Kİst Hİdatİk

SadmiN

♥ Evli Mutlu Çocuklu ♥
Yönetici
Kİst Hİdatİk
kist hidatik ameliyatı hidatik kist ameliyatı akciğer karaciğer video karaciğer kisti video
Ülkemizde en sık görülen paraziter kistik hastalıktır. Hayvancılığın özellikle koyun sığır yetiştiriciliğin yaygın olduğu bölgelerde yoğun olarak görülmektedir. Hastalık yapan bir Echinococcus granulosus adı verilen parazittir. Nadirde olsa Echinococcus alveolaris dediğimiz parazitte bu hastalığı yapabilir. Bu parazit etçil memelilerin (köpek v.b.) bağırsaklarında larva veya kist şeklinde otçul memelilerin iç organlarında yaşar. Paraziti taşıyan etçil memeliler dışkılarıyla bu parazitlerin yumurtalarını dışarı atarlar. İnsanlar infekte olmuş sebze v.s. yiyecekleri yiyerek parazitin yumurtasını alırlar. Burda otçul memeliler gibi insanlar arakonak görevi görür. İnsan bağırsağına alınan yumurtalar burda embriyoya dönüşerek kana geçerek karaciğer v.s. organa taşınır. İnsanda kistlerin en fazla oluştuğu yer karaciğerdir. Bu embriyoların bir kısmı karaciğerden sistemik kan dolaşımına katılarak akciğer, dalak, böbrek, kemik, beyin v.s. organlara taşınabilir.
Parazitler insan vücudunda çeşitli organlara yerleştikten sonra içi sıvı ve parazit dolu olan kistler oluştururlar. Akciğerde genellikle tek kist bulunur. Akciğerde hidatik kist bulunan olguların %60 varan oranlarda karaciğerinde de kist bulunur. Oluşan kistler üreme kabiliyetine sahiptir, kist içeriği diğer yerlere yayılarak yeni kistler yaparlar. Akciğerdeki hidatik kistler yırtılarak akciğer boşluğuna yani soluk borusuna boşalabilir, vücut boşluğuna boşalabilir veya infekte komplike kist haline dönüşebilir. Bazı kistler ise kendiliğinden gerileyip yok olabilir.
Hidatik kistler yavaş büyürler ve herhangi bir semptom göstermezler. Hastaların çoğu başka bir nedenle veya kontrol amaçlı akciğer filmi çektirdiklerinde tanı alırlar. Hastaların ¾ ünde kistler akciğerin alt tarafında ve tek olma eğilimindedir. Hidatik kist çocuklarda erişkinlerden daha fazla görülür. Klinik olarak tanı konulan kistlerin yaklaşık yarısı akciğerdedir. Bu kistler vücutta sadece kitle etkisi yaparlar. Olguların yarısında basıya bağlı öksürük görülür, daha az bir hasta grubunda nefes darlığı ve göğüs ağrısıda bulunabilir. Akciğerdeki lezyon 1-20 cm arasında olabilir. 7 cm den büyük kistlerin %30 u soluk borusuna açılır ve hastalar ağızlarından berrak bir sıvının (kaya suyu) geldiğini söylerler. Bazen de yoğun öksürükle birlikte peynir parçası, üzüm kabuğu, soğan-yumurta zarına benzer bir maddeyi çıkartabilir. Hidatik kist eğer yırtılırsa insanlarda aşırı duyarlılık reaksiyonlarına yol açabilir. Bu sırada deri bulguları, solunum yollarının daralması, gibi bulgular ortaya çıkabilir. Bazı hastalarda ise rüptüre bağlı sekonder infeksiyon, abseleşme, yoğun kanama oluşabilir.
Tanıda radyolojik incelemenin rolü büyük olduğu gibi bazı laboratuar testleri de önem arzeder. Kesin tanı hidatik kist elemanlarının plevral sıvı veya balgamda saptanması ile konur. Tanıda iğne aspirasyonu yapılmaz. Çünkü kist yırtılabilir ve sıvı sızıntısına neden olabilir.
Hidatik kistin temel tedavi prensibi cerrahi yöntemle kistin çıkarılmasıdır. Kist hızlı büyüyerek etrafa bası yapabilir, üstüne başka bir ajanla sekonder infeksiyon gelişmiş olabilir, kist vücut boşluğuna yırtılmış olabilir bu durumlarda cerrahi müdahale şarttır. Kistin cerrahisinde kiste ulaşıldığınde enjektörle içindeki sıvıdan bir miktar alınır ve içine kistleri öldürücü bir ajan verilerek çıkarılma sırasında yırtılmasına karşı önlem alınır. Cerrahinin uygulanmamsı gereken bazı durumlarda vardır. Eğer organda birden fazla kist varsa veya daha önceden ameliyat edilen kişide tekrar kistler oluşmuşsa hastanın ameliyat olması tavsiye edilmez. %10 civarında cerrahi sonrası kist tekrarlayabilir. Ameliyat öncesi ve sonrası 1 yıl sürece antikor negatif ise, ameliyat öncesi antikorlar düşük ameliyat sonrası 1,5 yıl negatifse, ameliyat sonrası antikor miktarında yükseliş yaşanmadan 2 yıl süre ile antikor miktarı düşmüşse hastalığın gidişatı iyi demektir.
Hidatik kist hastasında
  • hastanın genel durumu veya kistin lokalizasyonu operasyona uygun değilse
  • cerrahi sırasında kist yırtılmışsa
  • birden fazla kist mevcut ise
  • önceden cerrahi yapılmasına rağmen kist yeniden oluşmuşsa
  • ameliyat öncesi kisti öldürmek ve ameliyatı kolaylaştırmak için
  • kistin yeniden oluşmasını önlemek için
ilaç kullanılması gerekir. Medikal tedavide Albendazol, mebendazol ve praziquantal en sık kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçların kullanılması ile bazı yan etkiler görülebilir. Bulantı, kusma, karın ağrısı, isal, ateş, baş ağrısı, saç dökülmesi gibi yan etkiler görülebilir. Cerrahi uygulama veya ilaç tedavisinin başlanması kararının uzman hekim tarafından verilmesi gerekir. Uygun tedavinin uygulanması için hastaların genel cerrahi uzmanına başvurmaları gerekir.
 
Geri
Üst