Türk Savunma Sanayii
savunma sanayinde yenilikler savunma sanayi yenilikler
Türk savunma sanayi, dünyanın “en hızlı gelişen ve dış pazarlara açılan” savunma sanayileri arasında yer alıyor.
Savunma sanayi kaynaklarından derlediği bilgiye göre, Türk savunma sanayinin yıllık ihracatı, üç yıl içinde 1,5 milyar dolar düzeyine ulaşacak.
Aviation Weekly, Jane's Defence Weekly ve Defense News gibi yabancı savunma sanayi kaynaklarına göre, Türkiye, son yıllarda, savunma sanayi ihracat pazarını, Orta Doğudan, Afrika'ya Avrupa'dan da Uzak Doğu'ya doğru genişletiyor.
Savunma sanayinde, eskiden ağırlıklı olarak, Savunma Sanayii Müsteşarlığı portföyündeki kuruluşlar ihracat gerçekleştirirken, son yıllarda, savunma sanayindeki milli katılımın teşvik edilmesiyle de özel şirketler, yurt dışına özgün savunma sanayi ürünleri ihraç etmeye başladılar.
İHRACAT YAPAN KURULUŞLAR...
Türk savunma sanayinde, kara ve hava araçlarında 7, deniz araçlarında 4, roket-füze alanında 7, elektronik askeri yazılımda 15 ve bilişim alanında 7 şirket faaliyette bulunuyor.
ASELSAN, kaideye monteli stinger, 9600 frekans atlamalı telsiz, ROKETSAN 122 mm'lik Çok Namlulu Roketatar, YONCA-ONUK Ani Müdahale Botu, HAVELSAN Simülatör ve Elektronik Harp Test ve Eğitim Sahası, OTOKAR ise Cobra gibi belli başlı ihraç ürünleriyle tanınıyorlar.
TEMEL İHTİYAÇTAN, İHRACATA...
ABD'nin silah ambargosunun zorladığı koşullar sonucu Türk savunma sanayinin önemli temelleri atıldı. Bu durum, kendi kendine yeterli bir savunma sanayi alt yapısının kurulmasına yönelik politikaların temelini oluşturdu.
Başlarda kendi ihtiyacının bir kısmını üretmeyi amaçlayan Türk savunma sanayi, 1990'lı yıllardan itibaren de ihracatçı ülke konumuna ulaştı.
Bu anlayışa uygun olarak, 1974 sonrasında kurulan Kara, Deniz, Hava kuvvetleri güçlendirme vakıfları tarafından yürütülen çalışmalar ile bazı temel sahalarda ASELSAN, HAVELSAN, ASPİLSAN gibi devlet sermayesine dayalı yatırımlar gerçekleştirildi.
Savunma sanayisi alanında 1980'lere kadar elde edilen sınırlı birikimin korunması, geliştirilmesi konusunda karşılaşılan idari ve mali güçlüklerin ve uygulanmakta olan tedarik politikalarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) biriken ve giderek büyüyen savunma teçhizatı açığının kapatılmasının mümkün olmayacağı anlaşılınca, bugün Savunma Sanayii Müsteşarlığı olarak yeniden düzenlenmiş bulunan Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (SaGeB) kuruldu.
İzlenen politika çerçevesinde savunma sanayindeki yerli firma sayısı 200'ü geçmiş durumda ve bu firmaların yıllık cirosu da, 3-4 milyar dolar civarında bulunuyor. Savunma Sanayi Müsteşarlığı, bu sayının çok daha fazla artması için KOBİ'lerle çeşitli projeler yürütüyor.
Sektörün dev temsilcilerinden Makina Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK), 250 çeşit askeri ürünle TSK'nın silah ve mühimmat ihtiyacının büyük bölümünü (yüzde 84 oranında) yerli katkıyla karşıladığı gibi bugüne kadar 750 çeşit sivil ürün ile yurt ekonomisine katkı sağlıyor ve 40 ülkeye ihracat yapıyor.
