Sarayda Haremden bugüne kadar gelme güzellik reçeteleri varmı?

  • Konbuyu başlatan Kayıtsız Üye
  • Başlangıç tarihi
K

Kayıtsız Üye

Forum Okuru
Sarayda Haremden bugüne kadar gelme güzellik reçeteleri varmı?
Saray zamanında Haremden günümüze ulaşan güzellik reçeteleri hakkında bilgi almak istiyorum. O zamanın kadınları neler yaparmış güzellik için?
 
Osmanlı saraylarında Valide Sultan'dan hasekilere, gözdelerden cariyelere bütün kadınlardan beklenen 'Temizlik, zarafet ve hüner'di. Tıp tarihi uzmanı Prof. Dr. Ayten Altıntaş, rekabet nedeniyle sarayda kadınların güzellik sırlarını kimselerle paylaşmadığını vurguluyor: "Kim o konuda ne biliyorsa onu uygular ve daha güzel olmaya çalışırdı."
Dr. Altıntaş, "Gülsuyu çok önemli bir güzellik malzemesiydi. Nemlendirici, tonik ve kırışık giderici olarak kullanılıyordu. Doğal ürünler kullanan saray kadınlarının güzelliği dillere destandı" diyor.
Yüz için karbonat: Yüzü beyaz ve gergin göstermek için bir çeşit kurşun karbonat kullanılıyordu. Bu karbonat yüze sürülüp biraz bekletiliyor ve ardından gülsuyu ile temizleniyordu.
Ağız kokusuna karşı: O dönemde de hiç istenmeyen bir şeydi ve ağız yemeklerden sonra gülsuyu, sirkeli su ile çalkalanırdı.
Sarışın cariyeye süt, esmere gül yağı

Cilde menekşe yağı: Siyah tenli cariyeler ciltlerinin parlamaları için zeytinyağı, gül, menekşe yağı kullanırlardı. Beyaz tenli cariyeler ise kavun çekirdeği, bakla ve sütü tercih ediyorlardı. Bakım için acı badem yağı, dişleri beyazlatmak için şeker, tuz, ve çöven suyu kullanıyorlardı.
Vazgeçilmez obje sürme: Sürme her zaman kullanılan bir güzellik malzemesi idi. Sarayda revaçta olan ise Isfahan sürmesiydi. Bu sürme gözleri, kirpikleri koruyup, göz keskinliğini sağlıyordu. Sadece gözleri iri göstermek için değil, hastalıklardan korumak için de tercih ediliyordu.
Dökülmeye karşı

Osmanlı tıbbında hastalıkların vücutta biriken kirli kandan kaynaklandığına inanılırdı. Saç dökülmesinde de bir miktar kirli kanı alarak vücudun temiz kan yapmasını yapıyorlardı. Ardından mersin yağı veya sakız yağı sürülüyordu. Bu karışımın mazı da eklenince dökülmeyi önlediğine inanılıyor.
Esansları misk, amber, gül

Saray güzelliğinin vazgeçilmez parçası güzel kokmaktı. Misk, amber ve gül kokuları en çok sevilen kokulardı. Kokulu yağları ve suları özellikle gülsuyunu çok kullanıyorlardı. Kıyafetlerini ise güzel kokulu tütsülerle güzel kokulu hale getiriyorlardı. Bunun için özellikle reyhan ve elma kokusu tercih ediliyordu.
Pınar Tarcan
Gazete Vatan
 
Geri
Üst