Devletler Özel Hukukunda Değişken İhtilaflar (Statü Değişikliği)

aSqimSin

Yeni Üye
Üye
Devletler Özel Hukukunda Değişken İhtilaflar (Statü Değişikliği)


DEVLETLER ÖZEL HUKUKUNDA DEĞİŞKEN İHTİLAFLAR

(STATÜ DEĞİŞİKLİĞİ)

Yazar: Bilge GÖKTAYLAR
Telekomünikasyon Uzmanı

Telekomünikasyon Kurumu
Demirtepe/Ankara

1. GİRİŞ

Devletler özel hukuku kurallarının kullandıkları bağlama noktaları durağan ve değişken olmak üzere iki çeşittir. Bağlama noktası münhasıran belli bir zaman birimi ile ilgi içinde kalmasını gerektirecek nitelikte ise, başka bir deyişle kanunlar ihtilafı kurallarında kullanılan bağlama noktası belirli bir zaman parçası ile ilişki kuruyorsa durağan bağlama noktası söz konusudur.

Değişken bağlama noktası belirli bir zaman birimi ile sabit bir bağlılık ilişkisi kurmamış olanlardır. Değişken bağlama noktaları zaman sürecinde değişebilir nitelik taşırlar. Değişken bağlama noktalarının kullanıldığı kurallar statü değişikliklerine yol açabilecektir1.


2. KANUNLAR İHTİLAFI KURALLARI

Hukuk kurallarının bir bölümü belirli olay ve ilişkileri doğrudan doğruya ele alarak bizzat düzenler bu tür kurallara maddi hukuk kuralları denir2. Medeni hukuka ait kurallar, örneğin, evlat edinmenin hangi şartlar altında ve hangi şekil kurallarına bağlı olarak yapılabileceğini ve evlat edinme işleminin gerçekleşmesi ile ne gibi hukuki sonuçların doğacağını tayin eder.

Hukuk kurallarının diğer bir bölümü ise, belirli bir olay veya hukuki ilişkiyi ele alıp bizzat düzenlemek yerine bu düzenlemeyi yapmaya hangi hukuk kurallarının yetkili olduğunu belirtmekle yetinir. Bunlar uygulanacak hukuku gösteren kurallardır. Eğer uygulanacak hukuku gösteren kural hukuki ihtilafta bu ihtilaf ile ilişkili birden fazla hukuk düzeni arasında hangisinin yetkili olduğunu belirtmekte ise kanunlar ihtilafı kuralından bahsedilir3. Hukuki ihtilafı ele alıp düzenlemeye yetkili sayılacak hukuk düzenleri arasında yetki çatışması olmaktadır.

Yürürlük bakımından aynı zaman içerisinde yer almayan, fakat birbirini takip eden hukuk düzenleri arasında bir seçim söz konusu olduğunda, intikal hükümlerinden veya zamanlararası (intertemporal) ihtilaf hukukundan bahsedilir4.

Kısaca, kanunlar ihtilafı kuralları hükme bağlanması gereken belirli bir olay veya hukuki ilişkide uygulanma imkanı olan birden çok hukuk düzeninin hangisinin uygulanacağını belirler.


3. ZAMANLARARASI ÖZEL HUKUK

Zamanlararası ihtilaflar bir ülkede yürürlükte olan hukukun zaman içerisinde değişmesi sonucunda eski ve yeni hukukular arasında uygulama alanı açısından doğan ihtilaflardır. Bu tür ihtilaflar iç maddi hukukun değiştirilmesi sonucunda doğabileceği gibi, milletlerarası özel hukuk kurallarının değişmesi ile de doğabilir. Eski ve yeni hukuk düzenlerinin uygulama alanı yeni kanunun intikal hükümleri ile belirlenir5.

Zamanlararası özel hukukta aynı ülke içerisinde birbirini müteakip yürürlüğe girmiş eski ve yeni hukuk düzenleri arasında kanunlar ihtilafı oluşmaktadır. Birbirini müteakip yürürlüğe girmiş eski ve yeni hukuk düzenlerinden hangisinin uygulanacağını tespit eden kurallar zamanalararası (intertemporal) özel hukuku teşkil eder. Söz konusu kurallar hukuki ilişkiyi hükme bağlayacak eski veya yeni maddi hukuk kurallarını belirtirler. Başka bir deyişle, ilişki hem yeni hem de eski yabancı hukuk düzeni ile irtibatlı ise yeni yabancı hukukun mu yoksa eski yabancı hukukun mu uygulanması gerektiği zamanalararası hukuk kurallarına göre tespit edilecektir6.

