*MeleK*
♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
llicanın 3 tane müthiş şarkısının anlamı
Mama Said - llica
Mama, she has taught me well
Annem, beni iyi eğitti
Mama, she has taught me well
Annem, beni iyi eğitti
Told me when I was young
Gençken bana anlattı:
Gençken bana anlattı:
"Son, your life's an open book
"Oğlum,hayatın açık bir kitap
"Oğlum,hayatın açık bir kitap
Don't close it 'fore its done"
Bitene kadar kapatma"
Bitene kadar kapatma"
"The brightest flame burns quickest"
"En parlak alev en erken yanar"
"En parlak alev en erken yanar"
That's what I heard her say
Bu onun söylediklerinden duyduklarım
Bu onun söylediklerinden duyduklarım
A son's heart sowed to mother
Bir oğulun kalbi anneye bağlıdır
Bir oğulun kalbi anneye bağlıdır
But I must find my way
Fakat yolumu bulmalıyım
Fakat yolumu bulmalıyım
Let my heart go
Kalbimin gitmesine izin ver
Kalbimin gitmesine izin ver
Let your son grow
Oğlunun büyümesine izin ver
Oğlunun büyümesine izin ver
Mama, let my heart go
Anne, kalbimin gitmesine izin ver
Anne, kalbimin gitmesine izin ver
Let this heart be still
Bu kalbin sakinleşmesini sağla
Bu kalbin sakinleşmesini sağla
Yeah, still
Evet, sakinleşmesini
Evet, sakinleşmesini
Rebel, my new last name
Asi, yeni soy adım
Asi, yeni soy adım
Wild blood in my veins
Vahşi kan damarlarımda
Vahşi kan damarlarımda
Apron strings around my neck
Önlük boynumun etrafından çıkıyor
Önlük boynumun etrafından çıkıyor
The mark that still remains
Halen kalan bir iz
Halen kalan bir iz
Left home at an early age
Evi erken bir yaşta terkettim
Evi erken bir yaşta terkettim
Of what I heard was wrong
Duyduklarım yanlıştı
Duyduklarım yanlıştı
I never asked forgiveness
Hiç bağışlanmayı istemedim
Hiç bağışlanmayı istemedim
But what is said is done
Ama söylenen yapılandır
Ama söylenen yapılandır
Let my heart go
Kalbimin gitmesine izin ver
Kalbimin gitmesine izin ver
Let your son grow
Oğlunun büyümesine izin ver
Oğlunun büyümesine izin ver
Mama, let my heart go
Anne, kalbimin gitmesine izin ver
Anne, kalbimin gitmesine izin ver
Let this heart be still
Bu kalbin sakinleşmesini sağla
Bu kalbin sakinleşmesini sağla
Never I ask of you
Hiç seni sormadım
Hiç seni sormadım
But never I gave
Ama hiç vermedim
Ama hiç vermedim
But you gave me your emptiness that I'll take to my grave
Ama sen bana mezarıma götüreceğim boşluğunu verdin
Ama sen bana mezarıma götüreceğim boşluğunu verdin
Never I ask of you
Hiç seni sormadım
Hiç seni sormadım
But never I gave
Ama hiç vermedim
Ama hiç vermedim
But you gave me your emptiness that I'll take to my grave
Ama sen bana mezarıma götüreceğim boşluğunu verdin
Ama sen bana mezarıma götüreceğim boşluğunu verdin
So let this heart be still
Bu yüzden, bu kalbin sakinleşmesini sağla
Bu yüzden, bu kalbin sakinleşmesini sağla
Mama, now I'm coming home
Anne, şimdi eve geliyorum
Anne, şimdi eve geliyorum
I'm not all you wished of me
Benden istediğin değilim
Benden istediğin değilim
A mother's love for her son
Bir annenin oğluna sevgisi
Bir annenin oğluna sevgisi
Spoken, help me be
konuşulmuş, olmamda yardım et
konuşulmuş, olmamda yardım et
I took your love for granted
Senin sevgini kanıksadım
Senin sevgini kanıksadım
And all the things you said to me
Ve bana tüm söylediklerini de
Ve bana tüm söylediklerini de
I need your arms to welcome me
Beni karşılaması için kollarına ihtiyacım var
Beni karşılaması için kollarına ihtiyacım var
But, cold stone all I see
Ama tüm gördüğüm soğuk kaya
Ama tüm gördüğüm soğuk kaya
