idarenin genel nitelikleri ve TC devletinin idari kuruluşları

*MeleK*

♥Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım♥
idarenin genel nitelikleri ve TC devletinin idari kuruluşları
tc nitelikleri türkiye cumhuriyetinin nitelikleri yetki genişliği ilkesini kim kullanır yetki genişliği ilkesi nedir türkiye cumhuriyetinin ve yönetim yapısı
GİRİŞ

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası idareyi, yürütme bölümü içinde düzenlemiştir. Anayasamıza göre, yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir. İdare devletin yürütme organı içinde yer alır.Yasama ve yürütme organlarının almış olduğu kararlar, ülkenin her yanında örgütlenmiş olan idare tarafından yerine getirilir.



İDARENİN GENEL NİTELİKLERİ :

a. İdarenin, başlı başına bir varlık olması :

İdarenin amacı kamu hizmetlerini yerine getirmektir. Bu görevini yerine getirecek şekilde gerekli tüm maddi, manevi ve insani unsurlara sahip olacak şekilde teşkilatlanmış olup, tüzel kişiliğe sahiptir. Yurdumuzun her yerinde idarenin kuruluş ve elemanları ile karşılaşmak mümkündür. Genelde Devlet işleri olarak vasıflandırabileceğimiz kamu hizmetleri, idarenin "memur" diyebileceğimiz görevlilerince yerine getirilir.

b. İdarenin bütünlüğü ve birliği esası :

İdari kuruluşların, mal varlığı, personeli ve yerine getirdiği hizmetler çok ve çeşitli olmasına rağmen birlik ve bütünlük arz eder. İdarenin organları belli bir hiyerarşik yapı içerisinde en üst kademesinden en alt kademedeki memuruna kadar, bir makinanın parçaları gibi uyum içinde çalışır. Türkiye Cumhuriyeti tekçi ve merkezci, basit bir devlet yapısına sahip olduğundan gerek teşkilat, gerekse yetkileri bakımından birlik ve bütünlük içinde olmak zorundadır. Birlik ve bütünlükten amaç, kuruluşların tıpa tıp, birbirine benzemesi anlamına gelmez. Her ünite ihtiyaçlara cevap verecek, kamu hizmetini en verimli şekilde yerine getirecek şekilde kurulup, konuşlandırılır. Görev ve yetkileri de bu esasa göre tayin edilir.

c. İdarenin teknik ve objektif (tarafsız) olması:

İdare, bütünü ile siyaset dışı, teknik faaliyet ve hizmetlerde görevlidir. Bu hizmet ve faaliyetleri yerine getirirken vatandaşlar arasında asla farklı uygulama yapılması düşünülemez. Kamu hizmetlerinden herkes siyasi, dini veya etnik kökenine bakılmaksızın eşit olarak faydalanırlar. İdarenin objektifliğinden (tarafsızlığından) amaç budur.

İdari faaliyetler yerine getirilirken adama göre iş değil, işe uygun elemanlarla hizmetin yerine getirilmesi işin, teknik yönünü ifade eder. İşin, hizmetin özelliğine göre, o dalda yetişmiş, uzmanlaşmış, ehil personel eliyle yürütülmesi verimlilik açısından son derece önem arz eder.

ç. Kanunilik ilkesi :

Kamu idaresinin en önemli özelliklerinden biri de "Kanunilik İlkesi"dir. Bu ilke gereğince kamu (idari) kuruluşları kanunla kurulur. Kamu tüzel kişileri kanunla veya kanunun açıkça yetki verdiği durumlarda idari kararla kurulur. İdarenin tüm faaliyet, eylem ve işlemleri yasaya dayanmak zorundadır. Anayasanın sekizinci maddesi yürütme görevinin Anayasa ve yasalar çerçevesinde yerine getirileceği kuralını koymuştur.

İdarenin eylem ve işlemlerini sadece yasaya dayandırması yeterli değildir. Gerçek anlamda buna uyması ve yasalara saygı göstermesi gerekir. Yasaları biçimsel olarak uygular görünmek, keyfiliğe neden olur ve onu uygulayanın sorumluluğunu gerektirir.

İşte idarenin kanunla veya kanunun açıkça yetki verdiği durumlarda idari kararla kurulmasına, idarenin tüm eylem ve işlemlerinin yasalara uygun olmasına "Kanunilik İlkesi" denmektedir.



