Aşkın Kanununu Yazsam Yeniden

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Aşkın Kanununu Yazsam Yeniden
AŞKIN KANUNU YAZSAM YENİDEN

İlişki uzmanlarına göre aşk, öyle aniden oluşuveren bir duygu değil... Aşık olan herkesin kıskanç olması da gerekmiyor! İşte sizlere gerçek aşkın ne olduğuyla ilgili bilimsel açıklamalar! Gerçek aşk aniden olmaz. Yıldırım aşkı diye birşey yoktur; görür görmez hissedilen aşk değil, karşılıklı çekim olabilir. Pek çoğumuz bu tip yargıları kendimiz yaratıyoruz. Gerçekte görünüşü, davranışları ve konuşmalarıyla tam aradığımız gibi birini bulmak yalnızca çekim duymak anlamına gelir. Bu çekim aşka dönüşebilir, ancak bunun için zaman şarttır. Kıskançlık gerçek aşkın göstergesi değildir

Özellikle gençlerin sıklıkla düştüğü bir yanılgı, ne kadar çok kıskanılırsa o kadar çok aşık olunduğudur. Birbirini gerçekten seven iki insan arasında bir miktar kıskançlık olması doğaldır. Öte yandan sahiplenme duygusunun aşkla ilgisi yoktur. Uzmanlar, kronik kıskançlık çeken kişilerin bilinçaltında güvensizlik duygusu yaşadıklarını ve sevilme açlığı çektiklerini söylüyor.

Hayallere dalmak sevgi değil, karasevda belirtisidir. Gerçek aşk karşıdaki kişiye yönlendirilir; bütün davranışlar sevilen kişinin iyiliği ve mutluluğunu sağlamak içindir. Karasevda ise ben merkezcidir. Kişi karşısındakini düşünmez, kendi mutluluğuna veya mutsuzluğuna odaklanır. Bu durumda aşık olunan sevgili değil, aşkın kendisidir.

Aşk uzaklıkla azalmaz. Bir kimseyi birlikteyken daha fazla seviyorsanız, onun cazibesinden ve heyecanından etkilendiğiniz anlamına gelir. Başınızı döndürmek için yanınızda olmadığı zaman bazı şüpheler baş gösterir. Bir başka deyişle; bu suni bir aşktır.

Aşk, sevilen kişinin kusurlarını görememek değildir. Aşık kişi, sevdiğinin kusurlarını bilip anlamasına karşın sevmeye devam eder. Karşısındaki kişiyi kusursuz olarak görmek, karasevdanın habercisidir.

Mutsuz bir ev yaşamı kişiyi yanılgıya sürükleyebilir. Evlilik danışmanları, pek çok kişinin dayanılmaz bulduğu evinden ve ailesinden kaçmak için evlendiğini belirtiyor. Pek çok genç kız, sevgilisini, kendisini sıkıntılardan kurtaracak beyaz atlı prens olarak görüp aşık olduğunu sanıyor. Oysa tek istediği kurtulmak, aşk değil.

Aşk her zaman bulutların üzerinde olmak değildir. Ayakların yere basması da gerekir. Bir evlilikteki en temel noktalardan ikisi para ve çocuklardır. Evlenmeyi düşünen genç insanlar, birbirlerinin bu konulardaki görüşlerini bilmelidir. Şayet bu konular henüz gündeme gelmemişse, romantizm seviyesinden aşk mertebesine geçilememiş demektir.

Aşk, sıkıntı çekmek anlamına gelmez. Karşınızdaki kişiyi etkileme kaygınız bu derece yoğunsa gerçek aşktan söz etmek mümkün değildir. Gerçekte olduğunuz kimsenin sevildiğini bildiğinizde, karşınızdaki kişinin varlığından huzur duyarsınız.

Kader ortakları olmakla, bir aşkın kahramanları olmak arasında büyük fark vardır. Eşler ortak sıkıntıları paylaşabilir, ancak bu paylaşım, aşkın kendisi değildir. Genç çiftlerin bu noktayı sık sık gözden kaçırdığını ifade eden uzmanlar, evlilik kararının aşktan değil, ortak acılardan kaynaklanmasının hata olduğunu vurguluyor.

Aşk, iki kişi arasındaki çok özel bir bağdır. Uzmanlar, bu mahremiyetin gözler önüne serilmesinin gerçek aşk olamayacağı üzerinde birleşiyor. Bu durum, grup içinde prestij kazanma arzusu olarak anlaşılabilir, ancak aşk değildir.

Alıntı
 
Geri
Üst