karanlıqlar_prensesi

herşeyin olmayı kabullendim ben, Ve her şeyimdin sen... Aşkından erimeye mahkum bir mum gibi, Kendi kendimi yaktım. Bir gün yok olacağımı bile bile , Yalanlarına inandım. Yanmama bile izin vermedin sen. Bir nefeste söndürdün dayanıksız ateşimi. Sen üflemesen ben razıydım yanmaya ama... Artık duman bile kalmadı senden bana. Gittin!! Ve en koyu karanlıkları Bana hediye ettin....
 
522320_1085.jpg

İçimde sana söylemek istediğim binlerce sözle, Aynadaki bana benzemeyen insana bakıp acıyorum... Senin dışında binlerce insanla aynı ortamı soluyorum... Olmayacak insanlara adınla sesleniyorum... Bazen hiç haketmeyen kişilere, Sana söylemek istediğim güzel sözcükleri sıralıyorum... Şimdi bir tesadüf olsa, çıksan karşıma.. Biliyorum içimde sana ait kocaman bir sevdaya rağmen, Sessizce çeviririm kafamı.. Sahte gülücükler atarım ortaya... Sen gittiğinden beri yapmaya alıştığım gülüşler gibi... Zaman geçti, kimi yaralarım kabuk bağladı.. Kimileri sadece karanlığa saklandı... Ama değişti sevdanın rengide, beklentilerde... Şimdi bi tesadüf olsa, çıksan karşıma.. Ben yüzümü çevirmesem, gözlerine bakıp kalsam... Kalırmısın gözlerimde..? Gözlerine kanabilirmiyim tekrardan..? Ne kötü değil mi.. Cevabı kendime çok rahat verebilmem... Ne sen kal diyebilirsin, ne de ben sevgime rağmen dönebilirim...
 
çok sevdigim bir şiir bak

Bir gül yaprağı gibi yaşam, ayaklar altında
Nereye baksan hüzün konar gözlerine

Yıllardır ki ırmağı yaralı canevinin
Akıp gider sancıyarak mevsimlere
Çekilir bir köşeye seyredersin sessizce
Sessizlik ki, içine gömdüğün o derin çığlık

Ay küs, kayıp iz sürdüğün samanyolu
Güneş de doğmuyor artık yüreğine
Yüz üstü bırakıp gitti gecelerde yıldızlar
Ah..! nereye baksan tül kanaması ince sızılar
Kör karanlıklardasın ey kalbim
Uçurumlar kadar derin ve yalnız

49aggp4.jpg


Vuruldun..
Vuruldun işte ey kalbim

Sevda bir yana düştü, hüzün bir yana
Hayatın keyfi kendine kaldı, efkârı sana

Ay kanaması
İnce bir ışığın kavşağında
Üşüyen bir serçe titremesi şimdi
Yaralı yalnızlığın
İncitir durur bakışlarındaki ince hüznü
Öyle kırılgan öyle ürkek

dsmze3by0yc1.jpg


Sen ki, kocaman sevdaların büyüsü
Dikbaşlı yamaçların örtüsüydün
Dayan haydi yıkılma
Ömürsüzde olsa bir gelinciğin sevinci
Savrulup gitsede uçurumdan uçuruma
Yine de ısıtabilir yaprağını bir avuç mavi
Bir sarmaşık ısrarıyla tutunup yaşama
Aldırma yürü..!
Kendine sakla gece karası hüznünü
Kendine sakla yaralarını ey kalbim
Kimse bilmesin...
 
alaykxv1mx7.gif


[FONT=georgia,palatino]Sözlerin artık ikna etmediği bu yaşımda, ağlamak da artık zor geliyor, zoruma gidiyor.

Benden sana, söylemesi zor, yazması kolay bir kelime; Hoşçakal.

Aldatıldığımı bildiğim bu geceden sana son bir yazı, son bir hatıra.

Seni her çağırdığımda, artık yüreğime yumruk atamayacaksın. Ben de bir başkasının yasak bahçesine uğramayacağım. Artık ne gelmeni isteyeceğim, ne de kalmanı....

Bu akşam masamdaki tek bir mumu kendim için yaktım. Senin oturduğun iskemle boş, ev boş... İhanetin resmi boşlukta çizili...

Şimdi sen bir başka masada başka gözlerlesin. Yüreğindeki pembe yalanlar büyüdükçe büyüyor. Karaya çalan pembeler...

Kim, kimi kandırıyor bu alemde? Kumdan kalelerimiz her dalgada yıkılıyor.

Kimseyi yolundan döndürecek gücüm yok artık. Dayanıksızım, dayanaksızım...

Olduğun yerde kal...

Hoşçakal...
[/FONT]
 
Sadece Susmak İstiyorum ;
Yalan İnsanları Kaale Almadan...

Haklıyken , Haksız Gözüksem Bile Kendimi Savunmadan...
Huzur bulmak İstiyorum ,Gözlerimi Kapayıp , Kimseyi Anmadan...
Sessizliği Dinlemek İstiyorum , Herşeyi Yaşamış Gibi Yaparak...
 
sen içimin yandığı...
sen gözümün ışığı
sen huzurlu bahçem
sen saf gülümsemem
sen coşkulu kahkaham
hayata dair her güzel şey….


Ağlamak yaraları mı sarıyor …
içinde ki yangını mı söndürüyor
Niye yokluğun canımı yakıyor

İçim acıyor
Hayallerim vurduğun sensizlik damgasıyla kanıyor
Ayaklarının altında ezdiğin bir ben var
Bunu senden baksa kimse görmüyor…

Sizin oralarda bir ben daha mi buldun ?
Benim gibi mi gülümsüyor sana?
İçten tüm sevgisiyle…

Uykusuz gecelerine katık mı etmiş hayallerini
Yoksa benim kadar mi sevmiş seni
 
Kaldırım Taşında ki Çocuksu Düşlerim...

Çocuksu düşlerime...

Kent uyuyordu...geceydi !
Çocuksu düşlerimi aramaya çıkmıştım
Sokak ortasında
Takıldım...
Düştüm !
Kırık bir kaldırım taşında buldum
Gözyaşları içinde ki masum düşlerimi...
Hiç değişmemişti oysa
Ya ben zamanın hangi anında yosun tutmuştum...

Kent uyuyordu...geceydi !
Tanımadı beni çocuksu düşlerim
Ellerim ağlıyordu ; gözlerim kanıyordu
İstemezdim ben de hayata böyle aldanmayı
...Biliyorum
Artık ellerim de uçurtmam olmayacak
Gözlerim mezarlıkta ki kirişlerden farklı bakmayacak
Çocukluk işte !kLADIRIM.. geçmişte öylece masum kalacak

Kent uyuyordu...geceydi
Düşlerime gidiyordum ama çocuk değildim ki...
Kırılmıştım
Üşüyordum
Kırağı vurmuştu düşlerime...
...Kayıptım !

Nerdeyseniz...kimleyseniz ya da hangi kaldırım taşının arasındaysanız
Biliyorum ! sizde çok korktunuz büyümekten
Ne olur saklandığınız yerden çıkıp
Artık gülümseyin çocuksu düşlerim
Çocukluğumun en masum yanını geri verin
Ya da beni de düşleştirin !..

Çocukluğumla gelmiştim oysa ; üstelikte geceydi !.. kent uyuyordu.
"çocukluk düşlerimle kaybolacaktım / yanıldım ! her fani yürek çocukluğuyla beraber düşerinide satarmış ; geçte olsa anladım !.."
 
Geri
Üst