Buyrun buyrun bakın utanmayın =)

* güLümsemen bana yetiyor !! *
O güLümsemen ßeni sana a$ık edioR..[gözLeriim] sadece

Senii qörüyor !! [KaLbiim] sadece sana atiyor !



SENİ SEVMEYİ ÖZLEDİM

Seni özlüyorum... Gecenin en zifiri anında bile odamı aydınlatan bu aşkı özlüyorum, en çok da her gün duyabilmek adını, zamanla yüz göz oluşumun sonunda duyduğum sesini...

Seni özlüyorum işte... Her kavgamızın sonunda çektiğim sancıları, seni kaybetmek korkusunun beni bir bıçak gibi kestiği anları bile.

Hayatlarımızın öyle anlarına tanık olmuştuk ki artık, beni ben, seni sen yapan her ne varsa bir bütün olmuştu. Yani biz olmuştuk, biz sevdaydık, bir tutkulu bakıştık yarınlara umutla yürüdüğümüz.


Seni özlüyorum, kabul ettim artık bunu... Göz bebeklerimin içine yerleşmiştin ve dünyada iyiye güzele dair ne varsa içinde sen oluyordun. Geçtiğim yollar aynı değildi, ne içtiğim su, ne de aldığım nefes...

Meleklerin kanatlarında geliyordun sen bana her gün. Martıların gözlerinde, bir papatya demetinin üstündeki uğur böceği oluyordun, ayın şavkında, umudun mavisinde sen vardın, yüreğime işlemiştim seni bir dantel gibi ince düğümlerle...

Her gün içimi ısıtan asıl sendin... Sıcak ışıkların tüm ruhumu saran, her yeni güne gözümü açar açmaz içime doluştuğun bir günaydındın. Yıkanırken asıl sen akıyordun, sen arındırıyordun beni. Ilık ılık tenimden süzülürken, hiç kurulanmadım ben, içime emdim seni hiç bir damlanı ziyan etmeden.

Seni özlemek dayanılmaz hale geldiğinde bile ben hiç ağlayamadım. Çünkü içimdeydin sen ve seni gözlerimden akıtmaya kıyamadım. Sancılarımla bedenim her gün biraz daha ölse de, aslında her güne ben senin için yeniden doğdum daha da çoğaldım. Senin için çektiğim acıyı sevdim, özleminle dost oldum.

Seni özlüyorum. Çünkü seni seviyorum hem de çok... Doğrularını yanlışlarını sorgulamadan, insanlığın kurallarıyla tartmadan bir çocuk yüreği gibi masumca taşıdım hep, masumca yaşadım seni... Bu hayata verdiğim her nefeste, gittiğim her yerde sende benimle birlikte vardın, o yüzden yalnızlık nedir hiç bilmedim, hiç yaşamadım olmadığın halde sensizliği. Senin bana verebileceklerine takılı kalmadan, seni özgürce sevebilmeyi başardım ben. Seni ben sevdim kim olduğunu bile en doğrularla bilmeden ve de asla değiştirmeden. En katıksız halinle sevdim seni...


Ah sevgili! Asıl seni sen yapan tüm gerçeklerle birlikte seni sevmeyi özledim ben de... Seni sevmeyi özledim en çok, seni sevmeyi özledim...

 
Seni özledim...



Ben en çok seni özledim
Sana sarılmayı,
Sımsıcak kalp atışını
Ve ellerimin arasından
Akıp giden saçının titreK
Tellerini özledim.

Ben en çok seni özledim
Derinliğinde kaybolduğum
Gözlerine ne demeli bilmem.
Beni sonsuzluğa sürükleyen
Ve ansızın hüzünlerin en çıkmazına iten
O derin ve
Güzel gözlerini özledim.

Ben en çok seni özledim
Sesindeki çocuksuluğu,
Varlığındaki çoşku ile
Kederin o muhteşem yoğruluşunu,
Olmadık zamanlarda
Olmadık benzetmelerini,
Mesela ile başlayan
Ve insanın ruhunu okşayan
Hecelerinin kelime olmaya
Koşuşunu özledim.

Ben en çok seni özledim
Yorgun bir akşamda
Yürürken kaldırımlarda
Sensizliği solumayı
Ve sensizlikle yürümeyi özledim

Ben en çok seni özledim
Seni seviyorum
Deyişin içindeki seni
Ve şiirlerdeki her bir satırın,
Sana dönüşünü özledim.