İdarenin Hukuka Bağlılığı :

Demokratik düzenin egemen olduğu ülkelerde, yönetimin hukuka bağlılığı benimsenmiştir. İdarenin hizmet sınırlarını kanunlar belirlemiştir.

Hukuk devletinde, devlet yalnız kuralları koyan bir varlık değil, aynı zamanda koyduğu kurallara da bağlı olan onlara titizlikle uyan bir varlıktır.

Bu kısa açıklamadan sonra "Hukuk devleti"nin özelliklerini şu şekilde sayabiliriz :

a. Demokratik bir sistemin mevcudiyeti,

b. Kuvvetler ayrımının mevcut olması,

c. Halkın hür iradesiyle kabul edilmiş bir anayasanın mevcudiyeti ve kanunların Anayasaya uygunluğunun denetlenebilmesi,

ç. Temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmış olması,

d. İdarenin hukuka bağlı olması (Yasal yönetim)

e. İdarenin her türlü eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olması.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN YAPILANMASINI ETKİLEYEN ANAYASAL İLKELER

a. Sosyal Devlet Anlayışı :

Sosyal devletin ana öğeleri; ulusal gelirin adaletli dağılımını sağlamak, temel hak ve hürriyetlerin gerçekleşmesi için maddi olanak sağlamak, bireyleri sosyal güvenliğe kavuşturmaktır.

Bu kavramdan genel olarak kişilerin sosyal durumlarını iyileştirmeyi, onlara insanca bir yaşayış düzeyi sağlamayı, onları sosyal güvenliğe kavuşturmayı kendisi için ödev bilen devlet anlayışıdır.

b. Laiklik :

Genel olarak laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Anayasa din özgürlüğünü korumak, kötüye kullanılmasını önlemek için önlemler almıştır. (md.14,24)

c. Merkezden Yönetim İlkesi :

İdari hizmetlerin merkezde toplanması ve bu hizmetlerin merkez ve merkez hiyerarşisi içinde yer alan örgütlerce yürütülmesidir.

ç. Yerinden Yönetim İlkesi :

Siyasal ya da idari gereksinmeler bazı kamu hizmetlerinin, merkez yönetiminin dışında yer alan ayrı tüzel kişilikleri bulunan kuruluşlara verilmesini zorunlu kılmıştır. Yer yönünden olanlara "yerel yönetim kuruluşları" denir. İl özel idaresi, belediye ve köyler yerel yönetim kuruluşlarıdır.

Hizmet yönünden olanlara gelince bunlara "Hizmetsel Yönetim Kuruluşları"da denir. Bu kuruluşlara örnek olarak Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu ile iktisadi devlet teşekkülleri örnek olarak gösterilebilir.

Hizmetsel yönetim kuruluşlarından biride özel bir kümeyi oluşturan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır. Buna Ticaret ve Sanayi Odaları ile Baroları örnek olarak verebiliriz.

d. Yetki Genişliği İlkesi :

Yetki genişliği ilkesi, merkezden yönetimin yumuşatılmış bir biçimidir. Yetki genişliği ilkesi ile genel yönetimin taşra kuruluşlarında bulunan yüksek kamu görevlilerine belli konularda kendiliğinden karar alma ve uygulama yetkisi tanınır. Yetki genişliğinde kararlar merkez yönetimi adına, merkez yönetimin taşradaki görevlisi tarafından alınmaktadır.

Anayasamız, illerin yönetiminin yetki genişliği ilkesine dayanacağını belirtmiştir.

Örneğin; valinin bakan adına, belli konularda kendiliğinden karar alıp uygulaması.

e. İdarenin Bütünlüğü İlkesi :

Tekçi ve merkezci bir devlette, idarenin bütünlük göstermesi zorunludur. Anayasanın 123 ncü maddesinde idarenin bütünlüğü ilkesine yer vermiştir. "İdare, kuruluş ve görevleri ile bir bütündür ve kanunla düzenlenir." İdarenin gerek kuruluş ve görevleri yönünden bütünlüğü hiyerarşi ve idari vesayet olarak adlandırılan belli başlı iki hukuki araç ile gerçekleştirilmektedir.



