Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi V

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan HaYaL
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi V

YAŞAYABİLME İHTİMALİ


soğuk ve şehirlerarası

otobüslerde vazgeçtim

çocuk olmaktan

ve beslenme çantamda

otlu peynir kokusuydu babam...



Ben seninle bir gün Veyselkarani`de haşlama yeme ihtimalini sevdim.



İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında

(ankara`da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman)

özlemeye başladım herkesi...

Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki,

adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra...



Bizim Kemalettin Tuğcu`larımız vardı...

Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...

Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan

kahverengi sıralarda, solculuk oynamaya başladık...

Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...

Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu, pütürlü duvarlara

ve Türk Dil Kurumu`na inat bir Türkçeyle...

Ağbilerimizden öğrendik, Ş harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi...



Ankara`ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.

Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri

Oysa Ankara`da hiç sevişmedim ben.

Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim...

(Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak...)

Ankara`ya usul usul kurşun yağıyordu...

Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri...

Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim...

Ve hiçbir mahkeme tutanağına geçmedi adım...

çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece...



sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde

ama sen yoktun...

Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni tenefüs saatlerinde...

Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine ***ürüyordu...

Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum...



Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.

yaz sıcağı toprağa çekiyordu tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini...

Sonra otobüs oluyordum,

kırık yarık yoların çare bilmez sürgünü...

Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum Muş ovasının yalancı maviliği...

Otobüs oluyordum bir süre...

Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum,

yanağım otobüs camının garantisinde...

Otobüs oluyordum...

Bir ülkeden bir iç ülkeye...

Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum...



Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin...

Korkuyordum...

Sonra iniyordum otobüsten...

Çarşıdan bizim eve giden,

ömrümün en uzun,

ömrümün en kısa,

ömrümün en çocuk,

ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum...

Çünkü sonunda annem oluyordum

babam kokuyordum sonunda...



Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim, çocuk olmaktan...

Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...



Ben seninle bir gün Van`daki bir kahvaltı salonunda...

Ben seninle (sadece bilmek zorunda kalanların bildiği) bir yol üstü lokantasında...

Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan Doğubeyazıt`ın herhangi bir toprak damında...

Ben seninle herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim...



Ben senin,

beni sevebilme ihtimalini sevdim!
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi V

EYLÜLDÜ
gittin
düşlerin sarkıyordu sırt çantamdan
eylüldü ve ağaçlar bir hüzne soyunuyordu
en küçük bir şaşkınlık bile duymadan
çocukluğunda unuttuklarını almak için geri
herhangi bir sokak lambasının
sana yanmayan yüzüne verip yüzümü
ellerime düşürdüm gizemli çiğ damlalarını.

gittin,
düşlerin sarkıyordu sırt çantamdan
eylüldü ve havada kendini asanların çığlıkları asılıydı
siyah bir perde inmişti aramıza, gece
geride denizin bitmez tükenmez çağrısı
ağlayan nergisler, çatırdayan gemici türküleri
suyu yırtan kulaçların bir de
ancak kendine dönen argonatlar.

neydi?
tükendiğini sandığımız, sonralar mı?
gecenin gözlerini bağladığı an duydum
keskin bir jilet ağzında damarlarının sesini
pelte pelte dökülüşünü yosun yapraklara
duydum, avuçlarında çırpınan kalbimin yalanlığını
sahi ben mi "öldüm cesedimi görmedim.

biliyorum,
her gidiş başlangıcıdır geri dönüşlerin, duyuyorum
avuçlarımı yakan sesinin kor yalnızlığını
bir balığın aradığını kovuklarda
-bıçkın bir balıkçı ağında unuttuğu-
ve söylencelerini deniz kızlarının.
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi V

Ne çok özledim seni bilsen
ne çok arıyorum seni solgun palmiyelerin gölgelerinde
ne çok arıyorum seni ifade yoksunu lal sokaklarından
sağır sultanlardan
acıya hüküm giymiş sevdaların ayak izlerinden
kaldırım taşlarına sinen dolunay sessizliğinden çiçeklerden
her tüyünde alacalı umutlar şavkıyan kuşlardan

ne çok özledim seni bilsen
gecenin titrek kanatlarında hüzne çalarken denizin mavisi
yıkıp yalnızlığın acımasız duvarlarını
tutup sana gelmek isterdim.
henüz uyku sersemiyken yıldızlar
doğmamış başakları okşarken bir rüzgar
ak bir güvercin kanadına salıp yüreğimi
nisan yağmuru gibi yağmak isterdim
teninin karanfile çalan kokusuna
ve bir hançer gibi ansızın girip düşlerine
sesinin aksi sedası olmak isterdim
bir meltem esişinde

ne çok özledim seni bilsen

bir görebilsem yüzünü beklenmedik bir şehirde
ne yaprak düşer sonbaharda inan ne yağmur
ne acı kalır yürekte ne gözyaşı
bir değse gözlerin gözlerime
ne hüzün kalır gecemde ne matem
ne asiliği kalır denizin ne hırçınlığı

ne çok özledim seni bilsen
yitirilmiş sevdaların harman alevi
düşlerinde pusudayım
kulağım kirişte ellerim tetikte
gözlerim ufukta dalgalanacak
o kızıl saçlarında
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi V