ASELSAN ise tarihte bir çok savaşın kazanılıp, kaybedilmesine neden olabilecek önemdeki haberleşme sektöründe dev adımlar atarak, güvenilir askeri iletişimi sağlayacak telsiz ve radar ile gece görüş sistemleri geliştirdi.
Başta milli görev bilgisayarı ile füze güdüm mekanizmaları, gece görüş sistemleri gibi son teknolojik harp gereçleri de üreten ASELSAN, Türkiye'nin önde gelen savunma sanayi ihracatçısı firmaların başında yer alıyor.
Türk savunma sanayinin bir başka büyük kuruluşu TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ'nin (TAI), mevcut deneyimi; F-16 savaşan şahinler, CN-235 hafif nakliye/deniz karakol/gözetleme uçakları, SF-260D eğitim uçakları, Cougar AS-2 arama kurtarma (SAR), silahlı arama kurtarma (CSAR) ve genel maksat helikopterlerinin ortak üretiminin yanı sıra kendi tasarımı olan insansız hava aracı, hedef uçağı ve zirai ilaçlama uçağı gibi ürün geliştirme programlarını kapsıyor.
TAI, aynı zamanda “Türk insansız hava aracı programı”nın ana yüklenicisi konumunda bulunuyor.
TUSAŞ Motor Sanayi A.Ş. (TEI) ise F-16 uçaklarının motorlarını üreterek elde ettiği tecrübeyi, 17 değişik motor programına ait 363 değişik konfigürasyonlu uçak/helikopter motor ve gaz türbin parçası üretiyor ve ürettiği parçaların yüzde 90'ını ABD, Fransa, Avustralya, Romanya ve İsviçre'ye ihraç ediyor.
TAI, milli sanayi kuruluşu olarak Airbus Military S.L.'ye de ortak. Airbus (Fransa, Almanya, İspanya ve İngiltere), EADS (İspanya) ve FLABEL (Belçika) havacılık firmalarıyla birlikte geleceğin büyük nakliye uçağı A400M'in tasarım ve geliştirme faaliyetlerine katılıyor.
Türk savunma sanayi, dünyanın “en hızlı gelişen ve dış pazarlara açılan” savunma sanayileri arasında yer alıyor.
Savunma sanayi kaynaklarından derlediği bilgiye göre, Türk savunma sanayinin yıllık ihracatı, üç yıl içinde 1,5 milyar dolar düzeyine ulaşacak.
Aviation Weekly, Jane's Defence Weekly ve Defense News gibi yabancı savunma sanayi kaynaklarına göre, Türkiye, son yıllarda, savunma sanayi ihracat pazarını, Orta Doğudan, Afrika'ya Avrupa'dan da Uzak Doğu'ya doğru genişletiyor.
Savunma sanayinde, eskiden ağırlıklı olarak, Savunma Sanayii Müsteşarlığı portföyündeki kuruluşlar ihracat gerçekleştirirken, son yıllarda, savunma sanayindeki milli katılımın teşvik edilmesiyle de özel şirketler, yurt dışına özgün savunma sanayi ürünleri ihraç etmeye başladılar.
İHRACAT YAPAN KURULUŞLAR...
Türk savunma sanayinde, kara ve hava araçlarında 7, deniz araçlarında 4, roket-füze alanında 7, elektronik askeri yazılımda 15 ve bilişim alanında 7 şirket faaliyette bulunuyor.
ASELSAN, kaideye monteli stinger, 9600 frekans atlamalı telsiz, ROKETSAN 122 mm'lik Çok Namlulu Roketatar, YONCA-ONUK Ani Müdahale Botu, HAVELSAN Simülatör ve Elektronik Harp Test ve Eğitim Sahası, OTOKAR ise Cobra gibi belli başlı ihraç ürünleriyle tanınıyorlar.
TEMEL İHTİYAÇTAN, İHRACATA...
ABD'nin silah ambargosunun zorladığı koşullar sonucu Türk savunma sanayinin önemli temelleri atıldı. Bu durum, kendi kendine yeterli bir savunma sanayi alt yapısının kurulmasına yönelik politikaların temelini oluşturdu.
