Eski devletler ve imparatorluklar

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
Eski devletler ve imparatorluklar
Uygarlık kavramının bizde çağrıştırdığı düşünce, teknoloji alanındaki yaratıcılıktır.Bu nedenle eski uygarlıklardan söz ederken onların yaratıcılık özelliğinden yoksun olduklarını görme eğilimimiz vardır.Buna bağlı olarak durgun toplumlar olduklarını düşünebiliriz.Ancak kaba taslak bir tarih incelemesi bile bunun pek doğru olmadığını ortaya çıkarır.Daha işin başında gözümüze çarpan en büyük özellik,geçmişteki uygarlıkların siyasal devlet örgütüne dayanmış olmasıdır.Böyle bir örgütlenmenin temelinde çeşitli sosyal ve ekonomik kurumlar olması gerektiğine göre,eski uygarlıkların hiç te küçümsenmeyecek işleri başarmış olduklarını anlarız.
*
Eski uygarlıklar zaman süreci içinde birçok siyasal ideoloji oluşturmuşlardır.Toplumların her türlü yaşam alanını kapsayacak biçimde toplumsal kurumlar ve bunların örgütlenme biçimleri yer almıştır.Hem ideoloji hem de toplumsal kurumların örgütlenme biçimleri oldukça kapsamlıdır.
Yönetim biçimleri totaliter veya o günkü şartlar çerçevesinde demokratik tarzdaydı.Devler işlerinin yürütülmesi için zaman zaman aşırıya kaçan bürokrasileri vardı.Sınıf veya kast sistemleri toplumun temelini oluşturuyordu.
Eski uygarlıklardaki kentler, günümüzdekilerden hem işlevleri yönünden hem de nitelikleri bakımından oldukça farklı özellikler gösterir.O dönemdeki kentllerin birkaçı hariç hepsi çok küçüktü.Bazısı kent devlet şeklinde örgütlenmişti ve nufuslarının büyük bölümünü köylüler oluşturuyordu.Eski Mısır ve Amerika toplumlarındaki kentler daha da değişik özelliktedir.Buralarda memur,rahip ve zanaatçılar yerleşmişti,dolayısı ile kentler küçük tören merkezi konumundaydılar.Eski toplumların başlıca geçim kaynağı tarım olduğu için tarımla uğraşanların kurdukları kentler elbette sanayi,ticaret ve mali faaliyetlerin yürütüldüğü merkezler olamazdı.İnka’larda olduğu gibi bazı kentler de bugünkülere benzer şekilde siyasal yönetim merkezleriydi.
*
Eski uygarlıklardaki toplumsal kurumların örgütlenme biçimlerinden birisi de yerel yönetimler ve profesyonel ordulardır.Özellikle imparatorluklarda tüm toplumu teşkil eden halklar arasında kültürel farklılıklar olduğu için ve topraklar bir hayli geniş yer kapladığından profesyonel ordu gereksinimi en yüksek noktadaydı.Savunma ve fetih için olduğu kadar iç düzenin korunması için de gerekliydi.Bu konudaki en önemli örneği Roma İmparatorluğunda görüyoruz.Romalılar,değişik bölgeler ve bağımlı krallıklarda bulunan çeşitli halkları bir arada tutma başarısı göstermişlerdir.Bu başarılarının temelinde askerlerine kollektif bir kişilik kazandırmaları olmuştur.Ordular önemli kaynakların kontrolunu yaparlarken bir taraftan da ulaşım yollarını geliştiriyorlardı.
Nüfus sayımı eski devletlerin önemli bir özelliği olmuştur.Devletin toplayacağı vergi ancak bu yolla belirlenirdi.Vergilendirme şekli ise kişilerin emeğini kullanmak veya tarımsal ürünlerden pay almaktı.
