Klimalarin sebep oldugu hastaliklar

CaRiZmA

Vip Melek
Üye
Klimalarin sebep oldugu hastaliklar
Hayatımıza ilk defa yüzyıl önce giren klimalar, evlerde, iş yerlerinde, arabalarda yaz aylarının vazgeçemediğimiz serinleticileri oldu. İçecek ayranımız olmasa oluyor ama, klimasız yaşayamıyoruz.

Herkes sıcaktan bunalırken, terlerken, oflayıp puflarken... serin bir ortamda çalışmak, yaşamak elbette çok iyi de, klimaların bazı rahatsızlıklara yol açabileceğini de bilmek lazım.

Klima çarpması

Klimanın üflediği serin havanın karşısında durmak pek doğru değil; hele de dışarıdan terlemiş olarak gelmişseniz. Terin üzerinizde aniden soğuması ‘klima çarpmasına’ sebep olabilir. Boynunuz tutulabilir, başınızı çeviremezsiniz; nefes alırken göğsünüzde bıçak batar gibi ağrılarınız olabilir. Havanın doğrudan vücudunuza gelmemesi için klimaların ayarlanabilen kanatçıklarından yararlanabilirsiniz.

Klimayı çok düşük değerlere ayarlamak sağlık için doğru değil. İdeali, ısının 23-24 derece arasında, nispi nemin de %40-50 arasında olacak şekilde ayarlanmasıdır.

Klima ateşi

Klimaların ve diğer merkezi havalandırma sistemlerinin neden olduğu önemli rahatsızlıklardan biri tıp dilinde humidifier fever Türkçe’ de klima ateşi ismiyle bilinen hastalıktır.

Klima ateşine, air-condition sistemlerinden başka, evlerde kullanılan ve halkımızın kısaca ‘soğuk buhar’ diye bildikleri nem yapıcı aletler ile akciğer hastalarına solunum yoluyla ilaç vermeye yarayan nebülizatör denilen aletler de neden olabilirler.

Hastalık, bu tür aletlerin su haznelerinde üreyen çeşitli bakteri ve mantarların veya bunlara ait çeşitli toksinlerin, özellikle de endotoksinlerin solunum havasına karışması sonucu ortaya çıkmaktadır. Klima ateşi, gerçek bir enfeksiyon hastalığı olmayıp vücudumuzun çeşitli bakterilere karşı gösterdiği bir tür aşırı duyarlılıktan kaynaklanan bir tablodur.

Hastalık, mikroplarla kirlenmiş air-condition veya nemlendirme sistemlerine maruz kalındıktan birkaç saat sonra ateşli bir hastalık gibi başlar. Belirtilerin ortaya çıkması nadiren 12 saati de bulabilir.

Şikáyetler genellikle hafta başında veya tatil veya dönüş günlerinde görülür. Bir süre kullanılmayan klimaların ilk çalıştığı günlerde de belirtiler daha fazladır.

Hastalarda ateş, titreme, kas ve eklem ağrıları, yorgunluk, hálsizlik, bitkinlik... gibi daha çok gribi hatırlatan şikáyetler vardır. İş yerine geldikten birkaç saat sonra başlayan belirtiler akşama doğru şiddetlenir ve gece eve döndükten sonra da devam ederse de, hastaların çoğu 24-48 saat içinde tamamen düzelirler. Bazı hastalarda nadiren şiddeti çok fazla olmayan öksürük, nefes darlığı ve çarpıntı gibi yakınmalar da olabilir.

Klima ateşi, bu belirtileri ile soğuk algınlığı, grip, bronşit ve zatürree gibi solunum yolları enfeksiyonları ile karıştırılabilir. Zatürree ile aralarındaki en önemli fark, klima ateşi olan hastaların akciğer röntgenlerinin normal olmasıdır.

Klima ateşi, hastanın klima bulunan ortamdan uzaklaştırılması ile düzelir. Antibiyotik veya başka bir ilaç tedavisi gerekli değildir.

Alerjik zatürree

Klimalaın sebep olduğu alerjik zatürree çocuklarda da görülebilirse de, daha çok 50 yaşın üzerinde olanlarda ve diğer akciğer hastalıklarının aksine sigara içmeyenlerde daha çok saptanır.

Tıp dilinde ventilasyon pnömonitisi olarak isimlendirilen alerjik zatürreeye, air-condition sistemlerinin nemlendirme bölümünde üreyen ve küf mantarları ve bazı bakteriler neden olmaktadır.

Alerjik zatürreenin, ani(akut) ya da sinsi(kronik) başlayan olmak üzere iki türü vardır.

Akut alerjik zatürree, içinde küf mantarları bulunan havanın solunmasından 4-6 saat sonra ateş, baş, kas ağrıları ve halsizlik ile gribal bir enfeksiyon gibi başlar. Daha sonra öksürük, balgam, nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi... gibi akciğerlere ait belirtiler ortaya çıkar. Ateş yüksekliği ile beraber, kalp hızı ve solunum sayısı da artmıştır.

Kronik alerjik zatürree, sinsi olarak yavaş yavaş gelişir. Tipik belirtisi, ilerleyici özellik gösteren nefes darlığı, yorgunluk ve kilo kaybıdır. Bazı hastalarda öksürük olabilir, ama ateş, baş ve kas ağrıları gibi belirtilere rastlanmaz.

Akut dönemde, akciğer röntgeninde tipik bulgular vardır. Kronik formda ise akciğerlerde bağ dokusunun artmış olduğu saptanır. Solunum fonksiyon testlerinde akciğer hacimleri azalmış olarak bulunur, kanda oksijen basıncı da düşüktür.

Kesin tanı için, hastaların kanlarında allerjenlere karşı oluşmuş olan özel antikorların saptanması ve bronkoskopi ile akciğer dokusundan biyopsi alınması gerekir.

Hasta kişinin allerjenle temasının kesilmesi sağlanmalıdır. Şiddetli belirtileri ve solunum sıkıntısı olan hastalara oksijen ve kortizon tedavisi uygulanır.

Alınması gereken tedbirler

Klima ateşi ve alerjik zatürreenin önlenmesi, bu tür nemlendiricilerin su haznelerinin doğru bakımı ile mümkündür. Klima ve nemlendiricilerin bakımlarına özen gösterilmeli ve talimatlara uygun kullanılmalıdır. Bu aletlerde musluk suyu yerine distile veya demineralize su tercih edilmelidir.

Nemlendiriciler çamaşır suyu gibi dezenfektanlarla zaman zaman temizlenmelidir.
 
Geri
Üst