İDARİ KURULUŞLAR

a. TC nin İdari Yapısı :

İdari örgütler, anayasaya göre ya yasa ile ya da yasanın verdiği yetkiye dayanılarak idari bir işlemle kurulurlar. Bir kamu kuruluşunun ortaya çıkması her zaman, yasal bir dayanağa gerek gösterir.

Ülkemizde bulunan yönetsel kuruluşlar, genel çizgileriyle aşağıda gösterilmiştir.

(1) Genel İdari Kuruluşlar :

Devletin ana idari yapısını oluşturan kuruluşların tümüne genel idare yahut merkezi idare kuruluşları denir.

Genel idarenin merkez teşkilatı, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar Kurulu ve Bakanlıkları içine alır.

Merkezi idarenin üstlendiği kamu hizmetlerinin tüm ülkeye yayılması genel idarenin taşra teşkilatı olan il, ilçe ve bucak idareleri eliyle olmaktadır. Bunlara "mülki idare kademeleri"de denir.

(2) Yerinden Yönetim Kuruluşları :

(a) Yerel Yönetim Kuruluşları (Mahalli İdareler ):

Yerel yönetim kuruluşları "il özel yönetimi", "belediye yönetimi","köy yönetimi"dir.

(b) Hizmet Bakımından Yerinden Yönetim Kuruluşları :

Hizmet bakımından yerinden yönetim kuruluşları; üniversiteler, TRT, Emekli Sandığı, İktisadi Devlet Teşekkülleri vb.dir.

(c) Kamu Meslek Kuruluşları :

Kamu Meslek Kuruluşları; Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Borsaları, Tabip Odaları, Mimar ve Mühendis Odaları, Eczacı Odaları, Ziraat Odaları, Noter Odaları Barolar vb.dir.

b. Genel İdarenin Merkez Teşkilatı :

(1) Kavram :

Devletin ana idari görevleri "Genel idare" yahut "Merkezi idare" denen kuruluşlar tarafından yürütülür. Genel idarenin merkez teşkilatı, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar Kurulu, Bakanlıklardan oluşur. Genel idarenin merkez teşkilatına "başkent teşkilatı" da denir.

(2) Ana Kuruluşlar :

(a) Cumhurbaşkanı :

Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk milletinin birliğini temsil eder. Anayasanın uygulanmasını devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. (Anayasa md.104)

(b) Başbakan ve Bakanlar Kurulu :

Başbakan, Bakanlar Kurulunun başkanı olarak Bakanlıklar arasında işbirliğini sağlar ve hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetir. (Anayasa md.112)

Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur. (Anayasa md.109)

(c) Bakan ve Bakanlıklar :

Genel idarenin üzerine aldığı kamu hizmetleri, konularına göre Bakanlıklar biçiminde teşkilatlandırılmışlardır.

c. Merkezi Yardımcı Kuruluşlar :

Hükümete ya da bakanlıklara görevlerinde yardımcı olmak, belli konularda görüş bildirmek, ya da denetimde bulunmak üzere çeşitli birimler kurulmuştur. Bunlar Danıştay, Sayıştay, Devlet Planlama Teşkilatı, Milli Güvenlik Kurulu, Devlet Denetleme Kurulu, Diyanet İşleri Başkanlığıdır.

d. Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatı :

(1) Taşra Teşkilatının Genel Yapısı :

Merkezi idare üzerine aldığı kamu hizmetlerini, hizmetin gereklerine, ekonomik ve toplumsal koşullara, ülkenin coğrafya durumuna göre yürütmek, hizmetleri halka götürmek için taşrada başka bir deyişle başkent dışında teşkilatlanmıştır. Bunlar iller, ilçeler ve bucaklardır. Yine Anayasamızın 126 ncı maddesinde kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyumu sağlamak amacıyla birden çok ili içine alan merkezi idare teşkilatı kurulabileceğinden söz edilmektedir. Bu amaçla çıkartılan 71 sayılı KHK. ile Türkiye 8 bölgeye ayrılmış ve bölge valilikleri kurulması öngörülmüştür. Ancak KHK. TBMM tarafından reddedilmiş ve uygulamaya konulmadan yürürlükten kaldırılmıştır. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde kurulmuş bulunan OHAL Bölge Valiliği Anayasanın 126 ncı maddesinin 3 ncü fıkrasına istinaden kurulmuştur.

(2) İl Genel İdaresi :

Halen il idarelerini düzenleyen yasa 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunudur. Bu kanuna göre, il idaresi üç bölümden oluşur. Bunlar vali, il idare şube başkanları, il idare kuruludur.

