Beni güzel hatırla
Bunlar son satırlar
Farzet ki bir rüyaydım esip geçtim hayatından
Yada bir yağmur, sel oldum sokağında
Sonra toprak çekti suyu kaybolup gittim
Belkide bir rüyaydım
Senin için..
Uyandın ve ben bittim
Beni güzel hatırla
Çünkü sevdim seni ben her şeyini
Sana sırdaş oldum dost oldum, koynumda ağladın
Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini
Beni üzdün, kınamadım
Alışıktım vefasızlığa el oldun aldırmadım
Beni güzel hatırla
Sayfalarca mektup bıraktım sana
Şiirler yazdım her gece
Çoğunu okutmadım
Sakladım günahını sevabını içimde
Sessizce gittim senden öncekiler gibi sende anlamadın
Beni güzel hatırla
Sana unutulmaz geceler bıraktım
Sana en yorgun sabahlar
Gülüşümü gözlerimi sonra sesimi bıraktım
En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka
Söylenmemiş merhabalar sakladım her köşeye
Vedalar bıraktım duraklarda
Ne arasan bir sevdanın içinde
Fazlasıyla bıraktım ardımda
Beni güzel hatırla
Dizlerimde uyuduğunu düşün
Saçını okşadığımı üşüyen ellerini ısıttığımı
Mutlu olduğun anları getir gözünün önüne
Anlından öptüğüm dakikaları
Birazdan kapını çalan kişi olabileceğini düşün
Şaşırtmayı severim biliyorsun
Bu da sana son sürprizim olsun
Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
Beni güzel hatırla
GİDİYORUM
Sevmek bu kadar basit mi ?
insan bir kuşu severken ,
İncitmekten çekinir,
Ona sevgisini hissettirir
Onu besler,büyütür,
Bir emek verir
Ama senin için sevgi çok farklı
Kadın olsun, güzel olsun, benım olsun
Değil mi ?
Yazıklar olsun
Senın gibi adam olmaz olsun
Seni gördüğüm güne
Senı sevdigim güne
Evet dedigim güne
LANET OLSUN
Bir çığlık ürkütüyor,
Ala şafağını gecenin…
Ve o ses ki parçalıyor tüm dengeleri…
Çözümü olmayan şu bilmecenin,
Gizleriyle dönüyor dünya yörüngeleri…
Kızıl kan içiyor toprak,
Ve gök nefret kusuyor…
Dalgalar köpürüyor maviler boyu,
Gece kuşları ve yarasalar,
Mırıldıyor bilindik ninnileri,
Ve kurşun saçıyor güneş,
Alev alev yanıyor dünya,
Bir uçtan bir uca kara bulutlar,
Öldüresiye yağıyor…
Kötü eller tutmuş dünyayı,
Çevirdikçe çeviriyor,
Dönüyoruz hep birlikte,
Kara ellere yenik düşüyor umudumuz…
Umut dağlar ardında,
Yarına kalmış bir aşk öyküsü,
Ve yaşamak korkusu,
En acısı yapılan işkencelerin…
Bebekler doğuyor avuçlarında,
Masum bakışlarında bir dünya,
Çakmak gözlü bebekler kadar değiliz…
İnsanlar yaşıyor tutsaklığını,
Diz çöktürülüp,
Ve bağlanıp ellerinden,
Üstelik arkasından vurulan insanların,
Tenhalarda ölümleri bile,
Üstüne kalıyor masum akşamların…
Mermi nefret doğuruyor,
Ve bombalar öç üstüne öç…
Nefret boğuk sesiyle kıtalar dolaşıyor,
Ve çınlıyor kulakları delercesine…
Bir çığlık ürkütüyor,
Ala şafağını gecenin…
Ve o ses ki parçalıyor tüm dengeleri…
Çözümü olmayan şu bilmecenin,
Gizleriyle dönüyor dünya yörüngeleri…
Abdullah Coşkun