Fiyat istikrarından ödün veren, büyümeyi kaybeder
Uluslararası Ekonomi Birliği’nin, İstanbul’da düzenlenen 15’inci Dünya Kongresi’nde konuşan Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, ekonomik istikrar olmadan sürdürülebilir büyüme sağlanamayacağını ve kısa vadede ekonomik büyüme için fiyat istikrarından ödün veren ülkelerin, orta vadede her ikisinden de mahrum kalacakları uyarısı yaptı.
MERKEZ Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, ekonomik istikrar olmadan sürdürülebilir büyüme sağlanamayacağını ve kısa vadede ekonomik büyüme için fiyat istikrarından ödün veren ülkelerin, orta vadede her ikisinden de mahrum kalacaklarını söyledi. Yılmaz, Uluslararası Ekonomi Birliği tarafından düzenlenen 15’inci Dünya Kongresi’ndeki konuşmasında, "Fiyat istikrarına ulaşmak için izlenen politikaların kısa vadede bir maliyeti olacaktır. Ancak bu maliyet, sürdürülebilir ve yüksek bir büyüme hızına ulaşılması için, ödenmesi gereken bir bedeldir. Enflasyonist baskıların gerektirdiği bedel bugün ödenmez ve fiyat istikrarı hedefimizden ödün verilirse, bu fatura daha ağır bir bedelle kısa süre sonra tekrar karşımıza çıkacaktır" dedi.
Revizyona destek
Enflasyon hedeflerindeki revizyonun, Merkez Bankası’nın arz şokları ile gelen enflasyona sınır koyma problemine getirdiği çözüm olduğunu söyleyen Yılmaz, hedef revizyonunun ancak gerekli politika duruşu ile desteklendiği takdirde sonuç vereceğine işaret etti ve şöyle konuştu: "Bu nedenle, para politikasının ikinci ayağını, açıklanan enflasyon hedefleri ile uyumlu bir parasal sıkılaştırma oluşturmaktadır. Belirlenen yeni hedefler, politika tepkisinin neye göre verildiğini, neden parasal sıkılaştırma yapıldığını ve gerektiği takdirde nereye kadar sıkılaştırmaya devam edileceğini gösteren bir referans niteliğindedir. Diğer bir deyişle, Merkez Bankası hedef revizyonu ile arz yönlü şokların birincil etkilerine ne dereceye kadar müsaade edebileceğini ilan etmiş bulunmaktadır. Enflasyon gerçekleşmelerinin, yenilenen hedeflerin üzerine çıkma ihtimalinin oluşması durumunda, Merkez Bankası, doğru zamanda gerekli tedbirleri almaktan çekinmeyecektir."
Parasal sıkılaştırma
Merkez Bankası’nın bu dönemde 2006 yılındakinin aksine, neden ölçülü bir parasal sıkılaştırma gereği duyduğuna da değinen Yılmaz, o dönemde enflasyon dinamiklerinde bozulma yaratan temel unsurların başında, iç talebin hızla büyüdüğü bir dönemde, risk algılamalarında bozulma sonucu Türk lirasının yüksek oranda değer kaybetmesi, döviz kurundan fiyatlara geçiş etkisi ve o dönemde işlenmemiş gıda fiyatlarında yaşanan yüksek oranlı artışlar geldiğini hatırlattı. İçinde bulunduğumuz ortamda ise enflasyon görünümünü kalıcı olarak bozan temel unsurun arz kaynaklı şoklar olduğunu söyleyen Yılmaz, faiz kararlarının, gıda ve enerji fiyatlarındaki artışa yönelik olarak alınmadığını vurguladı ve para politikası araçları ile arz yönlü şokların doğrudan etkilerini kontrol etmenin mümkün olmadığını hatırlattı.
Yılmaz, "Merkez Bankası, gıda ve enerji fiyatlarındaki yükselişin ikincil etkilerinin önüne geçmek amacıyla sıkı para politikası uygulamaktadır. Mevcut ortamda iç talepte süregelen yavaşlama, maliyet baskılarının tüketici fiyatlarına geçişini sınırlamaktadır" dedi.