(a) Vali :

İl yönetiminin başı olan vali, ilde devletin, hükümetin ve ayrı ayrı her bakanlığın temsilcisidir. Vali illeri yetki genişliği ilkesine göre yönetir. İlde kamu düzeninden, emniyet ve asayişten birinci derecede sorumludur. Bu amaçla bütün kolluk güçlerinden ve olağanüstü durumlarda askeri birliklerden yararlanır. Vali, genel ve özel kolluk kuvvetlerinin mülki amiridir. Valiler mülki görevi olan uzman jandarma çavuşlara sicil verirler (Uz.J.Kan. md.13). İlde Jandarmanın mülki (idari) görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmesi için vali tarafından soruşturma izni verilmesi gerekir.

(b) İl İdare Şube Başkanları :

İldeki genel idare kuruluşlarının başında bulunan yüksek memurlara "İl İdare Şube Başkanları" ya da "İl Müdürü" denilmektedir. Bunlar valinin emri altındadır, görevlerinden valiye karşı sorumludurlar. ilde bulunan idare şube başkanları; defterdar, jandarma komutanı, emniyet müdürü, milli eğitim müdürü, sağlık müdürü, bayındırlık müdürü, tarım müdürü gibi görevlilerdir.

(c) İl İdare Kurulu :

İlde valinin başkanlığında hukuk işleri müdürü, defterdar, milli eğitim müdürü, sağlık müdürü, bayındırlık müdürü, tarım müdürü ve veteriner müdüründen oluşur. İl idare kurulu, idari alanda valiye yardım eden bir kuruldur.

(3) İlçe İdaresi :

Mülki idare bölümünden ikincisi ilçelerdir. Her ile bağlı birden çok ilçe vardır. İl merkezi ile, bir ilde hiçbir ilçeye bağlı olmayan bucak ve köylerin oluşturduğu birime de merkez ilçe denir. Merkez ilçeler vali tarafından idare edilirler.

İlçe idaresi; kaymakam, ilçe idare şube başkanları, ilçe idare kurulundan oluşur.

(a) Kaymakam :

İlçe yönetiminin başı kaymakamdır. Kaymakam görevlerini valinin gözetimi ve denetimi altında yapar. ilçede kamu düzeninden, emniyet ve asayişin sağlanmasından, ilçede dirlik ve düzenden kaymakam sorumludur. Bütün kolluk güçleri ilçede kaymakamın emri altındadır. kaymakam kolluğun mülki amiridir. Kaymakamlar mülki görevi olan uzman jandarma çavuşlara sicil verirler (Uz.J.Kan. md.13). İlçede Jandarmanın mülki (idari) görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmesi için kaymakam tarafından soruşturma izni verilmesi gerekir.

(b) İlçe İdare Şube Başkanları :

İlçe idaresi içinde yer alan kuruluşların başında bulunan yöneticilere ilçe idare şube başkanları denir. ilçe idare şube başkanları; jandarma komutanı, emniyet amiri, mal müdürü, hükümet tabibi, veteriner, ziraat mühendisi, milli eğitim müdürü gibi memurlardır.

(c) İlçe İdare Kurulu :

İlçe İdare Kurulu : Kaymakamın başkanlığında yazı işleri müdürü, mal müdürü, hükümet tabibi, milli eğitim müdürü, tarım müdürü ve veterinerden oluşur.

İlçe idare kurulunun görevleri, esas itibariyle il idare kurulunun görevlerine benzemektedir. Bu kurul kaymakama yardımcı olmakta ve kendisine verilen bazı idari görevleri yürütmektedir.

e. Yerinden Yönetim Kuruluşları :

(1) Genel Esaslar :

Ülkemizde yerel nitelikli birçok hizmetlerin görülmesini sağlayan ve demokratik yaşamın bir parçası olan yerel yönetim kuruluşları "il özel idaresi", "belediye idaresi" ve "köy idaresi" olmak üzere üçe ayrılır.

Yerel yönetim kuruluşlarının en önemli özelliği, tüzel kişilikleri olması ve karar organlarının seçimle iş başına gelmeleridir. Yerel yönetim kuruluşlarına mahalli idareler de denilir. Özerk kuruluşlardır.