Zamanlararası ihtilaf, MÖHUK dahil her türlü kanun için söz konusu olabilir ve yürürlük hükümleri ile giderilir. Mesela, MÖHUK m. 47'de kanunun yayımından altı ay sonra yürürlüğe gireceğini belirleyen hüküm bu çeşit ihtilafları çözme amacını taşımaktadır. Kanunlar ihtilafı kuralının atıf yaptığı hukukta da zamanlararası kanunlar ihtilafı çıkabilir. Bu sorunun çözümünde söz konusu kanunlardaki yürürlük hükümleri nazara alınır7.

Milletlerarası özel hukukta bağlama kurallarının bir kısmında bağlama sebebi belli bir zamana göre tespit edilmiştir. Buna değişmeyen statü veya sabit statü adı verilir. Fakat bazen devam eden hukuki ilişkilerde bağlama sebebi vatandaşlık, ikametgah, mutad mesken veya şeyin bulunduğu yer olabilir ve kuralda hangi anın esas alınacağı sabit hale getirilmemiş olabilir. Buna da değişken statü adı verilir8.

Devletler özel hukukunun bağlama noktaları çoğunlukla değişkendir. Örneğin, taşınır mallar üzerindeki mülkiyet hakkı ve diğer ayni haklar malların bulunduğu yer hukukuna tabidir. Mallar bir ülkeden diğerine geçirilmesi halinde yeni bir hukuka tabi olacaklardır. Devletler özel hukukunun bu tür statü değişiklikleri (conflict mobile) de zamana bağlı çözümleri gerektirmektedir9.

Bir ülkede yürürlükte olan milletlerarası özel hukuk kurallarının değişmesi halinde; örneğin, nafaka borçlunun milli hukukuna bağlayan kanunlar ihtilafı kuralı değiştirilerek yerine alacaklının milli hukukunun yetkisi kabul edildiği, yeni bağlama kuralının hangi tarihten sonraki ilişkilerde uygulanacağı sorunu zamanlararası hususi hukuk kuralları ile çözülür. Bu konuda intikal hükümlerinin bulunmaması halinde sorun kanunların geçmişe etkili olamayacağı hakkındaki genel hukuk kuralına bağlı olarak çözümlenmelidir. Örneğin, eşlerin ayrı vatandaşlıkta olmaları halinde boşanmayı kocanın milli hukukuna tabi tutan kural değiştirilerek, müşterek ikametgah hukukunun yetkisi kabul edildiğinde eski kanuna göre elde edilen boşanmalar saklı tutulduğu gibi, yeni kanun yürürlüğe girdikten sonra açılmış boşanma davalarına uygulanacaktır. Taraflar arasında önceki hukuka göre tesis edilmiş olan hukuki statüden doğan ilişkiler yeni hukuka tabidir. Örneğin, kocanın karısına karşı nafaka borcu uyuşmazlığın çıktığı anda yürürlükte olan hukuka tabidir10.

Kanunlar ihtilafı kuralı gereğince yetkili olan yabancı hukukun da zaman içerisinde değişikliğe uğraması mümkündür. Örneğin, Türk mahkemesinde açılmış olan bir babalık davasında Alman hukuku yetkili ise ve o tarihte Alman nesep hukuku değişikliğe uğramışsa, eski ve yeni hukuktan hangisinin uygulanacağı da yeni kanunun intikal hükümlerine tabi olacaktır11.

4. STATÜ DEĞİŞİKLİĞİ (CONFLICT MOBILE)

4.1 Statü

4.1.1. Maddi Hukukta Statü

Statü, bir hukuki olay ve ilişkinin tabi olduğu hukuk düzenini ifade eder. Başka bir deyişle, statü terimi ile bir hukuki olay veya ilişkinin bağlandığı hukuk düzeni kastedilir. Örneğin, şahsi statü, borç statüsü, veya miras statüsü. Daha ayrıntılı açıklamak gerekirse statü, belirli bir hukuki kavram veya kurumun bağlanmış olduğu hukuk kurallarının bütünüdür12.

4.1.2. Devletler Özel Hukukunda Statü

Statü, kanunlar ihtilafı kurallarınca belirli hukuki ilişkiler için yetkilendirilen maddi hukuk normlarının meydana getirdiği kurallar topluluğu veya kanunlar ihtilafı kuralları gereğince bir hukuki ilişkiye nihai olarak uygulanacak hükümlerdir. Kısaca, "Devletler Özel Hukukunda Statü" kanunlar ihtilafı kurallarının belirli bir yaşam ilişkisini tabi tuttuğu maddi ukuk normlarının meydana getirdiği kurallar topluluğudur diyebiliriz13.

4.2. Statü Değişikliği (Değişken İhtilaflar)

Devamlılık gösteren hukuki olay ve ilişkide zaman içerisinde bağlama noktasının değişmesi o ilişkinin çeşitli hukuk düzenleri arasında yer değiştirmesine, ilgi ve irtibat kurmasına sebep olur. Buna, hukuki ilişkinin sujesini teşkil eden nesnenin zaman içerisinde hukuki durumunun değişmesi neden olmaktadır. Bu olay bir vatandaşlıktan başka bir vatandaşlığa geçmek suretiyle olabileceği gibi, ikametgahı bir ülkeden diğerine intikal ettirmek veya bir şeyi bir devletten yabancı bir devlete taşımak şeklinde olabilir14.