Let my heart go
Kalbimin gitmesine izin ver
Kalbimin gitmesine izin ver
Let your son grow
Oğlunun büyümesine izin ver
Oğlunun büyümesine izin ver
Mama, let my heart go
Anne, kalbimin gitmesine izin ver
Anne, kalbimin gitmesine izin ver
Let this heart be still
Bu kalbin sakinleşmesini sağla
Bu kalbin sakinleşmesini sağla
Let my heart go
Kalbimin gitmesine izin ver
Kalbimin gitmesine izin ver
Mama, let my heart go
Anne, kalbimin gitmesine izin ver
Anne, kalbimin gitmesine izin ver
ou never let my heart go
Hiç kalbimin gitmesine izin vermedin
Hiç kalbimin gitmesine izin vermedin
So let this heart be still
Bu yüzden, bu kalbin sakinleşmesini sağla
Bu yüzden, bu kalbin sakinleşmesini sağla
Never I ask of you
Hiç seni sormadım
Hiç seni sormadım
But never I gave
Ama hiç vermedim de
Ama hiç vermedim de
But you gave me your emptiness that I'll take to my grave
Ama sen bana mezarıma götüreceğim boşluğunu verdin
Ama sen bana mezarıma götüreceğim boşluğunu verdin
Never I ask of you
Hiç seni sormadım
Hiç seni sormadım
But never I gave
Ama hiç vermedim de
Ama hiç vermedim de
But you gave me your emptiness that I'll take to my grave
Ama sen bana mezarıma götüreceğim boşluğunu verdin
Ama sen bana mezarıma götüreceğim boşluğunu verdin
Let this heart be still
Bu kalbin sakinleşmesini sağla
Bu kalbin sakinleşmesini sağla
Turn The Page
On a long and lonesome highway east of Omaha
Omaha'nın doğusunda uzun ve sessiz bir yolda
Omaha'nın doğusunda uzun ve sessiz bir yolda
You can listen to the engine moanin' out his one note song
Motorun bir notalık şarkısını uğuldayışını dinlersin
Motorun bir notalık şarkısını uğuldayışını dinlersin
You think about the woman or the girl you knew the night before
Bir gece önce tanıdığın kadını veya kızı düşünürsün
Bir gece önce tanıdığın kadını veya kızı düşünürsün
But your thoughts will soon be wandering the way they always do
Fakat düşüncelerin yakında yoldan sapavak hep yaptıkları gibi
Fakat düşüncelerin yakında yoldan sapavak hep yaptıkları gibi
When you're ridin' sixteen hours and there's nothin' much to do
16 saattir araba kullanıyorsun ve yapacak fazla bir şey yok
16 saattir araba kullanıyorsun ve yapacak fazla bir şey yok
And you don't feel much like ridin', you just wish the trip was through
Ama sürmek istemiyorsun, sadece gezinin bitmesini diliyorsun
Ama sürmek istemiyorsun, sadece gezinin bitmesini diliyorsun
Here I am
Buradayım
Buradayım
On the road again
Tekrar yollarda
Tekrar yollarda
There I am
Oradayım
Oradayım
Up on the stage
Sahnenin üstünde
Sahnenin üstünde
Here I go
Gidiyorum
Gidiyorum
Playin' star again
Yıldızı oynayarak
Yıldızı oynayarak
There I go
Gidiyorum
Gidiyorum
Turn the Page
Sayfayı çevir
Sayfayı çevir
So you walk into this restaurant, all strung out from the road
Bu restoranın içine doğru yürüyorsun, hepsi yol kenarına dizilmiş
Bu restoranın içine doğru yürüyorsun, hepsi yol kenarına dizilmiş
And you feel the eyes upon you as you're shakin' off the cold
Ve gözleri üzerinde hissediyorsun sen soğuktan donarken
Ve gözleri üzerinde hissediyorsun sen soğuktan donarken
You pretend it doesn't bother you, but you just want to explode
Seni rahatsız etmiyormuş gibi yapıyorsun, ama patlamak istiyorsun
Seni rahatsız etmiyormuş gibi yapıyorsun, ama patlamak istiyorsun
Most times you can't hear 'em talk, other times you can
Bazen konuştuklarını duymuyorsun bazen duyuyorsun
Bazen konuştuklarını duymuyorsun bazen duyuyorsun
All the same old cliches, is it woman, is it man?
