Pelinsu'nun köşesi

Bir kadını tanımak... Bütün gel-gitleri, kaprisleri, küçük şımarıklıkları, korkuları, şaşkınlıkları, hercailikleri, hayal

kırıklıkları, aşkları, terk edilişleri, başarıları, başarısızlıkları,kurnazlıkları, saflıkları, çocuk ağızları, şirinlikleri, küçük yalanları,büyük itirafları, kocaman yürekleri ile kendi olmaya çalışan kadınları tanımak... Bir kadını sevmekle başlar her şey ama, bir kadını tanımakla varılır hayatın sırrına. Bir kadını tanımaya soyunmak zor ama keyifli bir yolculuğa çıkmaktır. Dört mevsimi bir yürekte buluşturur, bu yüzden de sürekli şaşırtırlar. Sürprizlerin ardı arkası kesilmez. Zordur anlamak onları. Benzemek gerekir anlayabilmek için belki de! Kendi zekasını
hatırlatanları sever, sevgisini göstermekten ürkmeyenleri, sürprizlere hazırlıklı olanları bir de. Muson yağmurları gibi yağarken, Sahra'da çöl fırtınası koparıp ardından güneş olup ısıtabilirler. Dedim ya bir dünyadır kadınlar, yürekleriyle konuşan, gözleriyle gülen... Bir kadını sevmekle başlar her şey ama, bir kadını tanımakla anlaşılır, hayatın sırrına ancak aşkla varılacağına. Sevgi arsızıdır kadın. Verdiğinden daha fazlasını isteme bencilliğini gösterecek kadar sevgi arsızı... Bu yanını doyurunca şımaracağından korkanlar, birlikte çoğalacaklarını
bilmeyenlerdir. Bir kadını sevmekle baslar her şey ama, bir kadını tanımakla kanat çırpılır özgürlüğün bütün maviliklerine. Kendine inananlara, aşka inananlara koşar. Hem yaman bir aşk avcısı, hem de engebeli yollarda koşmaktan bitap aşk yorgunudur kadın. Bir kadını sevmekle başlar her şey ama bir kadını tanımakla çıkılır keyifli serüvenlere. Hayatla dalga geçmesini bilir kadın, tıpkı kendiyle dalga geçmesini bildiği gibi. Ağız dolusu gülüşlere teslim olur. Bir kadını sevmekle başlar her şey ama bir kadını tanımakla tanık olunur tutkuların
gücüne. Göze alandır kadın. Çekip gitmeyi, sahip olduklarından vazgeçmeyi, karşılık beklememeyi... Mücadele eder, kızar, bağırır ama hep sever. Dedim ya bir dünyadır kadınlar, yürekleriyle konuşan, gözleriyle
gülen... Yüreğini sevgiye açan ve sevmekten korkmayan bütün kadınlar gibi... Şimdi bir düşünün, kaç kadını değil bir kadını tanıyabildiniz mi bugüne değin??? Tanrı, kadınlara geçmişi ve geleceği, erkeklere ise yaşadığı günü armağan etti, kadınlar geniş bir zamana yayıldıkları için huzursuz, erkekler daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız olurlar.









Her gün kim bilir kaç kadın görüyorum… Sokakta, vapurda, okulda, kuaförde, orda, burda…



Ama olmuyor hanımlar, olmuyor! Kadınlar kadınlığı unutalı daha kaç on yıl oldu ki?
Solaryuma girmeye, çıplak gezmeye, kariyer hırsıyla yüzlerini buruşturmaya başlayalı kaç on yıl oldu?
 
Bugün en çok seni özledim Ay yüzlüm...
Önce rüyamda gördüm seni
Kalktığımda sen vardın aklımda
Yanımdaydın
Sanki seninle geçirecektim tüm günü
Bu sefer mutluluk verdi özlemin bana
Bütün gün sana yoğunlaştım...

Öğleye dogru acıtmaya başladı özlemin
Gülüşün aklıma gelmeye başladı....
Sonra camın önüne gittim bi sigara ya...ktım.....
Giderek beynimi kemirmeye başladı duygularımın karmaşıklığı
ve çaresizliğim midemi bulandırıyordu
Beklemiyordum artık aramanı
Özlüyordum işte.....
Yanımda uyumanı,doya doya gözlerini seyretmeyi istiyordum ama yoktun işte

Bugün her şeyi seninle yapmak istedim.
Bide olacakmış gibi bir sürü hayal kurdum
Onlarda mutlu eder gibi oluyor ama gerçekle yüzleşince geçiyor
işte...
Sonrada içimdeki yorgunluk ve küskünlük...

Şımarıklıktan nefret eden ben bugün seni şımartmak istedim..
Kendim için yaşayan ben bugün senin için yaşamak istedim

Bugün en çok seni özledim ben
Bütün alışkanlıklarını,ne biliyim yürüyüşünü falan göresim geldi...
Bir dokunuşunu,bir bakışını,sesini duymayı...

Seninle olmayı en çok bugün özledim ben...



bunu okuyunca aklıma ilk sen ve angel geldi ikinizede yolladım umarım beyenirsin
 


sağol jujum bu şiir tam bana göreymiş...
Harikasın
 
April 23 INTERNATIONAL CHILDREN'S DAY

This national day (23 April National Sovereignty and Children's Day) in Turkey is a unique event. The founder of the Turkish Republic, Mustafa Kemal Atatürk, dedicated April 23 to the children of the country to emphasize that they are the future of the new nation.
Every year, the children in Turkey celebrate this "Sovereignty and Children's Day" as a national holiday. Schools participate in week-long ceremonies marked by performances in all fields in large stadiums watched by the entire nation. Among the activities on this day, the children send their representatives to replace state officials and high ranking bureaucrats in their offices.
Over the last two decades, the Turkish officials have been working hard to internationalize this important day. Their efforts resulted in large number of world states' sending groups of children to Turkey to participate in the above stated festivities. During their stay in Turkey, the foreign children are housed in Turkish homes and find an important opportunity to interact with the Turkish kids and learn about each other's countries and cultures. The foreign children groups also participate in the special session of the Grand National Assembly. This results in a truly international Assembly where children pledge their commitment to international peace and brotherhood.