Statü değişikliği tatbiki gerekli hukuk düzeninin değişmesini ifade eder. Statü değişikliğine, genellikle kanunlar ihtilafı kurallarınca yetkili hukuk düzeninin tayininde kullanılan bağlama noktalarının, örneğin, menkul malın bulunduğu yerin veya şahsın vatandaşlığının veya ikametgahının değişmesi sebep olur.15 Kısaca, statü değişikliğine bir şahıs veya nesnenin hukuki alanının değişmesi neden olmaktadır. Örneğin, taşınır malın aynına ilişkin haklar o malın bulunduğu devlet kanunlarına göre iktisap edilir. Fransa'da bulunan bir taşınır mal Türkiye'ye getirilirse o zamana kadar uygulanmakta olan Fransız hukukunun yerini Türk hukuku alır. Bu şekilde taşınır malın tabi olduğu hukuk değişmiş olur.

4.3. Statü Değişikliğinde Genel Kural ve Uygulamalar

Statü değişikliğinde aksi açıkça belirtilmediği sürece genel kural ve uygulamalar özetle aşağıdaki şekildedir;

a) Statü değişikliğinden önce hükme bağlanmış olan konular, onların meydana geldiği hükme bağlandığı anda yürürlükte bulunan hukuka tabi olur. Başka bir ifade ile eski statüye göre hükme bağlanırlar.

b) Değişiklikten önce henüz hukuken tamamlanmamış ve hükme bağlanmamış, değişiklikten sonra devamlılık gösteren konular ise yeni hukuka (yeni statü) bağlı kılınırlar.

Böylece hukuken tamamlanmamış ve yeniden hukuki sonuçlar ve durumlar doğurarak devamlılık gösteren ilişkilerde yeni statü uygulanır.

c) Devam eden hukuki ilişkilerde bazen değişiklikten önce bir kısım hukuki sonuçlar doğmuş, ancak statü değişikliğinden sonra da yine diğer bir kısım yeni hukuki sonuçlar meydana gelmiş olabilir. Bu halde kural, önceki olayların kendi zamanında yürürlükte olan eski hukuka, yenilerinin ise yeni hukuka göre çözümlenmesi şeklindedir16.

Statü değişikliği halinde genel esas yeni statünün egemenliği şeklinde ortaya çıkmaktadır, ancak değişiklikten önce hükme bağlanmış veya sonuç doğurmuş konularda aksi kanun koyucu tarafından belirtilmedikçe eski statü uygulanmaktadır17.

Statü değişikliğinin söz konusu olduğu olay ve ilişkide zaman içerisinde tekrarlanan hukuki durumlar, özellikle hak ve borç doğuran bir münasebet mevcut ise, yeni statü kendiliğinden tatbik hakkına sahip olur18. Örneğin, yabancı ülke vatandaşı şahıs Türk vatandaşlığına geçmişse Türk vatandaşlığını iktisap ettiği tarihten itibaren tesis edeceği hukuki işlemler Türk hukukuna tabi olacaktır.

Hukuki ilişki statü değişikliğinden önce belirli hukuki sonuçlar doğurmuş ancak statü değişikliğinden sonra diğer hukuki sonuçlar ortaya çıkmışsa bu halde eski hukuki sonuçların önceki hukuka yeni hukuki sonuçların yeni hukuka göre halledilmesi gerekmektedir. Örneğin, bir Türk vatandaşı bir ölüme bağlı tasarrufta bulunduktan sonra Alman vatandaşlığına geçmiş ise bu ölüme bağlı tasarruf yapıldığı tarihte tabi olduğu Türk hukukuna göre tespit edilir; buna karşın hukuki sonuçları Alman hukukuna tabi kılınmalıdır.

4.4. Kural Kapsamı Dışında Kalan Haller

Bu genel kurallar değişikliklere uğrayabilir. Bu değişikliğe pozitif hukuk veya kamu düzeninin müdahalesi sebep olur. Bir hukuk düzeni geçmişte meydana gelmiş olan hukuki olay ve ilişkilerin eski statüye göre düzenlenmesinin adil olmayacağı görüşüyle söz konusu olay ve ilişkilerin yeni statüye uygun olarak hükme bağlanmayacağını belirtebilir. Genel kuralın uygulanması kamu düzenini ihlal edici sonuçlara yol açacak ise uygulanmasından vazgeçilebilir19. Örneğin, bir Hollanda vatandaşı kendi tabi olduğu hukuk düzenine göre geçerli olarak hem cinsi ile evlilik yaptıktan sonra Türk vatandaşlığına geçerse evliliklerinin doğurduğu şahsi-hukuki hükümler kamu düzeninin ihlali gerekçesi ile Türkiye'de uygulanmayabilir.

