Pelinsu'nun köşesi

BU AKSAM YINE SENSIZLIK DUSTU ICIME,BU AKSAM GOZLERIN DOGDU YUREGIME,CEKILMEZ OLDU HASRETIN BEDENIME,AGLADIM ANILARA SESSIZCE BU AKSAM OLMEK ISTEDIM YINE HABERSIZCE...

SEN HASRETIMSIN,KADERIMSIN,YASAYAMADIGIM GUNLERIM SEVGISINE DOYAMADIGIM AKSAM GOZLU YARIMSIN. SENI COK SEVIYORUM ASKERIM!!!

BENDEN COK UZAKTA OLSANDA SANA SARILIP DOKUNAMASAMDA SANA SESIMI DUYURAMASAMDA KALBIMIZIN BIR OLDUGUNU VE SENINDE BENI BEN KADAR OZLEDIGINI BILIYORUM.

YORGUNUM OZLEMEKTEN HAYALINI AGLARIM GOZLERIMDE YASLAR SELI BIR SENI UNUTMADIM YILLARDIR BIRDE BEN AGLARKEN GITTIGINI DAYANAMAM INAN DAYANAMAM BUNA UNUTAMAM BIR AN DOKUNAMAM SANA HARCANIRIM UGRUNA ALDIRMADAN ZAMANA DIYEMEM DILIM VARMAZ DIYEMEM ELVEDA...

AKSAMIN MATEM RENGINE BURUNDUGU SAATTE GOKYUZUNDEKI KANDILLER TEK,TEK YANMAYA BASLADIGINDA ICIMDE SESSIZ BIR CIGLIK...OZLEMEYI OZLEDIM.OZLEMEYE DEGER NE KALDIYSA...

SENINLE DOLU RUYALARDAN UYANDIM. GECENIN ILK TATLI UYKUSUNDAN. RUZGARLARIN ALCAKTAN ESTIGI, YILDIZLARIN PARLADIGI SAATLERDE...

HAVANIN SERINLIGI TENINI URPERTMESIN,BEDENIM YANINDA OLMASA BILE,RUHUM HEP SENIN YANINDA...

BEN SENIN KULUN MUYUM BENI SEN MI YARATTIN KESKE SENI GORMESEYDIM SENINLE YASANMIYOR SENSIZKEN DE OLMUYOR KESKE SENI SEVMESEYDIM...

DENIZLERDE YAKOMOZ SENIN GULEN GOZLERIN.MEHTAP,DENIZ,DALGALAR BIRDE SIRIN GOZLERIN.FIRTINALAR KOPSADA BENIM DELI GONLUMDE INAN KI NE YAPSAM YINE SENI OZLERIM...
---------------------------------www.esoz.net---------------------------------------------
BILEMEZSIN SEVGILIM SENI NE COKOZLERIM.GELECEKSIN DIYEREK YOLLARINI GOZLEDIM.SENI ILK GORDUGUM GUN GONLUMILE SOZLEDIM.NICE GUNLER UYKUSUZ BEKLEDIM GECELERI...
 
Çiçeklerle hoş geçin, balı incitme gönül.

Bir küçük meyve için, dalı incitme gönül..

Başın olsada yüksek, gözün enginde gerek,

Kibirle yürüyerek, yolu incitme gönül...



Mevla verince azma, geri alınca kızma,

Tüten ocağı bozma, külü incitme gönül..

Dokunur gayretine, karışma hikmetine .

Sahibi hürmetine, kulu incitme gönül..




Sevmekten geri kalma, yapan ol, yıkan olma .

Sevene diken olma, gülü incitme gönül..

Konuşmak bize mahsus, olsada bir güzel söz,

Ya hayır de, ya da sus, dili incitme gönül ...

alıntı..
 

Sanma ki derdim güneşten ötürü;
Ne çıkar bahar geldiyse?
Bademler çiçek açtıysa?
Ucunda ölüm yok ya.
Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten
Güneşle gelecek ölümden
Ben ki her nisan bir yaş daha genç,
Her bahar biraz daha aşığım;
Korkar mıyım?
Ah, dostum, derdim başka...

ORHAN VELİ KANIK
 
Sen kum nedir bilmezsin

Deniz Görmedin ki.

Yum gözlerini, zamanı düşün,

Deniz bir gözünde

Kum bir gözündedir.



