Külkedisi Sendromundan Kurtulun

Bilge Gökçen

Yeni Üye
Üye
Külkedisi Sendromundan Kurtulun
KÜLKEDİSİ SENDROMUNDAN KURTULUN!


Yazan: Dr. Ümit Yazman


Çocukluğunuz bu hikayeyi dinleyerek geçti. Kimsesiz ve korunmasız Külkedisi’nin, prensin kalbini çalan Sindrella oluşunu... Bu bir masaldı. Beni şaşırtan ve düşündüren ise hanımların hâlâ buna inanarak yaşamlarını sürdürmeleri. Günümüzün genç kadını özgürlüğünü savunuyor. “Çocuk da yaparım, kariyer de” diyor. Ama benim gördüğüm; kendilerini Külkedisi sendromundan kurtaramıyorlar.

Her sosyal düzeyden ve her kültürden kadında aynı şeyi görüyorum: Bir prensin kendilerini günlük yaşamın kaygısından kurtarmasını beklemek. Birçoğu için Külkedisi olmak bir varoluş biçimi. Varolabilmek için bir erkeğin (prensin), kendilerini keşfetmesini ve o erkeği ne pahasına olursa olsun kaybetmemeyi hedefliyorlar. Bu hanımlar, hayat enerjisini, bir erkeğin hayatı içinde varolmak için kullanarak, kendi yokoluşlarını hazırlıyorlar.

GERÇEK HAYAT ÖYLE DEĞİL

Eğer hizmette kusur etmez, en korunmasız ve saf haliyle kendisinden her istenileni yerine getirirse, beklentilerine kavuşacaklarını hayal ediyorlar. Masallar bunu öğretiyor. Gerçek, masaldakine benzemiyor! Birçok kadın, senelerce çaba verdikleri ilişkilerin sonunda kendini mağdur hale gelmiş buluyor. Çözüm üretmek istiyorlar. Ama Külkedisi sendromu bir kez devreye girdi mi, ondan kurtulmak hiç de kolay olmuyor.

Bazı hanımlar, çözüm olarak kendilerinin ne kadar zavallı ve korunmasız; karşılarındaki erkeğin ise ne kadar yüce olduğunu vurgulayarak, yeniden sahip çıkılmayı bekliyor. Bu noktada Külkedisi olmak bazı durumlarda işe yarayabiliyor.

Külkedisi olmanın işe yaraması için karşısında özgüveniyle ilgili problemi olan ve bunu bastırarak yaşayan bir erkeğin olması lazım. Bu erkekler, kendilerine yüceliklerini anlatan kadınlarla huzur bulurlar. Onlara Sindrella hayatı vaat ederler. Vaatlerini yerine getirirler de...

Gözden kaçan tek nokta; zaman dolduğunda, at arabaları gene balkabağına dönecek ve kadın kendini Külkedisi olarak bulacaktır. Çağdaş Külkedisi’nin ilişkisi bitmemelidir. Çünkü ilişkisinin bitimi, Sindrella olabilme ihtimalinin de bitişidir. Hep incitildikleri erkeklerin “o prens” olduğuna inanmaya çalışırlar. Külkedisi, bu ilişkinin bitmemesi için ödediği bedelden habersizdir. Kaybettiği en önemli şeyin zaman olduğunu anlamaz. Kurtarılmayı bekleyen kadınlar, Sindrella’nın sadece bir masal olduğunu anladıklarında, en verimli yılları geride bırakmış oluyorlar. Geri döndürülemeyecek ve yerine koyulamaz halde...

PEKİ ERKEKLER MEMNUN MU?

Sanmayın ki Külkedisi sendromu sadece kadınların bedelleri ödediği bir ilişki şeklidir. İşin bir de erkeklerin görmediği ve görmek istemeyeceği cephesi var. Çoğu zaman erkekler hayatlarında bir Külkedisi olmasından memnundurlar, hatta bu durumu beslerler. Kadının bağımsızlığını pek istemezler. Kendilerine mecbur halde yaşayan Külkedileri, egolarına pansuman yapar.

Fakat dikkat! Çağdaş Külkedisi farklı bir risk taşıyor günümüzde. Uğrunda bağımsızlığından vazgeçtiği prensine kırıldıkça, bir taraftan onu beklerken, diğer taraftan gizli bir bedel kesmeye niyetleniyor. Aslında hiçkimsenin kendisine sahip olamayacağını temsil eden ve özgürlüğünü çağrıştıran bir bedel kesiyor.
Aldatıyor! Kimi zaman zihninde de olsa..

TEK BİR ÇÖZÜM YOK

Gözlemlediklerim ve her gün dinlediğim onlarca hikaye, kadınların özgür olmakla boyun eğmek arasında sıkıştığını ortaya koyuyor. Herkes için tek bir çözüm reçetesi veremiyorum. Her bireyin kendine has bir çözümü olacaktır. Önce kendinizle ve çatışmalarınızla yüzleşin. Bu size daha çok iç özgürlük ve güç kazandırır. Kendinize güvenin. Yeteneklerinizi küçük görmeyin ama sınırlarınızı gerçekçi bir şekilde belirleyin.

Son olarak... Hiçbir zaman geç değildir, eğer bir hanımsanız hemen bugün Külkedisi olmaktan vazgeçmeye başlayın, eğer bir erkekseniz ya onu Külkedisi olmaktan kurtarın veya ondan kurtulun.
 
Geri
Üst