Kalbde Amelİyat
1929 yılında Forsman adlı genç bir asistan, bir ince lâstik boruyu kendi kolunun damarından kendi kalbine sokmuştu. Genç hekim bu müdahalenin o zamana kadar tahminler hilâfına öldürücü veya zararlı olmadığını tesbit etmişti. Bu suretle kalbe girmek ve bu uzuva da müdahaleler yapmak yolu açılıyordu. Fakat bu mühim tecrübeyi o zamanın tıbbı ciddiye almamıştı. Hattâ hocası bile bu tecrübenin tekrarını menetmişti. Aradan yirmi sene kadar bir zaman geçtikten sonra bu metod tekrar ele alınmış ve bilhasas Amerika’da röntgen kontrolü altında tekâmül ettirilerek tababete yeni ufuklar açmıştır. Nihayet bu genç hekime No-bel Mükâfatı verilmiştir.
Bugün kalbe, karın uzuvları gibi müdahale edilebilmekte, kalb kapaklarının darlıkları parmakla veya diğer bir âletle genişletile-bilmekte, kalb duvarındaki anadan doğma delikler dikişle kapatı-labilmektedir. Böylece romatizma neticesi kalbde meydana gelen darlıklar giderilebilmektedir. Son zamanlarda göğüs anjini denilen ve kalbi besleyen kan damarlarının hastalığından ve tıkanmasından ileri gelen hastalığa da cerrahî müdahale yapılabilmekte-«dir.
Bugün kalbe, karın uzuvları gibi müdahale edilebilmekte, kalb kapaklarının darlıkları parmakla veya diğer bir âletle genişletile-bilmekte, kalb duvarındaki anadan doğma delikler dikişle kapatı-labilmektedir. Böylece romatizma neticesi kalbde meydana gelen darlıklar giderilebilmektedir. Son zamanlarda göğüs anjini denilen ve kalbi besleyen kan damarlarının hastalığından ve tıkanmasından ileri gelen hastalığa da cerrahî müdahale yapılabilmekte-«dir.