****İÇİnİz Isitacak Hİkayeler***

nevbaharr

Yeni Üye
Üye
****İÇİnİz Isitacak Hİkayeler***
HAYATA HEP GÜZEL BAKMAK

Hastahanenin bir koğuşunda üç kötürüm bulunuyordu.Bunlardan
koğuşa ilk gelen pencerenin önüne,ikincisi ortaya,üçüncüsü ise kapı
kenarına yatırılmıştı.
Ortadaki hasta iyimser bir adam olduğu için,neşeli konuşmalarıy-
la ötekileri eğlendiriyor ve kederlerini azaltmaya çalışıyordu.
Soğuk bir kış gecesi,pencerenin yanındaki hasta öldü.Onu kaldırdık-
tan sonra ortadaki hastayı pencerenin önüne,kapının yanındakinide
ortaya yatırarak,boşalan yere yeni bir hasta getirdiler.
Pencerenin önüne alınan iyimser hasta,dışarıda gördüklerini anlatmaya
başladı.
Yol kenarındaki parkı,dev çınar ağaçlarını,cıvıldaşan kuşları
işlerine koşan insanları,neşeli çocukları ve karşı dağlardaki çiçek
dolu tarlaları uzun uzun anlatarak,çaresiz durumdaki arkadaşlarını
rahatlatıyordu.Adam kısa bir süre sonra,gelip geçenlere isimler tak-
maya başladı.Öteki hastalar,artık sabah işe gidenlerin,seyyar satıcı-
ların ve akşam vakti yorgun argın eve dönenlerin öykülerini dinleye
dinleye,onları gözleri önünde canlandırıyordu.
Kısa bir süre sonra hastahanenin ruha ağırlık veren havası dağıl-
mış ve türlü geçmek bilmeyen can sıkıcı saatleri tatlı öyküler doldur-
muştu.Bir gün ortadaki hastanın aklına bir fikir geldi.Eğer pencere-
nin önündeki hastaya birşey olursa oraya kendisi geçecek ve onun öy-
külerini dinlemektense,dışarıdaki renkli ve canlı yaşamı kendi göz-
leriyle görecekti.Bu düşünce günlerce kafasına yer etti.Yattığı yer-
den hep bunu düşünüyor ve çareler araştırıyordu.Sonunda onuda buldu
Pencerenin önündeki hastaya bazen kalp krizleri geliyordu.Adam bu
durumda komodinin üzerindeki ilacına güçlükle uzanıyor ve odada hasta
bakıcı olmadığından ilacı kendisi alıyordu.
Bir gece,pencere önündeki hastaya yine bir kriz geldiğinde,ortadaki
hasta büyük bir gayretle doğrularak onun ilacını devirevirdi.Şişe
yere düşmüş ve paramparça olmuştu.Ertesi sabah,pencerenin önündeki
hastayı ölü buldular.Ve onu kaldırdıktan sonra,ortada yatan hastayı
cam kenarına geçirdiler.Adam göreceği manzaranın heyecanıyla dışarıya
baktığında beyninden vurulmuşa döndü.!
Pencerenin bir kaç metre ötesinde,simsiyah bir duvardan başka
hiç birşey yoktu..

------------------------------------------------------




KIRLANGIÇ

Günlerden birgün Kırlangıcın biri adama aşık olmuş.Ve adamın
penceresinin önüne konup adama şöyle dedmiş;
-''Ben seni çok seviyorum,lütfen pencereni açıp beni içeri alırmısın
birlikte yaşıyalım.''Adam.
_''Olmaz alamam...!Sen bir kuşsun hiç kuş adama aşık olurmu?..demiş.
Kırlangıç tekrar;
_''Lütfen pencereyi açıp beni içeri al,birlikte yaşarız.Hem sana dost
arkadaş olurum.Canında sıkılmaz birlikte yaşar gideriz..''Demiş.
Adam yine;
_''Olmaz alamam git başımdan''diye cevap vermiş.
Üçüncü ve son defa kırlangıç adamın penceresinin önüne konup adama
tekrar şöyle demiş;
_''Lütfen beni içeri al.Artık soğuklarda başladı dışarıda kalamam.
Biliyorsun ben sıcak havalarda yaşayabilirim sadece,beni içeri almassan
başka sıcak ülkelere gitmek zorunda kalırım.Lütfen beni içeri al burada
kalayım.Birlikte yemek yer,omuzunz konar seni neşelendirir sana yarenlik
ederim.Hemde sende benim gibi yalnızsın der...''
Adam ona;
_''Git derhal başımdan!..Ben yalnız kalırım''demiş ve kuşu kovmuş..
Kırlangıç bu cevap üzerine üzüntülü bir şekilde uçmuş ve uzaklara gitmiş.
Adam kırlangıç uzaklara gittikten sonra düşünmüş ve kendi kendine;
_''Ben ne aptal,ne kadar akılsız bir adamım niye Kırlangıçla birlikte
kalmayı kabul etmedim?Ne güzel birlikte kalırdık demiş ve çok pişman
olmuş.Pişman olmuş olmasına da ama iş işten geçmiş.Kendi kendine nasılsa
sıcaklar başlayınca Kırlangıç yine gelir,bende onu içeri alır birlikte
mutlu bir hayat sürerim demiş.Ve penceresini sonona kadar açıp beklemeye
başlamış.Yazın gelmesiyle ırlangıçlarda gelmeye başlamış.Ama onun Kırlan-
gıcı gelmemiş.Yazın sonuna kadar hiç penceresini kapatmadan pencerenin
başında beklemiş ama boşuna....
Kırlangıç yokmuş.Gelen Kırlangıçlara sormuş ama onun Kırlangıcını gören
olmamış.Sonunda bir bilge kişiye halini danışmak ve ondan bilgi almak
için gitmiş.
Bilge kişiye olayı anlattıktan sonra.Bilge kişi ona şöyle demiş;

