Yaramaz çocuklarımıza yaklaşım tarzımız

PeLiNiM

Yeni Üye
Üye
Yaramaz çocuklarımıza yaklaşım tarzımız
Annelerin derdi bitmez.
Özellikle çocuklar yaramazsa işte o zaman anneler için hayat hiç çekilmez.Yaramaz çocuk değil de esas konu saldırgan çocuk aslında.Çocuğu saldırgan olan anneler bu konudan oldukça dertli.Çocuklar neden saldırgan olur, neden bir çocuk sürekli etrafında bulunan diğer insanlara saldırma gereği duyar, gerek arkadaşlarına gerekse ailesine neden saldırır ?
Çocuğu saldırganlık eğilimi gösteren annelere birkaç öğüt !


Çocuğunuz çok mu yaramaz ya da çocuğunuza nasıl davranmanız gerektiğini bilemiyor musunuz ? kimi zaman çekilmez olsa da yaramazlık yapan çocukların daha zeki olduğu öteden beri söylenmektedir.ama siz çocuğum zeki deyip onun bu davranışlarına göz yumamazsınız.herşeyin çözümü olduğu gibi yaramazlık yapan çocukların da çaresi var.
Yaşıtlarına ya da anne babasına vuran, saldırgan davranışlar gösteren çocuklar, bu tutumu sürekli hale getirirse, bir uzmana başvurmak gerekiyor. Ancak, bu davranışların tek sorumlusu çocuğun kendisi değil. Bazen anne baba da farkında olmadan, çocuğun saldırgan ve yaramaz tavırlar göstermesini pekiştiren hareketlerde bulunabiliyor. Uzmanlar, aşırı yaramazlığın zeka değil, hiperaktivite belirtisi olduğunun altını çiziyorlar.
Bazı anne babalar çocuklarının yaramazlıklarını önlemek için aşırı katı kurallara başvururken, bazı aileler ise bunun zeka göstergesi olduğunu düşünerek, üzerinde durmuyorlar. Peki, doğru davranış modeli nasıl olmalı? Memorial Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Uzmanı Dr. Ayten Erdoğan, çocuklarda aşırı saldırgan davranışları önlemek için neler yapılabileceği ile ilgili bilgi verdi.
Çocuklarda arkadaşlarına veya aile bireylerine vurma şeklinde davranışlar sık görülür ve genellikle kendisine ilgi çekmeye çalışıldığı durumlarda ortaya çıkar. Saldırgan davranışların ne düzeyde olduğu önemlidir; çocukta bu davranış sürekli biçimde, yaşıtlarına karşı ve sosyal ortamlarda da oluyorsa, önemlidir. Bir-bir buçuk yaşındaki çocuklar kendi hareket kabiliyetlerini keşfettikçe, ellerindeki eşyaları fırlatıp atmaya meraklı hale gelebilir, etraflarındaki eşyalara veya bireylere vurarak oyun yaptıklarını düşünebilirler. Bazı yetişkinler çocuğun bu davranışını gülerek karşılar veya teşvik edici davranabilirler. Böylece, yetişkinler yaptıklarının bazen bilincinde olarak, bazen de farkında olmadan çocuğu etrafındaki kişilere vurmaya, bunu bir oyunmuş gibi algılamaya teşvik ederler.
Hareketlilik ile zeka düzeyi arasında herhangi bir bağlantı yok. Aşırı hareketlilik en sıklıkla ailenin sınır koymaması sonucu, çocukların nerede durulması gerektiğini öğrenememesi durumunda (halk arasında şımarık denen çocuklarda) görülür. Ayrıca, çok hareketli çocukta bizim ‘dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu’ dediğimiz sorun da söz konusu olabilir. Ama o çocukların zekaları aynı diğer çocuklar gibi büyük oranda normal olmakla birlikte, onlarda görülen oranda geri veya ileri de olabilir. Yani; yaramaz çocuğun zeka yönünden normal çocuktan farkı yoktur. Amaçsız hareketlilik zeka geriliği olan veya otistik çocuklarda sık görülür.
Üstün zekalı çocuklarda, amaçsız hareketlilik değil; keşfetme, merak etme, araştırma, anlamaya çalışma gibi amaçlı hareketlilik görülebilir. Bu çocuklarda neden sonuç ilişkisi kurma, söyleneni kavrama iyi geliştiği için ailenin ve büyüklerin koyduğu sınırları kolay kabullenir.
Yaptıklarının sonucunu hesap etme yetenekleri, sosyal becerileri, zekaları nedeni ile daha gelişmiş olduğu için toplum içinde uyumsuz hareketleri çok gözlenmez. Dikkat süreleri uzun olduğu ve dürtüsel olmadıkları için ilgilendikleri konu üzerine odaklanıp, uzun süre aynı konu ile meşgul olabilirler. Ailenin sınır koymaması, şımartmasından kaynaklanan yaramazlıklarda çocuk ailesinin yanında olmadığı başka ortamlarda, başka kişilerleyken söylenenleri dinler, evdeki hareketleri orada yapmaz. Okula, kreşe giden çocuklarda, ‘evde çok yaramaz, okulda çok sessiz’ denen çocuklar, genelde evde her isteği yapılıp, sınır koyulmayan çocuklardır.
Bazen şımartma çok aşırı derecede olduğunda ve kurallar hiç öğretilmediğinde ise, çocukta her ortamda istediği davranışları kuralsız sergileme gözlenebilir. Dürtülerini kontrol etmeyi öğrenmedikleri için akıllarına geleni anında yapmak isterler, bir istekten bir isteğe atlarlar. Yaramazlıkta en çok ayırt edilmesi gereken; çocukta hiperaktivite olup olmadığıdır. Bu durumda çocuk, aile ve büyükler sınırları koysa da ve çocuk bunları uygulamak istese de, uygulayamaz, elinde olmadan düşünmeden hareket eder, başına çok iş getirir.
Bu gibi durumlarda, ailenin gözünün devamlı çocuğun üzerinde olması gerekir. Ayrıca, istediği halde kurallara uyamadığı için ailenin ve öğretmenin tepkilerini çektiğinden çocukta; moral bozukluğu, depresyon gelişebilir. Dikkat süreleri kısa olduğu için ilgilendikleri konu üzerine odaklanamazlar, sık sık ilgilendikleri şey değişir.
Çocukların anlaşmazlıklarında öncelikle araya girmeden kendilerinin halletmesini beklemek, çocukların sosyal ilişkilerde problem çözme becerilerinin gelişmesi açısından faydalıdır.
Ancak; vurma, ısırma, saç çekme gibi davranışlar olduğunda, anında müdahale ederek bu davranışların yanlış olduğunun kesin bir dille uyarılması gerekir. O davranışları göstermek yerine; anlamayacağı düşünülse bile isteğini belirtebileceği, karşısındaki arkadaşının da istekleri olduğu, eğer yaşıtları ile oynamak istiyorsa bazen kendi isteklerinin olmayacağını anlatmak faydalı olur. Çocuk bir seferde bunu anlamasa da, ailenin her seferinde aynı tutarlı tavrı göstermesi ve çocuğun saldırgan davranışların onaylanmadığını görmesi sonucu, çocuk bir süre sonra bu davranışları kullanmayı bırakır.
 
Geri
Üst