Sen taş nedir bilmezsin

Dağa çıkmadın ki

Yürü ufuklara doğru,

Dağ bir ayağında

Taş bir ayağındadır



Sen kül nedir bilmezsin

Ateş yakmadın ki,

Uzat ellerini gökyüzüne,

Ateş bir elinde

Kül bir elindedir



Sen kan nedir bilmezsin

Ölmedin, öldürmedin ki,

Yat toprağa boylu boyunca

Ölüm bir yanında

Kan bir yanındadır



SEN AŞK NEDİR BİLMEZSİN

BENİ SEVMEDİN Kİ

AĞLA, AĞLAYABİLDİĞİN KADAR

BÜTÜN GÜZELLİKLER SENDE

AŞK BENDEDİR







ümit yaşar oğuzcan
 
Sol Yanım Acıyor Anne


Merhaba anne, yine ben geldim
Merak etme okuldan çıktım da geldim.
Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama,
Ali “okula gitmezsem annem çok kızar merak eder”
demişti de onun için söylüyorum.
Geçen hafta öğretmen sağ elimde sarımsak,
sol elimde soğan dedirte dedirte
Öğretti sağımı solumu.
Ben biliyorum artık anne, sağım neresi solum neresi,
Ağrıyan yanımın neresi olduğunu şimdi iyi biliyorum anne…
Hani geçen geldiğimde, şuram acıyor, şuram işte demiştim de,
Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne,
Bak şimdi söylüyorum.
Şuram işte sol yanım çok acıyor anne,
Hem de her gün acıyor anne, her gün…
Dün sabah annesi Ayşe’nin saçlarını örmüştü.
Elinden tutup okula getirdi.
Yakası da danteldi. Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi…
Bende ağladım… Ağladım işte utanmadım.
Öğretmen ne oldu dedi. Düştüm dizim çok acıyor dedim.
Yalan söyledim anne,
Dizim acımıyordu ama, sol yanım çok acıyordu anne!
Bu gün bende saçım örülsün istedim.
Babam ördü ama onunki gibi olmadı.
Dantel yaka istedim, babam ben bilmem ki kızım dedi
Bari okula sen götür dedim.
Kızım iş dedi. Bende bana ne dedim ağladım.
Kızım ekmek dedi babam.
Sustum ama , okula giderken yine ağladım anne.
Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne…
Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi.
Zeynep “annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş” dedi.
Babam hepsini birlikte yıkıyor,
babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?
Of babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.
Üzülmesin diye söylemiyorum ama,
Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.
E biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne.
Hava kararıyor, ben gideyim anne,
Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi?
Duyarsa kızmaz ama, çok üzülür biliyorum.
Kim bozuyor toprağını, çiçeklerini kim koparıyor!
izin verme anne, ne olur toprağına el sürdürme!
Eve gidince aklıma geliyor, bide bunun için ağlıyorum anne.
Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım.
Biliyor musun anne, her gelişimde aldığım topraklarını,
Şu kavanozda biriktirdim,
üzerine de resmini yapıştırıp baş ucuma koydum.
Her sabah onu öpüyor, kokluyorum.
Kimseye söyleme ama anne, bazen de konuşuyorum onunla.
Ne yapayım seni çok özlüyorum anne.
Ha unutmadan! Öğretmen yarın
anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi.
Ben babama yazdıracağım,
öğretmen anlarsa çok kızar ama, bana ne,
Kızarsa kızsın. Ben seni hiç görmedim ki, neyi nasıl anlatacağım anne,
Senin adın geçince, sol yanım acıyor anne, Hiçbir şey yutamıyorum.
Bazen de dayanamayıp ağlıyorum. Kağıda da böyle yazamam ya anne.
Ben gidiyorum anne, Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp,
Mutlaka gel anne. Sen rüyama gelmeyince,
sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne
Sol yanım açıyor anne. İşte tam şurası,
Sol yanım… Çok acıyor anne.
Seni çok özledim, çok...anne...



Bedirhan GÖKÇE
 
Senin ağacın "hangi" mevsimde ?!
Siz hayatın hangi penceresinden bakıp, hangi mevsimin ağacını görebiliyor sunuz?







Bir zamanlar 4 Oğlu olan bir adam varmış. Çocuklarının çok erken karar vermemeleri ve önyargılı olmamaları için onları bu konuda eğitmek istemiş. Böylece her birini uzak bir yerde duran Ağacın yanına gidip ona bakmalarını istemiş....
İlk oğlan Kışın gitmiş, İkincisi İlkbahar, üçüncüsü yazın ve sonuncusu sonbaharda.Geri döndüklerinde hepsini bir araya çağırmış ve ne görüklerini sormuş.
İlk Oğlan Ağacın çok çirkin, yaşlı ve kupkuru olduğunu söylemiş...

İkinci oğlan Hayır yeşillikle doluydu ve canlıydı demiş...

Üçüncü oğlan ise başka fikirdeymiş. Çiçekleri vardı ve kokusuyla görüntüsüyle o kadar muhteşemdi ki daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim demiş...

Sonuncu Oğlan hepsinin haksız olduğunu ve ağacın sararmış ve yapraklarının dökülmeye yüz tutmuş olduğunu belirtmiş...

Yaşlı Adam oğullarına hepsinin de haklı olduğunu söylemiş. Çünkü hepsi farklı mevsimlerde ağacı görmeye gitmiş. Onlara bir Ağacı veya bir İnsanı kısa bir süre veya bir mevsim tanıdıktan sonra yargılayamayacaklarını, anlatmaya çalışıyormuş.Ya da neye sahip olup olmadıklarını... Yaşlı adamın oğullarına verdiği nasihat ise şöyle olmuş;

Gerçekleri, ancak 4 mevsimi gördükten sonra görürsünüz .
Eğer kışın vazgeçersen, İlkbaharın nimetinden olursun, Yazın Güzelliğinden ve Sonbaharın bütünlüğünden de...
Bir mevsimin acısının, diğer güzel mevsimleri parçalamasına izin vermeyin.
Hayatınızı bir mevsim yüzünden yargılamayın..!