Aynı eski klişeler kadın mı? erkek mi?
Aynı eski klişeler kadın mı? erkek mi?
And you always seem outnumbered, you don't dare make a stand
Ve hep sayıca az gözüküyorsun, karşı durmaya cesaret edemiyoursun
Ve hep sayıca az gözüküyorsun, karşı durmaya cesaret edemiyoursun
Here I am
Buradayım
Buradayım
On the road again
Tekrar yollarda
Tekrar yollarda
There I am
Oradayım
Oradayım
Up on the stage
Sahnenin üstünde
Sahnenin üstünde
Here I go
Gidiyorum
Gidiyorum
Playin' star again
Yıldızı oynayarak
Yıldızı oynayarak
There I go
Gidiyorum
Gidiyorum
Turn the Page
Sayfayı çevir
Sayfayı çevir
Out there in the spotlight you're a million miles away
Sahne ışıklarının orda milyonlarca mil ötedesin
Sahne ışıklarının orda milyonlarca mil ötedesin
Every ounce of energy you try and give away
Her onsenerjide deniyor ve pes ediyorsun
Her onsenerjide deniyor ve pes ediyorsun
As the sweat pours out your body like the music that you play
Çaldığın müzik gibi bedeninden terler dökülürken
Çaldığın müzik gibi bedeninden terler dökülürken
Later in the evening as you lie awake in bed
Gece geç vakitlerde yatakta uzanırken
Gece geç vakitlerde yatakta uzanırken
With the echoes of the amplifiers ringin' in your head
Amfilerin ekoları beyninde çınlarken
Amfilerin ekoları beyninde çınlarken
You smoke the day's last cigarette, rememberin' what she said
Günün son sigarasını içiyorsun, onun ne söylediğini hatırlayarak
Günün son sigarasını içiyorsun, onun ne söylediğini hatırlayarak
Here I am
Buradayım
Buradayım
On the road again
Tekrar yollarda
Tekrar yollarda
There I am
Oradayım
Oradayım
Up on the stage
Sahnenin üstünde
Sahnenin üstünde
Here I go
Gidiyorum
Gidiyorum
Playin' star again
Yıldızı oynayarak
Yıldızı oynayarak
There I go
Gidiyorum
Gidiyorum
Turn the Page
Sayfayı çevir
Sayfayı çevir
There I go
Gidiyorum
Gidiyorum
Turn that page
Çevir şu sayfayı
Çevir şu sayfayı
There I go
Gidiyorum
Gidiyorum
There I go
Gidiyorum
Gidiyorum
There I go
Gidiyorum
Gidiyorum
There I go
Gidiyorum
Gidiyorum
There I go
Gidiyorum
Gidiyorum
There I go
Gidiyorum
Gidiyorum
I'm gone
Gittim
Gittim
One
I can't remember anything
Hatırlayamıyorum hiçbir şeyi
Hatırlayamıyorum hiçbir şeyi
Can't tell if this is true or dream
Söyleyemem bu rüya mı gerçek mi
Söyleyemem bu rüya mı gerçek mi
Deep down inside I feel to scream
Çığlık atmak istiyor içimin derinlikleri
Çığlık atmak istiyor içimin derinlikleri
This terrible silence stops me
Bu korkunç sessizlik durduruyor beni
Bu korkunç sessizlik durduruyor beni
Now that the war is through with me
Şimdi savaş benim içimde
Şimdi savaş benim içimde
I'm waking up I can not see
