Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IV

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan HaYaL
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IV

Ne güzel şey seni seviyorum demek
Sevdiğini söyleyebilmek ne güzel...
Her baharda, gece gündüz, her saniye
SENİ SEVİYORUM
SENİ SEVİYORUM
SEVİYORUM SENİ
Diyebilmek ne güzel..

Çünküsü yok, nedeni yok sevmenin
Zamanı hiç yok,
Dakikalar zaman üstü...
Utangaç bir gecenin kucağında
Yağmurlar vuruyor pencereme,
Aşkın vuruyor kalbimin kıyılarına
Gecenin bu çıldırtan yalnızlığında
Aşkın ayak seslerini duyuyorum yüreğimde
Ve hasretini içimde,
SENİ SEVİYORUM

Sesini duymak istiyorum uyumadan önce
Sabahlara kadar konuşmak,
Hiç kapatmamak telefonu...
Aynı düşlere uyumak sonra
Ve uyanmak aynı güneşe
SENİ SEVİYORUM

Daha bir güzelleştim son günlerde
Gözlerimin içi parlıyor
Kabına sığdıramıyorum aşkı.
Gülmek geliyor içimden
Sokaklarda koşar adım yürümek
Tanıdık, tanımadık herkese selam vermek,
Merhaba ülkemin güzel insanları,
Hepinize, hepinize merhaba
sizi de SEVİYORUM

Yağmuru, denizi, kokusunu toprağımın
Gök mavisinde güvercinleri, martıları,
Dağ eteklerinde gelincikleri seviyorum ateş kırmızısı
Bindallılarıyla köy kızlarını,
Ve elleri hamur kokan anaları
Hepsini sende seviyorum
SENİ SEVİYORUM

Senin sevdiğin gibi topluyorum saçlarımı,
Siyah kazağımı daha çok yakıştırıyorum kendime
Ve daha çok seviyorum limonlu çayı
Senin sevdiğin her şeyi seviyorum
Türkülerini memleketin,
feneri, kara kartalı senin için,
Davamızı ve şiiri sende seviyorum.
SENİ SEVİYORUM

İyi ki doğdun iyi ki varsın.
Doğum günün kutlu olsun
SENİ ÇOK SEVİYORUM
SENİ ÇOK SEVİYORUM
Yaşamaksa seni sevmek,
Ben hiç ölmedim...
SENİ SEVİYORUM!
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IV

Özlemek

Birden özleyiveriyorsunuz...
Çoktan unuttugunuzu sandiginiz
ya da yalnizca bir kere karsilastiginiz
ve özlemek için yeteri kadar tanimadiginiz birini
bir sabah çilginca özleyerek uyaniyorsunuz.

Rüyalariniz, içinizdeki o gizli,
esrarini ele vermez büyücü,
siz çarsaflarinizin arasinda,
bütün tehlikelerden uzak,
güvenle yattiginizi sandiginiz bir anda,
usulca ruhunuza sokulup,
sizden habersiz oralara yigilmis cephanelikleri
birer birer atesleyiveriyor.
infilaklarla sarsilarak uyaniyorsunuz.
Hayatinizda olmayan birini hayatiniza almak,
ona dokunmak,
onun sesini duymak için kivranirken
buluveriyorsunuz kendinizi...

Özlemek, o yakici istek,
bilinen herseyi ve önem sirasini degistiriveriyor.
Özlediginiz ise çok uzaklarda...
Yaninda olmasini istediginiz halde
yaninizda olmayan bir tek kisi,
yaniniza bile yaklasmadan,
hatta onu özlediginizden
ve onu istediginizden haberdar bile olmadan,
bütün hayati,
bütün görüntüleri eritip
baska kiliklara sokuyor...
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IV

BEŞİNCİ MEKTUP

Ayrılık diye bir şey yok.
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?

Güneş çoktan doğdu.
Uyanmış olmalısın.
Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
Öyleyse ayrılmadık.
Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.

Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.
Önce beklemekten.
Ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiyor insan.
İkisi de kötü, ikisi de hazin tarafı yaşantımızın.

Bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar,
Sonra yürümesini, konuşmasını, büyümesini...
Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını,
Kanunlara saygı göstermesini,
İnsanları sevmesini, aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar.

Ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun.
Ya o? Ya o?
İnsanlardan dostluk bekliyor, sevgilisinden sadakat,
Çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor,
Saadet bekliyor yaşamaktan.

