*MeleK*
♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Başbakan sayın recep tayyip erdoğan' ın ıı.özürlüler şurası konuşması
“Yerel Yönetimler ve Özürlüler” temasındaki II. Özürlüler Şurası'nın yapılmasından dolayı duyduğum mutluluğu ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Günümüzde özürlülük konusu evrensel normlara oturtulmuş ve devletlere bu alanda görev ve sorumluluklar yüklenmiştir. Özürün türü ve derecesi ne olursa olsun, özürlülerimizin insan onuruna yakışır bir hayat sürdürme ve onurlu bir üye sıfatıyla toplumda yer alma hakları vardır. Bu husus Anayasamızın 61. maddesinde “Devlet sakatların korunmaları ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır.” denilmek suretiyle teminat altına alınmıştır
Hızla gelişen teknoloji sayesinde dünyanın giderek küçüldüğü küreselleşme sürecinde, gelişim ve değişimi sosyal ve siyasal boyutlarıyla dikkatle izleyip değerlendirmek mecburiyetindeyiz.
İnsanlığın yoksulluk, terör, ve çevre sorunları gibi özürlüleri yakından ilgilendiren ve adından sıkça söz edilen çağımızın küresel sorunları arasında ayrımcılık önemli yer tutmaktadır. Ülkemiz açısından henüz farkına varılmamış olan bu sorunun vatandaşlarımızın sağduyusu, kurum ve kuruluşlarımızın duyarlı yaklaşımları ve öngörülü politikalarla bir boyut kazanmayacağına inancımız tamdır. Özürlülerimiz ve yakınlarının güvensizlik, kuşkuculuk ve güçsüzlük tutum ve davranışlarına düşmemeleri için toplumumuzun üzerine düşeni yerine getireceğine inanmaktayız. Çünkü, ülkemizde olumsuz anlamdaki ayrımcılığın aksine; sağlık, eğitim, istihdam, sosyal hizmet ve yardımlar hususlarında pozitif ayrımcılığa varan gayretler teşvik görmektedir.
Devletimiz her zaman özürlü vatandaşların yanında olmuştur. Sosyal devlet olmanın gereği; sınıf ve tabakalar arasında ahengi sağlamak ve toplumsal barışı tesis etmeye yönelik olarak alt gelir gruplarının ekonomik durumlarında iyileştirmeler yapmaya devam edilmiştir. Özürlü aylıklarında 2003 yılında yüzde yüz, 7 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren Özürlüler Kanunu ile iki-üç kata ulaşan artışlar sağlanmıştır. Bu vatandaşlarımız, eğitim ve rehabilitasyon alanlarında ayrıca desteklenmektedir.
Özürlüler alanında yapılan hizmetleri topluma karşı sorumluluğun bir ifadesi olarak kabul etmemiz gerekiyor. Örneğin, yapılan düzenlemelerden çocukların, hamilelerin, yaşlıların, kaza ve hastalık dolayısıyla bir süre özürlü şartlarında yaşayan geçici özürlü diye tanımlanabilen vatandaşlarımızın da yararlandıklarına tanık oluruz. Sadece özürlülere özgü gibi algılanan haklar ve kolaylıklar, günün birinde başkalarının da işine yarayabilmektedir.
Özürlülerin sorunları arasında işsizliğin öncelikli sorun olarak herkesi etkilediği bilinmektedir. Bu husus sadece özürlülere mahsus durum olmayıp, ülkemizin önemli bir sorunudur. İstihdam konusunda neler yapılabilir düşüncesinden hareketle bu yıl, “2005 Özürlüler İstihdam Yılı” ilan edilmiştir. İstihdam Yılı'nda, ağır özürlüler için korumalı işyerlerinin yaygınlaştırılması hedeflenmiştir.
Bir çok sorunun kaynağında bilinçsizlik, dayanışma eksikliği ve ekonomik yetersizlikler bulunmaktadır. Türkiye tarihsel, kültürel ve engin doğal zenginlikleri olan, 72 milyon nüfusuyla bölgenin en genç ve aktif nüfusa sahip ülkesidir. Bu durum iş, eğitim ve sağlık gibi alanlarda bazı eksiklerimize rağmen ülkemiz için önemli bir avantaj yaratmaktadır. Özürlülerimizi sadece sorunları bulunan kesim gibi algılamak yerine bu vatandaşlarımızın, ülke ekonomisine ve kültürel birikimine ne denli katkıları olur yaklaşımıyla değerlendirildiğinde, konu bambaşka bir çehreye bürünecektir. Sonuçta, 8.5 milyon özürlümüze sorunlarıyla gündeme gelen kesim yerine, ülkemiz entelektüel sermayesinin önemli bir parçası gözüyle bakılacaktır.
Son yıllarda yasal ve yapısal düzenlemelerde önemli gelişmeler sağlanmıştır. İl özel idaresi ve belediye kanunları yenilenerek bu kurumların hizmet alanları genişletilmiştir. Yeni kanunlarda özürlülere yönelik bir çok hizmet yerel yönetimlere görev olarak verilmiştir. Bundan böyle il özel idaresi ve belediyeler, hemşehrileri olan özürlülere daha verimli ve kaliteli hizmet sunabileceklerdir.
Özürlüler için yapılan ve yapılacaklar bir lütuf değildir. Ülkemiz insanının ve bunun ayrılmaz güzide parçasını oluşturan özürlülerimiz güzel olan her şeye lâyıktır.
