mor çatı...

LiKarBa

Yeni Üye
Üye
mor çatı...
mor çatı ankara mor çatı ankara adres
Mor Çatı

Kadına yönelik (aile içi veya dışı) şiddete karşı Türkiye'deki ilk kurumsal yapı olan Mor Çatı, 1990 yılında kuruldu. Şiddete maruz kalan kadınlara psikolojik ve hukuksal destek veren vakıf, kuruluşundan 5 yıl sonra kadın ve çocukların can güvenliklerini sağlamak üzere sığınak açtı. Ancak, üç yıl hizmet veren sığınak 1998 yılında maddi nedenlerden dolayı kapatılmak zorunda kalındı. Halen vakıf merkezinde şiddete maruz kalan kadınlara verilen destek ve dayanışma ise gönüllülerin çalışmalarıyla sürdürülmektedir.

Mor Çatı'nın bir diğer önemli özelliği ise, diğer benzer yapılanmalardan farklı olarak hiyerarşinin olmamasına özen gösterilen, kolektif bir yapıyla çalışmalarını yürütmektedir. Bu yapı, hem kurumun şeffaflığını sağlamakta hem de kendiliğinden bir denetim mekanizması oluşturmaktadır. Kolektif, "kadın bilinci" eğitiminden geçmiş yeni kadınların katılımıyla sürekli genişlemektedir.

Mor Çatı, kadın politikalarının üretildiği, gerek yasal gerekse sosyal alanda kadının hak ettiği yeri alabilmesi için kamuoyu oluşturmada öncülük eden, başta "fahişelere tecavüze yasal indirim" ya da "kadının kocasının seçtiği yerde ikamet etmesi ve çalışmak için kocanın iznine tabi olması" gibi pek çok yasanın değişmesinde etkin rol oynamış bir kurumdur. Halen gündemde olan Medeni Yasa'nın değişmesi ve mal rejiminin gündeme gelmesinde de yoğun bir çalışma yürütmüştür. Destek istiyoruz!

Neden destek istiyorlar?
Mor çatı üyeleri,
http://www.morcati.org/ adlı sitede neden destek istediklerini şöyle açıklıyorlar; "Kadın-erkek eşitliği'ni sağlamanın yolunun öncelikle cinsiyetlerarası hiyerarşiyi ve buna bağlı olarak şiddeti önlemekten geçtiğine inanıyorlar. Baba, ağabey ya da koca baskısı nedeniyle eğitim, iş veya politik alandaki haklarını kullanamayan kadını, bu baskı ve şiddetten uzak kılmadan diğer alanlardan söz etmek boşuna olacaktır. Şiddetin bir diğer mağduru ise çocuklardır. Ve yeterli sayıda okul ya da öğretmen de, aile içi şiddet önlenmedikçe çocukların geleceğini kurtarmayacaktır. Bugün sokak çocuklarının yüzde yüze yakını şiddet nedeniyle evinden kaçmış çocuklardır. Dolayısıyla şiddet önlenmeden ne kadın ne de çocuklar özgür ve sağlıklı bireyler olabilir. Şiddetin sonuçlarıyla ilgili sorunları çözmek de önemli ve değerlidir. Ancak, şiddeti önlemeyi başaramazsak, şiddet kurbanı kız ve erkek çocuklara yönelik hiçbir girişim istenen sonuca götürmeyecektir. Çarpıcı rakamlar Sosyal Hukuk Devleti'nin yapması gerekeni yapan sivil kadın örgütlenmeleri, Devlet'ten destek almak bir yana Devlet'in çeşitli engellemeleriyle karşılaşmaktadır.

Oysa; Center fon Health and Gender Equity (Sağlık ve Cinsiyet Eşitliği Merkezi) tarafından 50 ülkede 140 bin kadın üzerinde yapılan araştırmaya göre, kadına yönelik şiddette Türkiye yüzde 58'lık oranla Dünya sıralamasında birinci sırada yer alıyor. Türkiye'nin birinci sıraya yerleşirken geride bıraktığı ülkeler ise Bangladeş, Etiyopya, Hindistan ve Mısır. Ve diğer bir çarpıcı rakam ise; Türkiye'de sadece 8 tane SHÇEK'in kadın 'konukevi' vardır. Biri Mor Çatı diğeri ise Ankara Kadın Dayanışma Vakfı'na ait iki bağımsız sığınak ise halen aynı nedenlerle (yani ekonomik) kapalıdır. Oysa 1986 Avrupa Parlamentosu Raporu'na göre Türkiye'de her 10 bin kadın ve kız çocuğuna bir sığınak düşecek şekilde 5 bin sığınak olması gerekmektedir. (Sadece Londra'da binin üzerinde sığınak vardır.)"