4.5. Statü Değişikliğinden Doğan İhtilaflar

Bu tür ihtilaflar bir hukuki ilişkinin tabi olduğu statünün tarafların iradesi ile yeni bir bağlama noktası elde edilmesi nedeniyle değiştirilmesinden doğmaktadır. Eski bağlama nedenine dayalı hukuki statü ile yeni bağlama sebebinden doğan statü arasında bir ihtilaf doğduğu kabul edilir20. Örneğin, Fransız vatandaşı A'yı B Fransız hukukuna uygun olarak evlat ediniyor. Evlat edinme işlemi geçerlidir. A ve B daha sonra Alman vatandaşlığına geçiyorlar. Yeni milli hukukları olan Alman hukuku evlat edinme işlemini geçersiz kabul ediyor. Acaba bu evlat edinme işleminin geçerliliği Fransız hukukuna mı yoksa Alman hukukuna mı tabi olacaktır.

Statü değişikliğinden doğan ihtilafların çözümünü genel bir kurala bağlamak zordur. Her hukuki ilişkinin niteliğine göre bir bağlanma zamanı vardır. Örneğin, bir evlenme akdi ile ilgili doğacak statü değişikliklerini evlenmenin yapıldığı zamana bağlamak doğaldır. Buna karşın boşanma davasının tabi olduğu hukuk boşanma sebeplerinin doğduğu andaki değil, davanın açıldığı andaki milli hukuktur. Bu nedenle ideal olan bu tür ihtilafları önlemek için kanunlar ihtilafı kurallarının hangi andaki bağlama noktasının esas alındığını belirtmeleridir. Bizim hukuk sistemimizde belirli bir hukuk sistemi ile bağlanma anı, bir çok hukuki kategori için ayrı ayrı açıklığa kavuşturulduğu gibi açıklama yapılmamış olan ilişkiler de genel bir hüküm ile düzenlenmiştir. Örneğin, MÖHUK'un 12 nci maddesi uyarınca, evlenme evlenecek eşlerin evlenme anındaki milli hukukuna tabidir. Bu kural evlenme ehliyetini evlenme anına bağlamaktadır. Bu hukuka göre geçerli olan evlenme statü değişikliğinden sonra da geçerlidir. Aynı şekilde, MÖHUK'un 15 inci maddesi evlilik içi nesebi doğum anındaki evlenmenin genel hükümlerini düzenleyen hukuka tabi tutmaktadır. Örneğin, nesebin reddi ile ilgili bir olayda eşlerin sonradan tabi oldukları hukuk değil doğum anındaki hukuk yetkili olacaktır. Evlenme anındaki milli hukuka göre eşler arasında geçerli olarak kurulmuş olan evlenme statüsünden doğan ilişkiler devamlılık arz ettiğinden bu ilişkilerden doğacak uyuşmazlıklar yeni milli hukuka tabi olacaklardır. Örneğin, eski milli hukuka göre geçerliliğini kabul ettiğimiz evlenmenin genel hükümlerinden doğan sorunlar yeni bağlama noktasının yetki alanına girecektir 21.

MÖHUK statü değişikliğinden doğacak sorunları asgariye indirmek amacı ile 3 üncü maddesi ile genel bir kural getirmiştir. Bu madde ile statü değişikliği halinde ilk olarak dava tarihinin esas alınmasını, ikinci olarak bu kuralın kanunda bu konuda aksine hüküm bulunmadığı hallere münhasır olduğunu, üçüncü olarak da kuralın yetkili hukukun vatandaşlık, ikametgah veya mutad mesken esasına göre tayin edildiği ilişkilere uygulanacağını kabul etmiştir22.

4.6. Değişken İhtilaflar ve İntikal Kanunu

Değişken statü ihtilaflarında kesin bir çözüme ulaşılması her zaman kolay olmaz. Bir kanunlar ihtilafı kuralı zaman ilişkisi açısından sabit veya değişken olabilir Kural belirli bir zamana bağlanmış bir özellik taşıyabileceği (sabit) gibi hukuki ilişkinin bağlandığı olayın vuku bulacağı anı belirtmemiş (değişken) olabilir. Örneğin evlenme ehliyeti evlenme anındaki milli hukuka tabi tutulduğunda, milli hukuk, evlenme anı gibi sabit bir zamana bağlanmış olur. Buna karşılık vasiyet edenin vasiyetname yapma ehliyetini milli hukuka tabi tutan kural, hangi andaki milli hukukun uygulanacağını açık bırakmış demektir. Vasiyetnamenin yapıldığı an veya ölüm anı veya başka bir zaman olabilir23. Bu halde bu kural sabit değil değişkendir.

