buyrun buyrun köşeme :)

Sevda ağacını diktin gönlüme,
Yaprağına ataş düştü nerdesin?
Baykuş bile konmaz, kızgın külüme,
Bülbüllere telaş düştü nerdesin?
Sesin duyulmuyor benden ıraksın,
Söyle tutan her kim ise bıraksın!
Yalanım var ise gözlerim aksın,
Can evime ataş düştü nerdesin?
Ben göz yaşım içem sen at kahkaha,
Kim çıkmış ki bu yarayla felaha?
Birini sevmek mi tövbe bir daha,
Ahımdan sular tutuştu nerdesin?
 
Gidişin…


Konak’tan kalkan vapur misali
Ardından bi avuç martı gibi ben.
Bakışın…
İçimde sönen külleri yakman
Baharda yağan çiğ tanesi..
Sevişin…
İzmir sokakları kadar haşin
Ama koskaca bir yalan
Gülüşün…
Tenin kadar sıcak
Bi o kadar da şımarık ardımdan
Saçların…
Alaçatı rüzgarında
İpekten cıkma kısa kesitler
Öpüşün…
Az biraz para!
Biraz da fahişelik erkekte.
Lakin; senin bende varoluş sebebin;
Beni benden eğleyen,
Topraktan açık,
Balpeteği rengi,
Sadece ve sadece gözlerin!
 
Bir kırık hayal deryasında,
adın bir koca yalnızlık kaldı
buruk bahar sabahlarına.
Söyle sevdiğim,
hangi yağmurun düştüğü
kirli sokaklarda unuttun kan topağı kalbini,
hangi ateş yaktı gamzende unuttuğum
iki damla gözyaşını,
hangi rüzgar savurdu bensizliğe
yalım alaz gül kokulu saçlarını
söyle sevdiğim…
Hüzün işgalinde yaralıyım şimdi,
kilitli kapılar ardında bir mahkum.
Ellerimde yıllanmış mektupların
sitemli bakışları,
nihayetsiz acılara terk edilmiş soluk bir resim.
Söyle sevdiğim
dökülen yapraklarımı
hangi hazan sabahına emanet bıraktın,
hangi uğursuz tenhaların ücra köşelerinde
yıktın masum rüyamızı.
Sahte yüzlerimi yıkadık her sabah
çilekeş aynaların şahitliğinde.
Söyle sevdiğim,
hangi değirmende öğüttün
yarım kalmış şarkımızı,
hangi vefasızlara kaptırdın
göz nuru sevdamızı söyle,
söyle sevdiğim…
Bir volkan alevi kıvamında
kanıyor kalbim,
avuçlarımda menekşeler küskün.
Bir acıki sorma kursağımda yalınayak dolaşıyor
yalnızlığım.
Bir suskun kalpki
içerim pare pare bölünmüş kahırlara,
böğrümdeki ateş yanıyor ruhumun
kenar köşelerinde.
Sevdalar karalanmış ihanet mektuplara,
söyle sevdiğim,
hangi dilde
hangi kırılmış kalemin
mürekkebine buladın
al yazmalı sevdamızı,
hangi yalan sözler savurdu
yüreğimizin rüzgarını söyle,
söyle sevdiğim…
Unutmak kolay deme,
bir acım varki;
kırık hayaller sokağında
can çekiştiğim.
Bir sensizliğim varki
bahtımın rüzgarında
gençliğimi yitirdiğim.
Çalınan kapılara koşarım her sabah,
açtığımı gören olmaz.
Şarkılar fısıldarım senin için kaldırımlarda
söylediğimi kimseler duymaz,
bir an gelir dökerim
kanlı yaşlarımı içimede
gözyaşlarımı silen olmaz.
Unutmak kolay deme,
unuturum unutmasına ya;
şu koca alemde
yaşadığımı bilen olmaz sevdiğim.
Sevdiğim sen söyle sevdiğim…
 