Hepsi Bu
.
Değişen ben değilim
dönüşen savaş
yaşlanmakla ıslanmak aynı şey:

bir yağmurun gölgesinde ihtiyarlanmak

şimdi ölüm bile yetmiyor
acılarımızı tartmaya
dostlar
alıngan bir sahili pinekliyorlar
bir merhabayı bıçaklar gibi artık
selamlaşmalar

değişen ben değilim
döğişen savaş

artık zaman bile yetmiyor
yaşadığımızı sanmaya

yine de ışıklar bu kenti
güzelmiş gibi gösteriyor
geceleri...

geceler...
yani
Ahmet Haşim in kafiyeleri...

seni aklıma düşüren
yerçekimi değil
yalancı yıldızlar
öyle uzaksın kı
üflesem soğuyacaksın
sarılsam okyanus

bir aşka yetecek kadar
ve anımsatacak kadar
sebepsiz bir ölümü,
acılarımız
ve kafiyelerimiz var...

işte hepsi bu kadar...
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi V

SENI ARIYORUM


Bu sehrin bütün sokaklarina sinmis yalnizligim
Sensizligin köse basindayim
Avuçlarimda kirik dökük pismanliklar
Avuntusuz çikmazlara dogru yürüyorum
Bütün umutsuzluguma inat
Yine seni ariyorum...

Dudaklarimda bildigin o islik
Sokak lambalarina siginiyorum
Hafiften bir yagmur agliyor benimle
Bir deli rüzgar saçlarimda
Yalnizliktan üsüyorum
Bulamayacagimi bilebile
Yine seni ariyorum...

Anlatacak nelerim var bir bilsen
içimde ihtilaller kopmus
Kendime sürgüne verdim
Mutlulugum çoktan iflas etmis
itiraza hakkim yok biliyorum
Beni savunmak sana düstü
Seni ariyorum...

Yarim kalmis siirlerim gibisin
Yasanmamis çocuklugumsun anilarimda
Öylesine eksigim sensiz
Öylesine sahipsiz
iste bütün umutlara havlu attim gidiyorum
içinde geç kalmisligin çaresizligi
Çocuklar gibi agliyorum
Ve gel görki her damla gözyasimda
Yine seni ariyorum.
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi V

Eylül Vurgunu *

*içimde bir sonbahar
savrulan umutlarim dallarindan
yaprak yaprak dökülüyor
içimde sapsari bir sevda
kendi seçmedigi bir kadere boyun egiyor...

bu yorgun argin inen güz aksaminda
beni hüzünlendiren Eylül degil
yollarimizin ayrilmasi bir yerde
simdi gönlümde yorgun bir hazan
ihanetlere kapisini araliyor
ve kalemimin ucunda bir sevda intihar ediyor...

sözlerin beni terkettigi bu saatlerde
ates böcekleri sönerken bir bir gözlerimde
yakamozlarin denizlere yazdigi,
rüzgarin söyledigi bir masal gibi
düslerinden akip gidiyorum sessizce...

dalgalarin kiyiya vurup agladigi yerde
köpükler sahillere çizmeyecek resmimi
sesim çinlamayacak martilarin çigliginda
sarhos hazanin serseri rüzgarlari
adimi fisildamayacak bir daha kulaklarina...

içimde hüzzam bir sevdanin sessizligi
elimde solmus küçük bir resmin
kalbimde durmadan kanayan yara
ve yastigim islanirken gözlerimin yagmuruyla
bir Eylül daha kapaklanip yikiliyor
yüregimin kaldirimlarina...

simdi bagira bagira aglamak yakisir bana...
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi V

"İhanet Makamında" vedalardan
"Hasret Makamında" sevdalardan
ve "Asi Makamında" isyanlardan süzülen duyguların
Çığlık gibi kanayan şiirleri bunlar...

Bir yerde buz yastıkların
Bir yerde taş duvarların
Bir yerde karanlık gecelerin
Bir yerde sırtımıza saplanan hançerlerin
İpek bir mendil olup
Gizlediği gözyaşlarımızın
En saf sığınağı bu mısralar

Evet herkes bir yerde mutlaka ağlar
Ama unutmayın ki;
"Erkekler hep yalnız ağlar"

Kimi zaman dönüşü olmayan bir meleğin
Kimi zaman zehirli bir çiçeğin
Kimi zaman yasak bir sevdanın
Kimi zaman ulaşılmaz bir kadının
Ardından ağlar...

Ve işte o zaman Ahmet Selçuk İlkan
O ASİ yürek bu yangınları
Sayfa sayfa kitaplara
Satır satır şarkılara
Mısra mısra şiirlere koyar...
İşte o yangınlardan alevler...
İşte o yangınlardan volkanlar...