Şura'nın özürlüler konusuna özel önem ve değer vermesi, sorunların çözümünü kolaylaştırıcı bir etki yapacağı muhakkaktır. Bu vesileyle Şura'yı tertip edenlere teşekkür ediyor, hepinize başarılar diliyor ve kutluyorum. alıntı
Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. “Yerel Yönetimler ve Özürlüler” temasındaki II. Özürlüler Şurası'nın yapılmasından dolayı duyduğum mutluluğu ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Günümüzde özürlülük konusu evrensel normlara oturtulmuş ve devletlere bu alanda görev ve sorumluluklar yüklenmiştir. Özürün türü ve derecesi ne olursa olsun, özürlülerimizin insan onuruna yakışır bir hayat sürdürme ve onurlu bir üye sıfatıyla toplumda yer alma hakları vardır. Bu husus Anayasamızın 61. maddesinde “Devlet sakatların korunmaları ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır.” denilmek suretiyle teminat altına alınmıştır
Hızla gelişen teknoloji sayesinde dünyanın giderek küçüldüğü küreselleşme sürecinde, gelişim ve değişimi sosyal ve siyasal boyutlarıyla dikkatle izleyip değerlendirmek mecburiyetindeyiz.
İnsanlığın yoksulluk, terör, ve çevre sorunları gibi özürlüleri yakından ilgilendiren ve adından sıkça söz edilen çağımızın küresel sorunları arasında ayrımcılık önemli yer tutmaktadır. Ülkemiz açısından henüz farkına varılmamış olan bu sorunun vatandaşlarımızın sağduyusu, kurum ve kuruluşlarımızın duyarlı yaklaşımları ve öngörülü politikalarla bir boyut kazanmayacağına inancımız tamdır. Özürlülerimiz ve yakınlarının güvensizlik, kuşkuculuk ve güçsüzlük tutum ve davranışlarına düşmemeleri için toplumumuzun üzerine düşeni yerine getireceğine inanmaktayız. Çünkü, ülkemizde olumsuz anlamdaki ayrımcılığın aksine; sağlık, eğitim, istihdam, sosyal hizmet ve yardımlar hususlarında pozitif ayrımcılığa varan gayretler teşvik görmektedir.
Devletimiz her zaman özürlü vatandaşların yanında olmuştur. Sosyal devlet olmanın gereği; sınıf ve tabakalar arasında ahengi sağlamak ve toplumsal barışı tesis etmeye yönelik olarak alt gelir gruplarının ekonomik durumlarında iyileştirmeler yapmaya devam edilmiştir. Özürlü aylıklarında 2003 yılında yüzde yüz, 7 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren Özürlüler Kanunu ile iki-üç kata ulaşan artışlar sağlanmıştır. Bu vatandaşlarımız, eğitim ve rehabilitasyon alanlarında ayrıca desteklenmektedir.
Özürlüler alanında yapılan hizmetleri topluma karşı sorumluluğun bir ifadesi olarak kabul etmemiz gerekiyor. Örneğin, yapılan düzenlemelerden çocukların, hamilelerin, yaşlıların, kaza ve hastalık dolayısıyla bir süre özürlü şartlarında yaşayan geçici özürlü diye tanımlanabilen vatandaşlarımızın da yararlandıklarına tanık oluruz. Sadece özürlülere özgü gibi algılanan haklar ve kolaylıklar, günün birinde başkalarının da işine yarayabilmektedir.
Özürlülerin sorunları arasında işsizliğin öncelikli sorun olarak herkesi etkilediği bilinmektedir. Bu husus sadece özürlülere mahsus durum olmayıp, ülkemizin önemli bir sorunudur. İstihdam konusunda neler yapılabilir düşüncesinden hareketle bu yıl, “2005 Özürlüler İstihdam Yılı” ilan edilmiştir. İstihdam Yılı'nda, ağır özürlüler için korumalı işyerlerinin yaygınlaştırılması hedeflenmiştir.
Bir çok sorunun kaynağında bilinçsizlik, dayanışma eksikliği ve ekonomik yetersizlikler bulunmaktadır. Türkiye tarihsel, kültürel ve engin doğal zenginlikleri olan, 72 milyon nüfusuyla bölgenin en genç ve aktif nüfusa sahip ülkesidir. Bu durum iş, eğitim ve sağlık gibi alanlarda bazı eksiklerimize rağmen ülkemiz için önemli bir avantaj yaratmaktadır. Özürlülerimizi sadece sorunları bulunan kesim gibi algılamak yerine bu vatandaşlarımızın, ülke ekonomisine ve kültürel birikimine ne denli katkıları olur yaklaşımıyla değerlendirildiğinde, konu bambaşka bir çehreye bürünecektir. Sonuçta, 8.5 milyon özürlümüze sorunlarıyla gündeme gelen kesim yerine, ülkemiz entelektüel sermayesinin önemli bir parçası gözüyle bakılacaktır.
Son yıllarda yasal ve yapısal düzenlemelerde önemli gelişmeler sağlanmıştır. İl özel idaresi ve belediye kanunları yenilenerek bu kurumların hizmet alanları genişletilmiştir. Yeni kanunlarda özürlülere yönelik bir çok hizmet yerel yönetimlere görev olarak verilmiştir. Bundan böyle il özel idaresi ve belediyeler, hemşehrileri olan özürlülere daha verimli ve kaliteli hizmet sunabileceklerdir.
Özürlüler için yapılan ve yapılacaklar bir lütuf değildir. Ülkemiz insanının ve bunun ayrılmaz güzide parçasını oluşturan özürlülerimiz güzel olan her şeye lâyıktır.
Şura'nın özürlüler konusuna özel önem ve değer vermesi, sorunların çözümünü kolaylaştırıcı bir etki yapacağı muhakkaktır. Bu vesileyle Şura'yı tertip edenlere teşekkür ediyor, hepinize başarılar diliyor ve kutluyorum. alıntı