(a) İl Özel İdaresi ve Belediye :

(I) İl Özel İdaresi :

Taşınır ve taşınmaz malları olan belli ve sınırlı görevleri yürütmekle yükümlü bir tüzel kişiliktir. Yasa ile il özel idaresine verilen görevler, devletin idari görevleri kadar yaygın ve çeşitlidir. Bunlar; bayındırlık, eğitim ve öğretim, tarım, sağlık, sosyal yardım, ticaret ve iktisat alanlarına yayılmıştır. Sonradan çıkarılan yasalarla bu görevlerin çoğu genel idareye geçmiştir. İl Özel İdaresinin organları; il genel meclisi, il daimi encümeni ve validir. İl genel idaresinin başı olan vali, aynı zamanda il özel idaresinin de başı ve yürütme organıdır. Bu durum özerkliği azaltmaktadır.

(II) Belediye :

Tüzel kişiliği olan belediye idaresinin üç organı vardır. Bunlar; belediye meclisi, belediye encümeni ve belediye başkanıdır. Belediyeler, son nüfus sayımına göre nüfusu iki binden çok olan yerler ile, nüfusuna bakılmaksızın il ve ilçe merkezlerinde kurulur. Belediyelere imar, sosyal yardım, ekonomik,sağlık ve belediye zabıtası alanında yerel nitelikli birçok görevler verilmiştir. Belediyeler özel kolluk gücü olan belediye zabıtasına sahiptir.

(b) Köy İdaresi :

Nüfusu 2.000'den az olan yerleşim birimlerine köy denir. Nüfusu 150'den aşağı olan yerleşim birimleri en yakın bir köye bağlanabileceği gibi vali veya kaymakamın emri ile köy kanununun bazı hükümlerini de uygulayabilirler. Bu şekilde bir düzenleme yoksa bu yerleşim birimleri geleneklerine göre işlerini yürütürler. Nüfusu 150den çok olan köylerde köy idaresi kurulur.

(I) Muhtar :

Köy idaresinin başı olan muhtar, köy derneği tarafından seçilir. Muhtar seçiminde siyasi partiler aday gösteremez. Muhtarların görev süresi (5) yıldır.

Muhtarın devlet işlerine ilişkin görevleri :

Köy içinde kamu düzenini korumak.

Salgın ve bulaşıcı hastalıkları günü gününe hükümete bildirmek ve bu gibi konularda önlemler almak.

Nüfus ve nikah işlemlerinin kaydını tutmak ve bu işlemleri ilgili nüfus memuruna bildirmek.

Askerlik çağına gelenleri ilgili şubeye yollamak, askeri firar, bakaya, yoklama kaçaklarını hükümete haber vermek.

Köy çevresinde görülen eşkıya ve çapulculuk olaylarını hükümete haber vermek. Gerekirse köy korucusuna veya kaymakamın iznini almak koşuluyla, gönüllü korucular oluşturarak eşkıya ve çapulcuları yakalatmak, bunlardan köyü ve köylüyü korumak.

Köylünün ırz, can ve malına el uzatan, yasa ve nizamlara karşı gelenleri köy korucusu ve gönüllü koruculara yakalatmak ve ilgili makamlara teslim etmek.

Mahkemelerden gelen çağrı ve kararları ilgililere bildirmek (tebliğ etmek) mahkeme ve kolluk görevlilerine işlerinde kolaylık sağlamak.

İhzar, tutuklama, yakalama müzekkerelerinin kollukça yerine getirilmesi için gerekli yardımı göstermek.

Kendisine iletilen ihbar ve şikayetleri kovuşturmak ve ilgili makamlara duyurmak.

Bunların dışında 100 aşkın yasayla muhtara çeşitli görevler yüklendiği belirtilmektedir.

Muhtarın işleri ile ilgili faaliyetlerinde de buyruklarına karşı gelenler, devlet memurlarına karşı koyanlar gibi ceza görürler. Sorumlulukları bakımından, görevleri ile ilgili suç işlediğinde Memurların Yargılanması Hakkında Yasaya göre haklarında soruşturma yapılır.

Köy muhtarının köy tüzel kişiliği ile ilgili karar ve uygulamaları kaymakamca denetlenir. Gerekirse kaymakam bu kararları bozabilir. Bunun yanı sıra muhtar uyarılır. Uyarıya aldırmayan muhtar, il ya da ilçe idare kurulu kararıyla görevden uzaklaştırılır.