Değişken statü ihtilafları akdin inikat yeri (lex loci actus), akdin ifa yeri (lex loci solutionis), haksız fiilin vuku bulduğu yer (lex loci comissi deliciti) gibi kurallar açısından güçlük doğurmaz. Zira, hakız fiilin işlenmesi işlendiği yer açısından belirlidir. Aynı şekilde bir akdin inikat veya ifa yerinin akdin hükümlerine göre açık olduğu kabul edilir. Bazı ilişkiler açısından kanunlar ihtilafı kuralları bu konuda özel hüküm getirmiş olabilir. Örneğin, Türk vatandaşı (A) 18 yaşında reşit olmuştur. (A) rüşt yaşının 21 olduğu bir ülkenin vatandaşlığına geçtiği takdirde yeni milli hukukuna göre reşit sayılacak mıdır? Bu örnekte yer alan rüşt statüsünün tanınması konusunda Türk Kanunlar İhtilafı sisteminde özel hüküm mevcuttur.24 MÖHUK'un 8 inci maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca, "kişinin milli kanunu ile kazandığı rüşt hali vatandaşlığın değişmesi ile sona ermez." MÖHUK m.8/3 hükmü konuyu açıkça düzenlenmektedir. Yalnız Türk vatandaşları için değil, fakat çok taraflı olarak uygulanacak kural, vatandaşlık değişmesi halinde eski hukuka göre kazanılmış olan rüşt statüsünün tanınacağını kabul etmiştir. Kazanılmış olan statünün korunması esas alınmıştır25.

Menkul mallar üzerindeki ayni hakların durumu da Türk Kanunlar ihtilafı sisteminde sabit bir hükümle belirlenmiştir. Malın bulunduğu yerden başka bir ülkeye nakledilmesi halinde eski hukuka göre kazanılmış olan ayni hakkın tanınacağı kabul edilmiştir26. MÖHUK m.23/4 uyarınca, "yer değişikliği halinde henüz kazanılmamış ayni haklar malın son bulunduğu yer hukukuna tabidir." Menfi açıdan kaleme alınan bu hüküm malın bulunduğu yer hukukuna uygun olarak kazanılmış olan ayni hakkın, malın sonradan getirildiği yer hukukuna göre de tanınacağını "henüz kazanılmamış ayni hak "ın ise malın sonradan bulunduğu yer hukukuna tabi olacağını ifade etmektedir27. Burada kazanılmış olan ayni hak korunmakta ve kazanılmamış olan ayni hak yeni bağlama noktasına tabi kılınmaktadır.

MÖHUK'un değişken ihtilaflar başlıklı hükmü ile yetkili hukukun vatandaşlık, ikametgah, mutad mesken esaslarına göre tespit edildiği hallerde hangi andaki bağlama kriterinden hareket edileceği açıklığa kavuşturularak karşılaşılabilecek ihtilaflar önlemiştir. Vatansızlar ve birden çok vatandaşlığı olanlar hakkında öngörülen maddi hukuk bu konuda ortaya çıkabilecek pek çok sorunu çözümleyebilecek niteliktedir (MÖHUK m.4)28.

İntikal Kanununu milli hukuk, ikametgah veya mutad mesken bağlama noktalarından hareketle belirleyen hukuk düzenlerinden hangi alandaki milli hukuk, ikametgah veya mutad mesken hukukunun esas alınacağı intikal kanununu belirleyen bağlama kuralında belirtilmiş olabilir29.

MÖHUK'un 12 nci maddesi uyarınca, evlenme ehliyeti ve şartları, taraflardan her birinin evlenme anındaki milli hukukuna tabidir. Aynı şekilde MÖHUK'un 14 üncü maddesi evlilik malları hakkında evlenme anındaki müşterek milli hukukun bulunmadığı hallerde evlenme anındaki müşterek ikametgah hukukunu yetkili kılmıştır. Keza MÖHUK 15 inci maddesi ile evlilik içi nesebi doğum anındaki evlenmenin genel hukuklarını düzenleyen kanuna, 16 ncı maddesi ile nesebin düzeltilmesini düzeltme anındaki milli hukuka tabi tutmuştur. Bu durumda ilgilinin milli hukukunu değiştirmesi uygulanacak hukukta bir değişiklik doğurmayacaktır. Zira ihtilafın hangi milli hukuka tabi olduğu belirtilmiştir. Örneğin, tarafların evlenme ehliyetine sahip olmadıkları konusunda çıkan bir olayda ilgililerin ihtilafın çıktığı andaki değil fakat, hukuki durumun elde edildiği andaki milli hukuka tabi olmaları öngörülmüştür. Hangi hukukun yetkili olduğu konusunda getirilen bu tür kurallar conflict mobile'ı azaltmak amacına yöneliktir30.

