yağmur yağıyor.. sen yoksun..

ms_enemy

Yeni Üye
Üye
yağmur yağıyor.. sen yoksun..
Yağmur Yağıyor ve Sen Yoksun




“Bir yağsa yağmur! .. Bir yağsa
Dağlara sürülen serâp olsa hüzün.
Ve göverse sevdânın
Hâkî yüzü...”
Bir sevdânın hâki yüzünü gövertebilir mi bilinmez ama, o yağıyor işte... Yani; yağmur! .. Ve yani; “rahmet” diye nitelendirdiği şey bir genç kızın...

Yağmur yağıyor! Rûha dolan bir hüsn-ü andır bu... Teknemizdeki hamurun sebebi hikmetiydi bir zamanlar. O, teknelerimize yağarken “örtme” denen sundurmanın altına sığınır ve hep birlikte tempo tutardık arkadaşlarla:
“Yağ-yağ, yağmur,
Teknede hamur.
Ver Allah’ım ver,
Bir sulu yağmur..! ”

Evet o rahmetti! ..
O rahmet altında yağmur kaçağı olunmazdı...
Onun adı rahmet olmasaydı, şu bizim Gücük Memed Emmi; “sizi gidi moskof gavurun dölleri, ne var da kaçıyorsunuz bu rahmetten! ..'”diye kızar mıydı bizlere...

Yıllar, çocukluğumun üzerine sis perdeleri çekmeye çalışırken bile yağdı... Gençlik hayallerimin tomurcuklarına bile... Islandı umutlarım bir yerde! Bir yerde Leylâlar otobüs duraklarına sığındı saçları bozulmaması için... Ben, hep altında yürüdüm o damlacıkların. Dermansız bir hastalık bu mor sevdâ suyu... Yağdı ve yağdı! ..

Ve işte yine yağıyor...
Bir genç kız rahmet diyor ona...
Ve bir serseri şair; hâkî bir yüzün gövermesi hususunda can atıyor ona... Sonra da bir gelencik...................

Peşin para hayaliyle dinliyor bir çoban yağmurun sesini. Bir nevâ telinde “sızı değilse nedir? ” diye soru işaretleri çiviliyor yüreğinin sol köşe başına bir bestekâr...

Yağmur yağıyor ve sen yoksun! ..
Hani her yağmur yağışında yanımda olacaktın? Hani; o rahmet çisil çisil çiseleyecekti seni gördüğünde? Ve sen ki; -alnımın şah damarı, mor yazmalım- ürkek kere ürkek...

Şimdi gayri; “Haziran üstümüzde dal- dal” sevdâlım... Gökkuşağı bütün renklerini mora boyatmış bu mevsim... Ve dağlayan, ağlayan bir ezgidir kılcallarımda zaman... Hey! .. Nazlı Can! .. Yağmur yağıyor/ duymuyor musun?

Yağmur yağıyor/ vebâlim benim!
Ve sen;
Yoksun...
 
Geri
Üst