Tarifi mümkün olmayan, hisler deryasındayım, boğuluyorum.
Uykudan uyandığımda, sen! yine aklımdaydın. İçime bir kor düştü yandım, yandım, yandım. Ayrılığın ateşi çoktan sarmıştı her yanımı.Burnumun direği sızlıyordu. En güzel rüyalarımdan sensizliğe uyanıyordum.
Anlatamıyordum. Dilim sus pus olmuş, kelimeler düğüm, düğümdü. Sadece gözlerine bakabiliyordum. Öyle uzaktı ki bakışların, buz dağı gibi soğuktu sözcüklerin. Sustum. İki damla yaş sızdı içimdeki kor yığınına. Öyle gariptim ki, sanki bir yabancıyla konuşuyordum. Yoksa ben gerçekten seni hiç tanımıyor muydum?
Yaşadıklarımın ne olduğunu düşündüm. Sanal mıydı? Yalan mıydı? Peki acılarım neden bu kadar gerçekti. Gözlerindeki o ışığa ne oldu sevdiğim. İnce bir çizginin, kırılma noktasında mıydık. Aramıza mesafeler mi koyuyorduk farkında olmadan. Bitmek bilmeyen geceler boyu, Bana şiirler okur, türküler söylerdin ve ben hiç bıkmadan seni dinlerdim. Gülüşlerimiz, heyecanımız, sevişmelerimiz yalan mıydı? Şimdi aramızda kalın, aşılması zor duvarlar var. Bakışlarımız bile konuşamıyor eskisi gibi. Bu kadar çabuk mu tükettik bu sevgiyi. Bu kadar basit miydi yaşanılanlar. Bir anlamı yok muydu paylaştıklarımızın.
Artık ne sen o eski sensin, ne de ben o eski ben. Söyle, bize ne oldu? Belkide ortada biz diye bir şey yoktu, her şey gördüğüm bir rüyadan ibaretti. Eğer, gerçek sensizliğe uyanmaksa, ben hep uykuda kalmak istiyorum. Bu rüya bitmesin istiyorum. Çünkü gördüğüm en güzel rüya sensin, okuduğum en içli şiir, dinlediğim en hüzünlü şarkısın. Sen benim düşlerimde büyüttüğüm hayalim, içime çektiğim nefes gibisin. Yokluğuna katlanamıyorum.
Her geçen büyüyor hayata olan öfkem. İsyanlarım,sitemlerim boyumu aştı. Kadere dur! Diyemiyorum. Elimden kayıp gidiyor, bir,bir sevdiklerim. Ve ben çaresizce kaybettiklerimi izliyorum.
Ey Hayat!
Aldıkların yetmedi mi?
Ne yağmur olup toprağa düşebildim.
Ne yaş olup gözlerden akabildim.
Köksüz bir ağaç gibi, devrilmeye her an hazırdım.
Yarınlara açılan umut kapım hiç olmadı.
Hüsranla dolu, bomboş hayatım.
Şimdi anlamını yitirmiş eski bir şarkı gibi
Notalarımı sayfalara döküyorum.
Sevdiğim! Sensizliğe nasıl alışılır bilmiyorum. Öğret bana yokluğunu. Varlığına alışmak çok kolay oldu. Yine eskisi gibi bak bana, yine eskisi gibi sev. Kaybolayım bakışlarında. Dudaklarımı ısıtırken nefesin, Terinin tuzunda yansın bedenim. Fısılda yine kulağıma. Ellerin kenetletsin ellerimle. Ve en muhteşem dansımızı yapalım, bitmeden gece. Sonra gidebilirsin sessizce. Ben uyurken git. Gözlerim şahit olmasın gidişine. Hep yanımda hissedeyim varlığını. Buram, buram hasret koksun sesinin değdiği her hece. Ve ben sensizlikte üşürken, bir daha doğmasın güneş.
İstemem!
Ne kuşların şarkısını
Nede sensiz baharları
Hayat öğretti bana
Hasretle, acıyla yaşamayı.
Zor olacak sensizliğe alışmak, Belki gece gündüz ağlayacağım. Ama ne olursa olsun sevdiğim. Seni sensiz yaşamaya alışacağım. Yüreğimde sıcacık kalacaksın. O Bakışlarını, tebessümlerini unutmayacağım. Sen de unutma, benim tek gerçeğim olarak kalacaksın.
Yaşattığın güzellikler için, çok teşekkür ederim.
 