(II) Köy İhtiyar Meclisi :

İhtiyar meclisi, iki tür üyeden oluşur. Bunlardan biri seçimlik, diğeri doğal üyelerdir. İhtiyar meclisinin seçimlik üyeleri köy derneği tarafından tek dereceli ve çoğunluk usulüne göre seçilir. Bu seçimde aday gösterme, ya da adaylığını koyma yolu yoktur. Siyasi partiler de aday gösteremez.

İhtiyar meclisinde seçimle işbaşına gelen üyelerin sayısı köy nüfusu binden az olanlarda sekiz, binden iki bine kadar olanlarda onikidir. Bu üyelerin yarısı asil, yarısı da yedektir. Seçimler beş yılda bir yapılır.

Köy öğretmeni ve köy imamı ihtiyar meclisinin doğal üyeleridir.

(III) Köy Derneği :

Köy derneği, köyde bulunan kadın, erkek bütün seçmenlerin oluşturduğu bir kuruldur.

(IV) Köy İdarelerinin Personeli :

Köy idaresinde görev alan muhtarın dışındaki köy görevlileri şunlardır : İmam, köy korucusu ve köy katibidir.

(aa) Köy Korucusu :

Köy korucusu, köyde kolluk hizmetlerini yürütür. Muhtarın emri altındadır. Köy korucusu köy içinde herkesin canını, ırzını ve malını korumakla görevlidir. Köy Yasasına göre her köyde en az bir korucu bulunur. Eğer köy nüfusu 1000'den fazlaysa her beş yüz kişiye bir korucu daha tutulur. Korucular, ihtiyar meclisince tutulur ve muhtarın duyurması üzerine ilgili makamın onayı ile işe başlarlar. Köy muhtarının emri ve denetimi altında bulunan korucular, köy sınırı içinde ırz can ve mal güvenliğini sağlarlar. Ayrıca eşkıya ve çapulculara yalnız ya da kaymakamın veya valinin izniyle görevlendirilen gönüllü korucularla birlikte karşı koyarlar. Kolluk kuvveti kavramının zorunlu bir sonucu olarak silahlı bir devlet kuvveti olduğu açıktır. Köy Yasası özel bir kolluk olduğu için bu durumu ayrıca belirtmektedir. Silah ve mühimmatları hükümet tarafından ihtiyar meclisine belge karşılığı teslim edilir. Korucular silahlarını sürekli taşırlar ve Köy Yasasının 77 nci maddesinde belirtilen şekilde silah kullanabilirler. Korucuya karşı koyanlar jandarmaya karşı koymuş gibi cezalandırılırlar. Kıyafet ve silahları bir yönetmelikte belirtilmiştir.

(bb) Geçici Köy Korucuları :

Bakanlar Kurulunca tespit edilecek illerde, Olağanüstü Hal ilanını gerektiren sebeplere ve şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin köyde veya çevrede ortaya çıkması veya ne sebeple olursa olsun köylünün canına ve malına tecavüz hareketlerinin artması hallerinde valinin teklifi ve İçişleri Bakanlığının onayı ile yeteri kadar "Geçici Köy Korucusu" görevlendirilebilir. Bu şekilde görevlendirilen geçici köy korucularına görevleri süresince ödenecek ücret ile hizmetin bitiminde verilecek tazminat miktarı ile giyim bedelleri İçişleri Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca tespit edilir ve Maliye ve Gümrük Bakanlığı bütçesinin ilgili transfer harcamaları bölümünden İçişleri Bakanlığı bütçesine aktarılacak ödenekten bu bakanlıkça karşılanır.

Köy korcuları ve geçici köy korucularının görevde bulundukları süre içinde yaralanmaları, sakatlanmaları veya ölümleri halinde 2330 Sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Geçici köy korucusu da 442 Sayılı Köy Kanunun 77 nci maddesinde yazılı durumlarda silah kullanabilir.

(cc) Gönüllü köy korucuları

Köy muhtarı ve ihtiyar heyetince önerilen ve kaymakamın veya valinin oluru ile görevlendirilen koruculardır. Bunlar ürün zamanlarında ortaya çıkan eşkıya ve yağmacılara karşı köy ve köy halkını korurlar. (Köy Kan.md.74/1)
 
Geri
Üst