Kanunlar ihtilafı kuralları düzenledikleri bazı ilişkilerde değişken statü halinde hangi andaki hukukun uygulanacağı konusunda hüküm getirmeyebilirler. Örneğin, MÖHUK m.9'da vesayet ve hacir kararının verilmesi ve kaldırılması sebeplerinin ilgilinin milli hukukuna tabi olduğu belirtilmektedir. Benzer hüküm MÖHUK m.10'da gaiplik veya ölmüş sayılma kararları için de konulmuştur31.

MÖHUK'un "miras" başlıklı 22 inci maddesinde, mirasın ölenin milli hukukuna tabi olacağı ve Türkiye'de bulunan taşınmaz mallar hakkında Türk hukukunun uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bununla birlikte, intikal kanunu olarak murisin hangi andaki milli hukukunun esas alınacağı açık değildir.

Kanunda hangi andaki milli hukukun uygulanacağı hakkında hüküm olmadığı takdirde varılacak sonuç ne olmalıdır? MÖHUK m.3'te bu husus düzenlenmiştir32.

MÖHUK'un "değişken ihtilaflar" başlıklı 3 üncü maddesi uyarınca, "yetkili hukukun vatandaşlık, ikametgah veya mutad mesken esaslarına göre tayin edildiği hallerde aksine hüküm olmadıkça, dava tarihindeki vatandaşlık, ikametgah veya mutad mesken esas alınır." Bu maddenin tatbiki suretiyle hangi andaki hukukun esas alınacağının belirlenmesi mümkün olacaktır33.

MÖHUK'un 3 üncü maddesinde yer alan "dava tarihindeki vatandaşlık"ı miras bakımından murisin son vatandaşlığı veya ölüm anındaki milli hukuku olarak yorumlamak gerekecektir34.

MÖHUK'un 3 üncü maddesi açık olarak, statü değişikliği halinde kanunda aksine hüküm olmadıkça dava tarihinin esas alınması gerektiğini bildirmiştir. Ancak bu kural yetkili hukukun vatandaşlık, ikametgah, mutad mesken esasına göre tayin edildiği hallere münhasırdır35.

MÖHUK'un 22 nci maddesi ölüme bağlı tasarruf ehliyetinin murisin tasarrufun yapıldığı andaki milli hukukuna tabi olacağını hükme bağlamıştır. Malların yer değiştirmesi ile ilgili değişken statü için 23 üncü maddedeki esaslar nazara alınacaktır36.

Bir olay veya ilişkininin doğuracağı hukuki sonuç murisin ölümü gibi bir defalık bir olaya bağlanmış ise hangi andaki milli hukukun esas alınacağının ayrıca belirlenmesi gerekmez. Zira, murisin ölüm anı belirlidir ve intikal kanunu ölüm anında murisin vatandaşlığına göre belirlenecektir37. Bu gibi durumlarda değişken ihtilaf sorun teşkil etmez.

Ancak bazı hallerde değişken ihtilaf sorun yaratabilir. Örneğin, (A) ile (B) evleniyorlar. Eşler milli hukuklarına göre evlenme ehliyetine sahiptir. (A) vatandaşlık değiştirerek, hukukuna göre evlenme ehliyetine sahip bulunmadığı bir devlet vatandaşlığına geçiyor. Bu evlenmeye karşı yeni milli hukuka dayanılarak iptal davası açılabilir mi? Bu örnekte sorun evlenme ehliyetinin tabi olduğu hukukun eski veya yeni milli hukuklardan hangisi olacağıdır. Önceki milli hukuka göre evlenme ehliyeti var olduğu için geçerli olan bir evlenme sonraki hukukta var olan ehliyetsizlik sebebi ile geçersiz kılınabilecek midir? Bu örnekte de kanunlar ihtilafı kurallarındaki özel hükümler öncelikle uygulanacaktır38. MÖHUK m.12/1 uyarınca, "evlenme ehliyetine ve şartlarına taraflardan herhangi birinin evlenme anındaki milli hukuku uygulanır." Bu hüküm evlenme anındaki milli hukukun yetkisini kabul ettiğinden statü değişikliğinden doğacak kanunlar ihtilafını ortadan kaldırmıştır. Bu şekilde tarafların eski hukuka göre kazanmış olduğu hukuki statü korunmuş olmaktadır.

Örneğin, yabancı (A), milli hukukuna göre uygun olarak evlilik dışı çocuğu (C)'yi tanıyor. (A) ile (C) arasında milli hukuka uygun olarak doğmuş olan hukuki sonuçlar (A)'nın daha sonra başak bir devlet vatandaşlığına geçmesi halinde tanınacak mıdır? Bu örnekte tanıma işlemine milli hukuka uygun olarak tanınan hukuki sonuçların babanın sonradan kazandığı yeni milli hukukça tanınıp tanınmayacağı söz konusudur. Bu konuda MÖHUK'ta açıklık mevcut değildir; olması da beklenemezdi. Konuyu iki örnekle biraz daha açalım39.

