İşte tarih içinde birçok devletin uygulamaya koyduğu ilginç vergiler...

İzmirella

Yeni Üye
Üye
İşte tarih içinde birçok devletin uygulamaya koyduğu ilginç vergiler...
İşte tarih içinde birçok devletin uygulamaya koyduğu ilginç vergiler...
Tarih içinde birçok devletin uygulamaya koyduğu ilginç vergiler dikkati çekerken, peruktan, öküz arabasının izinden hatta tekrar evlenen kadından bile vergi alınmış.

Yeminli Mali Müşavir Cazim Gürbüz tarafından kaleme alınan ve yıl içinde yayımlanan "Edebiyatlaşan Vergiler Vergi ve Muhasebede Bilinmeyenler" adlı eserde, şair ve yazar muhasebeciler hakkında bilgi verilirken, vergi ile ilgili ünlü şair ve halk ozanlarının yazdığı şiirlere de yer veriliyor.

Ünlü muhasebecilerden örneklerin yanı sıra yaşanmış ilginç vergi anılarının da yer bulduğu kitapta, bilinen ilk vergilerinin 6 bin yıl önce eski Mısır ve Mezopotamya’da tahakkuk ettirildiği ifade ediliyor.

İspanya’da 14. yüzyılda tekrar evlenen kadından vergi alındığı anlatılan kitapta, Venedik’te 15. yüzyılda da peruktan vergi alındığı ifade edilerek Avrupa’da kral ve prenslerin vaftiz edilen çocuklardan, öküz arabalarının teker izinden bile vergi alındığına dikkat çekildi.

18. yüzyılda Prusya Kralı 2. Frederick’in çizmelerden vergi alınmasını emrettiği kaydedilen kitapta, ustura imalathanelerinden rüşvet aldıkları iddialarına kulak tıkayan Rus çarlarının sakallılardan özel vergi tahsil ettiklerini kaydediliyor. Aynı dönemler içinde Polonyalılar’ın "Baca Vergisi"ni ödememek için evlerinin bacalarını yıktıkları de kaydediliyor.

Uruguay’ın Durazno Kent Meclisi’nin 1867 yılında erkeklere bıyık vergisi koyduğu ve her santimine 2 peso olarak alınması planlanan vergiden tepkiler nedeniyle vazgeçildiğini bilgisinin de bulunduğu kitapta, Antik dünyanın harikalarından olan Halikarnas Mozolesinin halktan alınan ağır vergilerle inşa edildiği, günümüze kadar ulaşan söylenceye göre mozolenin inşası için uzun saç ve sakaldan dahi vergi alındığına dikkat çekiliyor.

Tek Parti döneminde Yozgat Milletvekili Süleyman Sırrı Beyin bekar erkeklerden vergi alınması isteğine ünlü yazar Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın, "Evlenmedim, evlenmeyi de düşünmüyorum. Bekarlığın ceremesi kaç lira ise çekmeye hazırım" diye cevap yazdığı anlatılan kitapta, muhasebe tarihi ile ilgili de ilginç bilgiler yer alıyor.

İsveç Kralı Demirbaş Şarl’ın muhasebe uygulaması nedeniyle adının demirbaş olarak tarihe geçtiği ileri sürülen kitapta, 1697 yılında kral olan Şarl’ın Rusya, Danimarka ve Polonya arasındaki ittifakı bahane ederek önce Danimarka’ya sonra Rusya ve Polonya’ya savaş açtığı hatırlatılarak, Moskova’ya kadar ilerlediği sırada kışın ve salgın hastalıklar nedeniyle yenilen Şarl’ın Osmanlı’ya sığındığı belirtiliyor.

İsveç kralı ve 600 adamının tüm giderleri Osmanlı Devleti tarafından karşılandığı kaydedilerek 5 yılı aşkın süre Osmanlı topraklarında kalan kralın demirbaş lakabının misafirlik giderlerinin karşılanması için çıkan mevzuat tartışmaları sırasında takıldığı belirtiliyor. Bu giderlerin hangi bütçe kaleminden karşılanacağı konusunda Osmanlı maliyesinde sorun çıktığı ve sonunda harcamaların bütçedeki demirbaş kaleminden karşılanmasına karar verildiği ve lakabının demirbaş olarak kaldığı ileri sürülüyor.