Zaman ilerliyor, bir gün o da ölümü bekliyor artık.
Aradıklarının çoğunu bulamamış,
Beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan olarak
Göçüp gidiyor bu dünyadan.

İşte yaşamak maceramız bu.
Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak
Ve yaşayıp beklerken ölmek!

Özleme bir diyeceğim yok.
O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.

İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
Yaşantımız özlemlerle güzel.
Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.

Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
Seni özlediğim içindir.
Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
Seni özlediğim içindir.
Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
Yine seni özlediğim içindir.

Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IV

Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.

Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...

Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.

Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamlardan,
Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IV

Aksam Erken Iner Mahpushaneye

Aksam erken iner mahpushaneye.
Ejderha olsan kar etmez.
Ne kavgada ustaligin,
Ne de çatal yürek civan olusun.
Kar etmez, inceden içine dolan,
Alip ***üren hasrete.

Aksam erken iner mahpushaneye.
Iner, yedi kol demiri,
Yedi kapiya.
Birden, aglamakli olur bahçe.
Karsida, duvar dibinde,
Üç dal gece sefasi,
Üç kök hercai menekse...

Ayni korkunç sevdadadir
Gökte bulut, dalga kaysi.
Baslar koymaga hapislik.
Karanlik can sikintisi...
"Kürdün Gelini"ni söyler maltada biri,
Bense volta'dayim ranza dibinde
Ve hep olmayacak seyler kurarim,
Gülünç, acemi, çocuksu...

Vurulsam kaybolsam derim,
Çirilçiplak, bir kavgada,
Erkekçe olsun isterim,
Dostluk da, düsmanlik da.
Hiçbiri olmaz halbuki,
Geçer süngüler namluya.
Baslar gece devriyesi jandarmalarin...

Hirsla çakarim kibriti,
Ilk nefeste yarilanir cigaram,
Bir duman alirim, dolu,
Bir duman, kendimi öldüresiye,
Biliyorum, "sen de mi?" diyeceksin,
Ama aksam erken iniyor mahpushaneye.
Ve disarda delikanli bir bahar,
Seviyorum seni,
Çildirasiya...
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IV

Aşk Eskimiyor

Biliyor musun bir tanem
Aşk hiç değişmiyor
Hiçbir şey eskisi gibi olmasa
Deniz eskisi gibi olmasa
Ya da, gökyüzü
Sahilde oturduğumuz bank eskisi gibi olmasa
Ya da, beraber gezdiğimiz o park
Hani oturduğumuz o pastane kapanmış olsa
Ya da, yazlık çay bahçesi
İlk seni öptüğüm apartman, yıkılmış olsa
Ya da, ilk elini tuttuğum koruluk
Senin çocukların büyümüş olsa
Hatta torunların
Benim yalnızlığım pekişmiş olsa
Hatta kimsesizliğim
Ben, eski ben olmasam
Ya da, sen eski sen olmasan
Her şey değişse bile,
Sana olan aşkım değişmiyor bir tanem
Hasret varsa eğer
Aşk eskimiyor bir tanem.
Belki de bu yüzden, hiç kızmadım hasrete
Aşkı eskitmediği için.
Dedim ya, hasret varsa eğer
Aşk eskimiyor bir tanem
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IV

Söylesem Söyleyebilsem Ah Derdimi

söylesem ah söyleyebilsem derdimi
mehtap bir gecede açabilsem sana kalbimi
göreceksin seninle dolu
desem, diyebilsem ki seviyorum seni
çılgınca aşığım sana
ama demem, diyemem
çünkü aramızda dağlar, denizler
ve benim o kahrolası gururum var
bu böyle sürüp gidecek
sen, seni sevdiğimi bilmeyecek, öğrenmeyeceksin
ben her gece yıldızlara seni sevdiğimi söyleyeceğim
sana asla...
çünkü aramızda dağlar denizler
ve benim o kahrolası gururum var
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IV

ARTIK İLGİLENMİYORUM SENİNLE


Bunca yıkılmış dağlar üstüne

Kalbimin kanını buharlaştırdı gözlerin


Oysa kaç güvercin havalanmıştı içimden

Konarak pervazlarına gülüşlerinin

Kaç mermi sıyırmıştı ruhumu

Acımasız yürüyüşlerinin mevzilerinde

Dayanmıştım

Ağlamıştım saatlerce parçalanan düşlerime

Ta ki sevgilim

Kızaran bir gök bulutu

Ölümü

Bir yıldırımla düşürdüğün ana değin

Kalbimin haritasına



Artık ilgilenmiyorum seninle

Demiştin barut kokan kelimelerle

Demiştin de hayat ölü bir bıldırcın gibi

Tutuşup yanmıştı yanan bir tahta içinde

Tarla küllerle dolu, ortasında yumurta

Çatladıkça yeniden doğuruyor kanımdan

Fışkıran harflerle kalbim olan cümleyi:

Ben ancak bir tarih kitabı kadar

İlgileniyorum seninle...
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IV

ADIN BATSIN


yüreğime bir gül çizdim kanlı yaş ile

yaktın beni küle döndüm dumana döndüm

nasıl edem nere gidem dertli baş ile

bilemedim teli kırık kemana döndüm



canım aldın, can evimden vurdun ya sende

küstüm sana, faydası yok, geri dönsen de

sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın

sen de vicdansız çıktın adın batsın



zaman ola devran döne sen de çekesin

yitiresin umudunu heder olasın

aşka düşe kahrolasın candan bıkasın

ömrün boyu bir kez olsun gülmeyesin



sen ki beni rezil ettin yedi cihanda

yalan oldum talan oldum senin sayende

sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın

sen de vicdansız çıktın adın batsın



beni özleyince bir nehir yatağını bulsun

kor düşsün dağlarına, ceylanlar suya insin

sesime bakıpta ağlıyorum sanma

seni özleyince böyle olsun birazda



ayrılıversin yaprak dalından

insan sevdiğinden ayrılıversin

kan damarımdan can pazarından

adam baharından ayrılıversin



dağda dört mevsim erimeyen kar varya

yokluğum öyle erimesin

sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın

sen de vicdansız çıktın adın batsın
 
Cevap: Aşkı Anlatan Şiirler Arşivi IV

Zamanlar
Güneş ekilip, yıldız biçilen zamanlardı.
Hatırlıyorum...

Ya önce sen vardın yürek olarak içimde
Ya da aşk vardı önce
Gelip içimde kestiğin
Hatırlamıyorum...

Ben imkansıza dudak bükerdim
Sense halime gülerdin...
Olsun! O günlerde ben
Biraz mutlu biraz umutlu
Biraz içliydim
Doğrusu en çok da
Kelebeklerin kanadına işlediğin
Aşkından dertliydim...

Ama o zamanlar
Güneş ekilip yıldız biçilen
Zamanlardı
Aşk dediğin belki de
Geceye veda etmeyen bir ay’dı...

Türküler saklardın derinlerinde
Sazından kaçak...
Bilmezdin.
Ben görürdüm duyardım da
Sen bir kez olsun söylemezdin
Korkularını zaten
Kimselere vermezdin...
Ve böylece
Sen yağmura
Yağmur benim gözlerime hasret
Yaşardık...

Heyhat!
Hep ama hep
O imkansıza takıldın da sen
Ve belki de bu yüzden
Aşk gelip bizi sarsınca yüreklerimizden:
Ben ağlardım gözlerim gülerdi...
Sen gülerdin gözlerin susardı...

Şimdi ben
O zamanların renklerini unuttum.
Belki mavi, belki sarı, belki aktı...
Hatırladığım tek şey
Güneşle yıldız arkadaştı...

Bilenler bilirdi
Çok sevmiştik biz
Çok!
Ben gönlümden
Sen dilinden...

Ben unutsam da şimdi
Sen hatırlarsın.
Sesinde ufacık bir hüzün olsa
Ya da acıtan bir özlem gözlerinde
Bembeyaz gecelerinde gelirdim sana bu şehrin...
Gelirdim... Gönlümden...
Ve sen
“Hoş geldin" derdin
Dilinden....
Kocaman bir çocuktum o zamanlar
Belli!
Dil nedir, gönül ne?
Anlamını bildiğim
Şüpheli!

Şimdi söyle bana!
Kaldıysa geriye ne kaldı?
Tek tarafı hesaplı bir sevda
Niyeti bozuk bir dava
Bir de
Sadece dağlara caka satan bir sema...

Ama ben bunların hepsini sevdim.
Şaşacak bir şey yok!
Dedim ya... Ben
Güneş ekilip yıldız biçilen zamanlardan geldim...

Sonraları
Belki de hiç gülmedim
Ve sen
Kelebeklerin ömrünün üç gün olduğunu
Hiç bilmedin!