Yokluğun büyüdükçe hasret gözüme seldi
Ne geldiyse başıma senin yüzünden geldi
Mutluluk bana küstü hüzün bağrımı deldi
Ne geldiyse başıma senin yüzünden geldi
Şu gelmeyen vuslatlar günü geceyi sildi
Oysaki seni sevmek benim için özeldi
Gülüşler tek tek söndü gözyaşı teni deldi
ne geldiyse başıma senin yüzünden geldi
 
Yalnızlık sis gibi, yalnızlık sızı,
Yalnızlık buz gibi, yalnızlık ayaz,
Yalnızlık kaygan zemin, tutunmadan durulmaz,
Yalnızlık sensizliktir, sensiz de hiç yaşanmaz....

Yalnızlık gece gibi, etrafın hiç görünmez,
Yalnızlık sessizliktir, çığlıkların duyulmaz,
Yalnızlık dipsiz kuyu, içine hiç inilmez,
Yalnızlık sensizliktir, sensiz mutlu olunmaz....

 

Sen gittin gideli
Yüreğime hüzün düşüyor
Ne kışlar bahar
Nede baharlar kış
Delicesine eser durur rüzgar
Hani
O hiç gitmem diyişlerin vardıya
O günleri hatırladım
Garip bir hüzün sardı içimi
Ağladım yıkıldım kahroldum
İçin için döküldü gözyaşlarım
Gökte yağan yağmur
Damla damla vuruyor sessizce
Umutlarla sarıyorum içimi
Bir yanım sen
Bir yanım hüzün
Doğmakla ölmek arası
Acı bir poyraz eser durur yüreğimde
Gün geçtikçe
Azalıyor kurduğum hayallerim
Karanlık sokaklardan ararım seni
Her gecenin sabahında hüzün düşer içime
Bir umut
Bir sevgi beklerken senden
Hüzün getirdin bana
Bu akşam
Karanlık gecenin yanlızıydım
Sessizce dolanıp durdum
İçimde bir hüzün var
İçine aldı beni hüzün
Arkama baktığımda ölüm gelir aklıma
Ansızın yakalar seni ah edinceye kadar
Ömür dediğin nedirki
Gelir geçer usulca ve sesiz sesiz
Hayat bir gün tükenir yalnızca ayak izi kalır
Gül bahçelerinde
Ah o gitmeler var ya beni getirdi bu hallere…

 
Yaralarım nasır tuttu hissetmez oldum
Acıları! Duymaz oldu Tenim bedenim
Eskisi gibi değilim! Sarardım, soldum
Bir korkum var görmeden! Can verirsem; seni
Vazgeçtim! Sarıp kokunu almasam da YAR!
Yar kokunu almak için, gezdimse Diyar
Bu hayatta azaptan çok söyle neler var
Bir korkum var ben görmeden! Ölürsem; seni
Kavuşunca bitermiş AŞK tadamadık biz
Boşta kaldı birleşmedi bu ellerimiz
Gün geçtikçe dağı geçti sevgilerimiz
Tek endişem! Görmeden Yar ölürsem seni
Görmeden ölürsem eğer! Girmem toprağa
Açık kalır gözlerim hep! Doymaz şafağa
Toz olur koyarsam eğer! Ah’ım her dağa
Bil ki ölmem! Canım çıksa görmeden seni!