M
Misafir
Forum Okuru
Sandıktan yayılan eski zaman kokusu
Sandıktan yayılan eski zaman kokusu
Bir başka kokusu vardır sandıktan çıkarılmış el emeği göz nuru örtülerin, havluların, mendillerin, oyaların. Bohçalara sarılıp sarmalanmış nakış nakış işlenen umutların. Bir başka anısı vardır sandıklara kaldırılmış eski siyah beyaz fotoğrafların. Sandık açıldıkça açılan sayfa sayfa hatıraların.
Tarihteki en eski mobilyalardan biri olan sandıklar, göçebe toplumlardan, Mısır, Roma, Yunan ve Osmanlı Devletine kadar pek çok kültürde farklı işlevlerde kullanılmıştır. Özellikle göçebe toplumlarda bir yerden başka bir yere göçerken sandıklar hem dolap hem de yüklük olarak kullanılırdı.
İçine değerli kumaş, mücevher, silah gibi eşyalar yerleştirildi. Önceleri demirden yapılan sandıklar, zamanla görsel açıdan da zenginleştirilerek yerini çeşitli ağaçlardan yapılmış işlemeli, oymalı, kakmalı bir süs eşyasına dönüştürüldü.
Anadolu da ise, özellikle düğünlerde çeyiz sandığı olarak ön plana çıktı. Kullanıldıkları yere göre sandıklardan, giyecek ve eşya sandıkları; marangozluk ve yapı malzemelerinin konduğu “avadanlık sandıkları;” ibadet yerlerinde kutsal eşyaların konduğu özel sandıklar; mutfak ve kilerlerde bulunan yiyecek sandıkları olarak da yararlanıldı.
Göçebe toplumdan modern evlere
Eski çağlardan miras kalan sandıklar, modern formlara bürünerek günümüz ev dekorasyonunun önemli bir tamamlayıcısı olarak kullanılıyor. Özellikle içinde sahiplerinin anılarını, sırlarını saklayan antika sandıklar, evlere o güzel eski zaman kokusunu yayıyor.
Ceviz, kayın, servi, çam gibi ağaçlardan yapılanların yanı sıra; deri, fildişi, altın, gümüş, sedef gibi değerli taşlar ve işlemeli egzotik ağaçlar kullanılarak dekoratif hale getirilmiş sandıklar özellikle hollerde, oturma odalarında ve yatak odalarında tercih ediliyor.
Oturma odalarında, gösterişli sandıklar orta sehpa olarak kullanılarak modernliğin ve gelenekselliğin evlerde bütünleşmesini sağlıyor. Yatak odalarında ise, bazılarının dört köşesinde bir ayak bulunan, bazısı ise yere doğrudan oturan sandıklar özellikle yatak ucunda küçük çekmeceler ile işlevselleştirilerek kullanılıyor.
Tarihteki en eski mobilyalardan biri olan sandıklar, göçebe toplumlardan, Mısır, Roma, Yunan ve Osmanlı Devletine kadar pek çok kültürde farklı işlevlerde kullanılmıştır. Özellikle göçebe toplumlarda bir yerden başka bir yere göçerken sandıklar hem dolap hem de yüklük olarak kullanılırdı.
İçine değerli kumaş, mücevher, silah gibi eşyalar yerleştirildi. Önceleri demirden yapılan sandıklar, zamanla görsel açıdan da zenginleştirilerek yerini çeşitli ağaçlardan yapılmış işlemeli, oymalı, kakmalı bir süs eşyasına dönüştürüldü.
Anadolu da ise, özellikle düğünlerde çeyiz sandığı olarak ön plana çıktı. Kullanıldıkları yere göre sandıklardan, giyecek ve eşya sandıkları; marangozluk ve yapı malzemelerinin konduğu “avadanlık sandıkları;” ibadet yerlerinde kutsal eşyaların konduğu özel sandıklar; mutfak ve kilerlerde bulunan yiyecek sandıkları olarak da yararlanıldı.
Eski çağlardan miras kalan sandıklar, modern formlara bürünerek günümüz ev dekorasyonunun önemli bir tamamlayıcısı olarak kullanılıyor. Özellikle içinde sahiplerinin anılarını, sırlarını saklayan antika sandıklar, evlere o güzel eski zaman kokusunu yayıyor.
Ceviz, kayın, servi, çam gibi ağaçlardan yapılanların yanı sıra; deri, fildişi, altın, gümüş, sedef gibi değerli taşlar ve işlemeli egzotik ağaçlar kullanılarak dekoratif hale getirilmiş sandıklar özellikle hollerde, oturma odalarında ve yatak odalarında tercih ediliyor.
Oturma odalarında, gösterişli sandıklar orta sehpa olarak kullanılarak modernliğin ve gelenekselliğin evlerde bütünleşmesini sağlıyor. Yatak odalarında ise, bazılarının dört köşesinde bir ayak bulunan, bazısı ise yere doğrudan oturan sandıklar özellikle yatak ucunda küçük çekmeceler ile işlevselleştirilerek kullanılıyor.