Örneğin, Fransız (F) zinasından doğan çocuğu (C)'yi milli hukukuna uygun olarak tanıyor. (F) daha sonra Türk vatandaşlığına geçiyor. Türk Medeni Kanundaki, zina mahsulü çocukların tanınamayacağı hakkındaki hüküm bu tanımanın (F)'nin nüfus siciline işlenmesine engel olacak mıdır?

Örneğin, Alman (A) evlilik dışı çocuğunu tanıyor. Ancak tanımada Alman hukukuna göre gerekli olan çocuğun bu konudaki rızası alınmamıştır. Bu nedenle Alman hukukuna göre geçerli olmayan tanıma (A)'nın daha sonra Türk vatandaşlığına geçmesi halinde geçerli sayılabilecek midir?

Tanımada daha az kapsamlı haklar tanıyan bir milli hukuktan daha geniş haklar tanıyan bir milli hukuka geçişte, çocuğun lehine olarak yeni milli hukukun tanıdığı hakların bahşedilmesi daha adil olacaktır. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi ilave bir şartın yerine getirilmesi veya şekil eksikliği nedeni ile geçerli olmayan bir işlem, yeni milli hukuk tarafından eksik olan hususların esasen aranmaması nedeniyle geçerli hale gelebiliyorsa ve sonuç çocuğun koruması açısından haklı görülüyorsa savunulabilir40. Aynı şekilde ski hukuka göre ehliyetsizlik nedeni ile geçersiz veya iptal edilebilir olan bir evlilik yeni statüye göre geçerli kılınabiliyorsa, sonucun yine eski statünün uygulanması şeklinde olduğu kabul edilebilir41. Yapılırken geçersiz olan bir evlilik statü değişikliği nedeni ile geçerli hale gelmez. Kamu düzenine aykırılık hali istisnadır42.

Tanımaya daha geniş kapsamlı sonuçlar tanıyan bir milli hukukun değiştirilmesiyle daha az kapsamlı haklar tanıyan bir milli hukuka geçilmişse eski hukuka göre kazanılmış olan hakların yeni hukuk tarafından tanınması önemli bir sorundur. Yukarıda verilen örnekte Fransız hukukuna göre tanınmış olan zina mahsulü çocuk, babanın sonradan Türk vatandaşlığına geçmesi nedeni ile daha az kapsamlı bir statü içerisine girmek durumunda kalacaktır. Bu tür ilişkide kazanılmış bir hakkın tanınması söz konusudur. Eski milli hukuka göre geçerli olan bir işlemin yeni hukuka göre de geçerliliğini koruması gerektiği gerekçesi burada da kabul edilir. Sorun Alman doktrininde de ortaya atılmış ve bu tür sonuca varmanın çocuğun yararına olduğu savunulmuştur43.

Terekedeki gayrimenkul mallar açısından değişken ihtilafın ortaya çıkması ihtimali oldukça zayıftır.44 Zira gayrimenkul mallara bulundukları yer hukuku tatbik edilecektir ve bir ülkenin sahip olduğu siyasi sınırlarda herhangi bir değişiklik olmadığı müddetçe gayrimenkul terekenin tabi olduğu statüde herhangi bir değişiklik olmaz45.

Değişken ihtilaflar miras hukukunda ölüme bağlı tasarruflarda ehliyet ve şekil açısından önem taşımaktadır. Bununla birlikte değişken ihtilaf kuralının uygulanması sonucunda ölüme bağlı tasarruf şekil şartlarına uymama veya ehliyetsizlik gibi nedenlerle geçersiz olduğu takdirde kanuni miras hükümlerinin uygulanması söz konusu olacaktır46.

5. SONUÇ

Milletlerarası özel hukukta bağlama kurallarının bir kısmında bağlama sebebi belirli bir zamana göre tespit edilmiştir. Mesela, evlilik içi nesep ilişkisi doğum anındaki evlenmenin genel hükümlerini düzenleyen hukuka, evlenme ehliyeti evlenme anındaki milli hukuka göre tabidir. Buna değişmeyen statü veya sabit statü adı verilir.

Bununla beraber devam eden hukuki ilişkilerde bağlama sebebi vatandaşlık, ikametgah, mutad mesken veya şeyin bulunduğu yer olabilir ve kuralda hangi anın esas alınacağı sabit hale getirilmemiş olabilir. İşte böyle bir kuralın söz konusu olduğu hallerde bağlama sebebinin kendisi değişirse ihtilaf anında hangisinin uygulanacağının belirtilmesi gerekir. Bu durum değişken statü (conflict mobile) olarak adlandırılmaktadır.