Ben en çok seni özledim
Yağmur yağarken üzerime
Gözyaşlarımı bırakıp gökyüzüne
Başka bir yağmurla sana yağsın diye
Umut etmeyi özledim…

Ben en çok seni özledim
Kalbindeki insanlara rağmen
Orada sıkışacak bir yer bulmak
Ve dışarda kalmamak için yaptığım
Çırpınışları özledim…




 
Şimdi sana neden seni yazamayışımı anlatsam...
Anlatabilsem keşke...
Seni anlatabilecek kadar güçlü değilim belki de...



Ayrılığın bıraktığı hüzün izleri varken içimde, susmayan kalemim; konu sen ve sevgin olunca nasılda susuyor...
Hâlbuki en çıldırmış sevgi satırlarını bırakması lazımken tarihe; sus-pus oluyor...
Seni anlatabilecek kadar güçlü değilim belki de...

Ben en iyisi sana sensizliği anlatayım...
Gözünde ki gülüşü görmeden yaşamak;
Tüm gülüşleri kefene sarmaktır ..!
Varlığını inkâr edip, görmezden gelmek;
Hayatı saymamaktır..!
Ve seni üzgün görmek,
Kanser bir hasta gibi acı ve sancı çekmektir... Göğsünün tam orta yerinde... Allah’a el açıp “al beni buradan” diye yalvarma sebebidir...

Ey benim dilsizliğimin çığlığı... Gözümün gören bebeği... Düşüncelerimin yol göstereni... Ruhumun eşi... Kaderimin en yaşanılası olanı...
Alın yazımdaki en güzel iz... Karanlığımın gölgesi... Aydınlığımın perisi... Özümün, varlığımın, yaşamamın en değerli sebebi...
Hayallerimin ötesi...
Kıyamette bile el ele olacağım seninle.

Bende; seni anlatacak daha fazla kelime yok..! Dile gelemeyen binlerce melek var şimdi yanımda... Sana; bendeki seni anlatamazlar...

O öpülesi yüreğini, sevilesi yüreğini,
Hakk’ ın huzurunda
Bir daha hiç kırmamacasına,
Ömrümün yettiği kadar el üstünde tutmacasına ve yaşadığım hayat boyunca seni mutlu etmek üzere
Emanet alıyorum... Allah’ın emaneti saydım seni..!

Şimdi sana neden seni yazamayışımı anlatsam...
Yazmak istemeyişimi anlatsam...
Anlatabilsem keşke...
Seni anlatabilecek kadar güçlü değilim belki de...


 



İnsanın eşi olmalı, bakarken yüreğinin kabardığı, gözlerinden gözlerine yüreğinin aktığı...aşık olduğu bir eşi olmalı! Sabah gözlerini açtığında, yanında olduğunu görüp, şükürler etmeli Yaradana. Koklamalı saçlarını. Uyuyan eşine şefkatle bakıp, usulca dokunmalı yüzüne, varlığını hissedebilmek için. Parmakları titremeli, incitirim korkusuyla. Sürekli çağlayan bir pınar olmalı gönlü...kramplar girmeli midesine, onsuzluk aklına geldikçe! Rüzgar onun kokusunu getirmeli, yağmur onun sesini. Elleri yanmalı ellerini tutabilmek için. Akşam onu görecek diye, pırpır etmeli yüreği. Kelebekler gibi olmalı insanın kalbi. Ayakları birbirine dolaşmalı heyecandan, eve dönerken eşi. Beklemek asırlar gibi uzun gelmeli. Gelişi ile sonsuz bir nur dolmalı içine. Yüzüne baktığında, konuşmadan anlamalı derdini, tasasını, öfkesini, sevincini, coşkusunu...vs. Güven duymalı, herşeyiyle. Başını göğsüne koyup, huzurla uyuyabilmeli, tüm düşüncelerinden arınmış olarak. Babası, abisi, arkadaşı, dostu, sırdaşı, anası, çocuğu olmalı...Şımarabilmeli yanında. Kıskanılmalı zaman zaman da... Bir eşi olmalı insanın!!! Sabah yolcularken işine, içi acımalı, daha yollarken özlemeye başlamalı. Seni şimdiden özledim!!! Akşam dönüşünü beklemeli sabırsızlıkla. Gözleri yollarda kalmalı ve kapıyı çalmadan açmalı...aşkla karşılamalı, hasretle sarılmalı boynuna, özlemle koklayıp, öpmeli, yıllarca uzak kalmışcasına! Her günü bir başka güzel olmalı yaşamın, bir başka özel, bir başka soluklanmalı her anında. Verdiği hiç bir şeyin yeterli olmadığını düşünüp, kahrolmalı, daha fazla ne yapabilirim diye düşünmeli. Mutluluk saçmalı etrafına. Bir eşi olmalı insanın, cennetten köşe almışcasına sevdiği, sakındığı, bakmaya kıyamadığı...Her bir hücresinden aşkın fışkırdığı, çölde okyanusu yaşadığı bir eşi olmalı!!!


