herşeyin olmayı kabullendim ben, Ve her şeyimdin sen... Aşkından erimeye mahkum bir mum gibi, Kendi kendimi yaktım. Bir gün yok olacağımı bile bile , Yalanlarına inandım. Yanmama bile izin vermedin sen. Bir nefeste söndürdün dayanıksız ateşimi. Sen üflemesen ben razıydım yanmaya ama... Artık duman bile kalmadı senden bana. Gittin!! Ve en koyu karanlıkları Bana hediye ettin....
İçimde sana söylemek istediğim binlerce sözle, Aynadaki bana benzemeyen insana bakıp acıyorum... Senin dışında binlerce insanla aynı ortamı soluyorum... Olmayacak insanlara adınla sesleniyorum... Bazen hiç haketmeyen kişilere, Sana söylemek istediğim güzel sözcükleri sıralıyorum... Şimdi bir tesadüf olsa, çıksan karşıma.. Biliyorum içimde sana ait kocaman bir sevdaya rağmen, Sessizce çeviririm kafamı.. Sahte gülücükler atarım ortaya... Sen gittiğinden beri yapmaya alıştığım gülüşler gibi... Zaman geçti, kimi yaralarım kabuk bağladı.. Kimileri sadece karanlığa saklandı... Ama değişti sevdanın rengide, beklentilerde... Şimdi bi tesadüf olsa, çıksan karşıma.. Ben yüzümü çevirmesem, gözlerine bakıp kalsam... Kalırmısın gözlerimde..? Gözlerine kanabilirmiyim tekrardan..? Ne kötü değil mi.. Cevabı kendime çok rahat verebilmem... Ne sen kal diyebilirsin, ne de ben sevgime rağmen dönebilirim...
Bir gül yaprağı gibi yaşam, ayaklar altında
Nereye baksan hüzün konar gözlerine Yıllardır ki ırmağı yaralı canevinin Akıp gider sancıyarak mevsimlere Çekilir bir köşeye seyredersin sessizce Sessizlik ki, içine gömdüğün o derin çığlık
Ay küs, kayıp iz sürdüğün samanyolu Güneş de doğmuyor artık yüreğine Yüz üstü bırakıp gitti gecelerde yıldızlar Ah..! nereye baksan tül kanaması ince sızılar Kör karanlıklardasın ey kalbim Uçurumlar kadar derin ve yalnız
Vuruldun..
Vuruldun işte ey kalbim Sevda bir yana düştü, hüzün bir yana Hayatın keyfi kendine kaldı, efkârı sana
Ay kanaması İnce bir ışığın kavşağında Üşüyen bir serçe titremesi şimdi Yaralı yalnızlığın İncitir durur bakışlarındaki ince hüznü Öyle kırılgan öyle ürkek
Sen ki, kocaman sevdaların büyüsü Dikbaşlı yamaçların örtüsüydün Dayan haydi yıkılma Ömürsüzde olsa bir gelinciğin sevinci Savrulup gitsede uçurumdan uçuruma Yine de ısıtabilir yaprağını bir avuç mavi Bir sarmaşık ısrarıyla tutunup yaşama Aldırma yürü..! Kendine sakla gece karası hüznünü Kendine sakla yaralarını ey kalbim Kimse bilmesin...
[FONT=georgia,palatino]Sözlerin artık ikna etmediği bu yaşımda, ağlamak da artık zor geliyor, zoruma gidiyor.
Benden sana, söylemesi zor, yazması kolay bir kelime; Hoşçakal.
Aldatıldığımı bildiğim bu geceden sana son bir yazı, son bir hatıra.
Seni her çağırdığımda, artık yüreğime yumruk atamayacaksın. Ben de bir başkasının yasak bahçesine uğramayacağım. Artık ne gelmeni isteyeceğim, ne de kalmanı....
Bu akşam masamdaki tek bir mumu kendim için yaktım. Senin oturduğun iskemle boş, ev boş... İhanetin resmi boşlukta çizili...
Şimdi sen bir başka masada başka gözlerlesin. Yüreğindeki pembe yalanlar büyüdükçe büyüyor. Karaya çalan pembeler...
Kim, kimi kandırıyor bu alemde? Kumdan kalelerimiz her dalgada yıkılıyor.
Kimseyi yolundan döndürecek gücüm yok artık. Dayanıksızım, dayanaksızım...
Kent uyuyordu...geceydi !
Çocuksu düşlerimi aramaya çıkmıştım
Sokak ortasında
Takıldım...
Düştüm !
Kırık bir kaldırım taşında buldum
Gözyaşları içinde ki masum düşlerimi...
Hiç değişmemişti oysa
Ya ben zamanın hangi anında yosun tutmuştum...
Kent uyuyordu...geceydi !
Tanımadı beni çocuksu düşlerim
Ellerim ağlıyordu ; gözlerim kanıyordu
İstemezdim ben de hayata böyle aldanmayı
...Biliyorum
Artık ellerim de uçurtmam olmayacak
Gözlerim mezarlıkta ki kirişlerden farklı bakmayacak
Çocukluk işte !kLADIRIM.. geçmişte öylece masum kalacak
Kent uyuyordu...geceydi
Düşlerime gidiyordum ama çocuk değildim ki...
Kırılmıştım
Üşüyordum
Kırağı vurmuştu düşlerime...
...Kayıptım !
Nerdeyseniz...kimleyseniz ya da hangi kaldırım taşının arasındaysanız
Biliyorum ! sizde çok korktunuz büyümekten
Ne olur saklandığınız yerden çıkıp
Artık gülümseyin çocuksu düşlerim
Çocukluğumun en masum yanını geri verin
Ya da beni de düşleştirin !..
Çocukluğumla gelmiştim oysa ; üstelikte geceydi !.. kent uyuyordu.
"çocukluk düşlerimle kaybolacaktım / yanıldım ! her fani yürek çocukluğuyla beraber düşerinide satarmış ; geçte olsa anladım !.."