Uyanıyorum ama göremiyorum gözlerimle
Uyanıyorum ama göremiyorum gözlerimle
That there is not much left of me
Pek bir şey kalmadığını benden geriye
Pek bir şey kalmadığını benden geriye
Nothing is real but pain now
Acıdan başka hiçbir şey gerçek değil şimdi
Acıdan başka hiçbir şey gerçek değil şimdi
Hold my breath as I wish for death
Nefesimi tut ben dilerken ölmeyi
Nefesimi tut ben dilerken ölmeyi
Oh please god, wake me
Oh lütfen Allah'ım, uyandır beni
Oh lütfen Allah'ım, uyandır beni
Back in the womb its much too real
Bu çok daha gerçektir rahmin içindeyken
Bu çok daha gerçektir rahmin içindeyken
In pumps life that I must feel
Hayatı hissetmeliyim kalbim atarken
Hayatı hissetmeliyim kalbim atarken
But can't look forward to reveal
Ama sabırsızlanamam açıklamak için
Ama sabırsızlanamam açıklamak için
Look to the time when I'll live
Yaşayacak olduğum zamana bakarım
Yaşayacak olduğum zamana bakarım
Fed through the tube that sticks in me
Bana bagli bir tüp besliyor beni
Bana bagli bir tüp besliyor beni
Just like a Wartime Novelty
Tıpkı bir savaş yeniliği gibi
Tıpkı bir savaş yeniliği gibi
Tied to machines that make me be
Bağlı olduğum cihazlar yaşatıyor beni
Bağlı olduğum cihazlar yaşatıyor beni
Cut this Life off from Me
Bu hayatı benden söküp alın geri
Bu hayatı benden söküp alın geri
Hold My Breath as I Wish for Death
Nefesimi tut ben dilerken ölmeyi
Nefesimi tut ben dilerken ölmeyi
Oh Please God, wake Me
Oh lütfen Allah'ım, uyandır beni
Oh lütfen Allah'ım, uyandır beni
Now the World Is Gone I'm Just One
Şimdi dünya yok, ben tek başıma.
Şimdi dünya yok, ben tek başıma.
Oh God, help Me
Oh Allah'ım, yardim et bana
Oh Allah'ım, yardim et bana
Hold my breath as I wish for death
Nefesimi tut ben dilerken ölmeyi
Nefesimi tut ben dilerken ölmeyi
Oh please god, wake me
Oh lütfen Allah'ım, uyandır beni
Oh lütfen Allah'ım, uyandır beni
Darkness
Karanlık
Karanlık
Imprisoning Me
Beni hapsediyor
Beni hapsediyor
All That I See
Tek gördüğüm
Tek gördüğüm
Absolute Horror
Saf Korku
Saf Korku
I Cannot Live
Yaşayamıyorum
Yaşayamıyorum
I Cannot Die
Ölemiyorum
Ölemiyorum
Trapped in Myself
Kendimde hapsoldum
Kendimde hapsoldum
Body My Holding Cell
Vücudum zindanımdır
Vücudum zindanımdır
Landmine
Kara Mayını
Kara Mayını
Has Taken My Sight
Görüşümü aldı
Görüşümü aldı
Taken My Speech
Konuşmamı aldı
Konuşmamı aldı
Taken My Hearing
Duymamı aldı
Duymamı aldı
Taken My Arms
Kollarımı aldı
Kollarımı aldı
Taken My Legs
Bacaklarımı aldı
Bacaklarımı aldı
Taken My Soul
Ruhumu aldı
Ruhumu aldı
Left Me with Life in Hell
Beni yaşamla cehennemde bıraktı
Beni yaşamla cehennemde bıraktı