_''Kırlangıçların ömrü 6 aydır...!''



Hayatta bazı fırsatlar vardır ömründe bir defa insanın eline geçer
ve değerlendiremessen uçup gider..

---------------------------------------------------




///// SAADET'İN KIYMETİ\\\\\

Bir Padişah acemi bir köleyle gemiye binmişti.Köle hiç deniz görmemiş,
geminin mihnetini tatmamıştı.Ağlamaya,inlemeye başladı.Tir tir titriyordu.
Avutmak için çok uğraştılar,ama bir türlü sakinleşmedi.Padişahın keyfi kaçtı.
Herkes aciz bir vaziyetteyken,gemide bulunan yaşlı bir adam padişahın huzuruna
çıktı;
_''Müsade buyurursanız,ben onu sustururum''dedi.
Padişahta;
_''Lütfetmiş olursunuz''dedi.
Yaşlı adam emretti,köleyi denize attılar.Köle birkaç kere suya battı,
çıktı.Sonra saçından yakaladılar,gemiden tarafa çektiler.Köle gemiye yaklaşınca
iki eliyle dümene asıldı.Oradan gemiye çıktı.Köşede uslu uslu oturmaya başladı.
Yaşlı adamın yaptığı iş Padişahı hayrete düşürdü.
_''Bu işin Hikmeti nedir''diye sordu.
Yaşlı adam cevap verdi;
''Köle evvelce suya batmayı tatmamıştı.Gemideki Selamet'in kıymetini bilmi
yordu.İşte Huzur ve Saadet'te böyledir.Bir felakete Duçar olmayan kimse,Huzur'un
kıymetini bilemez..
---------------------------------------------------


MELEK

Bir zamanlar doğmak üzere olan bir bebek varmış.Tanrıya sormuş;
_'' Beni yarın dünyaya göndereceğini duydum.Ama ben,bu ufacık ve
çaresiz halimle orada nasıl yaşayabilirim?''
Tanrı cevap vermiş;
_''Senin için seçmiş olduğum bir çok melek arasında o seni bekliyor
olacak ve her türlü ihtiyacını karşılayacak.''
_''Ama ben cennette mutlu olabilmem için pek fazla bir şeye ihtiyacım
yoktu.sadece şarkı söylemek gülümsemek bana yetiyordu.''
_''O sana şarkılar söyliyecek ve hergün gülümsetecek.Sen ise onun
sevgisini hissedecek ve mutlu olacaksın.Meleğin sana duyabileceğin
tatlı sözleri söyliyecek ve sabırla sana konuşmayı öğretecek.''
_''Peki seninle konuşmak istediğimde ne yapacağım.''
_''Meleğin ellerini nasıl birleştirmen gerektiğini ve dua etmeyi
öğretecek.''
_''Duyduğuma göre aşağıda kötü insanlar varmış.Beni onlardan kim
koruyacak?..''
Tam o sırada cennetin kapıları açıldı ve dünyadan sesler gelmeye
başladı.Çocuk telaşla sordu;
_''Tanrım,sanırım gitme zamanım geldi.Lütfen bana meleğimin adını
söylermisin.?
_''Meleğinin isminin ne olduğu hiç önemli değil....!

Sen ona ANNE diyeceksin....
__________________


SATILAN MAL GERİ ALINIR...AMA SORUN ÇIKARTIRIZ?
________________________________________
7976ya4jqfa2jh7jv3.gif


En güzel deniz:
henüz gidilmemiş olandır.
En güzel çocuk:
henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz:
henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
henüz söylememiş olduğum sözdür...



2i2202526vpyi2gr7ts9.jpg
 
Geri
Üst