Delice bir aşk bu biliyorum, kendimde degilim seni severken, kendim olamiyorum Bu kadar sevilemez, bu kadar ozlenemez bir insan diyorum; imkansiz diyorum boylesine bir aski bu kadar kucuk bir yurege sigdirmak Ama seni sevdikce buyuyorum ben de bu askla birlikte, seni sevdikce devlesiyorum, seni sevdikce hicbir seyin imkansiz olmadigini goruyorum....
Bu kadar sevilebilir mi bir insan
Bu kadar ozlenebilir mi
Insan kendini ne kadar asabilir
Ve ne kadar yasayabilir bir insanı
Ancak bu kadar
Benim sevdigim, benim ozledigim, benim istedigim, benim yasadigim kadar..
Her gordugunde yeniden, en bastan sevmeye baslamak ve hic eskimemesi sevginin, hic alisilamamasi, her gordugunde yine, yine, yine heyecanini yasamak o ilk gorusun, ilk bakisin, ilk dokunusun Yuzunun kizarmasi, yureginin yanmasi, ellerinin titremesi her bakista...
Isminin gecmedigi hicbir konuyu can kulagiyla dinleyememek ve asla mutlu olamamak o yaninda yokken, gordugun herkesi ona benzetmek, konustugun herkese onu anlatmak, her aninda onu yasamak...
Yanindayken bile ozlemek, uyurken bile ozlemek, dokunurken bile ozlemek imkansız mı? beni tanımıyorsun belli ki?
Hiçbir kadın hiçbir erkeği ..ve hiçbir erkek hiçbir kadını Bu biçim.. Bu biçim sevmedi..
Yüreğimdekileri anlatacak sözcükleri bulamıyorum. Başka bir dil lazım,başka bir anlatım şekli,beklide kalp okumayı öğrenmek!
Bu yürek sana akmak istiyor ırmak gibi,önünde durulmuyor. Kendi kalbime yabancı gibiyim. Söz geçiremiyorum. Kafasına eseni yapıyor. Onun büyük sevdası karşısında hayranlık duymamak mümkün değil.
Seni sevmeye yemin etmiş bir kere sözünden dönmüyor. Öyle bir inatla sevmişki seni banamısın demiyor.
Aşk dediğin bir çeşit delilik! Akıllı insan işi mi;geceler boyu tavana bakıp bir yüreği düşünmek? Akıllı insan işi mi;belki bir ömrü bu duaya amin diyerek geçirmek?
Ben kalbimi anlayamıyorum. Ne buldu sende neyini sevdi bilemiyorum. Aslında biliyorum da dedim ya kelimeler yetmiyor,anlatamıyorum! Yürekten sevdiğin insanlarla aranda bir telepati oluştuğunu biliyormusun?
Tam seni düşünüyorum mesela telefon çalıyor. Bir bakıyorum arayan sensin. İçim sıkılıyor sabah saati nedensiz seni arıyorum. Bakıyorum sesin bozuk keyifsizsin. Anlıyorum ki benim de sıkıntımn nedeni sensin.
Uzun konuştum yüreğimle! Sana dönmüş yüzünü kıbleye dönmüş gibi.
O duygusal bağın adı ne bilemiyorum. İster telepati de,ister sezgi! Oysa şimdi şu karşı koltukta oturuyor olmalıydın! Olmalıydın çünkü seni çok özledim.
Canım yalnızca sevmek istiyor seni… Tarifsiz bir hisle sevmek istiyorum seni. Tatlı ekşi yada tuzlu değil bilemediğim bir tatla bir duyguyla. Öyle bir meyvenin tadını alır bir kitabın adını okur gibi değil;bir yaz günütenine vuran sıcaklığı gibi güneşin serin bir akşamın denizden esen rüzgarıyla iine işlediği yosun kokuları gibi anlatamadığın ama bırakmak istemediğin bir hisle…
Sadece varlığını hissetmek(bile)yeterli/mutlulukların en zirvesine çıkabilmek için! Dokunması bambaşka ama… Hissederek seviyorum seni! Gözlerimle değil yüreğimle seviyorum seni… Ellerimle değil kalbimle dokunuyorum sana… Biliyorum vuslat yakınlarda… Ve yine biliyorum sabretmesini bilmeli insan… Sabrediyorum!! Çok değil… Uzatsam elimi belki dokunacak gibiyim sana.. Biraz sabır..Biraz zaman.. Seni seviyorum Gülüş`lerim.. (M)utluluğum.. (sun).. Seni öylesiye seviyorum hasretim…