektedir. Tüm dünya nüfusunun yüzde 80′inde hayatın herhangi bir döneminde ortaya çıkabilir. Ağrı, yetişkinlerin yüzde 55-90′ında görülebilmekte ve akut ağrı atağı 6 haftada tedaviden bağımsız düzelebilmektedir. Buna rağmen bel ağrısı tekrarlayan, artma ve azalmalar gösteren bir problemdir. Kronik bel ağrısı tüm vakaların yüzde 5′inde görülmektedir” şeklinde konuştu.
Bel ağrısının görülme sıklığının yaşlara göre de değiştiğine dikkat çeken Ökten, “En sık 40 yaşlar civarında görülür. Genetik bazı faktörlerle omurga yapısında bozukluklar olmaktadır. Omurgalarda kaymalar, omurga eğriliği ve ankilozan spondilit gibi. Bel ağrısında sıklık ve şiddet mesleklere göre değişir. Ağır bedensel iş gücü gerektiren meslekler, kaldırma-dönme-dönerek kaldırma, uzun süreli oturma ve araç kullanma gibi mesleklerde sıktır. Sigara içenlerde ise disk beslenmesi bozulduğundan risk artmaktadır. Yapılan çalışmalarda düzenli egzersiz yapan ve fiziksel aktivitesi iyi olanlarda bel şikayetlerinin daha az olduğu görülmüştür” dedi.
Kötü duruş, egzersiz yapmama ve aşırı yemek yemenin de bel ağrılarına neden olduğunu belirten Ökten, şunları kaydetti:
“Duruş belinizi zorlamakta ve zedelenmeye yatkın hale getirmekte olduğu için belin lumbar kavsinin artması, kasların zayıflaması sonrası ortaya çıkmaktadır. Zayıf ve gevşemiş karın kasları, belinizin en önemli desteğinden yoksun kalmasına neden olur. Aşırı kilolar da bu zorlanmayı artırmaktadır. Belin incinmesi ve burkulması, bel kasları ya da bağları esnediğinde ya da zedelendiğinde söz konusu olur. Bel burkulmaları; eğilmek, bir şey kaldırmak ya da oturmak gibi sıradan hareketlerin doğru olmayan bir şekilde yapılması sırasında meydana gelmektedir. Bu yaralanma bir araba kazasında, sportif bir aktivite sırasında veya bir şeyin zorla çekilmesi anında da oluşabilmektedir. Bel burkulmalarında doğru tedavi uygulanırsa hasta tamamen iyileşebilmektedir. Bel mekaniğinin doğru uygulanması, çoğu bel burkulmalarının önüne geçilmesine neden olacaktır.”
Günlük yaşamdaki stresin de bel ağrılarına neden olduğunun altını çizen Ökten, “Gerilim ve günlük yaşantımızdaki emosyonel problemler bel ağrılarımızda önemli bir rol oynamaktadır. Ekonomik endişeler, aile baskısı ve yorgunluk belimizde spazmlara neden olabilmektedir. Yaşamınızdaki emosyonel faktörleri kabul etmek, anlamak ve onları daha iyi bir hale getirmekle, bel ağrınızla daha iyi başa çıkabilirsiniz ve sağlıklı bir bele sahip olma şansınızı artırırsınız” diye konuştu.
Her bel ağrısının bel fıtığı anlamına gelmeyeceğine işaret eden Ökten, “Bel bölgesindeki omurilikten sağlı ve sollu olarak çıkan sinir kökleri bacaklarımızın ve genital organlarımızın hareket ve duyusunu sağlamaktadır. Omurlarımız arasında bulunan ve yastık görevi yapan disk dediğimiz kıkırdak dokuların zamanla kalitesini yitirerek, bulunduğu yerden hareket edip omurgadaki kanala girerek bu sinir köklerini sıkıştırması bel fıtığı olarak adlandırılmaktadır. Bel fıtığı tüm bel ağrılarının sadece yüzde 1′ini oluşturmaktadır. Belirtileri; ‘radiküler ağrı’ dediğimiz öksürme veya ıkınma ile artan bacaklarımıza yayılan ağrılar, bacaklarda güçsüzlük, bacaklarda duyu değişiklikleri ve nihayetinde idrar kaçırma gibi durumlardır” dedi.
 
Geri
Üst