 
Bilseydim..
Eğer sevdayı senle yaşayacağımı bilseydim.... dikenlere aldırmadan yürürdüm, o yollarda....

gecemin aydınlığının sen olduğunu bilseydim yıllarımı karartmaz senle doldururdum günlerimi..
sevdiğim... tuttuğum zaman ellerini o huzuru bulabileceğimi bilseydim hiç bırakmaz sana koşardım...
cennetime yağan ilk yağmurum olduğunu bilseydim bütün yağmurları yağdırırdım şehrimin semalarına....
ey sevdiğim baharımın kış olacağını bilseydim söylemezdim o sözleri seni kırmakdansa kendimi mahkum ederdim kırgınlığa cantanem.....
birözrün beni affettireceğini bilseydim özür nöbetleri tutardım kapında seni bu kadar çok sevdiğimi bilseydim geceler boyu fısıldardım kulağına...
 
Sana olan hasretim öylesine büyük ki
Ellerim ellerine gözlerim gözlerine
Nasıl canlılar muhtaçsa havaya suya
İşte sana öylesine muhtacım anla
Özlemlerim bir çığ gibi büyür içimde
Yüreğimde onulmaz bir sızı olur yalnızlığım
Leyleklerin sıcak iklimlere özlemleri gibi
Ecel gibi yokluk gibi içimde
Sana öylesine muhtaçki yüreğim
İnleyen bir hastanın doktora muhtaçlığı gibi
Nergisler misali bükülü boynum
Eskimiş harabeler gibi şimdi gençliğim
Sana öylesine hasretimki... bir bilsen
En yoksul duygular bende oluşur şimdi
Ve en hasret dolu özlemleri bir ben yaşarım
İki sevgili geçse yanımdan elele kol kola
Yasak duygulara kapılmışçasına irkilir yüreğim
Okyanusta tekne misali yalnızlaşırım
Rotası bozulmuş gemi hissederim kendimi
Uzayan yolları sana hasret seninle arşınlarım
Mevsimsiz açan güller misali solgunlaşır duygularım
Kilometrelerce uzaklarda donuverir bakışlarım
İçimde tarifsiz acılar oluşur o an...bir bilsen
Balıkların susuz yaşaması gibi sana hasret yaşamak
İklimleri olmayan sonsuz bir kış gibi
Reyhanları solmuş bahçeler misali
Bir bilsen sana hasret yaşamayı
İstesende bilemezsin...sen hiç sensiz kalmadınki
Leylasını yitiren mecnunlar gibiyim şu an
Sabahları olmayan uzun bir gece gibi yaşamak
Ellerim ellerine gözlerim gözlerine
Nasıl...nasıl muhtacım sana bir bilsen...


.....NAZIM HİKMET....
 
Seni sevmek güle benzer....





Seni Sevmek

Seni sevmek güle benzer..
Dalında bir damla su gibi.
Yağmur gibi, toprak gibi..
Yüreğini çatlatan bülbül gibi.
Güle benzer seni sevmek.

Seni sevmek deniz gibi,
Martıların sevdasına benzer.
Yunuslara ve güneşe benzer.
Ayın suda şavkına benzer.
Deniz gibi seni sevmek.

Seni sevmek hayata benzer.
Her gece ve her gündüz gibi.
Sıcak gibi, ayaz gibi..
Giderek büyüyen bir çığ gibi,
Hayata benzer seni sevmek.

Seni sevmek endişe gibi.
Mumu ateşin eritmesine benzer..
Sessizliğe ve karanlığa benzer.
Dağların da yürümesine benzer,
Endişe gibi seni sevmek.

Seni sevmek mutluluğa benzer.
Çocukların sonu gelmez oyunu gibi.
Yakan top gibi, yerden yüksek gibi,
Önüm, arkam, sağım, solum gibi..
Mutluluğa benzer seni sevmek.