Başlarda kendi ihtiyacının bir kısmını üretmeyi amaçlayan Türk savunma sanayi, 1990'lı yıllardan itibaren de ihracatçı ülke konumuna ulaştı.
Bu anlayışa uygun olarak, 1974 sonrasında kurulan Kara, Deniz, Hava kuvvetleri güçlendirme vakıfları tarafından yürütülen çalışmalar ile bazı temel sahalarda ASELSAN, HAVELSAN, ASPİLSAN gibi devlet sermayesine dayalı yatırımlar gerçekleştirildi.
Savunma sanayisi alanında 1980'lere kadar elde edilen sınırlı birikimin korunması, geliştirilmesi konusunda karşılaşılan idari ve mali güçlüklerin ve uygulanmakta olan tedarik politikalarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) biriken ve giderek büyüyen savunma teçhizatı açığının kapatılmasının mümkün olmayacağı anlaşılınca, bugün Savunma Sanayii Müsteşarlığı olarak yeniden düzenlenmiş bulunan Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (SaGeB) kuruldu.
İzlenen politika çerçevesinde savunma sanayindeki yerli firma sayısı 200'ü geçmiş durumda ve bu firmaların yıllık cirosu da, 3-4 milyar dolar civarında bulunuyor. Savunma Sanayi Müsteşarlığı, bu sayının çok daha fazla artması için KOBİ'lerle çeşitli projeler yürütüyor.
Sektörün dev temsilcilerinden Makina Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK), 250 çeşit askeri ürünle TSK'nın silah ve mühimmat ihtiyacının büyük bölümünü (yüzde 84 oranında) yerli katkıyla karşıladığı gibi bugüne kadar 750 çeşit sivil ürün ile yurt ekonomisine katkı sağlıyor ve 40 ülkeye ihracat yapıyor.
ASELSAN ise tarihte bir çok savaşın kazanılıp, kaybedilmesine neden olabilecek önemdeki haberleşme sektöründe dev adımlar atarak, güvenilir askeri iletişimi sağlayacak telsiz ve radar ile gece görüş sistemleri geliştirdi.
Başta milli görev bilgisayarı ile füze güdüm mekanizmaları, gece görüş sistemleri gibi son teknolojik harp gereçleri de üreten ASELSAN, Türkiye'nin önde gelen savunma sanayi ihracatçısı firmaların başında yer alıyor.
Türk savunma sanayinin bir başka büyük kuruluşu TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ'nin (TAI), mevcut deneyimi; F-16 savaşan şahinler, CN-235 hafif nakliye/deniz karakol/gözetleme uçakları, SF-260D eğitim uçakları, Cougar AS-2 arama kurtarma (SAR), silahlı arama kurtarma (CSAR) ve genel maksat helikopterlerinin ortak üretiminin yanı sıra kendi tasarımı olan insansız hava aracı, hedef uçağı ve zirai ilaçlama uçağı gibi ürün geliştirme programlarını kapsıyor.
TAI, aynı zamanda “Türk insansız hava aracı programı”nın ana yüklenicisi konumunda bulunuyor.
TUSAŞ Motor Sanayi A.Ş. (TEI) ise F-16 uçaklarının motorlarını üreterek elde ettiği tecrübeyi, 17 değişik motor programına ait 363 değişik konfigürasyonlu uçak/helikopter motor ve gaz türbin parçası üretiyor ve ürettiği parçaların yüzde 90'ını ABD, Fransa, Avustralya, Romanya ve İsviçre'ye ihraç ediyor.
TAI, milli sanayi kuruluşu olarak Airbus Military S.L.'ye de ortak. Airbus (Fransa, Almanya, İspanya ve İngiltere), EADS (İspanya) ve FLABEL (Belçika) havacılık firmalarıyla birlikte geleceğin büyük nakliye uçağı A400M'in tasarım ve geliştirme faaliyetlerine katılıyor.