En az 3 bin dil , 60 yıl içinde yok olacak!

Mirmiga

Yeni Üye
Üye
En az 3 bin dil , 60 yıl içinde yok olacak!
ABD'nin güneybatısındaki dört eyalete yayılmış olan Navajo halkının dili giderek yok oluyor. Bu dili konuşanların büyük bir bölümünün yaşlılar ve orta yaşlılar oldukları belirtiliyor. Öğrencilere Navajo dili öğretilmekle birlikte, okullarda İngilizce eğtiim uygulanıyor. Dahası, Navajo halkının yaşadığı yerlerde sokak ve ürünlerin adları İngilizce veriliyor; "Navajo Times" gazetesi İngilizce yayımlanıyor. Durum böyle olunca, dilbilimcilerin yüz yıl içinde Navajo dilini konuşan tek bir kişi kalmayacağı yönündeki kuşkuları insana hiç de şaşırtıcı gelmiyor.

Navajo dili dünya üzerinde tükenmeye yüz tutan tek dil değil. Dünyadaki 6800 farklı dilden yarısının, bir olasılıkla, elli altmış yıl içinde yok olacağı sanılıyor. Bu da, her on günde bir dilin yeryüzünden silinmesi anlamına geliyor. Gezegenimizin dil çeşitliliği bugüne dek böylesine hızlı bir yok olmaya tanık olmadı. İngilizce, 320 milyon kişinin ana dili olarak, dünyanın en çok konuşulan dilleri arasında üçüncü yer alıyor. Ne var ki, bu dile en yakın olan ve Hollanda ile Almanya kıyılarında konuşulan üç Frizye dili için de tehlike çanları çalıyor.

Dilin çeşitliliği üzerinde araştırmalar yapan, Reading Üniversitesi evrimsel dirimbilim uzmanlarından Mark Pagel şu anda üç dört dilin dünyaya egemen olduğuna, dilde kitlesel bir yok oluş yaşandığına dikkat çekiyor.

Öteki toplumlardan soyutlanmış bir yaşam biçemi dilin çeşitliliğini besliyor ve sonuçta yalnızca bir avuç insanın konuştuğu diller dünyaya bir çeşni katıyor. Dünyada yalnızca 250 dil bir milyonu aşkın kişi tarafından konuşuluyor. En az 3000 dilin konuşanları ise 2500 kişi bulunuyor.

Yok olmaya yüz tutan dillerin, yukarıda belirtilenler gibi, mutlaka az kişi tarafından konuşulan diller olması gerekmiyor. Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde konuşulan 250 farklı dilin büyük bir bölümünü konuşanların sayısı Navajo dilini konuşanların sayısından az olmakla birlikte, bu dillerin tehlikede olmadıkları belirtiliyor. Oysa, Navajo dili yok olmanın eşiğindeki diller arasında yer alıyor.

Bir dilin yok olmaya yüz tutup tutmadığını o dili konuşanların sayısı değil, yaşı belirliyor. Dil çocuklar tarafından konuşuluyorsa, geleceği oldukça güvencede demektir. İnsanlar ana babalarının konuştukları dili konuşmayı neden reddediyorlar? Yok Olmaya Yüz Tutmuş Diller Vakfı'ndan Nicholas Ostler 'e göre, bu durum küçük bir toplumun kendisini çok daha büyük ve varlıklı bir başka toplumun yanında bulmasından ötürü yaşadığı güven bunalımının bir sonucu. Bu tür küçük toplumlarda yaşayanlar kendi kültürlerine olan inançlarını yitiriyorlar.
Değişim her zaman isteğe bağlı olmuyor. Çoğu zaman hükümetler azınlıkta kalan dilleri yok etmeye çalışıyorlar ve bu amaçla o dillerin halk arasında konuşulmasını, ya da okullarda öğretilmesini yasaklıyorlar. Örneğin, ABD'de daha önce izlenen politika nedeniyle Navajo ve benzeri diller zorunlu olarak yok olmaya yüz tutan diller listesine girdi. Habeşistan Yahudilerinin konuştuğu Falaşa dili, Hıristiyan yöneticilerin yüzyıllar boyu uyguladıkları zulme karşın, Afrika'da bugün bile konuşulmakla birlikte, 1984-1991 yılları arasında İsrail'e göç eden 70 bin Falaşalı arasında artık bu dil yerini giderek İbranice'ye bırakıyor.

Chicago Üniversitesi dilbilim bölümü başkanı Salikoko Mufwene ise, dili yok eden en öldürücü silahın hükümet politikası değil, ekonomik küreselleşme olduğuna inanıyor. Mufwene, iş ilişkilerinde geçerli olmayan azınlıktaki bir dilin etkinliğini korumasının hiç de gerçekçi bir beklenti olmadığına dikkat çekiyor ve "Amerika'nın yerlileri kendi dillerine duydukları saygıyı yitirmediler, ancak sosyo-ekonomik baskılara uymak zorunda kaldılar. Ekonominin büyük bir bölümü İngilizce yürütülürken, onların bu dili konuşmayı reddetmelerini beklemek abes olurdu," diyor.

Bir de Avrupa ve Afrika'ya göz atalım. Dünya nüfusunun % 'u Avrupa'da yaşamakla birlikte, bu anakarada dünya dillerinin yalnızca % 'ü konuşuluyor. Öte yandan, büyük ölçüde yerel olan ekonomisiyle, Afrika'da tüm dünya dillerinin yaklaşık üçte biri konuşuluyor.

İyi de, diller korunmaya değer mi? Dilbilimcilere göre, dillerin yok olması durumunda en azından dil araştırmaları açısından bir veri yitimi söz konusu. Yazılı ya da kayıtlı olmayan bir dilin yok olması, bilim açısından bir yitim anlamına geliyor.

Dil, ayrıca, konuşulduğu toplumun kültür ve gelenekleriyle de yakından ilintili olduğundan, biri olmadan ötekinin korunması çok güç oluyor.

Dildeki çeşitliliğin yok olması dünyaya bakışımızı da değiştirebilir. Bir dili öğrenmenin beyinde fizyolojik değişimlere neden olduğu yönünde somut kanıtlar var. Çeşitli kavramlarla ilgili örnek ve bağlantılar toplumumuzun dilsel gelenekleri üzerine kurulmuş olabilir.

Dilbilimcilerin yoğun çabalarına karşın, birçok dil önümüzdeki yüzyıl içinde bir olasılıkla yok olacak. Ne var ki, kültürel kimliğin giderek önem kazanması dillerin yok olmasını önleyebilir.

Dilde çeşitliliğin korunabilmesi için, insanların egemen olan dilin yanı sıra, atalarının da dilini öğrenmeleri gerekiyor. Uzmanlar yok olmaya yüz tutan dillerin büyük bir bölümünün ancak o dillerin egemen olan dillerle birlikte eşit düzeyde konuşulmasıyla ayakta kalabileceklerine dikkat çekiyorlar.

Gelgelelim, yok olmaya yüz tutan bir dilin korunmasıyla, bir dile yeniden yaşam verilmesi farklı şeyler. Mufwene, dilin korunmasının daha çok bir meyvenin tazeliğinin kavanozda korunması gibi bir şey olduğuna inanıyor ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan dilleri konuşan sıradan insanlar için yaşamın dil emperyalizmine karşı verilen amansız bir savaş olduğuna parmak basıyor.

Cumhuriyet Bilim&Teknik
 
Geri
Üst