Arz şoku uzun sürerse etkileri yayılır
ARZ yönlü şokların uzun süre devam etmesi durumunda, etkilerinin diğer sektörlere de yayılabileceğini söyleyen Durmuş Yılmaz, bu etkilerin, arz şoklarının sona ermesi ile geçeceğini beklemenin doğru bir davranış olmadığını belirtti ve şöyle devam etti. "Bekleyişleri kontrol altına almak ve arz şoklarının talep sokuna dönüşmesini engellemek için daha sıkı bir duruş sergilenmesi gerekmektedir. Eğer para politikası, enflasyon dinamiklerinde meydana gelen bozulmaya tepki vermez ise, bir noktadan sonra arz yönlü fiyat artışları kendi kendini besleyip büyüten bir enflasyon sarmalı haline dönüşebilecektir."
hurriyet.com
MERKEZ Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, ekonomik istikrar olmadan sürdürülebilir büyüme sağlanamayacağını ve kısa vadede ekonomik büyüme için fiyat istikrarından ödün veren ülkelerin, orta vadede her ikisinden de mahrum kalacaklarını söyledi. Yılmaz, Uluslararası Ekonomi Birliği tarafından düzenlenen 15’inci Dünya Kongresi’ndeki konuşmasında, "Fiyat istikrarına ulaşmak için izlenen politikaların kısa vadede bir maliyeti olacaktır. Ancak bu maliyet, sürdürülebilir ve yüksek bir büyüme hızına ulaşılması için, ödenmesi gereken bir bedeldir. Enflasyonist baskıların gerektirdiği bedel bugün ödenmez ve fiyat istikrarı hedefimizden ödün verilirse, bu fatura daha ağır bir bedelle kısa süre sonra tekrar karşımıza çıkacaktır" dedi.
Revizyona destek
Enflasyon hedeflerindeki revizyonun, Merkez Bankası’nın arz şokları ile gelen enflasyona sınır koyma problemine getirdiği çözüm olduğunu söyleyen Yılmaz, hedef revizyonunun ancak gerekli politika duruşu ile desteklendiği takdirde sonuç vereceğine işaret etti ve şöyle konuştu: "Bu nedenle, para politikasının ikinci ayağını, açıklanan enflasyon hedefleri ile uyumlu bir parasal sıkılaştırma oluşturmaktadır. Belirlenen yeni hedefler, politika tepkisinin neye göre verildiğini, neden parasal sıkılaştırma yapıldığını ve gerektiği takdirde nereye kadar sıkılaştırmaya devam edileceğini gösteren bir referans niteliğindedir. Diğer bir deyişle, Merkez Bankası hedef revizyonu ile arz yönlü şokların birincil etkilerine ne dereceye kadar müsaade edebileceğini ilan etmiş bulunmaktadır. Enflasyon gerçekleşmelerinin, yenilenen hedeflerin üzerine çıkma ihtimalinin oluşması durumunda, Merkez Bankası, doğru zamanda gerekli tedbirleri almaktan çekinmeyecektir."
Parasal sıkılaştırma
Merkez Bankası’nın bu dönemde 2006 yılındakinin aksine, neden ölçülü bir parasal sıkılaştırma gereği duyduğuna da değinen Yılmaz, o dönemde enflasyon dinamiklerinde bozulma yaratan temel unsurların başında, iç talebin hızla büyüdüğü bir dönemde, risk algılamalarında bozulma sonucu Türk lirasının yüksek oranda değer kaybetmesi, döviz kurundan fiyatlara geçiş etkisi ve o dönemde işlenmemiş gıda fiyatlarında yaşanan yüksek oranlı artışlar geldiğini hatırlattı. İçinde bulunduğumuz ortamda ise enflasyon görünümünü kalıcı olarak bozan temel unsurun arz kaynaklı şoklar olduğunu söyleyen Yılmaz, faiz kararlarının, gıda ve enerji fiyatlarındaki artışa yönelik olarak alınmadığını vurguladı ve para politikası araçları ile arz yönlü şokların doğrudan etkilerini kontrol etmenin mümkün olmadığını hatırlattı.
Yılmaz, "Merkez Bankası, gıda ve enerji fiyatlarındaki yükselişin ikincil etkilerinin önüne geçmek amacıyla sıkı para politikası uygulamaktadır. Mevcut ortamda iç talepte süregelen yavaşlama, maliyet baskılarının tüketici fiyatlarına geçişini sınırlamaktadır" dedi.
Arz şoku uzun sürerse etkileri yayılır
ARZ yönlü şokların uzun süre devam etmesi durumunda, etkilerinin diğer sektörlere de yayılabileceğini söyleyen Durmuş Yılmaz, bu etkilerin, arz şoklarının sona ermesi ile geçeceğini beklemenin doğru bir davranış olmadığını belirtti ve şöyle devam etti. "Bekleyişleri kontrol altına almak ve arz şoklarının talep sokuna dönüşmesini engellemek için daha sıkı bir duruş sergilenmesi gerekmektedir. Eğer para politikası, enflasyon dinamiklerinde meydana gelen bozulmaya tepki vermez ise, bir noktadan sonra arz yönlü fiyat artışları kendi kendini besleyip büyüten bir enflasyon sarmalı haline dönüşebilecektir."
hurriyet.com
