Pelinsu'nun köşesi

Bir yerlerde okumuştum şöyle diyordu:

İnsan üç hayvanı yaşarmış.

20 sine kadar kuş, 40 kadar eşek, 40 dan sonrada maymunu.
işte insanın sorumluluğu


kuş = özgürlük
eşek= çalışmak
maymun = eğlendirmek
 
Aşk tarafsızlığını yitirmişken,
Yamalı yüreğimi iade ediyorum karanlığa..
Heybemde hüzünlerimle gidiyorum.
Olur da bir gün aramak istersen beni,
Bir ömür uzaklıkta zannetme..
Ben sana bir nefes kadar yakın olacağım.
Çünkü ben altı harfli adında
Sana yaşıyor olacağım

Yüreğimden tuza bandırılmış acılarımı elerken yine şehrimin soğuk kaldırımlarına bırakıyorum sensizliği. Sensizim. Senden sonra tüm sokaklar tek adresim. Öznesizim. Senden sonra tüm cinayetlerin tek failiyim. Davasını kaybetmiş sanık gibi boynu bükük cümlelerim.Sanki ayaklarından vuruldu geleceğim..(D)üşüyorum uluorta.. Soğuk kaldırım taşlarının arasına doluyor yol yordam bilmez harflerim..Kan revan içinde mevcudiyetim..Aşk tarafsızlığını yitirirken ben sensizliğin iktidarında sonumu hazırlıyorum..Eyyubvari susuyorum en yalın halimle.İçi kalabalık susmalar biriktiriyorum yüreğimin ipsiz uçurumlarında. Susuyorum olmuyor, konuşuyorum olmuyorum..Güpegündüz vuruluyorum sol yanımdan..Eksiliyorum yüreğinden siliniyorum cümlelerimden. Yitip gidiyorum sensizliğin paragraf başlarında. Bu aşkın mağlubu ilan edilsem de, nafile..Eksiliyorum cümlelerinden..Siliniyorum adreslerinden.



Şimdi benden uzaklardasın..Bensiz olman senin için hiçbir şey ifade etmiyor. Etmemeli zaten. Ama sensizlik bende o kadar büyük ki; hiçbir kalıba sığdıramadım senli mutlulukları..Yokluğun öyle büyük yara ki; hiçbir kelimeyle dolduramadım bıraktığın boşlukları. Şimdilerde seni sensiz yaşatabilme azmi ile doluyum. Bizzat senin sözlerinden alıntı yaparak direniyorum yalnızlığına. Kaybetme pahasına sensizliği giydiriyorum omuzlarıma..Ayrılığın zafer çığlıkları kaplasa da etrafımı, ben yenilgiyi kuşanıyorum üzerime..Biliyorum ki; sonunda yalnızlığa boyun eğsem de, bir cümlelik yerim olacaktır yüreğinin derinliklerinde.. Gözlerim Filistin gibi ağlamaklı olsa da, yenilginin perde arkasındaki gizli zaferlerim İstanbul gibi boynu hep dik duracaktır tarihin tozlu sahifelerinde.Sensizlik yüreğime galebe gelse de, bu savaşta kazanan ben olacağım..Çünkü yüreğinin iç cebinde kefenini taşımayanların, tozlu meydanlarda zaferlerle anılmaya hakkı yoktur..Sebebim bensiz varlığın olmuşken örtün üzerimi..Kefenim yüreğinden kesilmişken kefenleyin yaralı bedenimi..


Bu satırları yazarken perdelerime gece misafirliğe geldi..Duvarlar siyaha boyanırken ben hala varlığının aydınlığında birşeyler karalıyorum satırlara..Basit cümleler kurarken karanlığı hesap edemedim..Cümlelerimin üzeri karanlık olsa da sen gözlerinle aydınlat sözlerimi.. Gitmeliyim şimdi..Kaçak bir yüreğin yıkımını gözlerimde görmeden gitmeliyim..Sığınmadan gözyaşlarıma toplamalıyım benliğimi. Sensizliğin en çok kanadığı geceyi yüreğime gömüp sabah seni sensiz sevmeye
kaldığı yerden devam etmeliyim.