"Erkekler Hep Yalnız Ağlar"
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi V

YÜREĞİM KANIYOR

Sakin göllerin kuğusuyduk,
Salınarak suyun yanağında.
Ve okşa***** nilüfer saçlarını gecenin.
Sonumuzun adım-adım
Yaklaştığını görürdük...

Yarılan ekmeğin buğusuyduk;
Paylaşılan zeytin tanesinin,
Yüzümüze saldıran yağmur avanesinin.
Biz hep üşüyen burnumuzu
Avucumuzda hohla***** yürürdük.

Hiçbir hesabımız yoktu kimseyle.
Hiçbir aykırı yanımız,
Hiçbir yalanımız...
Gözüm yaşarıyor,
Yüreğim kanıyor...
Olmasaydı sonumuz böyle!..

Biri, saksımızı çiğneyip gitti.
Biri, duvarları yıktı,
Camları kırdı.
Fırtına gelip aramıza serildi.
Biri, milyon kere çoğaltıp hüzünleri
Her şeyi kötüledi,
Bizi yaraladı...

Biri şarabımızı döktü,
Soğanımızı çaldı.
Biri, hiç yoktan vurdu,
Kafeste garip kuşumuzu!
Ciğerim yanıyor,
Yüreğim kanıyor...
Solmasaydı gülümüz böyle!.

Dağlarda çoban ateşiydik,
Sarmala***** acı bir sevda masalını
Ve hıçkırarak
Hırçın rüzgârların kavalını...
Namlunun, bağrımıza
Sinsice sokulduğunu bilirdik...

Ceylanın pınara inişiydik,
Vedalaşan birkaç damla gözyaşının;
Tenine kan bulaşan
O masum çakıl taşının...
Oysa biz dualarımızda hep
Birbirimizden daha önce
Ölmeyi dilerdik...

Bazı sorumluluklarımız vardı,
Hayata ilişkin.
Bazı basit sorularımız,
Anlaşılır bazı sorunlarımız...
Göğsüm daralıyor,
Yüreğim kanıyor...
İncinmeseydi gençliğimiz böyle...

Birer yolcuyduk,
Aynı ormanda kaybolmuş.
Aynı çıtırtıyla ürperen birer serçe.
Hep aynı kaderde buluşurduk
Sevmeye tutuklu gibi...

Birer tomurcuktuk hayatın kollarında.
Birer çiğ damlasıydık,
Bahar sabahında,
Gül yaprağında...
Dedim ya,
Hiç yoktan susturuldu şarkımız!
Yüreğim kanıyor,
Yüreğim kanıyor...
Bitmeseydi öykümüz böyle!
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi V

Ne Olacak Halim
Sen bu satırları okurken ben cok uzaklarda olacağım...
Böyle başlardı bütün bildiğimiz mektuplar,
Biliyormusun? Bu ikimizin hikayesi,
Şu anda nerdesin, ne yapmaktasın;
Bildiğim yerlerdemisin yoksa hiç görmediğim bir evin penceresinde mi,
Sevdiklerin özlemi sardımı nicedir kalbini,
Pişman mısın başlamadıkların için, iç cekiyorsundur şimdi
Düşünüpte yazmadığın yazıpta yollamadığın mektupları saklıyormusun hala,
Kafanda hep aynı cümle biliyorum ne olacak halim,
Ah, biriktirdiğimiz bütün hevesler nasılda hızla tükendiler.
En çok kimi özledin, en çok neyi bekledin?
Şimdi düşlediklerimin neresindesin...
Dedim ya.
Bu ikimizin hikayesi...
Islandımız bütün yağmurları, dudak kanatan kalpli sızı aşklarımızı,
Bizi buluşturan kaldırımları,
İşte bütün bunları bütün bunları yazıyorum.
Ben unutmadım diye
Hatırlıyormusun sonunu değiştirmediğimiz filmleri
Hayatın gerceğidir sandığımız kabullenilmiş yenikliği
Bir ağızdan söylediğimiz en kahraman cenkliği,
Büyürken vazgectiklerimizi yada vazgeçittirdikleri seyleri,
Ne Olacak Halim...
Çabuk mu büyüdük dersin
Biliyorum..
NE Olacak Halim...
Sen bu satırları okurken, ben nerde olacağım kim bilir.
Neleri bırakmış olacağım birde,
Ne aşkları
Ne başlangıçları
Ne ayrılıkları tıpkı senin gibi.
Biliyormusun...
Tek sorum var kendimle şimdi

Ahhh
Ne Olacak Şimdi Halim....
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi V

Kimseye Soramıyorum Seni

kimseye soramıyorum seni!
kirlenme diye hiç öpmedim ya...
belki başkasını seversin diye,
hiç söylemedim sana sevdiğimi.
bilmiyorsun,
boğazımda düğümsün!
yutkunsam gideceksin,
yutkunmasam...
ölürüm...!