MÖHUK'un "değişken ihtilaflar" başlıklı 3 üncü maddesi "yetkili hukukun vatandaşlık, ikametgah veya mutad mesken esaslarına göre tayin edildiği hallerde aksine hüküm olmadıkça, dava tarihindeki vatandaşlık, ikametgah veya mutad mesken esas alınır." hükmü ile açık olmayan hallerde dava tarihine göre belirleme yapılacağına ilişkin genel bir kural koymuştur. Bu kuralın mevcudiyeti bu hususta çıkacak sorunları önlemektedir.




KAYNAKÇA

ÇELİKEL, Aysel : Milletlerarası Özel Hukuk, 6. Baskı, İstanbul 2000.

ÇELİKEL, Aysel : Yabancılar Hukuku, İstanbul 1997

ÇELİKEL, Aysel : Menkul Eşya Üzerinde Ayni Haklardan Doğan Kanunlar İhtilafı, İst. 1972

DOĞAN, Vahit : Milletlerarası Özel Hukuk Mevzuatı, 2. Baskı, Ankara 2002

NOMER, Ergin : Devletler Hususi Hukuku, 11. Baskı, Ankara 2002-11-02

SADROLEŞRAFİ, Hüseyin Ali : Şematik Devletler Özel Hukuku, İzmir 1991

TANRIBİLİR, Feriha Bilge : Kanuni Mirasçılıktan Doğan Kanunlar İhtilafı, Ankara 2000

TEKİNALP, Gülören : Milletlerarası Özel Hukuk, 7. Baskı, İstanbul 2002












ÖZGEÇMİŞ

Bilge GÖKTAYLAR

1978 yılında Nevşehir'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara Gazi Anadolu Lisesi'nde tamamladı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1999 yılında mezun oldu. 2000 yılında avukatlık stajını bitirdi ve Eylül 2001'de Telekomünikasyon Kurumunda Uzman Yardımcısı olarak göreve başladı. Halen Telekomünikasyon Kurumu, Sektörel Rekabet ve Tüketici Hakları Dairesinde Telekomünikasyon Uzmanı olarak çalışmalarına devam etmektedir.

1 SADROLEŞRAFİ, H: Devletler Özel Hukuku, İzmir 1991, s.97.
2 NOMER, E: Devletler Hususi Hukuku, s.3.
3 NOMER: a.g.e., s.3 vd.
4 NOMER: a.g.e., s.4.
5 ÇELİKEL, A. : Milletlerarası Özel Hukuk, İstanbul 2000, 6. bası, s.25.
6 NOMER: a.g.e., s.4,5.
7 TEKİNALP, G. : Milletlerarası Özel Hukuk, İstanbul 2002, 7. bası, s.38.
8 TEKİNALP: a.g.e., s.38,39.
9 NOMER: a.g.e., s.28.
10 ÇELİKEL: MÖH., s.25.
11 ÇELİKEL: MÖH., s.26 vd.
12 SADROLEŞRAFİ: a.g.e., s.98.
13 SADROLEŞRAFİ: a.g.e., s.98.
14 SADROLEŞRAFİ: a.g.e., s.98,99.
15 NOMER: a.g.e., s.28.
16 SADROLEŞRAFİ: a.g.e., s.101.
17 ÇELİKEL: Yabancılar Hukuku, s.29 vd.
18 NOMER: a.g.e., s.29.
19 NOMER: a.g.e., s.30 vd.
20 ÇELİKEL: MÖH., s.26.
21 ÇELİKEL: MÖH., s.26, 27.
22 ÇELİKEL: MÖH., s.27.
23 ÇELİKEL: MÖH., s.151.
24 ÇELİKEL: MÖH., s. 150,151.
25 ÇELİKEL: MÖH., s. 152.
26 ÇELİKEL: MÖH., s. 152.
27 ÇELİKEL: Menkul Eşya Üzerine Ayni Haklardan Doğan Kanunlar İhtilafı, İstanbul 1972, s.61
28 TEKİNALP, G.: a.g.e., s.7.
29 TANRIBİLİR, B.: Kanuni Mirasçılıktan Doğan Kanunlar İhtilafı, s.60.
30 ÇELİKEL: MÖH., s.154.
31 ÇELİKEL: MÖH., s.155.
32 ÇELİKEL: MÖH., s.155.
33 TANRIBİLİR: a.g.e., s.60.
34 TANRIBİLİR: a.g.e., s.60.
35 ÇELİKEL: MÖH., s.155.
36 ÇELİKEL: MÖH., s.155.
37 TANRIBİLİR: a.g.e., s.61.
38 ÇELİKEL: MÖH., s.152.
39 ÇELİKEL: MÖH., s.153.
40 ÇELİKEL: MÖH., s.153.
41 ÇELİKEL: MÖH., s.153.
42 TEKİNALP, G.: a.g.e., s.108.
43 ÇELİKEL: MÖH., s.153.
44 TANRIBİLİR: a.g.e., s.61.
45 TANRIBİLİR: a.g.e., s.61.
46 TANRIBİLİR: a.g.e., s.61.
??

??

??

??
 
Geri
Üst