Aşkıyla Ölen Bir Adamın Hikayesi

melegim

Yeni Üye
Üye
Aşkıyla Ölen Bir Adamın Hikayesi

BENZERLİK


Elindeki neşterin keskin ucunu gözleriyle kontrol etti.Yeterince keskin olduğundan emin olmak istiyordu.Karşısında uzanmış yatan kadının canını yakmak istemiyordu.
Önündeki l masada uzanmış yatan kadının yüzüne baktı tekrar.Dalgalı saçları l masanın üzerine yayılmış, dudaklarında yüzündeki masumiyeti artıran bir tebessüm asılı kalmıştı.Göz kapakları sanki açılacakmış gibiydi.Ama bunun olmayacağını çok iyi biliyordu güzel gözleri kim bilir kaç kişinin canını yakmıştı. İçinin ürperdiğini hissetti.
Yapması gerekenleri çok iyi biliyordular bir erkek için deli gibi çarpan kalbini ortaya çıkarmalıydı.Böylece kendisini merakla seyredenleri memnun etmeliydi.Ama kimse bu kadının kalbinin bir zamanlar taşıdığı duyguları bilemeyecekti.Buna kendisi de dahildi.Kimse duyguları düşünmüyordu.Etrafında toplanan herkes sadece kadının kalbini merak ediyordu.Sadece bir et parçasını.Tüm bunları unutmalıydı ve yapması gerekeni yapmalıydı.Bİr an gözlerini kapattı ve sağ elinde tutttuğu neşteri kullanmak için elini kaldırdı ama titreyen elleri neşteri yere düşürdü.
“Ahmet Bey” dedi masanın diğer ucunda duran beyaz önlüklü, yaşlı anatomi profesörü.”Burada böyle acemiliklere tahammülümüz yoktur.Siz doktor olmaya aday birisiniz.Yapacağınız en ufak bir hata bir hayatın son bulmasına sebep olabilir.” Bu yaşlı profesörü ilk gördüğü gün ona saygı duymaya başlamıştı korkuyla karışık.Tamamen beyaz ve bir subay gibi kısa kestirdiği saçları yüzüne ciddiyet katıyordu.Her zaman yaptığı işe saygı duyan ve herkesin böyle hissetmesini isteyen bu yaşlı adama itiraz etmenin uygun olmayacağına karar verdi.
⚊Özür dilerim galiba bunu yapamayacağım
Sınıf arkadaşlarının meraklı bakışları arasında laboratuvarın çıkış kapısına doğru ilerledi.Kapıdan çıkınca derin bir nefes aldı.Sanki içerdeyken hiç nefes almamıştı.Uzun koridorda hızlı adımlarla yürümeye başladı.Burası Tıp Fakültesi binasının zemin katıydı.Koridor boyunca karşılıklı dizilmiş kapılar üzeerinde hangi laboratuvar olduğu yazılıydı.Anatomi dersinin yapıldığı laboratuvar koridorun sonundaydı.Güneş almayan, floresan lambalarla aydınlatılan bu koridor ona hep yalnızlığını hatırlardı.Sanki bir mezardaydı.
Koridorun sonundaki kapıyı açıp merdivenlerden yukarı çıktı ve fakülte binasının giriş katına ulaştı.Bahçeye çıkınca soluduğu temiz hava ona yaşadığını hissettirdi.Fakülte bahçesi güzel düzenlenmişti.Yavaş adımlarla bahçede yürümeye başladı ve boş masalardan birine oturdu.Otururken üzerindeki önlüğü çıkarmadığını farketti.”Bu benim önlüğüm değil kefenim” dedi kendisinin bile zor duyduğu bir sesle.
Bir sigara yaktı ve başını ellerinin arasına aldı.Laboratuvarda gördüğü kızın yüzü geldi gözlerinin önüne.”Hayır” dedi.”Bu sadece bir benzerlik hatta benzerlik bile yok.Bu sadece benim delirdiğimin kanıtı” Kendi kendine konuşuyor hatta kendine bağırıyordu şimdi.”Ben aptal bir adamım aşkımla beraber kendimide dipsiz kuyulara gömdüm ve şimdi baktığım her yüzde onu görüyorum.” Sigarasından derin bir nefes çekti.Sanki içini tamamen dumanla doldurmak istiyordu.
Ayşe ile 2 yıl önce tanışmışlardı.Bir öğlen yemeği vakti fakülte bahçesinde boş bir masa bulabilmek için bakınırken şimdi oturduğu masayı görmüştü ve masada oturan su damlası kadar güzel bir kız.Ayşe'nin bu dünyadaki en güzel kız olduğunu düşünmüştü.Belkide hissettikleri Ayşe'yi çok güzel yapıyordu gözünde.Ama hiçbirisi bir gerçeği değiştirmiyordu.Bu kız onun için kutsal bir varlık, yaşamın amacı hatta ruhundaki tüm güzelliklerin tek kaynağıydı.Omuzlarına düşen sarı saçları, dudaklarından kaybolmayan sımsıcak tebessümü. gözlerine bakınca kızaran yanakları ile Ayşe tüm güzelliklerin tek kaynağıydı.Gözlerine bakınca kendini aşk denizinde hisseder etrafındaki tüm varlıklar bir anda silinip kaybolurdu.
En son aylar önce telefonda konuşmuşlardı.Ayşe telefonda ”şimdi otobüse biniyorum ve bu otobüs beni sana getirecek” demişti.Ama otobüs hiçbir zaman gelmemişti.Saatler sonra otobüsü beklerken telefonla haber almıştı.”Ayşe kaza geçirmiş şimdi yoğun bakımda”
Ayşe'yi bir daha görememişti.Sevdiği kız aylar önce ölmüştü.Yaşam kaynağını kaybetmiş, cansuyu kesilmiş bir insan olmuştu.Kendisini hayata gömmüştü.Sadece yaşamak faaliyetini gerçekleştiren bir beden.O kazada kimsenin farkına varmadığı bir kişi daha ölmüştü.
“Deliriyorum “ dedi kendi kendine.”Bu sadece bir benzerlik hatta aptalca bir hayal.Ayşe öldü.Laboratuvarda masada yatan kız ona hiç benzemiyor.Bu senin aptalca bir hayalin.aptalca bir hayal hemde çok aptalca...”
Sigarasından derin bir nefes aldı.Sanki dumanı vücudunun her zerresine ulaştırmak istiyordu.Eğer dumanı yeterince kuvvetli bir şekilde içine çekerse ölen ruhunun boşluğunu doldurabilirdi...
 
Geri
Üst