Gecenin infazındayım..
Gözlerimde uykusuzluk,
Çöllerimde susuzluk varken,
Dudaklarında soluyor geleceğim
Oysa ben sana geliyorum sevgili..
Adımlarım ürkek olsa da
Yollarım sana,
Sabrım sana..
Biliyorum bu firar girişimi..
Sana gelen vagonlara kaçak bindim ben..
Farkındayım.Biletsizim..
Bir o kadar da öznesiz..
Urbamda fakir yüreğim,
Avuçlarımda hüznüm sana gelmekteyim
Senden ne bir ömür istiyorum
Fakir yüreğime feda edilecek,
Ne de bir ten diliyorum
Acılarımda heba edilecek
Sadece benle başlayıp senle biten cümle..
Sana geliyorken,
Yüreğinde bir cümlelik yerin var mı ?
 
Aşk ve arkadaşlık bir gün yolda karşılaşırlar; aşk kendinden emin bir şekilde sorar;

- Ben senden daha candan ve daha yakınım sen niye varsın ki bu dünyada?

Arkadaşlık cevap verir

-Sen gittikten sonra bıraktığın gözyaşlarını silmek için....

Bütün sevdiklerinize ithafen şunları göz önünde bulundurun:

Eğer bu sabah hastalıklı değil de sağlıklı uyanmış iseniz, bir hafta sonrasını göremeyecek olan bir milyon insandan daha şanslısınız.
Bir savaş tehlikesi ile işkence görmek ihtimali ile sağ kalma korkusu ile karşı karşıya değilseniz,500 milyon insandan daha iyisiniz.

Buz dolabınızda yiyeceğiniz, üzerinizde elbiseniz ve başınızı sokup uyuyabileceğiniz bir eviniz varsa, dünyadaki insanların çoğundan daha zenginsiniz.

Bankada ve cüzdanınızda para varsa, dünyanın en imtiyazlı % 8'i arasındasınız.

Anneniz, babanız sağ ise ve boşanmamışlarsa, siz bu dünyada nadir kişilerden birisiniz.

Bu yazıyı okuyabiliyorsanız bu demektir ki; okuma yazma bilmeyen 2 milyar kişiden biri değilsiniz.

Paraya ihtiyacın yokmuş gibi ÇALIŞ.
Kimse seni üzmemiş gibi SEV.
Kimse seni seyretmiyormuş gibi DANS ET.
Kimse seni dinlemiyormuş gibi ŞARKI SÖYLE.
Cennet dünyada imiş gibi YAŞA.
 
, hiç yazılmadın ayrılığın satırlarına.
Hiç durmadı...doğan günün şafağına karşı yüreğin...

Sen, hiç aldanmadın esen rüzgara.
Gerçeğin adı...
Sen, hiç yalan olmadın...


Şimdi bakıyorsun resimlere,
Tıpkı bakar gibi güneşine ikindinin...
Neler aldı götürdü senden, saçlarındaki o dalgalar...
Bir bilsen...
Artık uzak sana sesimdeki diz çöken yankı
Duysan bile inanma sakın,
Ve şimdi ardıman,
Unuttuğun yerde kalıp, dönüşün umudunu,
Bir dilek tut kainata inanıyorsan
Adını nergis koy, korkma erguvan koy.
İstersen içinde sakla, aldat kendini
Aldan...ve tükendikçe,
O büyük yalan...
İstersen sussun dudakların,
Ağrıyan bir tövbenin gölgesine.
Bil ki, bundan böyle
Değiştiremezsin artık hiç bir yazılanı...
Değiştiremezsin artık...hiç bir yalanı...


Bilmezsin,
Kaderimi ayakta tutandır sana yorgunluğum.
Bak yine,
Omuzlarıma vurdu batan güneşin sanıcısı.
Yüreğimde adı konulmamış volkanlar...
Uyku bile gözüme, yağmura bürünüp yağar...
Sabah, duman kokusuyla uyanırım hatıraların.
Keskin "adın" gibi,
Ve ölüm tadında doğar öksürüklerim.
İşte böyle...
Bir dilek tut kolaysa şimdi.
Adını "sen" koy istersen.
İstersen...adını ben koyayım...
Değişmez nasıl olsa sitemin tadı.
Zaten ne de,
Feleğe bir yakarıştır, acıyıp gülmen...
Ve öfkelendikçe tükenen, imrenen kendine...


Ama ben, azaldım zaman çaldıkça senden.
Bilmedin ki, ömür bittiğinde ayrılıkta çeker gider.
Dileyemezsin sabahı,
Bilmedinki, en büyük düşmanidir kara toprak sevdanin.
Bilmedinki, unutan sen değildin aslında...
Unutan...yazıldığım satırlardı...
Sen...hiç yazılmadın zaten...
Çünkü biliyordun tüm yalanları...
Çünkü sen,
|||Hiç yalan olmadın...||||