Göçebe Kadınlar

M

Misafir

Forum Okuru
Göçebe Kadınlar
Tarlada doğuranlar

Ekonomik ve siyasal nedenler yüzünden göçebe bir yaşam sürdürmek zorunda kalan mevsimlik işçiler bin bir sorunla karşı karşıya kalırken kadın işçiler ayrıca "kadın" olmanın zorluğuyla mücadele ediyor.

Tarlalarda anne sağlığını tehdit eden şartlarda hamilelik dönemlerini ırgat olarak geçiren kadınlar, çalıştıkları yerler hastanelere uzak olduğu için hastaneye de gidemiyor. Göçebe bir yaşam sürdürmek zorunda kalan mevsimlik işçiler, Adananın Tuzla beldesinde açtıkları çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor.

Yılın 9 ayını evlerinden uzakta geçirmek zorunda kalan kadın işçiler, sağlıklı bir çocuk doğurmak için gerekli şartlarda yaşamaları gereken hamilelik dönemlerini de tarlada çalışarak geçiriyor. Sıcaklığın 40 derecenin üzerine çıktığı bu günlerde bütün gün tarlada güneşin altında çalışmak zorunda kalan kadınlar aynı zamanda ev işlerini de kendileri yapıyor. Annelik görevlerini yapamayan kadınlara anne rolü yüklenen küçük yaştaki kız çocukları ev işlerinde yardımcı oluyor.

Düşük yapma riski var

Hayatlarının en zorlu dönemlerini tarlalarda geçiren kadınlardan biri, bir yıllık evli olan Hediye Turan (19). Görücü usulüyle Tarsustan Nusaybine gelin giden Turan, 3.5 aylık hamile ve tarlada çalışıyor. Her an düşük yapma durumu olan Turan, "Sancılarım çok ama bu sancıyı çekmek zorundayım. Başka çarem yok. Aynı zamanda ev işlerini de yapıyoruz" diyor.

Toplanan kavun ve karpuzları kasalara dizdiğini ifade eden Turan, "Doktora gidemiyorum. Çalıştığımız yerler o kadar uzak ki hastanelere ya da sağlık ocaklarına gitme şansımız olmuyor. Karnı burnunda birçok kadın var. Günlerimiz yaklaştığında dinleniyoruz. Genelde doğumlar buralarda oluyor" diye özetliyor tarlalarda çocuk sahibi olmayı.

Aynı çileyi çeken kadınlardan biri de Mardinin Nusaybin ilçesinden tarlalarda ırgat olarak çalışmak için gelen Fatma Erdal (35). Yılın 9 ayını il il gezerek tarlalarda çalıştıklarını ifade eden 4 çocuk annesi olan Erdal, "5 ay Adana, bir ay Trabzon, 2 ay İzmir ve daha birçok il gezmek zorunda kalıyoruz. Fındık, pamuk, kavun, karpuz ve daha birçok ekim yapıyoruz. Yaşam koşulları bizi sürüklüyor. Bizim tercihimiz değil" diyor.

Anneliği yaşamamanın ezikliği

Sürekli çalıştığını belirten Erdal, içinde oldukları durumu şöyle özetliyor: "35 yaşıma geldim. Rezillikten başka bir şey görmedim. Öyle kötü koşullarda yaşıyoruz ki. 4 çocuk annesiyim, ama annelik yapamamanın ezikliğini yaşıyorum. Tüm kadınlar da bunu yaşıyor. Çocuklarımızla ilgilenemiyoruz. Sevemiyoruz bile."

12 yaşında, annelik yükü omuzlarında

Tarlalarda yaşamın zor koşullarına anneler kadar çocukları da katlanmak zorunda kalıyor. Geçirdiği trafik kazası nedeniyle 3 ameliyat geçiren Leyla Akman, 12 yaşında olmasına rağmen bir annenin yaptığı bütün işleri tarlada yapıyor. Tarlada diğer işçiler gibi çalışamadığı için annesi ve kardeşlerinin çamaşırlarını ve bulaşıklarını yıkayan ve yemek pişiren Akman, babası cezaevinde olduğu için annesiyle beraber düşmüş yollara. Oyuncaklarla oynayacağı dönemde çalışmak zorunda kalan Akman, annesiyle çalışmak amacıyla, il il dolaştığı için hiç okula gidememiş. Okula gidememenin sıkıntısını yaşadığını söyleyen Akman, "Okul okusaydım doktor olurdum" diye özlemini dile getiriyor.

Kaynak : E-Kolay.Net
 
Geri
Üst