sinsi hastalık ‘sarkoidoz’ uyarısı

M

Misafir

Forum Okuru
sinsi hastalık ‘sarkoidoz’ uyarısı
sarkoidoz bitkisel tedavi sarkoidoz tedavisi hastalığının bitkisel tedavisi belirtileri tedavileri
Sinsi hastalık ‘sarkoidoz’ uyarısı
Başlıca belirtileri kuru öksürük ve eforla ortaya çıkan ilerleyici nefes darlığı olan sarkoidoz korkulacak bir hastalık olmamakla birlikte, herhangi bir tedavi ile tamamen geçmesi de mümkün değil.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, kadınlarda daha çok görülen, tüberküloz ve lenfoma ile de karıştırılan “sarkoidoz” hastalığının, son yıllarda Türkiye’de giderek daha sık saptandığını bildirdi.

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, ilk kez 1869 yılında İngiliz doktor Hutchinson tarafından tanımlanan ve tıbbın en ilginç hastalıklarından biri olan “sarkoidoz”un bağışıklık sisteminin tüberküloz mikrobuna ya da diğer bakteri ve virüslere karşıfarklı bir reaksiyon göstermesiyle ortaya çıkabileceğinin düşünüldüğünü söyledi.

“Sarkoidoz, son yıllarda ülkemizde giderek daha sık saptanan bir hastalık olmaya başlamıştır. 136 yıldır tanınmasına rağmen kesin nedeni ve tedavisi yoktur” diyen Prof. Dr. Küçükusta, hastalığın sigara içmeyenlerde ve kadınlarda daha sık görüldüğünü vurguladı.

Başta akciğerler olmak üzere herhangi bir organı da tutabilen “sarkoidoz”un daha ziyade ilkbahar mevsiminde belirti verdiğini ifade eden Prof. Dr. Küçükusta, şunları kaydetti:
“En çok karıştırılan hastalıklar, tüberküloz, kanser ve lenfomalardır. Sarkoidoz bazı hastalarda kendiliğinden gerilerken, bazılarında ise ilerleyerek solunum yetersizliği ve ölümlere de neden olabilmektedir. Kadınlarda erkeklere göre daha sıktır ve en çok 20-40 yaş arasında rastlanır. Hastaların yüzde 70’i 40 yaşın altındaki kişilerdir. Küçük çocuklarda da çok nadiren saptanabilir. Sarkoidozun kesin nedeni hala bilinmemektedir. Hastalığın, bağışıklık sisteminin tüberküloz mikrobuna ya da diğer bakteri ve virüslere karşı farklı bir reaksiyon göstermesiyle ortaya çıkabileceğidüşünülmektedir. Berilyum madeni ile çalışan uçak ve silah endüstrisi işçilerinde sarkoidoza çok benzeyen bir hastalık tablosu görülmektedir. Sarkoidoz, bulaşıcı bir hastalık değildir. Genetik geçişinin nasıl olduğu bilinmemekle beraber bazı ailelerde daha sık görülmektedir.”

SİNSİ HASTALIK
“Sarkoidoz”a, dünyadaki her ülkede görülmekle birlikte en çok İskandinav ülkelerinde rastlandığını anlatan Prof. Dr. Küçükusta, BatıAvrupa’da doğuya göre daha sık görüldüğünü, İsveçlilerdeki görülme sıklığı 100 binde 65 iken, Polonya’da 100 binde 3 olduğunu, Amerika’dada siyahlarda beyazlara göre 8 misli fazla saptandığını, hastalığın Türkiye’deki görülme sıklığı konusunda kesin bir bilgi ise bulunmadığını dile getirdi.

Prof. Dr. Küçükusta, şöyle devam etti:
“Hastalık, ani olarak başlayabildiği gibi sinsi bir seyir de gösterebilir. Hatta hiçbir şikayeti olmayan bir kişide, tesadüfen çekilen bir akciğer röntgeni ile tanınması hiç de ender olmayan bir durumdur. Sarkoidozun çok ilginç bir özelliği de, hastalık belirtilerinin çoğu kişide nisan-mayıs-haziran döneminde ortaya çıkmasıdır. Sarkoidoz vücutta herhangi bir organı tutabilirse de, en çok hastalanan organ akciğerlerdir. Akciğer dokusunda iltihaplanma ve lenfbezlerinde büyüme saptanır. Başlıca belirtiler kuru öksürük ve eforla ortaya çıkan ilerleyici nefes darlığıdır. Sarkoidoza özgü tipik deri bulgusu, burun, yanaklar ve dudaklar etrafında görülen morumsu lekelerdir. Bazı hastalarda bacakların ön yüzünde kırmızı, parlak, ağrılı şişlikler oluşur. Bu hastalarda ateş yükselmesi ve eklem ağrıları da bulunur. Lenf bezlerinde büyüme sık rastlanan bir bulgudur, dalak büyümesi de görülebilir. Bunlar, ilk planda lenfoma, kanser, tüberküloz gibi hastalıkları düşündürür. Sarkoidoz, görme bulanıklığı, gözlerde yaşarma ve ışığa karşı hassasiyete de neden olur. Bu daha çok genç kadınlarda rastlanan bir özelliktir ve hastalığın ilk belirtisi de olabilir. Sarkoidozda, nadir olarak sinir sistemi, kalp, eklem ve kemikler ile böbreklerle ilgili belirtiler de görülebilir.”

“KESİN TANI İÇİN BİYOPSİ GEREKİR”
Hastalığın tanısında akciğer röntgeni ve tomografisinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kesin tanı için bronkoskopi veya lenf bezi biyopsisi gerekir. Bazı hastalarda akciğerlerden ya da diğer organlardan biyopsi yapılabilir. Kanda kalsiyum ve ACE enzimi yüksekliği ya da idrarla atılan kalsiyumun çok artmış olması da sarkoidoza özgü bulgulardır. Sarkoidoz korkulacak bir hastalık olmamakla birlikte, herhangi bir tedavi ile tamamen geçmesi de mümkün değildir. Tüm sarkoidozlu hastaların, belirli aralıklarla kontrol edilmeleri gerekir.”
 
Geri
Üst