Sığınaklar neden gerekli?
Halen günde yaklaşık 30 başvuruya yanıt veren Vakıf, maalesef bu başvuruların en az yarısı tarafından belirtilen sığınak talebini karşılayamamakta ve onları SHÇEK'in konukevlerine yönlendirmektedir. Oysa resmi yapılanmalarda uluslararası sığınak işletme ilkeleri maalesef göz ardı edilmektedir. Bu nedenle resim kurumların önünde bir model oluşturma işlevinin yanı sıra, bağımsız sığınakların asıl fonksiyonu 'kadın ve çocukların can güvenliği'ni sağlamasıdır. Sığınaklar kadının özgüvenini kazanması, şiddetten uzak yeni bir hayata adım atması, kendini ifade etmeyi öğrenmesi, sosyal baskı ve ekonomik çözümsüzlükleri aşması için gereklidir. Bağımsız yapılanmaların resmi kurumlardan en önemli farkı tam da bu noktadadır. Sığınaklar kadınların yeni bir hayata adım atmak ve yeni bir bilinç kazanmak için kaldıkları ara duraklardır. Eğer bu durakta yeni bir bilinç kazanamazlarsa, şiddeti hayatlarından uzak tutamazlar. Çünkü şiddet, tek bir erkekten (kocadan) kaynaklanan bir olgu değildir. Hayatın her alanında (özel, sosyal veya iş) her kadın sözel, ekonomik, psikolojik, duygusal veya cinsel şiddetle karşılaşmış ya da karşılaşmaktadır. Sadece 1990-1996 yılları arası en az 3 Bin kadına destek veren Mor Çatı'nın rakamlara döktüğü veriler şiddetin boyutlarını göz önüne sermektedir. Örneğin; Vakfa başvuran kadınların yüzde 51'nin acil sığınak talebi vardır, yüzde 83'ü fiziksel şiddet yaşamaktadır, yüzde 54'ü evliliğinin ilk yıllarında şiddetle karşılaşmaktadır, yüzde 42'si ölümle ve sokağa atılmakla tehdit edilmektedir, yüzde 35'i cinsel şiddete maruz kalmaktadır ve yüzde 26'sı ensest mağdurudur. (ensestin yaygınlığı dikkat çekici boyutlardadır).


Mor Çatı'nın faaliyetleri
Gönüllü dayanışma ağları:
Şiddete uğramış kadınlarla ilk görüşmeyi yapan ve bu konuda eğitim almış bir grup gönüllünün oluşturduğu dayanışma ağları bulunuyor. Bu gönüllüler, kadınların çeşitli sorunlarının çözümü için destek veriyor ve yasal işlemlerin (polis, hastane gibi) takibinde onlara refakat ediyor.
Psikolojik danışmanlık:
Kadınların şiddet nedeniyle yaşadıkları umutsuzluk, suçluluk, korku ve utanç duygusunu yenebilmeleri, yeni yaşam seçenekleri geliştirebilmeleri için gereken destek gönüllü psikologlarca veriliyor.
Yasal danışmanlık:
Kadınların büyük çoğunluğu yasal haklarını ve nasıl kullanacağını bilmiyor. Bu eksiklik vakıf gönüllüsü avukatlarca gideriliyor.
Özgüven geliştirici destek grupları:
Kadınların öfke ve küskünlüklerini dile getirebilmeyi öğrenmeleri, ihtiyaç ve isteklerini açıklayabilmeleri için grup çalışmaları yapılıyor. Kadınların sorunlarını paylaşıp, çözümü birlikte üretebilecekleri tartışma grupları oluşturuluyor.
Bunların yanısıra şiddetin ideolojisi konusunda bilgilendirmek ve 'kadın bilinci' kazanmalarını sağlamak amacıyla 'bilinç yükseltme' toplantıları ile konferans, seminer ve video gösterileri düzenleniyor.
Mor Çatı'dan çağrı!
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, ne yazık ki diğer vakıflardan farklı olarak, 'şiddet'le uğraştığı ve özellikle 'aile içi şiddet'in (tıpkı ensest gibi) görmezden gelinmeye çalışıldığı bir toplumda, oldukça zor bir alanda çalıştığı için maddi açıdan en az destek alan kurumlardandır. Çünkü kadına yönelik şiddet ideolojiktir. Ve sistem bunu başta eğitim kurumları olmak üzere sürekli üretmektedir. (Ders kitaplarındaki cinsiyetçi tutum, öğretmenlerin cinsiyetçi yaklaşımları, bekaret kontrolü vs.) Dolayısıyla kadının 'birey' olması sistem açısından açıkça ifade edilmese de bir tehdit olarak algılanmaktadır. Uzun yıllardan beri kadına yönelik şiddete ve ayrımcılığa karşı mücadele eden Mor Çatı kapalı bulunan sığınağını açmaya çalışmanın yanısıra, şimdi danışma merkezini de açık tutma mücadelesi içindedir. Bu nedenle, 'şiddetsiz bir dünya' özlemine katkıda bulunmak isteyen her kişi, kurum ve kuruluştan destek ve işbirliği beklemektedir.

