Dudu Nine’nin hasreti

  • Konbuyu başlatan Misafir
  • Başlangıç tarihi
M

Misafir

Forum Okuru
Dudu Nine’nin hasreti
Dudu Nine’nin hasreti

Her bayram gelişinde evini siler süpürür, o yaşına rağmen pırıl pırıl ederdi. Bir heyecan sarardı onu. Gözleri bir başka parlardı. Yüzünü pamuk ellerinin arasına alır, o küçücük penceresinin kenarına oturur, sokağın bitimindeki yolu gözlerdi. Ha geldi ha gelecek diye...
Dudu Nineyi yıllardır tanırım. Mahallemizin sevimli ninesiydi o. Bir oğlu vardı Almanya’ya gitmişti. Dudu Nine, her bayram gelişi, son gününe kadar oğlunun yolunu gözler, ümitle gelmesini beklerdi. Çocukluk yıllarımda bayramlaşmak için giderdim yanına. Elini öperdim. Hazırladığı kalburabastı tatlılarından ikram ederdi. Başımı okşar, o yumuk yumuk sevimli gözlerini gözlerime diker, sanki kendi oğlunu arardı. Tatlımı yerken, bazen göz ucu ile ona bakar, devamlı kapıyı gözlediğini, ya da pencereden yola doğru gözlerinin kaydığını fark ederdim. Bir şeyler ararcasına uzaklara bakışını, yoldan geçen ufacık bir karaltı görse gözlerinde parlayan ümit ışığını gördüğümde içim parçalanırdı. Merakımı yenmek için,
  • Dudu Nine, oğlun bu bayram gelecek mi? Diye sorar çekine çekine yüzüne bakardım.
  • Geecek tabi ya! Geemez mi?.. Öbür bayramlaada geemedi emme, bu bayram muhakkak gelii gari... derdi. Öyle inanarak söylerdi ki gerçekten geleceğine inanırdınız.
Ama çoğu bayram sonu, onu, evinin önünde oturup ağlarken görürdüm. Hem ağlar hem konuşurdu.
- Geemedin gine İbramım. Gözüm hep yollaada gaadı. Gelemicem deye bari mekdup yazaydın ya oğlum. Bi mekdup da mı yazımadı ellerin bee. Anacığın gine yaanız geçiidi gosgoca bayramları... Hasret godun gittin beni bullaada İbramım.. Dayanamıyom hasretine içim yanıyo, gee gari bee!..
Öyle içten ağlardı ki, boncuk boncuk damlalar, nur dolmuş yanaklarından süzüldükçe, onun hıçkırıkları, sanki sizin sinenizden çıkardı.
Ağlamasına bazen komşu kadınlar dayanamaz;
- Dudu Deeze, ağlıma gıı.. Belki işi çıkmıştır gine... Yaban elleede çalışmak golee mi ööle? Gelii, gelii. Yakın zamanda gelii. Göö bak! Diye teselli etmeye çalışırlardı.
Gelseydi ya bir kez olsun oğlu da. Sevindirseydi ya şu yaşlı anacığını. Görseydi annesinin kendisi için ne kadar ıstırap çektiğini. Gerçi, oğlunun bayramlarda geldiğini hiç görmedim. Duymadım da. Yaşıyor mu yaşamıyor mu, o da belli değildi...
Yıllar yılları kovaladı. Bir gün Dudu Ninenin öldüğünü duydum. Hemen oğlu aklıma geldi. Acaba gelmiş miydi. Bir kez olsun Dudu Nine, hasretle oğlunu koklayıp sevebilmiş miydi, sarılabilmiş miydi acaba? Hasretini giderebilmiş miydi? Ya gelmediyse. Ya oğlunun hasretiyle öldüyse kadıncağız. Sanki onun oğlu benmişim gibi içim cız etti.
***
O zamanlar bilemediğim, anlayamadığım, Dudu Nineyi ağlatan hasretlik duygularını; şimdi sevdiklerime duyduğum hasreti yaşadıkça daha iyi fark edebiliyordum. Birçok hatırayı beraber yaşarken, farkına varamadığınız birlikteliğin kıymetini, yakınlarınızın, uzaklara gitmesinden ya da vefat etmesinden sonra oluşan boşlukla daha iyi anlıyorsunuz.
Hepsi, hepsi gözümün önünden geçiveriyor. Yerlerinin boşluğu, hasretleriyle doluyor. Dudu Nine neden ağlıyor, şimdi daha iyi anlayabiliyorum...
.....
Bayramlar; hasretliklerin giderildiği, bekleyenlerin sevenlerine kavuştuğu, vuslat zamanları... Dirilerinize güler yüzünüzle, ölülerinize bir dua ile ulaşarak, bayramların gereği olan sevinci sevdiklerinizle paylaşın... Yarın, bu sevinci paylaşacak olanlar aranızdan ayrılırsa üzülürsünüz... Bayramlar bunun için bir fırsat...
“Dudu Nine”ler gibi, gözleri yollarda sevenlerini hasretle o kadar bekleyenler var ki... İstedikleri çok şey değil... Sadece bir ilgi, hatırlanmak, bir dua...


tamamen alıntıdır...
 
Geri
Üst