Ünlü Arap Tarihçi Mesudi, 10. yüzyılda yazdığı "Murûc Ez-Zeheb (Altın Bozkırlar)" adlı eserinde, Çin’de vergi toplama işi ve diğer bazı hizmetlerde hadımların kullanıldığını, hatta bazı kimselerin saraya sokmak ve orada hızla yükselmelerini sağlamak için çocuklarını hadım ettirdiklerini de kitapta dikkat çekici bilgiler arasında yer alıyor.

Kitapta, Osmanlı’nın seferlerine seyyar bir Maliye Bakanlığı götürdüğüyle ilgili şu bilgiler de bulunuyor:

"Sefere çıkan orduda birinci otağ Padişahın, onun hemen yanında ikinci daha ufak otağ ise Defterdar ve Hazine’ye aitti. Bu otağ ufak çapta seyyar Maliye Bakanlığı idi. Padişah otağı ile yana yana konularak beraber korunuyordu. Defterdar otağının içi kalabalıktı. Muhasebe defterleri, rahleler üzerinde ruznamçeciler (muhasebeciler) tarafından sefer esansında yapılan masraflar yazılıyordu. Ne masrafı idi bunlar?


Atların ve diğer hayvanların kuru ve yaş gıdaları, askerin yemek ihtiyaçları, giyim ihtiyaçları, gerekirse su ihtiyaçları buna benzer taşınamaz veya taşınması seferin hızını yavaşlatacak erzak, yol üstündeki insanlardan para ile satın alınıyordu. Bu insanlar her türlü din, ırk ve soydan gelenlerdi. Hiçbir ayrım yapılmaksızın ödeme yapılıyor, anında ruznamçe defterlerine yazılıyordu.

Sefer dönüşü bu masraflar Divan’da padişaha, sadrazam ve vezirlere sunuluyordu. Tahmin edilebilir sanıyorum; bu seferlerin masraf toplamları işgal edilen yörelerden alınacak vergilerle karşılanması için Divan’a bilgi veriliyordu."

Sümerlerin evlenme, boşanma ve ölümden bile vergi aldığı anlatılan kitapta, bir Sümer tabletinde "Bir beyiniz, bir kralınız olabilir; ancak asıl korkulacak olan bir vergi memurudur" ifadesinin yer aldığına dikkat çekiliyor.

Asur tabletlerinde tüccarların hangi kentten daha kolay vergi kaçakçılığı yapıldığı konusunda birbirleriyle yazışmalarının olduğunun bilindiği kaydedilen kitapta, Babiller’in M.Ö 2300 ila 2100 yılları arasında kil levhalar üzerine yapılmış haritalarla vergi topladığı ifade ediliyor.

1057 yılında bugünkü İngiltere’nin hakimi olan Mercia Dükü Leofric, Coventry kenti halkına insafsızca ağırlıkta yeni vergiler salınacağını açıklayınca, eşi Leydi Godiva "Böyle bir şey yaparsan kenti çırılçıplak dolaşırım" diye tehdit eder. Kitapta, yaşanan olay şöyle anlatılıyor:

"Bu tehdide rağmen ağır vergileri konulunca Leydi Godiva, çırılçıplak soyunup bir ata biner ve kent sokaklarında dolaşır. Ancak daha önce haber gönderip, Coventry halkının kendisi sokaklardan geçerken pencerelerinin perdelerini kapatmasını ister. Kentliler buna uyar. Sadece Tom adında bir kişi perdenin aralığında çıplak kraliçeyi izler. O günden beri de İngilizce’de röntgenci deyiminin karşılığı olarak ’Peeping Tom’ kullanılır"


Osmanlıtarihi

 
Geri
Üst