Mor Çatı'ya ulaşmak için:
Adres: Katip Çelebi Mah. Anadolu Sok. No: 27 K: 3 D: 7 Beyoğlu-İstanbul
Tel: 0212 292 52 32 Faks: 0212 292 52 33
E-mail:
morcati@ttnet.net.tr

-------------Mor Çatı'dan Haberler----------
17 Milyon kadın için imza
17 milyon evli kadının emeğini değersiz sayan Medeni Kanun’un Yürürlüğüne İlişkin Yasa’nın 10.maddesinin değiştirilmesi için düzenlenen “Kadına Yönelik Ekonomik Şiddete Hayır Kampanyası” devam ediyor. Bugüne dek otuz binin üzerinde imza toplandı. Şehirlerin çeşitli noktalarında ve pazar yerlerinde açılan imza masalarında kadınlarla konuşuldu. Daha önceki tarihlerde boşanmış kadınlar, kadın arkadaşları için, henüz evlenmemiş gençler anneleri, teyzeleri için, erkekler durumun vehametinin farkına varıp yasa adına utandıkları için, emekli ikramiyesiyle borç harç ev alıp kendi üzerine geçirmeyi başarmış bu kanunla belki de hiç emeği geçmeyen kocasıyla bölüşmek durumunda kalan az sayıdaki kadınlar bile tüm kadınlar için, hepimiz için imza verdiler... Ev içi emeğimizin görmezden gelinmesine itirazımızı dile getiren kampanyamız sonuç alana dek devam edecek. 19 Temmuz 2003 Cumartesi günü Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde kadınlar, postanelere giderek topladıkları imzaların bir kısmını sembolik olarak TBMM’ne postaladılar. Ayrıntılı bilgi için Mor Çatı'yı arayabilirsiniz (0212.292 52 32)veya
morcati@ttnet.net.tr adresine bir mail atınız (erkeklerden de imza alıyoruz
smile.gif
Kampanyayla ilgili basın açıklaması metni ve dilekçe örneği için tıklayınız.

Küçükkuyulu Kadınlar da Emeklerinin Peşinde
Küçükkuyu Kadın Dayanışma Grubu, “Ekonomik Şiddete Hayır” kampanyası kapsamında topladığı dilekçelerin bir kısmını TBMM’ye yolladı. 19 Temmuz’da tüm Türkiye’deki kadınlarla birlikte topladıkları 500 dilekçeden sembolik olarak yalnızca 40’ını TBMM’ye gönderdi. Küçükkuyu’lu kadınlar dilekçelerini önümüzdeki günlerde kendi elleriyle Meclis’e götürecek ve emeklerinin peşini bırakmayacaklarını söylediler.

Yeni Atölye Yeni Yaşamlar
Sosyal güvencesi olmayan, ayrımcılığa, şiddete ve haksızlığa maruz kalan kadınlar, verdikleri mücadele ile kendi yaşam alanlarını kurdular. SHÇEK’e bağlı eğitim merkezlerinden sonra, Kadının İnsan Hakları Projesi kapsamında da eğitim alan kadınlar, Okmeydanı Toplum Merkezi’ndeki çalışmalarının ardından şimdi de kendi atölyelerini, aslında yaşamlarını kurdular. Fotoğraf albümü, defter, abajur gibi ürünleri bir kooperatif aracılığıyla pazara sunabilme çabasındalar. Herkesi haksızlığa ve şiddete karşı yürütülen bu ve benzeri mücadelelerle dayanışmaya çağırıyoruz.
 
Geri
Üst