şefaat

gülgüzeli

Yeni Üye
Üye
şefaat
ŞEFAAT

Özür dilemenin ve kurtuluş fidyelerinin bir değer taşımadığı, dillerin tutulup konuşamayacağı kıyamet gününde ancak kendilerine, insanlar için şefaat etme izni verilenler konuşabilir. Peygamberler, melekler, Allah’ın sevgili kulları şefaatte bulunacaklardır. Şu ayette buna işaret edilmektedir:
:لا يملكون الشفاعةالامن اتخذ عند الله عهدا
“Rahman’ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır.” (Meryem, 19/ 87)
İnsanlar Adem, Nuh, İbrahim, Musa ve İsa peygamberlere, kendilerine şefaat etmeleri için giderler, onlar bu konuda özür beyan edince bu defa Hz. Muhammed’e gelirler.
Hz. Peygamberin iki yerde şefaati olacaktır. Birincisi, mahşerde toplanan insanların hesaplarının bir an evvel görülmesi ve o dehşet halinin bitmesi için edeceği şefaat. Buna “şefaat-i uzmâ” (büyük şefaat) denir. Bir de Peygamberimiz (s.a.v.)ın kendi ümmetine özel şefaati olacaktır.Bu şefaat sayesinde sorguya çekilmeden cennete gerenler olacaktır. Bir kısmının derecesi yükselecek, bir kısmının da günahları affolacak ve cennete girecektir. Resülullah, شفاعتى لاهل الكبائر من امتىBenim şefaatim, ümmetimden büyük günah sahipleri içindir[1] buyurmuştur. Küçük günahları, nafile ibadetlerin affettireceğini yine Peygamberimiz haber vermiştir.

[1] Ebû Davûd, Sünnet, 23. V, 106..
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Geri
Üst