Eski dönemlerde bilim adamları devlet tarafından desteklenmek durumundaydılar.Zira planlama ve yönetim işleri için bilimsel yöntem gerekir.Eski Mısırlıların 365 günlük takvimi bulmaları ve Nil nehrinin taşkınlık dönemlerini takip yıldızları gözlemlemek sayesindedir.
Eski uygarlıklardaki toplumsal kurumların örgütlenme biçimlerine verilecek diğer örnekler arasında mahkemeleri,site denetçilerini ve dinsel kurumları sayabiliriz.
*
Sümer ve Akad gibi devletlerin nüfusları ve yerleşim alanları oldukça küçüktü.Yönetim tarzı teokratikti ve idareyi rahipler yürütüyordu.Rahip-kral denilen bu tip devletlerde din adamları insanlar ile tanrı arasında aracılık görevini üstlenmişlerdi.O günlerin inanışını kabullenen halk,zor kullanmaya gerek kalmadan topluma yararlı olan dinsel görev ve törenlerde bir araya gelirdi.İnsanların devlete bağlılığı ve hizmeti bu şekilde güvence altına alınırdı.Sosyal ve ekonomik yönden güç kazanan kişilerin ordu liderliğini ele geçirmesi ile sivil yönetim etkili olmaya başladı.Bu sivil kişiler,yani rahip olmayanlar ordularını beslemek ve onların donanımını sağlamak için gerekli kaynakları da kontrolleri altına aldılar.Askeri yayılma da bu şekilde başlamış oldu.Asur,Hitit,Mısır ve Pers gibi ilk imparatorluklar,fetih yoluyla birleştirilmiş tek tek devletlerdi.
*
Çok güçlü görünmelerine rağmen eski imparatorlukların çok önemli zaafları,toplumların birliğinin zayıflığı idi.İmparatorluk yönetimi konusunda henüz deneyim yoktu, imparatorluk kültürü yetersizdi.Bu nedenle yapılan fetihler,çok derin olan etnik ve bölgesel farklılıkları ortadan kaldıramadı veya ayırımları törpülüyemedi.Diğer taraftan bu tip imparatorlukların oluşturdukları siyasal örgütlerin merkezi hükümetlere karşı bağlılığı sağlanamıyordu.O günün şartları gereğince ulaşım ve haberleşme çok sınırlı olduğu için merkezi hükümet, çekirdek diyebileceğimiz dar bir alanda bulunuyor,bu alan dışındaki bağımlı bölgelerin yönetimi yerel yöneticilere bırakılıyordu.Bu yöneticiler kendi bölgelerine ait geliri gene kendileri topluyor,ordularını kendi denetimlerine aldıkları zaman merkeze kolayca baş kaldırabiliyorlardı.Böyle kopmalar sonucu imparatorluk zayıflıyor,komşu devletler veya göçebe kabilelerin saldırıları karşısında dağılıp gidiyordu.
*
Eski hükümdarların merkezi bürokrasiyi geliştirmeleri ve süreç içinde oluşacak dağılmaları önlemek için çözümler üretmesi gerekiyordu.Yerel yöneticilerin sık sık değiştirilmesi,onlarla hükümdar ailesi arasında evlilik bağları kurulması gibi çareler bulundu.Ayrıca görevlilerin bağlılığını güvence altına almak için onların akrabalarından bazılarının merkezde rehin tutulması gibi kurnazlıklar uygulandı.Zaman geçtikçe yerel yönetimleri denetim altında tutma yöntemleri bir hayli genişledi.Etkili bir casusluk sistemi kuruldu.Siyasal destek verme karşılığında tüccarlara,kentlere ve din adamlarına ayrıcalıklar tanındı.Yolların,kanalların,haberleşme sistemlerinin ve gemiciliğin geliştirilmesi hızlandı.Ama tarihin gelişim süreci içinde toplumların geçireceği dönüşümler karşısında bu çareler de yetersiz kalmaya mahkumdu.
KAYNAK:
The Joy of Knowledge Encyclopaedia
 
Geri
Üst